Şüpheci olanlar meditasyon ve diğer stres azaltma tekniklerinin güzel ancak verimsiz uygulamalar olduklarına uzun süredir inanıyorlar. Hiç bir şey gerçekten bu kadar olamaz ve bunun için bilimi de kullanacağız.

Kronik Stresin Beden Üzerindeki Etkileri

Kronik stresin birden fazla yoldan vücut üzerinde zararlı etkilerinin olduğuna dair şüphe yok. İlk başta sağlıklı davranışları bozarak etki etmeye başlıyor. Eğer zorlu bir günde şekerlemeler ve sigarayla idare etmeye çalıştıysanız bu durumu birinci elden biliyorsunuz demektir. Ancak davranış üzerindeki bu etkilerinin yanında stres bedeni de doğrudan etkiliyor.

Pek çok kanıt kronik stresin fiziksel sağlığı bozduğunu gösteriyor ve tansiyonu arttırmaktan tutun da kalbe hasara kadar pek çok şey var. Diyabet, astım ve mide bağırsak problemlerinde rol oynuyor. Yüksek düzeyde stres yaşlanma sürecini bile hızlandırabilir.

Buna karşın daha az stres gösteren bireylerin sağlıklarının daha iyi olma eğilimi var ve bunun neden olduğunu anlamaya başlıyoruz. Stres yönetimi tüm bedeninize fayda sağlayabilir ve genlerinizi bile etkileyebilir.

Strese Bağlı Sağlık Problemleri

Stres stres problemlerini alevlendirebilir ve onlara katkı sağlayabilir. Bazıları şöyle:

• alerjik cilt reaksiyonları
• yüksek tansiyon
• anksiyete
• artrit
• kabızlık
• öksürük
• depresyon
• diyabet
• sersemlik
• diş eti hastalıkları
• baş ağrısı
• kalp problemleri
• mide yanması
• enfeksiyon hastalıkları
• uykusuzluk ve yorgunluk
• rahatsız bağırsak sendromu
• menopoz belirtileri
• hamilelerde sabah bulantıları
• sinirlilik
• her türlü kas ve eklem ağrıları
• parkinson hastalığı
• ameliyat sonrası ödemler
• adet belirtileri
• AIDS’in yan etkileri
• kanserin yan etkileri
• yaralarda yavaş iyileşme
• ülser

Stres bir noktaya dek bu belirtileri kötüleştiriyor ve bu nedenle rahatlatıcı tepkiler ve diğer stres yönetimi yöntemleri iyileştirici olabilirler.

Kalp Damar Hastalıkları

Kalp damar hastalıkları kalp ve damarları etkileyen hastalıkları ifade eder. Kronik stres en yaygın 3 hastalığa etki eder: atheroskleroz (damarlarda yağ depoları oluşması), kalp krizi ve yüksek tansiyon. Stres aynı zamanda atriyal fibrilasyon, çarpıntılar, prematüre ventriküler kasılmalar ve diğer ritim problemlerine de sebep olabilir. Yoğun fiziksel ve duygusal deneyimler (ameliyat veya sevilen birinin ölümü gibi) stres kardiyomiyopatisi adlı yaygın olmayan bir rahatsızlığa sebep olabilirler.

Pek çok psikolojik faktör (depresyon, anksiyete, kızgınlık ve düşmanlık ile yalnızlık gibi) strese etki edebilir. Bunun yanında işle, aile ve finansal durumla ilgili sosyal faktörler de aynı etkiyi gösterirler. Sadece tek başına bile bu faktörlerin her biri kalp problemine sebep olabilir. Birleştikleri zaman güçleri de üssel şekilde artar.

Stres Yönetimi Yardımcı Olur mu?

Evet. Stres yönetiminin faydalarına dair en güçlü kanıtlar kalp hastalığı çalışmalarından geliyor. Medicare sponsorluğunda yapılan ve American Heart Journal’da yayınlanan bir çalışmada, iki ulusal bazda tanınan program incelenmiş. Bu programların hedefi yaşam tarzı değişimleri, stres yönetimi, spor ve beslenme danışmanlığı gibi yöntemler ile kalp sağlığını iyileştirmekmiş.

3 yıl süren çalışmanın sonunda, katılımcılar (hepsinde kalp hastalığı varmış) kilo vermişler, tansiyonları düşmüş, kolesterol düzeyleri iyileşmiş ve daha iyi bir psikolojik durum rapor etmişler. Her iki program da kardiyak fonksiyonları iyileştirmiş. Bunun yanında programlardan birisine katılan katılımcılarda ölüm oranları daha düşük olmuş ve kontrol grubuna göre kalp hastalıklarından hastaneye düşme ihtimalleri de azalmış.

Kalp krizi veya kalp ameliyatı geçirdikten sonra bile stres yönetimi böyle olaylar geçiren insanların toparlanması için yapılan kardiyak rehabilitasyonun etkilerini güçlendirebilir.

