Anne sütü bebekler için en iyi besinleri sağlar. Doğru miktarlarda besinlere sahiptir, kolayca sindirilir ve ulaşılır. Ancak bazı kadın gruplarında emzirme %30’lara kadar düşebiliyor. Bazı kadınlar emziremeseler de, bazıları emzirmemeyi tercih ediyorlar. Ancak çalışmalar emzirmenin hem anne hem de bebek için büyük faydaları olduğunu gösteriyor. Emzirmenin bilime dayalı faydalarını bir araya getirdik.

Anne Sütü Bebekler İçin İdeal Beslenme Sağlar

Pek çok sağlık otoritesi, en az 6 ay boyunca sadece emzirmeyi öneriyor.
Devam eden emzirmenin en az bir yıl sürmesi öneriliyor ve bu sırada bebeğin beslenmesine farklı gıdalar eklenebilir.

Anne sütünde bebeğin ilk altı ay boyunca ihtiyaç duyacağı her şey doğru oranlarda bulunuyor. Sütün yapısı da özellikle ilk ayda bebeğin değişen ihtiyaçlarına göre değişiyor.

Doğumdan sonraki ilk bir kaç günde, anne sütü kolostrum adlı kalın ve sarı sıvıya sahiptir. Bu madde proteinler bakımından zengin, şekerler bakımından düşük değerlere sahip ve faydalı besinler ile dolu.

Kolostrum en ideal ilk süttür ve yenidoğanın sindirim yollarının gelişimine yardımcı olur. İlk bir kaç günün ardından sütün miktarı bebeğin genişleyen midesi için artar.

Anne sütünde eksik olan tek şey ise D vitamini. Anne bol miktarda D vitamini almadığı sürece sütünde D vitamini olmayacaktır.

Bu eksikliği telafi edebilmek için genelde 2-4 haftalık bebeklere D vitamini damlası verilir.

Özetle: Anne sütü bebeğin ilk 6 aylık döneminde tüm besin ihtiyaçlarını D vitamini haricinde karşılar. İlk süt yoğun bir yapıdadır ve proteinler ile faydalı bileşenler ile doludur.

Anne Sütünde Önemli Antikorlar Bulunur

Anne sütü bebeğin bakteri ve virüsler ile savaşına yardımcı olan antikorlar ile dolu.

Bu özellikle de ilk kolostrum adlı sütte ciddi miktarlarda.

Kolostrum immunoglobin A ve diğer antikorları önemli oranda sağlar.

Anne virüs ve bakterilere maruz kaldığı zaman antikor üretmeye başlar.

Bu antikorlar daha sonra anne sütüne geçerler ve emzirme ile bebeğe de geçerler.

İmmünoglobin A bebeğin burnunda, boğazında ve sindirim sisteminde koruyucu bir katman yaratarak bebeğin hasta olmasını engeller.

Bu nedenle grip olan annelerin emzirmeleri, hastalığa sebep olan patojenlere karşı bebeğin daha dirençli olmasını sağlar.

Yine de, hastaysanız her zaman hijyene dikkat etmeniz gerekir. Bebeği enfekte etmekten kaçınmak için ellerinizi sık sık yıkayın.

Hazır mamalar bebeklere antikor koruması sağlamıyorlar. Pek çok çalışmada, emzirilmeyen bebeklerin zatürre, ishal ve enfeksiyonlar gibi sağlık problemlerine daha açık oldukları görülüyor.

Özetle: Anne sütünde antikorlar bol bulunurlar ve bebeğin hastalıklarla savaşmasına katkı sağlarlar.

Emzirme Hastalık Riskini Azaltabilir

Emzirmenin sağlığa faydaları çok fazla. Özellikle bebeğin sadece anne sütü ile beslendiği durumlarda.

