İnsanları mutluluğu kovalamaları için cesaretlendirmek mümkün değil. Neden? Çünkü bu kovalama süreci insanları mutsuz ediyor ve bu artık gözardı edemeyeceğimiz bir gerçek.

Kovalamaca insanları gergin yapıyor. İnsanların üstlerine yük olarak geri dönüyor. İnsanların daima mutlu olması gerektiği baskısını yaratıyor. Bu büyük bir sorun ancak neyse ki çözülebilir bir sorun.

Mutluluk konusundaki kaygı ve baskıların büyük kısmı mutluluğun ne olduğuna dair toplumsal yanlış anlaşılmalardan kaynaklanıyor. Bu yanlış anlaşılmalar bizi farkında olmadan yaşamımızda mutluluğu kabullenmeyi değil, onu kovalamayı gerektiriyor. Bu nedenle bize denk geldiği zaman da mutluluğu tanımak daha zor hale geliyor çünkü o esnada biz arayış içinde oluyoruz.

Hadi gelin, Mutluluk hakkındaki en yaygın üç mite ve bilimsel gerçeklere bakalım. Bu gerçekler kovalamayı bırakmanızı ve onu keyifle karşılamayı sağlayacak.

Efsane 1: Mutluluk negatif duyguların yokluğudur.

Bu efsane mutluluk yolundaki en büyük engellerden birisi. Mutluluk 7 gün 24 saat mutlu olmakla ilgili değil. Mutluluk daima gülümseme, gülme ve eğlenceli olma değil. Mutluluk olumsuz duyguları hissedememek değil.

Gerçek: Mutluluk tam bir insani deneyim yaşamak, içinde hem pozitif hem de negatif duyguları barındıran bütüncül bir durum.

Tam bir insani deneyim yaşamak için iyi ve kötü, pozitif ve negatif tüm insani duyguları yaşamanız gerekli. Bunların ikisi de hayatta kalma ve gelişme konusunda önemli bir rol oynar. Pozitif duygular iyi hissettirirler ve işler yolunda gittiğinde ortaya çıkarlar. Negatif duygular ise rahatsız hissettirirler ancak yanlışları fark etmeyi, onları düzeltmeye çalışmayı sağlar. Negatif duygulardan kaçmayın çünkü onlar size rehberlik eden pusula gibidirler. Onları verimli şekilde yönetmeyi öğrenirseniz, pozitif duyguları bastırmalarına engel olursunuz.

Efsane 2: Başarı mutluluk getirir.

İnsanlar hiç bir zaman bugün olduğu kadar başarı odaklı olmadılar. Her şey en iyisi olmak, daha fazla para kazanmak ve iyi tanınır olmaktan ibaret. Ancak bunların hiç biri mutluluğa neden olmazlar. Pek çok çalışmada kazananların kaybedenlerden daha mutlu olmadıkları görülüyor. Evet, kazanıldığında başarı hissi geliyor ancak kısa süre sonra önceden sahip olunan temel mutluluk düzeyine geri dönülüyor. Aynı şekilde, temel ihtiyaçlarınız karşılandığı sürece daha fazla para sahibi olmak veya daha ünlü olmak sizi daha fazla mutlu etmeyecek.

Gerçek: Mutluluk başarıyı getirir.

Zihinsel, fiziksel ve ruhsal sağlığımıza odaklandığımızda, istediğimiz başarı doğal olarak gelecek. Sakin bir zihin ve aktif bir varlığa odaklanırsanız, daha az stresli hissedecek ve daha üretken olacaksınız. Bedeninizi hareket ettirir ve onu besinler ile beslerseniz, daha enerjik ve keyifli hissedeceksiniz. Son olarak, sizin için anlamlı bir yaşam yaşamaya odaklanırsanız, memnuniyet de beraberinde gelecek.

Efsane 3: Mutluluk için tek bir formül var.

Çok kişi yaşamda aynı şeyi istediğimizi düşünüyor ve bu nedenle mutluluk için her yaşamda aynı şeylerin gerekli olduğunu sanıyor. Gerçekten bu kadar uzak bir tarif olamazdı. Hepimiz özel varlıklarız. Yani her birimiz tamamlanması gereken ve doğru olan kendi özel yaşamımıza sahibiz.

Gerçek: Mutluluk için herkese uyan tek bir seçenek yok.

Büyük bir kurumda yönetici olmakla mutlu olabilirsiniz. Tek kişilik bir şirkette de mutlu olabilirsiniz. Evde kalmayı seven bir ebeveyn olarak mutlu olabilirsiniz. Doğru veya yanlış yok çünkü sadece siz, kendiniz için en doğrusunu biliyorsunuz. Şüphede kaldığınızda, kendinize şu iki soruyu sorun:

• Size hazcı mutluluğu ne veriyor? Anlık keyifler, tatmin veya yaşamınızda memnuniyet mi?
• Size eudamonistik mutluluğu ne veriyor? Anlam, amaç hissi ve sizin bir bütün olarak potansiyelinizi gerçekleştirmek mi?

Bu iki mutluluk türü arasında denge olduğu sürece mutluluk orada olacak.

Bu mitleri düşüncelerinizden çıkararak onları gerçek olanlar ile değiştirmeye çalışın. Böylece biraz nefes alabilir, yavaşlayabilir ve doğal yoldan dengeli, tamamlayıcı bir mutluluğu yaşamınıza katabilirsiniz.

Hafız-ı Şirazi’nin dediği gibi: “Mutluluk senin adını duyduğundan beri, seni bulmak için sokaklarda koşuyor.”

Koronavirüs ( Covid-19), sizde travma oluşturduysa ve sürekli olarak bu konu ile ilgili yoğun ve süreğen kaygı hissediyorsanız ve  neler yapacağınızı, nasıl baş edeceğinizi bilmiyorsanız bunu birlikte çalışabiliriz. Online terapi almak isterseniz bana bu numaralardan ulaşabilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog Diana Güler
Telefon: 0216 266 24 48 & 0533 086 30 22
Mail: info@dianaguler.com
İnstagram: dianagulerr