Londra’daki Queen Mary Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan ve International Journal of Cancer’da yayınlanan yeni bir çalışmada, 15.000 katılımcının yer aldığı bir deney yapılmış ve test sonuçlarının rahim ağzı kanserinin tespitinde %100 etkili olduğu görülmüş.

Bu yeni epigenetik bazlı test, Pap smear ve HPV virüsü testlerini geride bırakabiliyor ve aynı zamanda daha düşük maliyetlere sahip. HPV ve Pap smear testleri ile karşılaştırıldığı zaman rahim ağzı kanserinin gelişimini beş yıla kadar daha erken şekilde tahmin edebiliyor.

Dr. Attila Lorincz, kolon, prostat, orofaringeal ve rahim ağzı kanserlerinin erken teşhisinde DNA mutasyonları yerine epigenetiğin kullanımının gerekli olduğuna dair artan kanıtların olduğunu belirtiyor. Testlerinin rahim ağzı kanserini ne kadar iyi tespit edebildiğinden memnun olan doktor, bunun epigenetiğin büyük kanser türlerinin gelişimine dair klinikteki hastalardan alınan verilerin kullanımındaki kritik rolünü ortaya koyan ilk deneme olduğunu belirtiyor.

Pap smear testi rahim ağzı kanserinin önlenmesi için en yaygın kullanılan yöntem ancak ön-kanserlerin sadece %50’sini tahmin edebiliyor. HPV DNA’sını araştıran test daha doğru sonuç veriyor ancak sadece HPV sahibi olan kadınları tanımlayabiliyor ve gerçek kanser riskini ortaya koymuyor. Bu testin bir diğer problemi ise HPV sahibi kadınların büyük kısmının hastalık geliştşirmeden zamanla bu virüsten kurtulmaları.

Bu yeni epigenetik bazlı çalışma HPV ve Pap smear testlerinin performansını aşmış ve invasif rahim ağzı kanserini tespit etmekte %100 başarılı olmuş. Pap smear testi kanserlerin sadece dörtte birini tespit edebilmiş, HPV testi ise yarısını tespit etmiş.

Epigenetik bazlı testlerinin yüksek derecedeki serviks kanserini erken dönemde tespit edebilmesine dayanan araştırmacılar, bu uygulamanın bir klinikte uygulanması halinde doktora yapılan ziyaretlerin adedini azaltabileceğini ve testlerin de azalacağını, böylece hastalığın tespitinde daha az masraflı bir yöntemin ortaya koyulabileceğini belirtiyorlar.