İlişkide olduğunuz zaman fark etmediğiniz 12 saçma sapan hareketi neden yapıyoruz?

Öncelikle bilmemiz gereken insan biyolojik varlıktır, mantıklı değil. Bizler hormonlarımızla yönetiliriz ve sonradan mantıklı olmayı öğreniriz. O sebeple aşık olduğumuzda ilişkide otomatik olarak isteğimiz dışında davranışlar sergileriz. Bunlardan sırasıyla söz etmek gerekirse:

  • Doğal mantıksızlık:

 

Aşk insana anlamsız şeyler yaptırabilir. Gerekmediği halde riskli hareketler yapabilirsiniz, örneğin, sevdiğiniz kızın balkonuna tırmanmak, sevdiğiniz kişinin evinin bahçesine ateşle seni seviyorum yazmak gibi… Peki neden bu kadar absürd şeyler yapıyor olabiliriz? Aşık olduğumuzda beyin üç temel hormon salgılar (Norepinephrine, dopamine ve serotonin). Bu kimyasallar vücudumuzu uyarır ve haz duygusuyla bizi ödüllendirir. Aynı zamanda adrenaline hormonu da salgılarız ve bu yüzden kalp atışımız hızlanır, az uyku ile yetiniriz ve yemek yemeyi unuturuz. Maalesef kabul etmeliyiz ki bunun için yapılacak hiç bir şey yoktur ve bu gayet normaldir!

  • Çiftlerin zamanla birbirine benzemesi:

Uzun süreli ilişkilerde ister istemez, zevklerimiz eşimizle birbirine benzemeye ve uyumlanmaya başlarız. Fakat sadece giyim tarzının uyumu ya da aynı zevklerin paylaşılmasından söz etmiyorum. Araştırmalara göre yaşlanan çiftlerin yüzlerindeki mimik çizgileri bile aynı bölgede aynı şekilde olduğu tespit edilmiş. Bunun da sebebi çoğu zaman aynı duygu durum  ve tepkiler içinde olduklarını gösteren bir işarettir.

  • Abartılmış ihtişam:

Romantik aşk filmlerinde sevgilisinin kalbini kazanmak isteyen kişinin aşırı şekilde bonkör jestler yapması, mesela, köprünün altına ışıkla sevgilisinin ismini yazdırması, bir anda havai fişekleri patlatarak ne kadar sevdiğini söylemesi gibi… Bu göz boyayan hareketler sadece ilişkinin başında heyecanlı reklamları izlemişiz ve sonra çok sıkıcı bir tartışma programını izlemeye başlamışız tadına dönerse, o beraberlikte tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Bu garip abartılı hareketler yerine, sevgilinizin ilgilendiği bir konu ile ilgili yapacağınız küçük bir jest hem onu ne kadar iyi tanıdığınızı ve ne kadar önemsediğinizi gösterir.

  • Kalp sağlığı:

Toplam 34 bilimsel araştırma ve iki milyon kişi üzerinde ve  yapılan çalışmalar gösteriyor ki mutlu bir ilişkide olan insanların müthiş bir kardiovesküler sağlıkları olduğu tespit edilmiş. Bu da kalp hastalıkları riskini düşürdüğünü ispatlıyor. Karşılıklı sevginin olduğu bir ilişkide çiftlerin yaşamının daha uzun olması beklenen bir sonuçtur.

  • Kimyasal uyum:


Bu durumu anlayabilmek için ilk sorulması gereken soru, karşılıklı birbirinizi nasıl hissettiriyorsunuz? Düşünün ki beraberken motivasyonunuzu düşüren bir haber aldınız o sırada sevgiliniz bu durumu anlayıp keyfinizi yerine getirmek için kafanızı dağıtacak espiriler yapıyor olması, eşinizin sizin endişeli bir hal içinde olduğunuzu anladığını gösterir. Bir başka örnekle, eğer sevgiliniz bir konuyu bir ortamda anlatmaya başladığında hemen ne ifade etmeye çalıştığını anlayıp cümlelerini tamamlamasına yardımcı olmaya başlamışsanız müthiş bir kimyasal uyum içindesiniz demektir.