Yüksek Tansiyon – Hipertansiyon

Stres yönetiminin özellikle yüksek tansiyonu düşürmekte etkili olduğu görünüyor. Kan basıncı gün içerisinde değişir, spor yaparken veya sinirlenince yükselir, dinlenirken ve uyurken düşer.

Stres hormonlarının salgılanması kalbin daha hızlı atmasına sebep olur ve tansiyon yükselir. Sıklıkla bu artış geçicidir ve tehdit geçtiği zaman kalp yavaşlar, tansiyon normale döner. Ancak stres tepkisi sürekli ise tansiyon devamlı yüksek kalabilir.

Yüksek tansiyon kalbin kanı dolaştırmak için daha güçlü atmasını gerektirir ve bu da kalp kaslarının kalınlaşmasına sebep olur.

Ancak kalpte daha büyük kaslar daima daha fazla güç anlamına gelmezler. Genelde kalp kaslarına gelen kan akışı aynı oranda artmaz ve zaman içerisinde kalp zayıflar, bir pompa olarak daha az iş görür ve iflas eder.

Yüksek tansiyon damar duvarlarına da zarar vererek atherosklerozu tetikler. Yüksek tansiyon oluştukça kalp krizi, kalp iflası, felç ve hatta böbrek hastalıkları riskiniz artar.

Stres Yönetimi Yardımcı Olur mu?

Evet, rahatlatıcı tepki tansiyonu düşürebilir. Pek çok teknik verimli. Örneğin 2013 yılında Amerikan Kalp Derneği tarafından yapılan bir bilimsel açıklamada, pek çok çalışmanın meditasyonun tansiyonu düşürücü etkisinden bahsedildiği aktarılıyor.

Rahatlatıcı tepkilerin uygulanması, sekiz haftalık ve rahatlama tepkisi programı ve diğer stres yönetimi teknikleri programına dahil olan yaşlı bireyler üzerinde yapılan kontrollü randomize bir çalışmaya göre tansiyonu kontrol altına alarak ilaç kullanımının da azaltılmasını sağlayabiliyor.

Mide Bağırsak Bozuklukları

Mide bağırsak sistemi duygulara karşı çok hassastır ve sinir, anksiyete, üzgünlük ve sevinç gibi duyguların hepsi bağırsaklarda tepkiye sebep olurlar. Beyindeki ve bağırsaklardaki sinirler arasındaki bağlantılar ve benzerlikler düşünülünce bu çok normal.

Bağırsaklar enterik sinir sistemi tarafından yönetilirler. Bu sinir sisteminde 100 milyondan fazla sinir bulunur ve bunlar sindirimin her aşamasını kontrol ederler ve merkezi sinir sistemi ile bağırsak mikrobiyomu tarafından etkilenirler.

On yıldan uzun süre önce, Gut adlı yayında yayınlanan bir çalışmada, psikolojik ve fizyolojik faktörlerin kombinasyonunun mide bağırsak ağrıları ve diğer bağırsak belirtilerine sebep olduğu aktarıldı. Ağır yaşam stresi, raporda belirtildiği gibi, genelde mide bağırsak kliniklerinde tedavi gören insanlar için fonksiyonel bağırsak rahatsızlıklarının bir işareti oluyor. Laboratuvar deneyleri sindirim sisteminin duygusal uyarım ve mental strese tepki verdiğini gösteriyorlar. Mide asitinin salınımı artıyor ve bu da mide yanması ve yemek borusunda inflamasyona sebep olabiliyor. Stres aynı zamanda ince bağırsakta ve kolonda anormal kasılmalara sebep olarak gıdaların geçiş hızını etkiliyor ve bu da rahatsız bağırsak sendromuna sebep oluyor.

Stres Yönetimi Yardımcı Olur mu?

Muhtemelen evet, özellikle rahatsız bağırsak sendromu varsa. Bu rahatsızlığın ilaçları, beslenme değişimi, spor, probiyotikler gibi faktörlere ek olarak Ulusal Diyabet, Sindirim ve Böbrek Hastalıkları Kurumu meditasyon, hipnoterapi, bilişsel davranış terapisi ve diğer psikoterapi formlarını da stres yönetimi için öneriyor.

Şeker Hastalığı

ABD’de 26 milyon insanın şeker hastası olduğu tahmin ediliyor. Bazıları bunu biliyor, bazıları bilmiyor. Büyük kısmında tip-2 diyabet var ve bu genelde obezite, kötü beslenme ve hareketsizlikten kaynaklanıyor. 79 milyon amerikalı ise normalden yüksek kan şekeri düzeyleri ile şeker hastalığının sınırlarında geziyor.

