En büyük ve kendine has çalışmalardan bir tanesinde, insanların gıdalara verdikleri tepkilerin çok çeşitli faktörlere bağlı olduğu keşfedildi. Bulgulara göre beslenmenin geleceği kişiselleştirilmiş beslenme tavsiyelerinde yatıyor.

Tekrar edilen toplumsal farkındalık kampanyaları ve resmi beslenme önerilerine karşın, obezite salgını hala devam ediyor ve obezite ile alakalı metabolik sendrom gibi rahatsızlıklara dair endişeler de artıyor.

Kişiselleştirilmiş beslenme önerilerinin yoksunluğu bunun sebeplerinden birisi olabilir.

Örneğin bir çalışmada kilo vermek isteyenlere özel kilo verme ipuçları vermenin ve empatik bir yaklaşımın, onlara beslenmelerini iyileştirmelerini söylemekten daha fazla faydası olmuş.

Bir diğer merak uyandırıcı çalışmada ise farelerde genlerin hangi diyetin işe yarayacağı konusunda temel bir faktör oldukları keşfedilmiş.

Araştırmacılar aynı sonuçları insanlarda tekrar edebilmeleri halinde hedeflenmiş diyetin herkese önerilen bir diyetten daha etkili olacağını kanıtlamış olacaklarını düşünüyorlar.

Yeni sarsıcı bir çalışma ise tam olarak bunu yapıyor. Büyük bir ikiz çalışmasından elde edilen verilerle bilimadamları bulguları uygulanmış makine öğrenme algoritmaları ile değerlendirmişler ve beslenmeye verilen tepkiler ölçülmüş. Böylece söz konusu kişinin beslenmesi olduğunda herkese uyan tek bir seçeneğin olmadığı görülmüş. Yeni çalışmada tek yumurta ikizlerinin bile gıdalara farklı tepkiler verdikleri görülmüş.

Bu bulgular kendi türünün en büyük bilimsel çalışmalarından birisinde elde edilmişler ve İngiltere’deki King’s College London ile ABD’deki Massachusetts Hastanesi araştırmacıları tarafından yapılan çalışmaya beslenme bilimi şirketi ZOE de destek vermiş.

Takım devam eden araştırmanın ilk sonuçlarını Amerikan Beslenme Topluluğu konferansında ve Amerikan Diyabet Derneği konferansında yayınlamışlar.

Genetik epidemiyoloji profesörü Tim Spector çalışmaya liderlik etmiş ve böylece bu büyük projenin temelleri atılmış. Spector aynı zamanda ZOE’nin bilimsel kurucusu.

İnsanların Gıdalara Tepkilerini Ölçmek

TwinsUK adlı çalışmada, Profesör Spector ve ekibi 14.000 tek yumurta ikizini ve aynı olmayan ikizi incelemiş, böylece çeşitli kronik rahatsızlıkların sebeplerinin anlaşılması hedeflenmiş, genetik ve çevresel tetikleyicilerin neler olabilecekleri ayırt edilmeye çalışılmış.

İkinci olarak, PREDICT 1 adı verilen yeni bir büyük araştırma projesinde, Spector ve ekibi TwinsUK çalışmasını genişletmişler ve 14 gün boyunca 1100 katılımcının belli gıdalara verdikleri biyolojik tepkileri incelemişler. Bu katılımcıların %60’ı ikizmiş.

Araştırmacılar kan şekeri düzeyleri, trigliseritler, insülin direnci, fiziksel aktivite düzeyi ve bağırsak mikrobiyomunun sağlığı gibi işaretçileri dikkate almışlar.

Katılımcılar açlık düzeyleri ve gıda alımları gibi faktörleri bir uygulama ile kayıt altına almışlar. Aynı zamanda uyku ve spor aktiviteleri yoğun olarak gözlenmiş ve kan numuneleri alınmış.