  • Hastalık:

Aşk, mikroplarla olan savaşı kazanır. Aşık olduğumuzda immün sistemimiz güçlenir çünkü olumlu düşüncelerimiz olumsuz olanları yok eder. Bu da gösteriyor ki olumlu düşünce direkt vücut sağlığımızı etkiler.

  • Kalp ritmi:

İki insan birbirine aşık olduğunda kalp atışları senkronize olmaya başlar. Bunu birbirinize sarıldığınızda deneyimleyebilirsiniz. Göreceksiniz ki nefes alışverişiniz aynı anda gerçekleşiyor. Yapılan araştırmalarda birbirini tanımayan iki insanı karşılıklı oturtulup kalp ritmini ölçümlemişler ve kalp ritimlerinin uyumlu olmadığı tespit edilmiş. Aynı test sevgililer üzerinde yapıldığında tam tersine kalp atışlarının aynı seviyede olduğu görülmüş.

  • Romantizmin ağrı kesici özelliği:

Kendinizi kötü hissettiğinizde ya da bir yeriniz ağrıdığında romantik şekilde sevgilinizin sizi kucaklayıp sarılması, kaygınızı azaltır ve stresten kurtulmanızı sağlar. Aynı zamanda hemen modunuzu yükselterek ağrınızın dinmesini sağlar.

  • Uyku düzensizliği:


Aşk içinde olan kişiler aşırı hormon salımına maruz kaldıklarından uyku durumuna geçmekte zorlanırlar. Uykunuzu tam alamadığınızda odaklanmanız ve üreticiliğiniz azalacaktır. Hatta tamamen uykusuzlukta halüsinasyon görmeye yani gerçekte olmayan şeyleri varmış gibi göremeye başlayabilirsiniz. Uyku problemi olan insanlar arasında yapılan bilimsel araştırmalarda enteresan bir bilgi tespit edilmiş o da uyku sorunu olan kişilerin herkesin onlarla flört ettiğini zannetmeleri. Bunun sebebi uyku uyumadığımız zaman beyinde prefrontal lob bölgesi verimli çalışmaz. Bu da demek oluyor ki karar mekanizmasının gerçekleştiği bu alanda yetersiz uyku sebebiyle yerinde ve doğru tespitlerde kişi bulunamaz.

  • Sevgilinizin gerçek kişiliğinizi anlayamamanız:

Beyinde hormon kokteyli salgılanırken kişinin doğru kararlar alamayacağını artık biliyoruz, dolayısıyla da sevgilimizin kişiliğini, karakterini esasında uyumlu olup olamadığımızı göremeyecek kadar körleşmemiz doğaldır. Aşk hormonları aynı kişiye karşı en fazla 3 yıl salgılanır. İşin gerçeği maalesef 2.5 yıl sonra azalıp kaybolmaya yüz tutar ve sevgilinizin ve kendinizin gerçeğini bu zamandan sonra görmeye başlarsınız.

  • Elde edememenin cazibesi:


Eğer birlikte olduğunuz kişiyi elde edemiyorsanız, onu elde etmek için elinizden geleni yaparsınız. Çünkü beyin zor ve karmaşık şeylerle ilgilenmeyi sever. Özellikle erkeklerin ilkel benliklerinde geçmişe dayanan “Avcılık” görevlerinden dolayı hala modern çağdada bu genin taşınmasından dolayı hoşlandığı kişiyi yakalamaya çalışma ya da onu beraberliğe ikna etmeye dönük yaklaşımları şaşırtıcı olmamalıdır.

  • Çiftlerin birbirini tümüyle tanıdığı zannetmesi:

Araştırmalar gösteriyor ki ilişki içinde çiftlerin birbirleri hakkında herşeyi bilmedikleri tespit edilmiş. Bu da demek oluyor ki sürekli anlatmak yerine dinlemeyi ve anlamaya çalışmayı daha çok denemeliyiz.

Konu ile ilgili sorularınız ya da paylaşacaklarınız varsa bana z.eylemsenkal@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Psikolojik danışman

Zeynep Eylem Şenkal