Müziğin insanların kötü duygularına karşı koyabilmeleri ve diğer insanlar ile bağ kurabilmeleri için kullanıldığı tarihin başından bu yana biliniyor. Çünkü onun duygularımız üzerindeki güçlü ve ani etkileri, nörokimyasallarımızı arttırma kabiliyeti ile bir araya geliyor ve bu da iyi hissetmemize sebep olan endorfinin artmasını sağlıyor. Müzik şu anda dünya çapındaki pek çok rehabilitasyon programına eklenmektedir.

Müzik terapisi veya diğer adıyla aktif müzik terapisi yahut pasif müzik terapisi olarak değerlendirilebilen terapi, pek çok çalışmada hastalık veya bozukluklara sahip olan hastalarda hem motor hem de duygusal fonksiyonların iyileştirilmesinde umut vaadetmiştir. Şizofreniden tutun da Parkinson hastalığına kadar pek çok vakada, müziğin işin içine katılması, anksiyete ve depresyon semptomlarının bastırılmasını sağlamış, yaratıcılığı arttırmış ve hastalar ile bakıcıları arasındaki iletişimin daha iyi hale gelmesini sağlamıştır.

Müzik terapisi uzmanları, seansların bireylerin iyi hissetmesinde küresel bir etkisi olduğunu, bunun zihni etkileyen ilaçlara gerek bırakmadan gerçekleştirildiğini belirtiyorlar.

Müzik Terapisi Nedir?

Müzik terapisi, terapist ve hasta tarafından yapılan müzik emprovizasyonuna dayalı bir tedavi ve bazen birebir seanslar olsa da genel olarak grup temelli bir tedavi yöntemi. Aktif ve pasif olmak üzere iki farklı temel dalı bulunuyor, aktif müzik terapisinde pasif müzik terapisine göre terapist ve hasta arasında çok daha fazla ilişki bulunuyor çünkü pasif terapide hasta genellikle dinlenme halinde oluyor ve terapisti dinliyor.

Pasif terapide, terapist sakinleştirici bir müzik çalıyor ve hastayı huzur verici şeyler hayal etmesi, duygu ve duyuları ile iletişime geçmesi yönünde yönlendiriyor. Aktif müzik terapisi seanslarında ise hem terapist hem de hasta müzik enstrümanını, kendi seslerini ve hatta dans için bedenlerini bile kullanıyorlar.

Müzik terapisinde kullanılan müzik enstrümanları, olabildiğince çok duyuyu uyarmak üzere tasarlanmışlardır ve bunlar arasında dokunma, görme ve duyma bulunmaktadır. Her iki terapi türünde de müzik terapist tarafından manipüle edilmektedir ve böylece istenen duygular üzerinde çalışmak mümkün olmaktadır.

Müzik Terapisi Beyni ve Bedeni Nasıl Etkiler

Peki müzik terapisi stresi alma, depresyonu azaltma ve diğer negatif etkileri giderme konusunda nasıl etkili olur? Araştırmalar bireylerin daha iyi

hissetmelerini sağlamasının yanında şu etkilere sahip olduğunu belirtiyorlar:

kendini kabullenme
kendini ifade etme ve kişisel farkındalık
konuşmanın uyarılması
motor entegrasyon
aidiyet hissi
diğerleri ile ilişki kurmada daha başarılı olma
Binlerce yıldır süregelen müzik terapisi, sahip olduğu bu etkilerin bütünü ile çok sayıda konuda iyileşme sağlar.

Müzik Terapisinin Sağlığa 6 Faydası

Anksiyeteyi ve Stresin Fiziksel Etkilerini Azaltır

Southern Medical Journal adlı bilimsel yayında yayınlanan bir makalede, bireysel tercihler için pek çok farklı türde müzik bulunsa da, müziğin otonomik sinir sistemi üzerinde doğrudan psikolojik etkilerinin olduğu belirtiliyor. Müzik anında motor ve duygusal tepkiler verilmesini sağlayabiliyor.