Prof. Spector, ekibin çalışmayı nasıl yaptığı hakkında daha fazla detayı da paylaşıyor: “Çalışmada şimdiye dek bu kapsamda toplanmış en detaylı ve sağlam beslenme verilerinin toplanması için tasarlanmış bir uygulama kullanılıyor. Uygulama beslenme değerlendirme teknolojisi ile beslenme uzmanlarından oluşan bir ekibin gerçek zamanlı desteğini birleştiriyor ve böylece toplanmış en kaliteli ve detaylı beslenme verilerini garanti ediyor. Makine öğrenme algoritmaları ise bu verilerin hepsini kombine ederek kişinin gıdalara verdiği kişisel tepkileri öngörmeyi sağlıyor. Daha çok insan katıldıkça, öngörüler daha iyi hale geliyorlar.”

Tek Yumurta İkizleri Gıdalara Farklı Tepkiler Veriyorlar

Sonuçlara göre insanların aynı yemeklere verdikleri biyolojik tepkiler çok farklı. Yemeklerde karbonhidrat veya yağların varlığı ne olursa olsun bu geçerli olmuş.

Örneğin bazı insanlarda kan şekeri ve insülin düzeylerinde fırlamalar olmuş ve bunların ikisi de kilo alımı ve diyabete etki ediyorlar.

Diğerlerinde ise yemeklerden sonra bir kaç saat boyunca trigliserit düzeyleri yükselmiş. Bazı araştırmalar trigliseritleri kalp hastalıkları ile bağdaştırıyorlar.

Önemli noktalardan birisi, genlerin bu varyasyonları tam olarak açıklamamaları. Hatta kan şekeri varyasyonlarının %50’sinden azı, insülin varyasyonlarının %30’undan azı, trigliseritlerin varyasyonlarının %20’sinden azı genlere bağlı olmuş.

Bilimadamları tek yumurta ikizlerinin bağırsaklarındaki bakterilerin sadece %37’sini paylaştıklarını göstermişler ve bu iki alakasız kişi arasındaki %35’lik değerden sadece çok az yüksek. Aynı genlere ve benzer çevrelere maruz kalmalarına rağmen tek yumurta ikizlerinin verilen yemeklere karbonhidrat, lif, yağ ve şeker bakımından zengin de olsalar glukoz tepkileri genelde çok farklı olmuş.

Sürpriz şekilde araştırmada, gıdaların üzerinde bulunan yağ, protein ve karbonhidrat içeriği gibi besin değerlerinin insanların benzer kalori içeriğine sahip olan gıdalara verdikleri biyolojik tepkilerin farklılığında %40’dan az rol oynamış.

Bu sonuçlar insanların metabolizmasındaki bireysel farklılıkların, bağırsak mikrobiyomunun, programlarının, öğün zamanlamalarının ve fiziksel aktivite düzeylerinin gıdanın besin değerleri kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Beslenme Dünyasındaki Değişim

Prof. Spector şöyle ekliyor:

“Beslenme dünyasında gerçek bir değişim ortaya çıkıyor. İnsanlar sonunda herkesin genel önerileri takip etmesi durumunda sonsuza kadar sağlıklı olacakları düşüncesini reddetmeye başladılar.

Ayrıca gıda tercihlerinin sağlık ve hastalıklar üzerindeki etkileri üzerinde pek açıklık yok. Her bir bireyin sağlığını ve kilosunu optimize etmek için takip etmesi gereken en iyi beslenme planı da çok belirli değil.

Bu araştırma bize ilk defa gıdalara verdiğimiz tepkinin ne kadar değiştirilebildiğini gösterdi ve tamamen genlerimiz veya gıdaların içeriği tarafından belirlenmiyor.

Bu çok heyecan verici çünkü bireyler olarak bizlerin gıdalara verdiğimiz tepkileri değiştirme gücümüz var ve bizim için en iyi olanları seçebiliyoruz.

Yılın geri kalanında PREDICT çalışmasını Stanford Üniversitesi ve Massachusetts Hastanesi ile işbirliği yaparak genişleteceğiz ve ABD’de evden katılım gösterecek 1000 gönüllü arıyoruz.

Olabildiğince çok insandan veri toplamaya devam edeceğiz ve böylece insanların gıdalara tepkilerini anlamalarını sağlayarak kendi kararlarını vermelerine yardımcı olacağız.

2020’de bir ev testi ve uygulaması yayınlamayı planlıyoruz ve bu bireylerin gıdalara tepkilerini anlamalarını sağlayacak ve bu sayede metabolizmalarını optimize edebilecekler.”