Fiziksel aktivite ve ruhsal sağlık arasında küçümsenmemesi gereken major bir ilişki söz konusudur. Bu aralarındaki ilişkiyi psikolojinin bir çok dalı (spor psikolojisi, beslenme psikolojisi, dans psikoterapisi vb.) inceler. Fiziksel aktiviteler ruh sağlığımızı nasıl etkiliyor? Düzenli yapılan egzersizler beynimizin daha verimli çalışmasında etkili olabilir mi? Bu bahsettiğimiz fiziksel aktivelere en temel egzersiz olan “yürüyüş”ü katabilir miyiz? Bu yazımızda sorularımıza cevap vermekle beraber “tempolu yürüyüşü” bahsetmiş olduğumuz ruh ve beden sağlığımıza olan katkısı konusundan neden küçümsemememiz gerektiğini beraber inceleyelim.

“Calm Energy” Sakin Enerji” kitabı yazarı, aynı zamanda “Southern California” Üniversitesinde profesörlük yapan; Robert Thayer’e göre gün içinde attığımız adım sayısı ile gün içindeki enerji ve mod seviyemiz doğru orantılı.

Pratisyen Hekimlik yapan Doktor Mesut Nalçakan’la yapılmış bir röportaja göre ise yürüyüş ve egzersiz stres durumlarımızda tavan yapan kan basıncımızın azalmasında oynayan başrol. Bu streslerin özellikle ciddi travmalar sonucu gerçekleştiğini hepimiz biliyoruz. Günlük yaşantımızda durmaksızın mücadele içinde olduğumuz ve ciddi panik ataklara sebebiyet veren karamsar düşünceleri ve olası depresyonu minimalize etmemizde “yürüyüş” bir kurtarıcı olarak yardımımıza koşuyor.
Yürüyüşün bu tip bir yardımcı element olma konusunu; “Psychology Today” dergisinde yazıları yer alan, aynı zamanda “Addicted to Busy” (Meşguliyete Bağımlılık) kitabının yazarı olan Paula Davis-Leack, kendi kitabında destekliyor.

Gün içinde tempolu olacak şekilde; en az 20 dakika boyunca yapılan yürüyüşlerin psikolojik ve fizyolojik katkıları nelerdir?

• Kardiyovasküler yönü ile vücudun yağ yakımı gerçekleştirmesinde yardımcı olur.
• Beynimizde serotonin (mutluluk) hormonu salgılanarak, depresyonun oluşumunu önler.
• Özellikle açık havada yapılan yürüyüşler; beynimizin oksijen almasında yardımcı olacağı için beyin aktivitelerini hızlandırır ve bu sayede daha rahat düşünmemize katkı sağlar.
• “Kısa süreli hafıza”; duyusal belleğe gelen bilgilerin eyleme dönüşmesini ya da “uzun vadeli” hafızamıza atılmasını sağlayan bir mekanizmadır. Telefon numaraları gibi anlık aldığımız bilgiler bu kısa süreli hafızamıza gider. Olası durumlarda (özellikle beynimiz başka bir iş ile meşgul iken) kısa süreli belleğini verimli kullanamaz; bu nedenle unutkanlıklar yaşayabiliriz. Bu noktada “yürüyüş”ü aynı bir bilgisayarı şarj eden “enerji kaynağı” olarak görebilirsiniz. “Tempolu yürüyüş” hafızamızı tazelememize yardımcı olup unutkan dönemlerimizi minimalize etmemizde yardımcı olacaktır.
• “Uzun vadeli hafıza”mıza katkıları yönünden ise; “tempolu yürüyüşü” çağımızda çok yaygın bir hastalık olan Alzheimer hastalığına çözüm olarak değerlendirebiliriz. Psychology Today dergisi yazarlarından bir başkası olan Mina Shaghaghai 1 Kasım 2009’da yazmış olduğu yazısında yürüyüş yaparak alzheimer hastalığına karşı tedbir almış olabileceğimizi vurguluyor.

Her gün “tempolu yürüyüşe” ayırdığımız 20 dakikamızı sakın küçümsemeyelim. Bir çok fizyolojik ve psikolojik hastalığa tedbir olduğunu unutmayalım. Bu yüzden, yürüyüşü; Freud’un vurguladığı, “tehlikeyi amaca uygun şekilde önceden belirleyip ve beynimize haber yollayıp onu korumaya alma yöntemi” olarak görebiliriz.