Ukrayna genelde gözlerden kaçan ülkelerden bir tanesi ve Avrupa seyahatlerinde yeterince dikkate alınmadığı da bir gerçek. Pek çok kişi Avrupa ülkelerini veya Rusya’yı görmeyi tercih etse de, aslında Ukrayna da tarihle dolu bir yer ve bu nedenle kesinlikle ziyaret edilmesi gerekli. Karadeniz kıyısında bulunan ülke, plajlardan tutun da ormanlara ve dağ platolarına kadar pek çok doğal değere de ev sahipliği yapıyor.

Tarihi boyunca farklı kültürlerin etkisi altında kalan ülke bu nedenle çok renkli bir yapıya sahip. Bir yanda modern şehirleri, diğer yanda ise tarihle iç içe olan yerleri ziyaret etmek mümkün. Dolayısıyla Ukrayna’ya gittiğinizde kesinlikle görmeniz gereken noktaları kısaca bir değerlendirdik.

Odesa

Odesa, Ukrayna’nın 3. büyük şehri ve Karadeniz kıyısında plajlarıyla ünlü bir şehir. Günümüzde oldukça önemli bir ticaret şehri de olan bu nokta, özellikle temiz deniz suyu ve güneşli günleri ile de dikkat çekiyor. Karadenizin incisi olarak adlandırılan şehir, yüzyıllar içerisinde inşa edildiği için yer yer labirentimsi bir tarza da sahip ancak her noktasında ayrı bir renk görmek mümkün. Şehrin merkezinden plaja giden dev merdivenli yol da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Şehirde opera evi ve tiyatrolar da mevcut.

Poltava

Poltava şehri Vorskala Nehri üzerinde bulunuyor ve şehrin askeri tarihte büyük bir önemi mevcut. Zira Tatarlar ve Rus Çarı I. Peter, bu şehirde karşı karşıya gelmişler ve bu savaşın izlerini hala görmek mümkün. Şehirde bol miktarda müze de bulunuyor ve bunun yanında katedraller de mevcut.

Myrhorod

Khorol Nehri üzerinde bulunan Myrhorod, esasen bir spa şehri çünkü şehirde çıkan sular bol mineral barındırıyorlar. Bu hafif tuzlu su sindirim problemlerini çözmek için içilebiliyor ve suda yüzmek de mümkün. Dilerseniz nehir üzerinde bir bot turu da yapabiliyorsunuz. Müzikli fıskiye, ışıklı yel değirmeni gibi görülebilecek noktalar mevcut ve ayrıca şehrin yeşilliğinin çok olması, romantik anlara davetiye çıkarıyor.

Chernihiv

Desna Nehri kenarında bulunan bu şehir, Ukrayna’nın en antik kenti kabul ediliyor ve tarihi 7. yüzyıla kadar gidiyor. Dolayısıyla buraya geldiğinizde zamanda yolculuk yapmış gibi oluyorsunuz. Şehirde ilgi çekici dini yapılar mevcut ve ayrıca şehir merkezinde vakit geçirmek de keyifli.

Chernivtsi

Chernivtsi Karpat Dağları’nın eteklerinde bulunuyor ve UNESCO tarafından koruma altına alınmış. Şehir küçük Viyana olarak da adlandırılıyor ve oldukça iyi bir kafe kültürüne sahip. Entelektüel bir gezinti yapmak isteyenler için ziyaret noktası olabilir.

Bakota

Bakota kasabası ünlü bir mağara manastırına ev sahipliği yapıyor ve manastırın tarihi 12. yüzyıla kadar dayanıyor. Mağarada çok iyi korunmuş fresk ve resimleri görmek mümkün ve mağarada yaşamış olan rahiplerin bazı eşyaları da hala bulunuyor. Günümüzde bir doğa harikası olarak muhafaza edilen yer, doğa severlerin hoşuna gidecektir.

Uzhhorod

Uzhhorod şehri Slovakya sınırında bulunuyor ve Ukraynalıların yanında Macar ve Rumenlere de ev sahipliği yapıyor. Bu sayede ülkenin en kozmopolit şehirlerinden bir tanesi olmayı da başarıyor. Kökeni 9. yüzyıla dayanan kalesini, Yunan-Katolik katedralini ve ünlü şarap mahzenlerini ziyaret etmek mümkün.

Kamyanets-Podilskyi

Kamyanets-Podilskyi, Ukrayna’nın batısında bulunan bir şehir ve oldukça uzun bir tarihi olan bir göçmen şehri denilebilir. Zira şehir o kadar çok göç görmüş ki, her göç dönemine ait mimari ve kültürel değişimleri görmek mümkün. Şehir antik anıtlar, kale, katedraller, burçlar ve outdoor aktiviteler ile dolup taşıyor. Balon turlarına katılmak ve otomobil yarışları yapmak bile mümkün.

Lviv

Lviv de UNESCO koruması altındaki şehirlerden bir tanesi ve şehrin her bir noktasından tarih fışkırıyor diyebiliriz. Şehir aynı zamanda sanata da büyük değer veriyor ve ulusal galeride 50.000’in üzerinde eser bulunuyor.

Zhovkva

16. yüzyılda kurulan Zhovkva şehri, hem kiliseleri hem de kalesi ile ünlü. Ayrıca Ukrayna tarihine ışık tutacak pek çok bilgiyi buradaki müzelerden öğrenmek mümkün. 17. yüzyıldan kalma ve ahşaptan yapılmış kilisesini görmeyi de unutmamak gerekiyor.

Yalta

Yalta Ukrayna’nın Antalyası denilebilir. Şehirde uzun bir sahil kesimi bulunuyor ve ayrıca hayvanat bahçesine ve büyük bir akvaryuma da sahip. Şehrin tepelerine çıkarak güzel bir manzara seyri yaratmak da mümkün.

Kiev

Kiev Ukrayna’nın başkenti ve tahmin edebileceğiniz gibi hem tarihi hem de modernliği burada bulmak mümkün. Manastır mağaralarını, dev katedralleri, müzeleri, sanat galerilerini ve şehrin oldukça geniş tarihini görme imkanınız var. Kiev-Rus Knezliğinin de burada kurulduğunu ve bu nedenle Rusya’nın ilk merkezlerinden birisinin Kiev olduğunu da belirtmek gerekli.

Şehir başkent olmasına karşın yeşillikler ve doğayla da iç içe.

Slavske

Lviv’in güneybatısında kalan Slavske, aslında bir kayak merkezi ve bu nedenle kış zamanı burayı ziyaret etmek isteyebilirsiniz. Manzara da oldukça güzel ve yaz aylarında böğürtlen ve mantar toplama etkinlikleri gibi aktivitelere katılmak mümkün oluyor. Yürüyüş yolları, at binme aktiviteleri ve çevre göllerde balık tutmak da mümkün.

Zaporizhia

Dnieper Nehri kıyısında bulunan Zaporizhia, şehrin ortasındaki adaları ile ünlü ve bu ada aslında ulusal bir park. Ada olması nedeniyle su sporlarıyla ilgilenenler için geniş fırsatlar mevcut.

Vinnytsia

Vinnytsia şehri Ukrayna’nın en uzun ikinci nehrinin kenarında bulunuyor ve oldukça tembelliğe iten bir havaya sahip. Zira şehir çok sakin ve yumuşak ancak yine de çok güzel mimari eserler bulmak mümkün. Ayrıca 30.000 yıldan daha eski olduğu belirtilen bir mamut heykeli de yine bu şehrin müzesinde bulunuyor.