Kronik stresin diyabete sebep olduğu düşünülmese de, kan şekerinin kontrolünü daha zor hale getirebilir, özellikle de baskıyı hafifletmek için sağlıksız davranışlarda bulunuyorsanız. Kan şekeri düzeylerini doktorun önerdiği belli değerler içerisinde tutmak, diyabetten kaynaklanan pek çok komplikasyonun önlenmesine ve yavaşlatılmasına katkı sağlayabilir. Kalp hastalıkları, nefropati ve psikolojik rahatsızlıklar bunlar arasında.

Stres Yönetimi Yardımcı Olur mu?

Muhtemelen. Eldeki en iyi kanıt şu anda yoganın tip-2 şeker hastalığı üzerindeki etkileri. 2016 yılında Journal of Diabetes’te yayınlanan bir değerlendirmede, 25 farklı deneyden gelen veriler yoganın kan şekeri kontrolü, yağ düzeyleri ve beden kompozisyonu üzerinde iyileştirici etkide bulunduğunu gösteriyorlar.

Kanser

Kanser tek bir hastalık değil, pek çok hastalık. Ortak nokta ise anormal hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmaları. Şu anda stresin doğrudan kansere sebep olduğunu gösteren kanıtlar yok. Ancak uzun vadeli stres tümörlerin mikro çevrelerini değiştirebilir ve bağışıklık sisteminin savunma mekanizmalarını bozabilir.

Kanser gelişimine dair teorilerden bir tanesinde, hücrelerde kanserli değişimlerin pek çok sebepten kaynaklanabildiği belirtiliyor ancak bağışıklık sistemi bu hücreleri tanıyor ve yok ediyor. Ancak bağışıklık sistemi verimsiz hale gelirse bu hücreler çoğalma şansı buluyorlar. Kronik stres bağışıklık tepkisini önleyebildiği için bedenin kanserli hücreleri yok etme mekanizmasını bozabilir.

Stres Yönetimi Yardımcı Olabilir mi?

Şimdiden söylemek için erken ancak ipuçları var. Atnı zamanda stres yönetimi kanser olan insanların duygusal ve fiziksel etkilerle baş etmelerini kolaylaştırabilir. Ulusal Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi’ne göre meditasyon yapmak kanserli insanlarda anksiyete ve stresi almaya yardımcı oluyor, yorgunluğu azaltıyor ve ruh halini iyileştirerek uyku bozukluklarına iyi geliyor.

Astım

Stres pek çok astım vakasında açık bir rol oynar. Normalde nefes aldığınız zaman hava bronşlardan geçer ve alveol adlı hava keselerini doldurur, burada oksijen havadan kana geçer. Aynı zamanda akciğerlere dönen kan karbondioksit verir ve bu karbondioksit alveollerde toplandıktan sonra bronşlardan geçer ve dışarı atılır.

Bronşları kasan ve gevşeten otonom sinir sistemi strese karşı çok hassastır. Tehditler, sinir eden haberler veya duygusal sorunlar gibi güçlü uyarıcılar bronşların kasılmasına sebep olurlar ve bu da hava giriş çıkışını zorlaştırır. Sonuç olarak stres ve korku ve sinir gibi güçlü duygular astım ataklarını astım hastası insanlarda tetikleyebilirler. Elbette fiziksel stres kaynakları, yanı soğuk hava ve spor da aynısını yapabilir.

Stresin astım gelişimi üzerindeki rolü henüz tartışma halinde. Yaşamın erken dönemlerinde yoğun aile baskısının ciddi risk faktörlerinden birisi olduğu düşünülüyor. Ancak genetik durum, belli alerjenlere maruz kalmak, viral enfeksiyonlar ve belli alerji işaretlerine karşı yükselen düzeyler de önemli kabul ediliyorlar.

Stres Yönetimi Yardımcı Olabilir mi?

Muhtemelen. 2016 yılında Cochrane Database of Systematic Reviews’ta yayınlanan ve 15 randomize çalışmaya dair yapılan bulgu incelemesinde, yoganın astımlı insanlar üzerindeki etkisi gözlemlenmiş. Yazarlar yoganın yaşam kalitesi ve hastalık belirtilerine dair ufak iyileşmeler sağlayabileceğini belirtmişler. Ancak yoganın akciğer fonksiyonları ve ilaçlar üzerindeki etkileri henüz bilinmiyor.

Koronavirüs ( Covid-19), sizde travma oluşturduysa ve sürekli olarak bu konu ile ilgili yoğun ve süreğen kaygı hissediyorsanız ve  neler yapacağınızı, nasıl baş edeceğinizi bilmiyorsanız bunu birlikte çalışabiliriz. Online terapi almak isterseniz bana bu numaralardan ulaşabilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog Diana Güler
Telefon: 0216 266 24 48 & 0533 086 30 22
Mail: info@dianaguler.com
İnstagram: dianagulerr