Hamilelik ilerledikçe anne ve baba adaylarının bebeklerinin durumuna dair merakları da giderek artış gösterir ve artık bebek gözle kolayca görülür bir hale geldiği zaman, ona dair detayları daha fazla öğrenmek için çaba göstermeye başlarız. Bunlar arasında bebeğin boyundan ve ağırlığından tutun da genel sağlık durumuna, hatta kime benzediğini görmeye kadar pek çok şey bulunmaktadır. 21. hafta hamilelik sürecinde artık yarıyı geçtiğiniz anlamına geliyor ve bu nedenle siz bebeğinize, bebeğiniz de size bir hayli alışmış olmalı.

Elbette bu süreçte neler beklemeniz gerektiğine dair bilgileri, bebek hakkında olan bitenleri ve yapmanız gerekenlere dair bazı ufak bilgileri de bir araya getirdik.

Bebeğin Fiziksel Durumu

Bebeğiniz bu dönemde artık 300 gramı aşmış durumda olacaktır ve boy olarak da 25 santimetrenin birazcık üzerine çıkacaktır. Tabii ki bu durum bebeğin genel gelişim sürecine ve genetiğine göre biraz değişim gösterebilir ancak çok büyük farkların olmayacağını da unutmamak gerekli. Dolayısıyla ultrason kontrollerine gidecek olursanız bebeğinizin boyutları artık ciddi anlamda dikkatinizi çekecektir.

Bunun yanında sahip olduğu iç organlar da yavaş yavaş daha aktif bir şekilde çalışmaya, sindirmeye ve boşaltmaya da başladılar.

Bunun sonucunda kordondan aldığı gıdaları daha verimli bir şekilde sindiriyor, onlardan artanları da idrar ve dışkı olarak içerisinde bulunduğu sıvıya atabiliyor. Tabii ki bu süreçte çok fazla artık üretmediği de bir gerçek çünkü aldığı çoğu gıda ona hazır bir şekilde kan vasıtasıyla geçiyor.

Bu dönemde kulaklarının da daha iyi duyduğunu belirtmek gerekiyor. Bu nedenle çevresinin farkına varabilen bebeğiniz, bilhassa annenin sesini çok daha iyi duyabiliyor ve bu sayede onunla ciddi bir ruhsal bağlantı kurabiliyor. Siz mutlu olduğunuzda o da bu mutluluktan payını alırken, sinirli veya üzgün olduğunuzda bunu sesinizden anlayabiliyor.

Anne Bedeninin Fiziksel Durumu

Elbette bebek gelişimini sürdürürken anne adayının bedeninde de değişimlerin devam ettiğini belirtmek gerekiyor.
Hamileliğin 21. haftasında kan hacminiz eskisine göre bir miktar arttığı için özellikle teninizin ince olduğu bölgelerde kılcal damarların göründüğünü fark etmeniz mümkün. Bu durum doğumun ardından sona erecektir ve bu nedenle estetik anlamda üzüntü duymanıza gerek yok. Zira bebeğin doğru şekilde beslenebilmesi ve bedeninizin kendine de yetişebilmesi için daha fazla kan hacmine ihtiyacınız var.

Lakin özellikle hamilelik öncesinde de varis problemleri olanlar ve genetik olarak bu rahatsızlığa yatkın olanlar, bacaklarında varislerin çıktığını ve daha ciddi hale geldiğini görebilirler. Bunun için hamilelik döneminde gebeliğe uygun egzersiz ve sporları yapmak, ayrıca ayakları çok fazla aşağı doğru tutmamak ve varisliler için hazırlanmış olan çorapları kullanmak gerekmektedir.

Dolayısıyla normalde varis için ne yapılması gerekiyorsa aynı şekilde hamilelikte de bunlara devam edilmesi gerekiyor. Spor ve egzersizler konusunda ise doktorunuza danışabilirsiniz.

Hamileliğin en zor zamanları ilk 3 aylık ve son 3 aylık dönemdir. İlk 3 ayda genellikle bulantılar, sindirim problemleri ve ruhsal bozukluklar ortaya çıkarken, son 3 ayda ise ağırlık ve bebeğin boyutundan dolayı sıkıntılar yaşanır. Şu anda bulunduğunuz evre en rahat olacağınız evre çünkü ne son 3 aydaki sıkıntılar geldiler, ne de ilk 3 aydaki sıkıntılardan eser kaldı. Bu yüzden bu dönemin keyfini çıkarmaya çalışın ve bebeğinizle bol bol konuşarak onunla iletişiminizi daha iyi hale getirin.

Anne Nasıl Beslenmeli?

Bu dönemde her zaman olduğu gibi sağlıklı bir beslenme düzenini takip ettirmek gerekiyor ancak bunlara ek olarak bazı gıdaları almanız da yerinde olacaktır.

Özellikle bol yağlı balıklar, fasulye, fıstık, fındık ve ceviz gibi kuruyemişler, yeşil yapraklı sebzeler ve tam tahıllı gıdalar dostunuz olmalılar çünkü bu ürünlerde bulunan omega-3 yağ asitleri, bebeğin gelişimine katkıda bulunuyorlar ve ayrıca anne sütünün doğumdan sonra daha kaliteli hale gelmesine yardımcı oluyorlar. Lakin deniz ürünlerinin tüketimine dikkat etmek gerekli.

Mümkünse temiz denizlerden tutulmuş doğal balıkların tüketimi gerçekleştirilmeli, fazla metal alımına engel olmak için haftada bir adetten fazla balık tüketiminden de kaçınmalı.