Philadelphia deneyi uzun yıllardır tartışmalara konu olmuş bir deneydir ve ABD donanması tarafından 28 Ekim 1943 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilmektedir. Tartışmalara konu olmasının sebebi ise deneyin gerçekten olup olmadığına dair karşıt görüşlerin bulunmasıdır. Zira deneyin varlığına dair yeteri kadar kanıt bulunmamaktadır ve bu nedenle gerçekliğine dair tartışmalar devam etmektedir. Ayrıca ABD donanması da böyle bir deneyin gerçekleştirildiğini reddetmektedir.
İddialara göre 28 Ekim 1943’te USS Eldridge adlı bir destroyer, sadece bir kaç dakika içerisinde 600 km’den fazla bir yolu gidip gelmiştir ve Gökkuşağı Projesi olarak da adlandırılmaktadır.

Deneye katıldığı söylenen tüm askerler böyle bir bilgiyi yalanlamışlardır ve her ne kadar bir asker kabullenmişse de, daha sonra reddetmiştir. Aslında uzun yıllardır tartışılagelen bu deney, 1984 yılında sinemaya aktarıldığı zaman daha büyük bir popülerlik yakalamıştır.

Rivayetlere Göre Deneyin Gerçekleşmesi

Albert Einstein’ın birleşik alan teorisi, nesnelerin arasındaki çekim ve elektromanyetizma ilişkisinden bahsetmektedir ve Einstein bu teori üzerinde oldukça uzun süre çalışmışsa da hiç bir zaman çalışmalarını tamamlamamıştır. Bir bilim dergisinde yayınlanan çalışmalar ise nihai bir sonucu göstermekten uzaktır. Philadelphia deneyi ise bu teorilerin üzerine oluşturulmuştur.
İddialar, 1930’lu yıllarda Princeton Üniversitesi’nde çalışmaların devam ettiğini söylemektedirler ve çeşitli bilimadamlarının da bu projeye katkıda bulundukları belirtilmektedir.

Deneyin esas hedefi ise aslında elektromanyetik dalgalar kullanarak geminin hem radarlarda hem de gözle görünmelerine engel olmaktı. Yani aslında bir görünmezlik kalkanı olarak planlandığı belirtilebilir. Bunun için destroyere devasa jeneratörler monte edilmiştir ve manyetik ışınların yayılması hedeflenmiştir. Ancak görünmezlik hedefiyle uygulanmasına karşın projenin sonucunda ışınlanmanın keşfedildiği belirtilmektedir.

Bu iddiaların ilk sahibi bilinmemektedir ancak deneyin ihtimallerinden bahseden ilk kişi dünya dışı varlıklar ile ilgili araştırmalar yapan Morris K. Jessup olarak karşımıza çıkmaktadır. Kendisi ise Carlos Miguel Allende adlı bir kişiden gelen mektuplar üzerine bunu dillendirmiştir.

İddialara göre deney geminin jeneratörlerine güç verilmesi ile başlamıştı ve kısa süre sonra yeşil renkli bir sis geminin çevresini sarmıştı ve gemi ortadan kaybolmuştu.

Ancak bu deneyin ardından ikinci bir deney de gerçekleştirildi ve ışınlanmanın söz konusu olduğu deney bu ikinci deney olmaktadır. İddialara göre gemi ikinci deneyde tamamen ortadan kaybolmuştu ve 640 kilometre ötedeki başka bir askeri deniz üssünde ortaya çıkmıştı. Bunun ardından yeniden kaybolmuştu ve tekrar eski konumuna dönmüştü. Ancak mürettebatın bir kısmı bu defa ortadan kaybolmuş, bazıları geminin gövdesi ile iç içe geçmiş, bazıları ise çeşitli görünmezlik ve psişik kabiliyetler kazanmışlardı.

Morris Jessup’ın Ölümü

Morris Jessup kendisine gelen mektuba karşılık olarak daha gerçekçi kanıtlar ve iddialar talep etmişti ancak mektubu gönderen kişi elinde kanıtlar olmadığını belirtti. Bunun yanında doğruluk ilaçları ve hipnoz eşliğinde ifade verebileceğini de aktardı. Lakin Jessup bu andan sonra mektuplaşmayı kesti.

Ardından Jessup ABD Deniz Kuvvetleri’ne davet edildi ve büroda kendine ait bir kitabın kenarlarına alınmış notların bulunduğu bir versiyonu gösterildi. Bu kitap deniz kuvvetlerine gönderilmişti ve notlardaki el yazısının ilk mektupları gönderen Allen’a ait olduğu tespit edildi. Ardından Allen’a ait olduğu belirtilen adresin boş olduğu ortaya çıktı ve bu olaylardan iki sene sonra Jessup kendi aracının içerisinde egzoz gazına boğulmuş bir şekilde ölü bulundu. Carlos Allende ise bir daha asla ortaya çıkmadı.

Hikayenin Gerçek Olmadığını Gösteren Detaylar

İddiaların yalanlanması da gerçekliğinin kanıtlanması kadar uğraş istemiştir ancak pek çok araştırmacı bu konuda nihai sonuçlar elde etmişlerdir.

İlk olarak deneyi gördüğünü iddia eden Alfred Bielek’in aslında yalan söylediği 2003 yılında tespit edilmiştir. Zira araştırmacı bir grup Bielek’in deneyler sırasında orada bulunmadığını ispatlamıştır. Ayrıca Bielek’in hikayesinin büyük kısmı 1984 yapımı

Philadelphia Deneyi filmindeki detaylar ile benzerlik göstermektedir.

Bunun yanında USS Eldridge gemisi de 1943 yılında hizmete girmiştir ve Eylül ayına kadar herhangi bir sefere çıkmamıştır. İlk seferini ise Ekim ayında Bahama adalarına doğru gerçekleştirmiştir. Gemide görev yapan gaziler ise geminin hiç bir zaman Philadelphia limanına gelmediğini belirtmişlerdir.