Bir enstrüman çalındığında, onun ses ve dokunsal uyaranları, zihinsel rahatlamanın üretilmesine katkıda bulunuyor. Müzik şu anda pek çok farklı hastalık için doğal bir terapi olarak kullanılıyor ve fiziksel yahut bilişsel olarak engelli insanlar için bile faydaları görülüyor.

İyileşmeyi Hızlandırır

Müzik terapisinin hastanelerde kullanılmasının temel sebebi, testler ve prosedürlerden önce kaygını giderebilmesi. Terapinin kardiyak operasyonlardan önce kaygıyı azaltabildiği ve ameliyatın ardından hastaları rahatlattığı görülmüştür.

Müziğin stres hormonlarının düzeyini etkileyebildiği ve nörolojik, bağışıklık, solunum ve kardiyak fonksiyonların iyileşmesinde etkili olabildiği görülmüştür.

Parkinson ve Alzheimer Hastalıklarına Yardımcı Olabilir

Hem anektodal kanıtlar hem de klinik çalışmalar, müzik terapisinin Parkinson ve Alzheimer hastaları gibi bilişsel sıkıntılar yaşayan hastalarda bilişsel fonksiyonların ve hayat kalitesinin arttırılabildiğini göstermiştir.

Devamlı olarak daha kötü semptomlar gösteren bu hastalarda, müzik yapmanın morali yükselttiği, duyularını kuvvetlendirdiği ve grup halinde yapıldığı için sosyal anlamda destek sağladığı bulunmuştur.

2000 yılında Amerikan Psikosomatik Topluluğu, müzik terapisinin duyu kaybı, engellilik ya da depresyon gibi pek çok Parkinson hastalığı semptonun baskılanmasında etkili olduğunu belirtmiştir. Araştırmacılara göre müzik, hareket ve farklı duyusal yolların uyarılması sayesinde motor ve duygusal tepkiler ortaya çıkmasını sağlayabilmektedir.

Depresyonu ve Diğer Yaşlılık Semptomlarını Azaltır

Müzik terapisi günümüzde sosyal, psikolojik, entelektüel ve bilişsel performansını arttırmak isteyen yaşlı bireyler için de kullanılmaktadır. Depresyon, yalnızlık hissi, can sıkıntısı, kaygılar ve yorgunluk yaşlı hastaların en çok şikayet ettikleri konular arasında yer alıyor. Hem aktif hem de pasif müzik terapisinin ruh halini iyileştirebildiği, bir konfor ve rahatlama etkisi sağladığı biliniyor.

Psikolojik Bozuklukların Semptomlarının Azaltılmasına Yardımcı Olur

2017 yılında Güney Kore’de yapılan bir araştırmada, 12 hafta süren bir grup müzik terapisinin şizofreni gibi ruh hastalıklarına sahip olan bireylerin bireylerarası ilişkilerinin ve psikiyatrik semptomlarının iyileştirilmesi hususunda etkili olduğu görülmüştür.

Kendini İfade Etme ve İletişimi İyileştirir

Müzik terapisinin en büyük kullanımlarından bir tanesi rehabilitasyon merkezlerindeki fiziksel veya ruhsal olarak sorunlar yaşayan bireylerin kendilerini ifade etmelerine yardımcı olmasıdır. Fiziksel eksiklikleri olan bireyler, müzik terapisine katıldıklarında yeni deneyimler yaşamaktadırlar.
Bunun yanında gelişim gecikmeleri olan çocuklarda müzik terapisi, konuşmanın daha hızlı gelişmesi, taklit etme ve seslendirmenin iyileşmesi gibi etkilere de sahiptir.

Müzik Terapisinin Kullanımına Dair Önlemler

Müzik terapisi, psikoterapi, uğraşı terapisi ve fiziksel terapide olduğu gibi bireylerde farklı tepkilere sebep olur. Terapiler bazen masraflı olabilirler ve bunun yanında diğer terapiler ile birleştirilmeleri de gerekebilir.