Emzirmek bebeğin şu rahatsızlıklara kapılma riskini azaltır:

• Orta kulak iltihabı: 3 ay veya daha uzun süre sadece anne sütü ile beslenme, orta kulak iltihabı riskini %50 azaltır, normal emzirme ise %23 oranında azaltır.
• Solunum yolu enfeksiyonları: 4 aya kadar sadece anne sütü, bu enfeksiyonlardan dolayı hastanelik olma ihtimalini %72 azaltır.
• Soğuk algınlığı ve enfeksiyonlar: 6 ay boyunca sadece anne sütü ile beslenen bebeklerde ciddi bir soğuk algınlığı, kulak ve boğaz enfeksiyonu riski %63 azalır.
• Bağırsak enfeksiyonları: Anne sütü ile beslenme bittikten sonra bile 2 ay boyunca bağırsak enfeksiyonları riskinde %64 azalma olur.
• Bağırsak dokusu hasarı: Erken doğan bebeklerin anne sütü ile beslenmeleri bu riski %60 oranında düşürür.
• Ani bebek ölümü sendromu: Anne sütü 1 ayın ardından riskin %50 düşmesini sağlar, ilk yılda ise %36 oranında riski azaltır.
• Alerjik hastalıklar: En az 3-4 ay boyunca sadece anne sütü ile beslenme, astım, atopik dermatit ve egzema riskini %27 ila %42 oranında azaltır.
• Çölyak hastalığı: Glutene ilk maruz kaldıkları dönemde hala emzirilen bebeklerin çölyak hastalığı geliştirme ihtimalleri %52 daha düşük.
• İnflamatuvar bağırsak hastalığı: Anne sütü içen bebeklerin çocukluk dönemi inflamatuvar bağırsak hastalıklarına yakalanma ihtimalleri %30 daha düşük.
• Diyabet: En az 3 ay emzirmek tip-1 diyabet riskini %30’a kadar, tip-2 diyabet riskini %40’a kadar azaltır.
• Çocukluk lösemisi: 6 ay ve daha uzun süre emzirmek, lösemi ihtimalini %15 ila %20 arasında düşürür.

Pek çok enfeksiyonun riskini azaltmanın yanında emzirme, onların ciddiyetini de azaltabiliyor.
Buna ek olarak, anne sütünün koruyucu etkilerinin çocukluk ve hatta yetişkinlik döneminde bile sürebildiği düşünülüyor.
Özetle: Anne sütü bebeğin alerjiler, çölyak hastalığı ve diyabet dahil olmak üzere enfeksiyon ve hastalık riskini azaltır.

Anne Sütü Sağlıklı Kiloyu Destekler

Emzirme sağlıklı kilo alımını sağlar ve çocukluk obezitesine engel olur.

Emzirilen bebeklerin obezite oranlarının mamayla beslenen bebeklere göre %15-%30 oranında daha düşük olduğu görülüyor.

Emzirmenin süresi de önemli. Emzirilen her ay, obezite riski %4 azalıyor.

Bunun sebebi bağırsak bakterilerinin gelişimindeki farklılıklar olabilir. Emzirilen bebeklerin faydalı bağırsak bakterileri daha fazla ve bu da yağ depolanma oranını değiştirebilir.

Anne sütü ile beslenen bebeklerin sistemlerinde daha fazla leptin bulunuyor. Leptin iştahı ve yağ depolama sürecini yöneten önemli bir hormon.

Emzirilen bebekler aynı zamanda süt alımlarını da daha iyi yönetiyorlar. Bu bebekler sadece doyana kadar yiyorlar ve bu da sağlıklı bir yeme düzeni oluşturmalarını sağlıyor.

Özetle: Emzirilen bebeklerde obezite oranı mamayla beslenen bebeklerden daha düşük. Ayrıca daha fazla leptine ve faydalı bağırsak bakterisine sahipler.

Emzirme Çocuğu Daha Akıllı Yapabilir

Bazı çalışmalar emzirilen ve mamayla beslenen bebeklerin beyin gelişimlerinde fark olduğunu gösteriyorlar.

Bu fark emzirmedeki fiziksel yakınlıktan, dokunma ve göz kontağından kaynaklanabilir.

Çalışmalar emzirilen bebeklerin daha yüksek zeka skorlarına sahip olduklarını ve davranış ile öğrenme konusunda ileri yaşlarda daha az problem geliştirdiklerini gösteriyorlar.

