Televizyonda ya da internette izleyecek diziniz kalmadıysa ve yeni diziler arıyorsanız Netflix’in orijinal yapımlarına şans verebilirsiniz. Sizler için hazırladığımız en iyi 50 Netflix dizisinin yer aldığı listeden ilginizi çekenler mutlaka olacaktır.

The Dark Crystal: Age of Resistance (IMDb puanı: 8.8)

Normalde film olan The Dark Crystal 1982 yapımıydı. Ancak Netflix geçtiğimiz Ağustos ayında filmin dizi versiyonunu yayınladı. Her ne kadar filmin hayranları tarafından Netflix’in dizisini çekeceği endişeyle karşılansa da korkulan olmadı ve The Dark Crystal: Age of Resistance, Netflix’in en iyi filmlerinden biri olarak yerini aldı. Dizide kullanılan özel efektler ve kuklacılık teknikleri sayesinde dizi, her yaştan ve her kesimden insanın beğenebileceği bir seyir keyfi sunuyor. Film versiyonunu izlemediyseniz bile sizi defalarca ters köşe yapacak olan bu Netflix dizisini kaçırmamalısınız.

Ozark (IMDb puanı: 8.3)

Breaking Bad ile sık sık karşılaştırılan Ozark’ın başrolünde Jason Bateman, para aklama işine bulaşan bir finansal planlamacı olarak karşımıza çıkıyor. Kendini bir anda borcun içinde bulup uyuşturucu patronu haline gelen başkahramanımız ailesini kurtarmak ve borcunu ödemek için Ozark’a taşınır. Dizinin hikayesi Breaking Bad ile benzerlik gösterse de dizinin senaristi ve yönetmeni çok iyi iş çıkarmış. Netflix’in bu kaliteli yapımını kesinlikle kaçırmayın.

Stranger Things (IMDb puanı: 8.8)

Stranger Things’i mutlaka duymuşsunuzdur, ancak duymayanlar için bahsetmekte fayda var. 2016 yılında dizi ilk yayınlanmaya başlandığında herkesin aklını başından almıştı. Özellikle de nostalji sevenler ve 80’lerin ruhunu özleyenler için biçilmiş kaftan. Hele de komplo teorileri, gizem, çözülmeyi bekleyen kayıplar gibi konuları seviyorsanız Stranger Things’i mutlaka izlemelisiniz. Dizi, daha önceden izlemediğimiz yeni bir şey sunmuyor gibi görünse de dizideki bütün faktörler bir araya getirildiğinde ortaya oldukça orijinal bir yapıt çıkmış. Netflixte şimdiye kadar 3 sezonu yayınlanan diziyi sakın kaçırmayın.

Daredevil (IMDb puanı: 8.6)

Netflix’in yapımcılığını üstlendiği başka Marvel dizileri olsa da Daredevil kalitesiyle hepsinin arasından sıyrılıyor. Karakterleri, onların hikayeleri, etkileyici savaş sahneleri ile birlikte izlenmeye değer bir süper kahraman dizisi olan Daredevil’ı mutlaka izlemeniz gerekiyor. Netflix’te 3 sezonunu izleyebileceğiniz dizi maalesef ki bitmeden Netflix tarafından iptal edildi. Tatmin edici bir final yapamayan dizi yayınladığı kadarıyla bile sizi dizinin içine çekecektir.

Black Mirror (IMDb puanı: 8.9)

Netflix’in sonradan yapımcılığını üstlendiği Black Mirror için teknolojinin etkilerini ve hayatımızı gelecekte nasıl etkileyeceğini çarpıcı bir şekilde anlatan bir antoloji diyebiliriz. Dizinin hiçbir bölümü mutlu son ile bitmezken her bölümün bitişi seyircilerin aklında pek çok soru işaraeti bırakıyor. Televizyon dünyasının en zeki senaristlerinden biri olan Charlie Brooker tarafından yazılan senaryosu ile Black Mirror’ı izlediğinizde hem sevecek hem de tuhaf bir umutsuzluğa kapılacaksınız.

