Evrenin Sesleri

Evrenimiz, sesin (enerjinin) nefes alan canlı senfonisidir. Yaşamın kökenleri ve dünyamızın yoğunluğu, Kutsal Ses aracılığıyla şekillenmiştir.

Eski Ahit’te Yaratılış Kitabı’nda “Ve Tanrı, Işık olsun diye buyurdu ve Işık oldu” yazar. Işığı yaratan ve tüm Yaradılışı meydana getiren şey Tanrı’nın söylediği ilahi sözlerdi.

Böylece Ses ve Işık, OmAhOm’un güçlü titreşimli rezonansları aracılığıyla Evrenimizi ve aslında tüm Kainatı harmonik olarak yaratmıştır.

Makalenin, “1. Bölüm: Evrenin Sesleri – Sesin İyileştirici Gücü” olan bu bölümünde şifa için ses ve sesle çalışma, OmAhOm anlayışını sizinle paylaşıyorum.

Sonrasında “2. Bölüm: Evrenin Sesleri – Rengin İyileştirici Sesleri” ile Sesin, Rengi nasıl oluşturduğuna ve şifa için renkle, OmAhOm ile nasıl çalışabileceğimize dair daha derin bir anlayışı sizinle paylaşacağım.

Ses nedir?

Her an bir ses denizinde yıkanmaktayız, her şey sestir!

Her şey, atom altı parçacıklardan Güneş’in etrafında dönen gezegenlerden Galaksiye kadar her şey atom altı parçacıklardan itibaren titreşmektedir ve sesi yaratan da bu titreşim örüntüleridir. Titreşim dalgacıkları “dalgalar” gönderir ve bu enerji dalgaları “frekans” cinsinden ölçülür.

Frekans (veya bir saniyedeki ses dalgaları), “hz”(hertz) cinsinden ölçülür.

Örneğin, bir sesin ölçümü 100 hz ise bu, sesin saniyede “100” dalga oluşturduğu anlamına gelmektedir. Veya bir sesin ölçümü 300 hz ise bu, sesin saniyede “300 dalga” oluşturduğu anlamına gelmektedir. Ses dalgaları, saniye başına ne kadar fazlaysa ses o kadar yüksek olur; tam tersine ses dalgalarının sayısı saniye başına ne kadar düşükse sesin yüksekliği o kadar düşük olur.

Her şey ses tarafından yaratılsa da insan kulağı tüm sesleri duyamaz. İnsanlar genel olarak 20 hz ila 20 bin hz arasındaki sesleri duyabilirler (ancak yaşlandığımızda bu aralık azalır; yetişkinlerin çoğu yalnızca 13 bin ila 15 bin hz aralığına kadar olan sesleri işitir).

20 hz’nin altındaki sesler infrason olarak bilinir ve 20 bin hz’nin üstündekiler ise ultrason olarak bilinir. Pek çok hayvanın ultrasonları (Köpekler 45 bin hz’ye kadar, kediler 64 bin hz’ye kadar, yarasalar 110 bin hz’ye kadar, balinalar 123 bin hz’ye kadar ve yunuslar 150 bin hz’ye kadar) ve infrasonları (filler yaklaşık 16 hz’ye kadar) tespit etme yeteneği vardır.

Aşağıda kendi aralığınızı test edebilirsiniz. Bunun için testi yaparken kulaklık kullanmanız iyi olacaktır.

Harmonikler – Sesin hareketi

Ses, dalgalar halinde hareket ettiği zaman (hz cinsinden ölçülür), bu dalgalar çevreyi harmonikler yoluyla etkiler.

Bir müzik aletinde herhangi bir nota çalındığında “temel” nota olarak isimlendirilir ve bu nota, duyduğunuz ilk ve en belirgin sestir. Bununla birlikte bu sesin titreşim hızı aynı zamanda diğer çok sayıdaki notanın harmonik olarak başlatılmasına da neden olur. Bu nedenle tek bir nota çaldığınızda o sesin içinde aynı anda çalan pek çok nota, yani harmonikler gizlidir. 

Harmonikleri anlamanız için piyanodan yararlanacağım (herhangi bir müzik aletini seçebilirdim, ancak piyano harmonikleri “görsel olarak” göstermek açısından en kolay olanıdır).

Piyanoda orta nota olan C’yi çaldığınızı düşünün. Klavyenin mükemmel bir şekilde akortlu olduğunu varsayarsak orta nota C’yi çaldığınız zaman, piyanonun arkasındaki çekiç, tele vurur ve telin saniyede 256 kez titreşmesine neden olur; bu şekilde 256 hz ses, yani müzik notası C oluşur.

Ancak ses hakkında çok daha fazlası bulunuyor. 256 hz’deki C notasını çaldığınızda telin titreşimleri, ortama ses dalgaları gönderir ve C notasının telini tam olarak bir oktav yukarısını, 512 hz’deki C notasını harmonik olarak titreştirir (bir oktav yukarısı, hertz frekansını ikiye katlar). Ama burasıyla sınırlı kalmaz ve bir oktav yukarıdaki sırada bulunan tel de titreşir (1024 hz’deki C) ve bir üstteki (2048 hz’deki C)… ve bu süreç sonsuza dek devam eder. Kişinin çaldığı tek bir notadan (temel nota denir) yayılan tüm bu müzik notalarına temel notanın harmonikleri denir. Aşağıdaki resmi inceleyin. 

