Oksitosin, halk arasında bilinen ismiyle “aşk hormonu”, “mutluluk hormonu” ya da “sevgi hormonu” olarak bilinmektedir. Oksitosin kişinin psikolojik olarak rahatlamasına ve kan basıncını düşürmeye yardımcı olurken, anti anksiyete etkiler gösteren bir nöro- hipofiziyal hormondur. Beynin hipotalamus bölgesinden salgılanan oksitosin, kişinin kendini rahatlamış, daha huzurlu ve mutlu hissetmesine yardımcı olmaktadır. Oksitosin hormonu seviyesi yükseldikçe kişinin ağrı eşiğini yükselir, büyüme ve iyileşme hızı artar. Yani aslında oksitosin, yaşamsal öneme sahiptir, güzel yaşamanın anahtarı olabilir.

Oksitosin hormonu, anti iltihap özellik göstermekte, iltihap tabanlı kronik hastalıkların da vücutta gelişmesini önleyici özellik gösterir. Vücudunda yeterince oksitosin hormonu salgılanan kişilerin sosyal ilişkilerinde güven duygusunun daha yüksek olduğu bilinmektedir. Oksitosin hormonunun mutlulukla ilişkisini gösteren pek çok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmaların birinde; biyolojik çocuklarla evlatlık edinilen çocuklardaki oksitosin seviyesi ölçülmüştür. Bunun için çocukların idrarındaki oksitosin ve onunla bağlantılı vasopresin hormonunun oranları karşılaştırılmıştır. Bu çocuklar biyolojik anneleriyle iletişim kurduğunda vücuttaki oksitosin oranı artarken, evlatlık edinilen çocuklarda oksitosin oranı sabit kalır. Yapılan bu çalışma ile evlatlık edinilen çocukların güven problemi yaşadıkları ve bu sorunun sebebinin de oksitosin hormonunun eksik salgılanması olduğu tespit edilmiştir.

Oksitosin hormonu ne zaman az, ne zaman fazla salgılanır?

Oksitosin hormonunun salgılanması kişinin mutluluk ve güven duygusuyla ile doğru orantılıdır. Bu bağlamda sevgi dolu bir dokunuş, ses ve koku faktörleri oksitosin hormonunun salgılanma düzeyini artıracaktır. Bunların yanında kişinin, başkalarına iyilik yapması, beklemediği birinden iyilik görmesi gibi psikolojik faktörler de oksitosin hormonun seviyesini arttırmakta etkilidir. Uzmanlar, oksitosin hormonunun bireyin içindeki cömertlik ve güven duygusunu ortaya çıkardığını, sosyal bir varlık olan her insanın bu hormona ihtiyacı olduğunu belirtmekteler. İnsanlar oksitosin hormonunun daha fazla salgılanması için negatif ve soyutlanmış ruh halinden uzaklaşıp, daha çok sevdiklerine sarılmalı, sevgi verip sevgi görmeli, istendiğini hissedip dokunmalıdır.

Yukarıda sıralanan olumsuz durum ve tutumların tersi olarak üzüntü, gam, keder, olumsuz duygular, yıkıcı hisler oksitosin hormonunun salgılanma düzeyini düşürmektedir. Zaten mutsuz ve stresli ruh hali oksitosin hormonunun salgılanma seviyesini düşürür. Aynı bağlamda vücuttaki oksitosin seviyesi azaldıkça mutsuzluk, huzursuzluk, güvensizlik gibi olumsuz duygular da artmaktadır.

Oksitosin eksikliği nelere sebep olur?

Oksitosin hormonu eksikliği daha çok kadınların duygu durumunu etkileyen bir sorundur. Oksitosin eksikliğinde; kişi kendini mutsuz, depresif, stresli hisseder. Oksitosin eksikliği yaşayan kişilerde migren, huzursuzluk, sinirlilik, uyumsuzluk, , gerginlik, kaygı ve endişe gibi duygular sıklıkla görülür.

