Duke Üniversitesi’ne göre ABD’deki yaşam süresi beklentisi düşüşte ve bu sayede baby boomer neslinden değil, aynı zamanda X ve Y neslinden de kaynaklanıyor. Erken ölüm sebepleri ise ırka, cinsiyete ve etnisiteye göre değişim gösterebiliyor.

Veriler, 1990-2016 yılları arasında toplanmış olan CDC Ölüm Çoklu Sebep Dosyaları içerisinden elde edilmişler ve burada 1946-1992 yılları arasında doğmuş olan amerikalıların ölüm sebepleri üzerine çalışılmış. X jenerasyonunun yaşı 38-45 arasında, Y jenerasyonunun yaşı ise 27-37 arasında kabul edilmiş ve özellikle ispanyol kökenli olmayan beyazlar ele alınmışlar. Bunlara bir de Silver Tsunami Baby Boomer nesli dahil edilmiş.

International Journal of Epidemiology’de yayınlandığı üzere, X ve Y nesilleri büyük durgunluk sırasında 25-43 yaşları arasındalarmış ve iş bulmakta daha fazla sorunlar yaşamaları sağlıkları üzerinde etkili olmuş olabilir.

5 farklı yaş grubu içerisindeki ölüm oranları incelenmiş, kadınlar ve erkekler karşılaştırılmış, beyazlar, siyahlar ve ispanyol kökenliler karşılaştırılmışlar, bu esnada her gruptan en büyük 9 ölüm sebebi değerlendirilmiş, bu sayede farklı etnik gruplar, cinsiyetler ve etnisiteler arasındaki artan ölüm oranlarının altta yatan sebeplerinin değişiklik gösterdiği tespit edilmiş.

Baby boomer nesli için 5 ölüm sebebi ölüm oranlarını arttırmış: aşırı uyuşturucu kullanımı, kazalar gibi dış kaynaklı vakalar ve cinayetler, KOAH, intihar ve HIV-AIDS. Bunlar tüm ırk, etnisite ve yaş gruplarında görülmüşler.

X jenerasyonunda (1973-1980 doğumlu) ve Y jenerasyonunda (1981-1991 doğumlu) ise yaş gruplarında ölüm sebepleri etnisiteye göre değişiyor:

  • İspanyollar: intihar ve aşırı doz öncelikli ölüm sebebi
  • İspanyol olmayan beyazlar: her iki cinsiyette de aşırı doz ve alkol kaynaklı hastalıklar artışta
  • İspanyol olmayan siyah kadınlar: diyabet kaynaklı ölümler artıyor
  • İspanyol olmayan siyah erkekler: kanser, alkol kaynaklı hastalıklar ve kazalar gibi dış faktörler

Üzerine çalışılan zaman aralığı ağrı kesici krizi ve büyük buhran dönemini barındırıyor ve Emma Zang’a göre bazı farklılıklar ağrı kesicilere erişimin etnik gruplarda farklı olmasından kaynaklanabileceğini gösteriyor.