Milyonlarca türü bulunan mantarların bir kısmı zararlı iken, çoğunluğu zararsızdır. Bilinen odur ki, dünyada yaklaşık 300 farklı türde mantar insanları hasta edebilmektedir. Neredeyse herkesin yaşamın bir döneminde maruz kaldığı mantar hastalıklarına genellikle çevrede yaygın olarak bulunan mantarlar neden olmaktadır. İnsanları hasta eden mantarlar açık havada, toprakta, bitkilerde, ağaçlarda, iç mekanlarda ve insan derisinde rahatça yaşayabilmektedir. Çoğumuzun zaman zaman karşılaştığı cilt sorunu olarak mantar enfeksiyonu da sağlığı olumsuz etkilemekte, pek çok şikayete sebep olmaktadır. Mantar enfeksiyonlarına dair bilinen en net veri, temas yoluyla bir kişiden başka bir kişiye geçebildiği, oldukça bulaşıcı olduğudur. Böyle olunca da mantar enfeksiyonlarının içerdiği riskler biraz daha artmakta, insanları endişelendirmektedir.

Ciltte mantar enfeksiyonu

Çok yaygın olarak görülen ciltte mantar enfeksiyonları hem çocukları hem de yetişkinleri etkileyebilmektedir. Bunlardan en sık görülenler;  intertrigo, atlet ayağı, tinea capitis, kasık mantarı, tırnak mantarı şeklinde sıralanabilir. Bu enfeksiyonların belirtileri kesinlikle çok rahatsız edici ve tahriş edici olmakla birlikte, risk açısından değerlendirildiğinde nadiren tehlikelidir ve uygun topikal krem veya oral ilaçlar kullanılarak kolaylıkla tedavi edilebilir.

  • İntertrigo

Vücutta genellikle derinin kat kısımlarında, yüzeylerin birbirine sürtünmesi sonucu oluşan kızarıklık ve hafif iltihaplanma, cilt tahrişidir. İntertrigo; genellikle nemli iklimlerde yaşayanlarda ve şişman kişilerde görülmekte, ısı, nem ve sürtünmeden kaynaklanan kaşıntı ve yanma hissi ile kendini göstermektedir.

  • Tinea capitis

Tinea capitis genellikle çocukları etkileyen, saçlı derideki mantar infeksiyonudur. Bulaşıcıdır ve erken önlem alınmaz ise kalıcı saç kayıplarına neden olabilir. Kıyaslandığında erkek çocuklarda kız çocuklara oranla daha fazla görülmektedir.

  • Kutanöz kandidiyaz

Kutanöz kandidiyaz; vücudun hemen hemen her yerinde görülebilen, ancak çoğunlukla koltukaltı ve kasık gibi nemli ve sürtünen bölgelerde görülen bir sorundur. Bebeklerde en sık karşılaşılan bebek bezi döküntüleri sebebi olarak bilinir ve obez veya şeker hastalığı olan kişilerde sıklıkla görülür.

  • Atlet ayağı

Atlet ayağı, en sık yaşanan dermatofit enfeksiyonudur ve genel olarak kaşıntılı, pullu, iltihaplı döküntüler olarak ayak parmaklarının perdelerinde oluşmaya başlar. Her geçen gün artarak devam eden ağrı, ağrılı çatlaklar, bazen hoş olmayan koku, kırmızı ve beyaz şişlikler ile karakterizedir. Atlet ayağı tedavi edilmezse ikincil bakteriyel enfeksiyonlar da tabloya eklenir.

  • Tırnak mantarı

Tırnak mantarı daha çok ayak parmak tırnaklarında görülen mantar enfeksiyonlarıdır. Genellikle tırnağın ucundan başlar, önce büyük tırnakta görülür ve sıklıkla asimetrik olur. Mantardan etkilenen tırnak beyaz veya sarımsı renklerdedir ve aşama aşama daha kırılgan bir hale gelir. Tırnak mantarı bulaşıcı olduğundan tedavi edilmedikçe her geçen gün daha çok tırnak etkilenir. Bu enfeksiyonlar genellikle ağrısız olur. Ancak hasar ilerledikçe ağrı olur ve tırnak kalınlaşarak ayakkabı giymeyi zorlaştırır.

  • Kasık mantarı

Kasık mantarı, sık görülmemekle birlikte en rahatsız edici mantar türlerindendir. Çoğunlukla erkeklerde görülen kasık mantarı, kasık bölgesinde kızarıklıkla ortaya çıkar, bazen de cinsel organlara kadar yayılır. Genellikle yanma ve kaşıntı şikayetleri olur.

Cilt mantarı neden olur?