Oksitosin hormonunun görevleri nelerdir?

• Kişinin ruh halini olumlu yönde dengeler, düzenler.
• Mutluluk, sevgi gibi olumlu duyguları artırır,
• Gebe kadınlarda vajina ve serviks genişlemesine yardımcı olarak normal doğumu kolaylaştırır.
• Doğum sonrasında anne adayı ve bebek arasındaki iletişim ve güven duygusunu artırır.
• Eşler arasındaki olumlu iletişimi güçlendirir.
• Hastalıklar ve travmalardan sonra iyileşme sürecini hızlandırır.

Oksitosin hormonu ve gebelik ilişkisi

Mutluluk, huzur gibi olumlu duyguların vücutta var olmasını teşvik eden oksitosin, gebelik döneminde de anne adayının ruh halinin daha olumlu olmasına katkı sağlar. Özellikle de doğum sürecinde oksitosin hormonuna çok fazla ihtiyaç duyulur. Normal doğum sürecinde en önemli olan anne adayının doğum anında vajina ve serviksinin yeterince genişlemiş olmasıdır. Bebeğin doğum kanalından sorunsuz bir şekilde geçip doğabilmesi bu genişlemeye bağlıdır. İşte bu sebeple de bu hormona oksitosin adı, yani “hızlı doğum” anlamına gelen Yunanca “oxys” ve “tokos” kelimelerinin birleşimi verilmiştir. Aslında mutluluk hormonu, aşk hormonu denen oksitosin hormonu daha çok normal doğumu kolaylaştıran, hızlandıran hızlı doğum hormonudur. Zira doğum zamanı yaklaşmış bir anne adayının vücudunda oksitosin hormonu eksikliğinde doğum normalden çok daha zor olabilir. Ancak tabi ki de normal doğumun sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi sadece oksitosin hormonuna bağlanamaz, doğumu kolaylaştıran kasılmalar pek çok faktörle birlikte oksitoksin seviyesi ile ilgilidir. Ancak doğumun kolay bir şekilde gerçekleşmesi için bu hormonun salgılanması veya seviyesinin yükselmesi önemlidir.

Oksitosin hormonu normal doğumu kolaylaştırırken sezaryen doğum sürecinde bu hormonun salgılanması ya da salgılanmaması doğuma herhangi bir etki etmemektedir.

Oksitosin hormonu ve doğum sonrası etkileri

Normal doğum sürecini kolaylaştıran oksitosin hormonu, doğumdan sonra da kadına yardımcı olmaktadır. Doğumdan sonra yeterli miktarda salgılanan oksitosin hormonu, anne ile bebek arasındaki bağı güçlendirir ve emzirme döneminde sütle dolu meme hücrelerini uyarır, bu şekilde sütün daha kolay akmasını sağlar. Yeni anneler oksitosin hormonu sayesinde bebek büyütmek konusunda pek çok zorluğu atlatabilir, bu süreci daha kolay ve keyifli yaşayabilir. Bu konuda yapılan araştırmalarda, oksitosin seviyesi yüksek olan anne adaylarının doğumdan sonraki ilk üç aylık dönemde bebeklerine çok daha fazla bağlı oldukları tespit edilmiştir. Zira oksitosin hormonu sadece anne ile bebek arasındaki bağı değil aynı zamanda eşler arasındaki bağı da güçlendirmekte, bu hormon sayesinde olumlu seyreden ruh hali olası gerginlikleri önler.