Ancak bu etkilerin büyük kısmı daha fazla gelişim problemine sahip olma riski olan erken doğan bebeklerde görülmüş.

Araştırma açıkça emzirmenin uzun vadeli beyin gelişimi üzerinde pozitif etkisi olduğunu gösteriyor.

Özetle: Emzirme bebeğin beyin gelişimini etkiler ve gelecekte davranış ve öğrenme problemlerinin riskini azaltabilir.

Emzirmek Kilo Vermenize Yardımcı Olabilir

Bazı kadınlar emzirme sürecinde kilo alabilseler de, diğerleri sorunsuz bir şekilde kilo veriyorlar.

Emzirme annenin enerji ihtiyacını günde 500 kalori arttırır ve bedenin hormon dengesi normalden çok farklı olabilir.

Bu hormonal değişimlerden dolayı süt üreten annelerin iştahı artar ve bu da süt üretimi için daha fazla yağ depolanmasına sebep olabilir.

Doğumdan sonra ilk 3 ay içerisinde, emziren anneler emzirmeyen annelere göre daha az kilo verebilir, hatta kilo alabilirler.

Ancak 3 ay emzirmeden sonra yağ yakımlarında hızlanma ortaya çıkabilir.

Doğumun ardından 3-6 ay içerisinde emziren annelerin emzirmeyen annelerden daha fazla kilo verdikleri görülüyor.

Burada önemli olan nokta, beslenme ve sporun emzirseniz de emzirmeseniz de vereceğiniz kilo üzerinde etkili olacağını unutmamak.

Özetle: Emzirme ilk 3 ayda kilo vermeyi zorlaştırabilir. Ancak 3 ayın ardından kilo vermeye yardımcı olacaktır.

Emzirme Rahmin Kasılmasına Yardımcı Olur

Hamilelik süresince rahim devamlı genişler ve bir armut boyutundan tüm karnı dolduracak boyutlara gelir.

Doğumun ardından rahim küçülme dönemine girer ve böylece eski boyutuna doğru ilerler. Hamilelik süresince artan oksitosin hormonu bu süreci hızlandırır.

Beden doğum sırasında bol miktarda oksitosin salgılayarak hem doğumu kolaylaştırır hem de kanamayı azaltır.

Oksitosin emzirme döneminde de artar. Rahmin kasılmalarını arttırır ve kanamayı azaltır, böylece normal boyutuna dönmesine yardımcı olur.

Çalışmalar emziren annelerin doğumdan sonra genelde daha az kan kaybettiklerini ve rahmin daha hızlı küçüldüğünü gösteriyorlar.

Özetle: Emzirme oksitosin üretimini arttırır ve bu da rahimde kasılmalara sebep olur. Böylece doğumdan sonra kan kaybı azalır ve rahmin tekrar küçük boyutuna gelmesi kolaylaşır.

Emziren Annelerin Depresyon Riski Daha Düşük

Doğum sonrası depresyon, doğumun ardından kısa sürede ortaya çıkabilen bir rahatsızlık ve annelerin %15’ini etkiliyor.

Emziren annelerin doğum sonrası depresyon geliştirme riskleri, emzirmeyenlere göre daha düşük görünüyor.

Ancak doğumdan kısa süre sonra depresyon deneyimleyenlerin emzirmede problem yaşama veya kısa süre emzirme ihtimalleri de yüksek.

Kanıtlar biraz karışık olsa da, emzirmenin annelik ve bağlanma duygularını körükleyen hormonal değişimlere sebep olduğu biliniyor.

Bunlardan en dikkat çekici olanı doğum ve emzirme sırasında artan oksitosin üretimi.

Oksitosinin uzun vadeli anksiyete karşı etkileri olduğu görülüyor. Ayrıca beynin belli bölgelerini uyarıyor ve bağ kurma, bakma ve rahatlama duygularını arttırıyor.

Bu etkiler emziren annelerin neden bebeklerini ihmal etme ihtimallerinin emzirmeyen annelere göre daha az olduğunu da açıklıyor.