Cilt mantarı enfeksiyonları; mantar sporları vücutta ölü keratin hücrelerini kapladığında oluşmaktadır. Bu enfeksiyonlar çok bulaşıcıdır ve kolaylıkla bulaşabilirler, ortak kullanım alanlarında bulunabilirler. Tüm mantarlar nemli ortamlarda çok hızlı ürediği için toplu olarak kullanılan eğlence merkezleri, yüzme havuzları, çocuk oyun alanları ve banyolar gibi yerler gerektiği şekilde temizlenmezse mantar bulaşmasına elverişlidir. Ancak önemle altını çizmekte fayda var ki, cilt mantarı oluşumunda ya da mantarın bulaşma sıklığında kişinin bağışıklık sisteminin rolü büyüktür. Şöyle ki; zayıf bir bağışıklık sistemi kişiyi hiçbir olumsuz dış etkene karşı koruyamaz, mantarların bulaşması için de bu tür zayıflıklar uygun ortamı sağlar.

Cilt mantarı riski artıran faktörler şu şekilde sıralanabilir:

  • Bağışıklık sisteminin zayıf olması,
  • Çok kilolu ya da obez olmak,
  • Banyo ve duştan sonra cildin kurulanmaması, nemli kalması,
  • Cilt mantarı enfeksiyonu olan bir kişi ile temas etmek,
  • Kıyafetler, havlular ve yatak örtüleri gibi mantarlar barındıran eşyalara temas etmek,
  • Ortak kullanılan duş ve havuzlarda çıplak ayakla dolaşmak,
  • Terliyken terin kurumasını engelleyen dar, sıkı kıyafetler giymek,
  • Şeker hastası olmak,
  • Sık antibiyotik kullanmak,
  • Gebelik,
  • HIV / AIDS gibi bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklara sahip olmak,
  • Sağlıksız ve yoksun beslenmek

Ciltte mantar enfeksiyonu belirtileri nelerdir?

Ciltte mantarı enfeksiyonu en sık olarak kaşıntı, kepeklenme ve kızarıklık  ile kendini gösterir. Katlantı bölgeleri etkileniyorsa tabloya sulantı da eşlik eder.

Ciltte mantar enfeksiyonu nasıl tedavi edilir?

Ciltte mantar enfeksiyonlarında iki temel tedavi yöntemi uygulanır. Bunlar; antifungal ilaçlar ve nem önleyici tedbirlerdir. Tipik olarak tedavide antifungal ilaçlar kullanılır. Tırnak mantarı ve saç mantarı tedavisine sürmeli kremler ile birlikte sıklıkla ağızdan alınacak ilaçların eklenmesi gerekir. İlaç tedavisinin yanında mantar oluşan cilt alanının kuru kalmasını sağlamak önerilir.

Mantar hastalıklarında cilt alarm verir!

Tekrarlayan mantar enfeksiyonları kişinin bağışıklık sisteminin zayıfladığının erken dönem habercileridir.  Bazen mantar mikrobu sağlıklı iken alınır, mikrop herhangi bir infeksiyon yaratmaz fakat bağışıklık sistemi zayıfladığında hastalık ortaya çıkar.

Mantar enfeksiyonlarını önlemek için nelere dikkat edilmeli?

Mantar hastalıkları kişinin bağışıklık sisteminin zayıflaması ile bağlantılı olduğundan, bağışıklık sisteminin zayıflamasına sebep olan kronik hastalıklar ve enfeksiyon gibi değiştirilemeyen sebeplerin yanında yaşam şekli ve beslenme alışkanlıklarındaki hatalar da etkili olabilir. Kişi yetersiz ve dengesiz beslendiğinde bağışıklık sistemi zayıflamaktadır. Özellikle karbonhidrat bakımından zengin beslenme, antikorların yapıtaşı olan protein bakımından zayıf beslenme, aşırı kilo ve de aşırı zayıflık bağışık sistemini baskılamaktadır. A, B, C, E, D vitaminleri, selenyum, demir, çinko ve karotenler bağışıklık sisteminin performansında hep birlikte önem taşımaktalar. Bu bakımdan bunlardan herhangi birinin eksik olması vücudu dış etmenlerin saldırılarına açık hale getirir. Aynı zamanda alkol, sigara kullanımı, radyasyona maruz kalma, probiyotik eksikliği, yetersiz uyku, iyi dinlememek, aşırı stres, çok fazla antibiyotik kullanımı bağışıklık sistemimizin zayıflamasına sebep olduğu için kaçınılmalıdır.

Bağışıklık sistemi nasıl güçlendirilebilir?

  • Düzenli ve dengeli beslenmek,
  • A, B, C, E, D vitaminleri ve çeşitli mineralleri içeren besinleri almak,
  • Düzenli ve kaliteli uyumak,
  • Stresten uzak durmak,
  • Düzenli olarak egzersiz yapmak,
  • Probiyotik desteği almak,
  • Sindirim sistemini güçlendirecek bir yaşam rutini oluşturmak,
  • Beslenme alışkanlıklarını daha çok ev yapımı, doğal ürünlerden oluşturmak,
  • Bol bol su içmek,
  • Daha olumlu düşünen ve davranan, ruhsal ve bedenen sağlıklı kişilerle daha çok vakit geçirmek,
  • Mevsiminde olan besinleri tüketmek,
  • Giyim, kuşam ürünlerini mevsime, havaya uygun seçmek,
  • Varsa kronik rahatsızlıklar için düzenli tedavi almak şeklinde sıralanabilir.