Tüm bu yukarıda anlatılanlar gibi hayatın her döneminde ve özellikle de gebelik ve doğum sürecinde çok gerekli olan oksitosin hormonu, vücut tarafından doğal olarak salgılanmaktadır. Aynı zamanda vücudundaki oksitosin hormonu yetersiz olan kadınlarda, doğumun başlatılmasında ya da doğumdan sonra kanamanın durdurulması gibi durumlar için doktorlar tarafından yapay şekilde üretilir ve kullanılır.  Aslında yukarıda sıralanan bu olumlu ve gerekli etkilerin yanında oksitosin hormonunun pek çok olağanüstü etkileri bulunduğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Şöyle ki; uzmanlar oksitosin hormonunun bazı hastalıklarda ve bazı travmalar sebebiyle oluşan olumsuz durumlarda tedavi amaçlı kullanılmasının faydalı olduğunu tespit etmişlerdir.

Oksitosin hormonu sayesinde, bazı hastalıkların tedavisinde ve bazı travmatik durumların atlatılmasında hastayı mutlu eden durumlar ön plana çıkarılıyor ve iyileşme süreci hızlanıyor.

Oksitosin hormonunun özellikleri nelerdir?

• İkili ilişkileri sağlamlaştırır,
• Bireylerin yaşamlarından haz duymasını sağlar,
• Kişilerarası bağlılığı ve sadakati geliştirir,
• Kişide hoşlanma, beğenme duygusunu ortaya çıkarır,
• Normal doğumu kolaylaştırır,
• Emzirmeyi kolaylaştırır ve teşvik eder,
• Cinsel isteği ve uyarılma düzeyini arttırır,
• Kişinin gerginliğini ve stresini ortadan kaldırır,
• Kişinin sevdiği koruyucu güdüleri ve sosyal yetenekleri geliştirir.

Vücuttaki oksitosin seviyesi doğal olarak nasıl artırılır?

• Sarılmak, dokunmak, el ele tutuşmak: birbirlerini seven kişilerin birbirine sarılması, dokunması, el ele tutuşması vücuttaki oksitosin seviyesini arttıran etkenlerdir. Çiftler arasında yaşanan her yakın temasta bu hormonun seviyesi artar ve çiftler arasındaki bağ kuvvetlenirken bireyler rahatlar.

Hayal kurmak: Mutluluk ya da mutsuzluk psikolojik olduğundan, sadece fiziksel aktiviteler değil, psikolojik unsurlar da vücuttaki oksitosin seviyesinin artmasında etkilidir. Örneğin bu konuda yapılan bir araştırma sonucunda eşlerini seven ev kadınları kocalarını düşündüklerinde vücutlarında hızla oksitosin salgıladıklarını ortaya koymuştur.

Eğlenceli etkinlikler yapmak: Herkesin sevdiği, keyif aldığı aktiviteleri yapması vücuttaki oksitosin seviyesini arttıran faktörlerden birisidir. Bir de bu aktivitelerin sevilen kişilerle yapılması bu kişiler arasındaki bağı da güçlendirmektedir.

Egzersiz yapmak: Yürüyüş, yoga, meditasyon, nefes egzersizleri, yüzme ve diğer çok yorucu olmayan fiziksel aktiviteler, vücuttaki oksitosin seviyesini artırmaya yardımcı olmakta, kişinin mutluluk düzeyini yükseltmektedir.

Masaj yaptırmak: Vücuttaki oksitosin seviyesinin yükselmesi kişinin rahatlamasıyla ilgili olduğundan kişiyi rahatlatan aktivitelerden biri olan masaj da vücuttaki oksitosin seviyesini arttırmakta, vücudun stresten arınmasına yardım etmektedir.

Evcil hayvan beslemek: Evcil hayvanlar bazıları için tıpkı kendi çocukları gibidir ve çok değerlidir. Bu sebeple de nasıl ki, kişinin sevdiklerine dokunması, onlara sarılması oksitosin seviyesini artırıyorsa, evcil hayvanları olanların da bu hayvanlara sarılmaları ve onlarla oynamaları sakinleştirici bir etkisi verir ve bu durumda oksitosin seviyesi artar.

İyilik yapmak: Sevilen, tanınan ya da hiç tanınmayan birine içinden gelerek az ya da çok iyilik yapmak veya onları mutlu etmek vücutta sevgi hormonu, yani oksitosin hormonu artmasını sağlamaktadır.

