Depresyon, madde kullanımı ve antisosyal davranışlar gibi tipik risk faktörleri düşüşte olsalar bile genç Y kuşağı arasında yükselişte olabilir. International Journal of Epidemiology’de yayınlanan yeni bir çalışma bunu gösteriyor.

Araştırmacılar İngiltere’deki iki farklı grup Y kuşağı arasında değerlendirme yapmışlar, bir grup 91-92 senelerinde doğarken, ikinci grup 2000-2002 aralığında doğmuş.

Araştırmacılar, genç grupta 14 yaş civarında hem depresyon hem de kendine zarar verme davranışlarının genel olarak yaşlı gruba göre artış gösterdiğini tespit etmişler.

2005-2015 yılları arasında depresyon belirtileri %9’dan neredeyse %15’e yükselmiş. Her grubun kontrolleri bu yıllar arasında yapılmış ve kendine zarar verme davranışları %12’den %14’e yükselmiş.

Bunun yanında genç Y kuşağındaki bireylerde sigara içme, alkol alma ve antisosyal davranışlar gösterme gibi genel risk faktörleri daha düşük çıkmış.

Bu en yeni araştırma İngiltere’de yapılmış olsa da benzer bulgular ABD’de de elde edilmişler.

Örneğin Blue Cross Blue Shield’daki bir raporda, 2013 yılında Y kuşağındaki bireylerin majör depresyon tanıları %47 artış göstermiş.

Y Kuşağı Nedir?

Y kuşağının yaş aralığı tanımlaması biraz karışık.

ABD Nüfus İdaresi, bitiş yılı olarak 2000 senesini görürken, Pew Araştırma Merkezi ise 1996 senesini görüyor.

Ancak İngiltere’deki araştırmada genç grup Y kuşağının bitip Z kuşağının başladığı sınır bölgesini ifade ediyor olsa da, sonuçlar açık: Çocuklar depresyonda ve sebebi belli değil.

Çalışmada genç Y kuşağının yaşlı Y kuşağına göre her gece sekiz saatten daha az uyuduğu ve beden kitle endeksinin de daha yüksek olduğu görülüyor.

Ancak araştırmacılar bu veriden tek bir sonuca varılmasına karşı uyarıyorlar.

Bunun yerine bu sonuçların bu faktörler arasındaki ilişkinin şu anda anladığımızdan daha karmaşık ve dinamik olabileceğini belirtiyorlar.

Suçlu Sosyal Medya mı?

Pek çok uzman, sosyal medyanın depresif belirtilerdeki artışta etkili olabileceğini belirtiyor.

“Y kuşağı internet ve sosyal medyadan gelen devamlı bilgi akışı ile birlikte büyüyen ilk nesildi ve başkalarının kişisel ve profesyonel yaşamlarına dair detaylarla bombardıman altında kaldılar.” diyor Florida’dan zihin sağlığı terapisti Jessica Singh. Sonrasında ise devam ediyor: “Y kuşağı kendi durumlarını ve başarımlarını başkaları ile karşılaştırmak zorunda kalıyor ve bu da onlara güvensiz ve başarısız hissini veriyor. Bunun sonucunda Y kuşağı daima her şey yolundaymış gibi görünme ve davranma baskısı altında kalıyor. Bu da daha düşük özgüven, anksiyete ve depresyon ile sonuçlanabilir.”

Bu bilgiler geçmişte yapılan sosyal medyanın depresyon ve yalnızlığı arttırdığını gösteren çalışmalarla da uyumlu.

Kaliforniya’dan psikolog Kathryn Moore ise şöyle diyor: “Sosyal medya etkileşimleri gerçek hayata göre daha az gerçek, daha az varlıklı ve koruyucular. Sosyal olduğunu söyleyen pek çok genç yetişkinin tek sosyal etkileşimlerinin internetten konuşmak ve saatlerce oyun oynamak olduğunu görüyorum. Bu tip sosyal etkileşimler gerçekten paylaşıom, bağlılık ve bilinme hissi sağlamazlar.”

Borç ve Ekonomi

Bazı uzmanlar ise Y kuşağının depresyon oranlarındaki artışın borç ve ekonomiye bağlı olabileceğini belirtiyorlar.

İlişki terapisti Monica White şöyle diyor: “Y kuşağında depresyon oranları doğal olarak artıyor çünkü öğrenci borçlanmasındaki artışlar, iş devamlılığındaki azalma, kira ekonomisi ve iş güvenliğinden dolayı küresel olarak dolaşmanın pozitif sosyal desteği yok etmesi buna sebep oluyor.”

Dr. Michael DeMarco da buna katılıyor: “İnternet aslında bize bir anlam vermedi. Uygulama kültürü eskisinden daha fazla yalnız ve izole hissetmemize sebep oluyor. Büyük öğrenci borçları nedeniyle, ev alıp finansal özgürlüğe kavuşmanın ve öğrenci borçlarını ödemenin pek yolu kalmadı.”

Y kuşağının sahip olduğu ve depresyon belirtilerinin azaltılması konusunda pozitif etkilere sahip olacak sadece bir nokta var ve o da tedavi görme eğilimlerinin daha yüksek olması.

Dr. Vincent Nelson bu konuda şöyle diyor: “Depresyona dair mevcut olan yaygın korku Y nesli ve daha genç nesillerde azalıyor ve bu nedenle doktora danışma ihtimalleri daha yüksek. Ancak 5 Y kuşağından 1 tanesi hala tedavi almak istemiyor.

İşaret ve Belirtiler

Sağlık psikoloğu Geny Zapata şöyle diyor: “Depresyona sahip olanların maruz kaldıkları problemlerin bazılarının uyarı işaretleri arasında uykuda değişimler, yeme düzenindeki değişimler, iş ve okul performansındaki değişimler, artan izolasyon, ruh hali değişimleri, keyif alınan şeylere dair keyif ve ilginin kaybolması, yorgunluk, huzursuzluk, odaklanma ve konsantrasyon zorlukları.”

Y kuşağının zihin sağlığının korunması için bazı öneriler şöyle:

  • Bir profesyonelden yardım alın.
  • Bireysel psikoterapi veya destek grupları gibi ruh sağlığı hizmetleri alın.
  • İzolasyonu azaltın: Uzanın ve arkadaş ile ailenizle görüşün.
  • Keyif aldığınız aktivite ve şeyleri yapın.
  • Dindar biriyseniz dini topluluklardan destek alın.
  • Uykunuzu, beslenmenizi ve fiziksel sağlığınızı iyileştirmeye odaklanın.

Kendinize dair sabırlı olun. Depresyonun belirtileri zamanla gelirler ve dolayısıyla zamanla giderler. Profesyonel yardım, sabır ve efor ile yaşam kalitenizi arttırabilirsiniz.

Koronavirüs ( Covid-19), sizde travma oluşturduysa ve sürekli olarak bu konu ile ilgili yoğun ve süreğen kaygı hissediyorsanız ve  neler yapacağınızı, nasıl baş edeceğinizi bilmiyorsanız bunu birlikte çalışabiliriz. Online terapi almak isterseniz bana bu numaralardan ulaşabilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog Diana Güler
Telefon: 0216 266 24 48 & 0533 086 30 22
Mail: info@dianaguler.com
İnstagram: dianagulerr