Harmonikler, duyduğumuz sesleri şekillendirir (farklı müzik aletler, farklı armonik sesleri büyütür; her ne kadar hepsi çalınıyor olsa da), bu nedenle farklı sesler üretilir ve müzik aletlerinin benzersizliği buradan gelir. Müzik aletlerinin temel notası ve harmonikleri “tını” olarak isimlendirilir.

Temel notanın çalınmasıyla birlikte yankılanan pek çok başka harmonikler de vardır ve bunlar, temel notanın fibonacci oranları olarak hesaplanabilir. Ancak burada tüm detaylara girmeyeceğim… Bunlar, bu yazı için biraz karmaşık şeyler (yine de ilgileniyorsanız bunu Crystal Light Healing® eCourse’da ele alıyorum). Bununla birlikte burada belirtmek istediğim nokta, harmoniklerin büyülü özelliklerinden dolayı temel bir nota çaldığınızda TÜM seslerin sonuçta harmonikler aracılığıyla çalınmasıdır. Bu, bir kalpten gelen “Ah” sayesinde yaratılışın ilkel “OM” sesine neden olur.

Ses Aracılığıyla İyileşme

İster bir müzik aletiyle ister sesimizle, bedenlerimizin hareketiyle… ses çıkardığımız zaman aslında diğer sesleri ya da notaları, sonsuz oktav seviyelerine kadar titreştiririz. Yani çıkardığımız ses, daha yüksek göksel seviyelerde rezonansa girer ve hatta tüm çok boyutlu yaradılış seviyelerinde ilahi olanlarla iletişim kurarız.

“Seni seviyorum” dediğimizde ve bunu saf bir niyetle söylediğimizde ses tellerimizden/ağzımızdan çıkan notalar ile yaratılan harmonikler, sonsuz bir oktav seviyesinde (hz’nin trilyonlarca olduğu yerde) daha da yukarı hareket eder ve hücresel titreşimlerimizi, kozmik seviyelere bağlar, yani ilkel “OM” ile birleştirir. Bu kozmik titreşimler daha sonra harmonik oktavlar aracılığıyla bize geri yansıtılır; kalplerimizi açar, DNA’mızı harekete geçirir, bilincimizi uyandırır ve en nihayetinde sağlığımızı, canlılığımızı ve iyilik halimizi geliştirir.

Tam tersi bir şekilde “Senden nefret ediyorum” derseniz, ortaya bir dizi harmonik nota çıkar (tırnaklarınızı, kara tahtaya sürtmek gibi), bu ise sonuçta size, enerji alanlarınızla uyumlu bir şekilde rezonansa girmeyen bir enerji ortamı yansıtır. Bu uyumsuz titreşimler, vücutta “rahatsızlık” olarak ortaya çıkabilir ya da duygusal veya zihinsel varoluş seviyelerinizle olan uyumsuzluğu besleyebilir.

Bunun anlamı, “Seslerinizin” ortamı şekillendiren ve gerçekliğinizi yaratan şey olmasıdır. Düşüncelerinizin, kendi kendinize konuşmanızın, yüksek sesle söylediğiniz şeylerin ve çıkardığınız tüm “seslerin” bilincinde olmanız, yaşamınızda yaratmak istediğiniz şeyin girdabıyla hizalanmanıza yardımcı olur. Odaklandığınız ya da “ses verdiğiniz” şey, en nihayetinde olduğunuz şeydir. Neyse ki dünyanızdaki bu titreşimleri her an, her nefeste değiştirme gücüne sahipsiniz; seçim sizin.

Güne başlamanın harika bir yolu OM’u üç kez seslendirmek (sesinizle ya da niyetlerinizle) ve bu sesi Dünya’ya yönlendirmek olacaktır. Dünyanın kalbi 128 hz’de titreşir (bundan daha karmaşık bir durum, ancak bunu Crystal Light Healing®’de derinlemesine irdeliyorum)… ve enerji, oktavlar halinde hareket ettikçe kalbinizi 256 hz’de açar ve sonuç olarak kalbinizi, Galaksinin Kalbine açar.

Lütfen Crystal Light Healing® uygulamasında aslında bir frekans bandında çalıştığımızı unutmayın: Dünyanın (Kalp) Kapısı (128 ila 136 hz), Kalp Çakrası (256 ila 272 hz) ve Kozmik (Kalp) Kapısı (512 ila 544 hz). Bu aralıklar, Solfej frekanslarını dikkate almaktadır; örneğin Kozmik Geçit, 512 hz ila 544 hz frekans bandında yankılanırken orta nokta ise 528 hz’dir (Dönüşüm, Mucizeler ve DNA onarımı için Solfej frekansıdır).

Yalnızca her gün Dünya’ya ses vererek kalbinizi sonsuz zekanın alanına (Eterik Alan) açar ve hayatınızı, kendiniz aracılığıyla Yaradılış SEVGİSİNİN bir ifadesi olarak yaşarsınız… hikayenizin/zihninize işlenmiş inançlarınızın sınırlandırılması olarak değil.

Her gün OM’u seslendirmek KOLAYDIR, bunu herkes yapabilir. Yatakta, duşta, işe giderken yapabilirsiniz. Bunu yapmayı sadece deneyin, yaptığınızda sağlığınızda, canlılığınızda ve iyilik halinizde derin değişimler yaşayacağınızı biliyorum.