Sevilen deneyimler yaşamak: Oksitosin hormonu, tamamen kişinin sevdiği ve hoşlandığı işler, durumlar, konular ile ilgilidir. Bu hormonun salgılanmasında çok basit ama kurabiye kokusu, kuş cıvıltısı, müzik dinlemek, yemek yemek, doğayla iç içe bir yürüyüş yapmak, kişiyi geçmişte mutlu olduğu bir ana götürecek bir görüntü veya ses gibi faktörler çok etkilidir. Bu olumlu etkenler kişiyi rahatlatır, sakinleştirir ve vücuttaki oksitosin seviyesini arttırır.

İletişim kurmak: Yalnızlık kişide mutsuzluk yaratırken, birileriyle yüz yüze ya da iletişim araçlarıyla, sosyal medya aracılığıyla iletişim kurmak kişinin duygusal anlamda olumlu bir hal içine girmesine yardımcı oluyor. Bu konuda son dönemlerde yapılan araştırmalar başka kişiler ile iletişim kurmanın da oksitosin hormonunu yükselttiğini gösteriyor.

Hangi besinler oksitosin hormonu seviyesini yükseltir?

• Yumurta

Çok kaliteli bir protein kaynağı olan yumurta, faydalı yağlar, vitamin ve mineraller içermektedir. Bu bakımdan günde sadece 1 tane yumurta tüketerek vücuttaki oksitosin hormonunun seviyesini artırmak, kendini daha sakin ve mutlu hissetmek mümkün olabilir.

• Muz

Muz zaten anti-anksiyete ve anti-stres özellikleri ile bilinmektedir. Bu sebeple de depresyon, sebepsiz kaygı gibi psikolojik sorunlarla mücadele etmede her gün 1 tane muz yemenin çok önemli olduğu söylenmektedir. Muz, vücutta oksitosin hormonunun artmasına yardımcı olarak duygusal iyilik sağlamaktadır.

• Acı besinler

Acı biber yemek de oksitosin hormonu seviyesinin artırılmasına yardımcı olmaktadır. Acı biberin içinde bulunan vitamin ve mineraller hem sağlık açısından faydalı olması hem de mutluluk hormonu salgılanma düzeyini artırması açısından tavsiye edilmektedir.

• Protein içeren besinler

Vücuttaki oksitosin seviyesinin artması için kırmızı et, balık eti, tavuk eti, yumurta, süt ve süt ürünleri, soya fasulyesi, mercimek, fasulye, nohut, fıstık ezmesi, bezelye, kinoa, kabak çekirdeği ve ay çekirdeği gibi protein açısından zengin besinlerin beslenme programına eklenmesi önerilir.

• Meyve ve sebzeler

Meyve ve sebzelerin içindeki vitaminler, mineraller ve lifler hem sağlık açısından oldukça faydalı hem de psikolojik iyilik getirmesi bakımından çok önemlidir. Muz, elma, armut, çilek gibi rengarenk meyveler ve özellikle de yeşil yapraklı sebzeler vücuttaki oksitosin seviyesinin artmasına yardımcı olmaktadır.

• Omega 3 içeren besinler

Tüm Omega 3 kaynakları ve başta balık, tam bir oksitosin artırıcı özellik gösteren besinlerdir. Balık, kuruyemişler, zeytin ve diğer bazı bitkisel besin kaynakları Omega 3 içeriğiyle mutluluk, yani oksitosin hormonu seviyesini artırırlar.

• Tahıllar

Arpa, buğday ve çavdar gibi tahıllar, vücutta oksitosin hormonu seviyesini artırmaktalar.

• Su

Su, tüm vücut sağlığı için olmazsa olmaz besin maddesidir ve gün içinde yeterince su tüketerek oksitosin hormonu seviyesini arttırmak mümkündür.