Bir çalışmada anne kaynaklı çocuk ihmali ve suistimalinin emzirmeyen annelerde emziren annelere göre 3 kat daha fazla olduğu görülmüş.

Ancak bunların sadece istatistik bağlantılar olduğu unutulmamalı. Emzirmemek bebeğinizi ihmal edeceğiniz anlamına gelmiyor.

Özetle: Emziren annelerin postpartum depresyon geliştirme ihtimalleri daha düşük. Sistemlerinde daha fazla oksitosin var ve bu da bakma, rahatlama ve bağ kurma duygularını arttırıyor.

Emzirme Hastalık Riskini Azaltır

Emzirme anneye kanser ve bazı hastalıklara karşı uzun vadeli koruma sağlar.

Kadınların emzirmeye ayırdıkları vaktin azalan meme ve yumurtalık kanseri ile ilişkili olabileceği düşünülüyor.

Hatta, hayatları boyunca 12 aydan uzun süre emzirmiş olan kadınların hem meme hem de yumurtalık kanseri risklerinin %28 daha düşük olduğu tespit edilmiş. Emzirmenin her bir senesi meme kanserinde %4.3 oranında azalmaya işaret ediyor.

Son çalışmalarda emzirmenin kalp hastalıkları ve diğer sağlık problemlerinin dahil olduğu metabolik sendrom grubu riskini de azalttığı görülüyor.

Yaşamları boyunca 1-2 yıl emzirmiş olan kadınların yüksek tansiyon, artrit, kanda yağlanma, kalp hastalıkları ve tip-1 diyabet riskleri %10 ila %50 daha düşük.

Özetle: Bir yıl emzirme, meme ve yumurtalık kanseri riskini %28 oranında azaltıyor. Ayrıca diğer hastalıkların riskinin düşmesini de sağlıyor.

Emzirme Adeti Önleyebilir

Devam eden emzirme, ovülasyonu ve adet dönemini durdurur.

Doğal menstrüal döngünün durdurulması, doğanın hamilelikler arasında bir miktar zaman yaratma mekanizmasının bir parçası olabilir.

Bazı kadınlar bu fenomeni doğumun ardından bir kaç ay boyunca doğum kontrol yöntemi olarak kullanmışlardır.

Fakat bunun doğum kontrolünde tam bir koruma sağladığı düşünülmemeli.

Bu değişimi ekstra bir fayda olarak benimseyebilirsiniz. Yenidoğan bebeğiniz ile vakit geçirirken bir de adet dönemini dert etmenize gerek yok.

Özetle: Düzenli emzirme yumurtlamayı ve adet dönemini dururur. Bazıları bunu doğum kontrol yöntemi olarak kullanır ancak tam olarak etkili değildir.

Vakit ve Nakit Tasarrufu Sağlar

Emzirme bedavadır ve pek de efor gerektirmez.

Emzirerek şunlardan kurtuluyorsunuz:

• Mama masrafları
• Bebeğin ne kadar tüketmesi gerektiğine dair hesaplamalar
• Biberon temizleme işlemleri
• Gecenin veya günün ortasında şişe ısıtma derdi
• Seyahatler sırasında şişe ısıtma yöntemleri düşünmek

Anne sütü her zaman doğru sıcaklıkta ve içime hazır.

Özetle: Emzirerek mama formülleri, karışımlar, hesaplamalar ve şişe ısıtma konularına kafa yormak zorunda kalmıyorsunuz.

Sonuç Olarak

Eğer emziremiyorsanız, bebeğinizi mamayla beslemenizde sorun yok. Bu mamalar bebeğin ihtiyaç duyduğu tüm besinleri sağlayabiliyorlar.

Ancak anne sütünde antikorlar ve bebeği hastalık ile kronik rahatsızlıklardan koruyan başka bileşenler de var. Buna ek olarak emziren anneler de bundan fayda görüyorlar.

Emzirmek size bebeğinizle vakit geçirme ve rahatlama fırsatını da sunuyor.