The Crown (IMDb puanı: 8.7)

Kasım 2016’da yayınlanmaya başlanan dizi, Kraliçe 2. Elizabeth’in hayatı ve hükümdarlığı üzerine yoğunlaşıyor. Dizinin ilk sezonu Kraliçe’nin yeni evlendiği ve 25 yaşında olduğu dönemden başlıyor. Kısa bir zaman sonra İngiltere İmparatorluğu’nun başına geçecek olan 2. Elizabeth’in hayatı çok etkileyici bir biçimde bütün detaylarıyla gözler önüne seriliyor. Netflix’in en yüksek bütçeli yapımlarından biri olan The Crown’ın bütçesi ise yaklaşık 156 milyon dolar olduğu söyleniyor.

Peaky Blinders (IMDb puanı: 8.8)

Diziden, Netflix’in orijinal yapımlarından biri olarak bahsedilse de aslında ilk olarak BBC tarafından yaratıldı. Birinci Dünya Savaşı sonrası Birmingham’da geçen dizinin başrolünde Cillian Murphy, Tommy Shelby karakterini canlandırıyor. Ünlü bir çetenin lideri olan Shelby’nin hikayesi gerçek hayattan alınarak uyarlandı. Etkileyici bir anlatıma ve atmosfere sahip olan diziyi mutlaka izlemesiniz.

Bojack Horseman (IMDb puanı: 8.6)

Animasyonlardan hoşlanıyorsanız bu zekice hazırlanmış ve eğlenceli olan diziyi kaçırmamanız lazım. Normalde animasyon tarzı olan sit-com’lar çok fazla bulunmuyorken Bojack Horseman bu boşluğu doldurmuş oldu. Dizide bir atın duygusallıkları, psikolojik sorunları mükemmel bir biçimde işleniyor. Hollywood’un parodisi olarak hazırlanan diziyi daha önce izlememiş birine anlatmak aslında çok zor. Bu nedenle Bojack Horseman’e bir şans verip sevip sevmeyeceğinize siz karar verin.

Love, Death & Robots (IMDb puanı: 8.6)

Antoloji tarzındaki yapımları seviyorsanız Love, Death & Robots dizisini izlenecekler listenize kesinlikle eklemeniz gerekiyor. 16 bölüm yayınlanan ve ilk sezonu boyunca seyircileri bir hikayeden diğerine sürükleyen dizinin ilginç bir animasyon tekniği bulunuyor. David Fincher’ın yapımcılığını üstlendiği yapımın bölümleri yaklaşık 10 dakika sürüyor.

Russian Doll (IMDb puanı: 7.9)

Bu yıl yayınlanmaya başlanan Russian Doll dizisi, iyi bir dizinin sahip olması gereken bütün özellikleri taşıyor. Dizi aslında aynı günü tekrar yaşamak gibi alışık olduğumuz bir konu etrafında şekilleniyor. Dizide, Orange is the New Black dizisinin eski oyuncularından biri olan Natasha Lyonne, Nadia karakterini canladırıyor. Bu ilginç ve eğlenceli diziyi izlemeniz gerekenler listesine mutlaka ekleyin.

Big Mouth (IMDb puanı: 8.0)

Aslında Big Mouth’a baktığımızda garip bir mizah anlayışı olan basit bir dizi gibi görünüyor. Ancak izlemeye başladığınızda bunun diziye ayrı bir tat kattığını göreceksiniz. Nick Kroll ve John Mulaney gibi isimleri bünyesinde barındıran dizide, Andrew isimli hayatında bazı utandırıcı değişiklikler yapacak olan bir çocuğun maceralarını izliyoruz. Eğer espri anlayışınız Big Mouth’un anlayışınıza uyuyorsa diziden çok keyif alacaksınız.

Friends from College (IMDb puanı: 6.8)

Mezuniyetlerinin ardından Ethan, Lisa, Sam, Nick, Max ve Marianne 20 yıl sonra New York’ta bir araya gelirler. Artık genç olmayan ve yaşlanmaya başlayan arkadaş grubunu birbirinden eğlenceli maceralar beklemektedir. Bir yandan eski günleri yadeden grup bir yandan da yetişkinliğin geitrdiği bazı şeyleri zor yollardan öğrenmektedir. Diziyi izlediğiniz süre boyunca kahkahalara boğulacaksınız.

13 Reasons Why (IMDb puanı: 7.9)

Aslında bu dizinin seyirciler arasında tartışma yarattığı söylenebilir. Bazı izleyiciler dizinin gençlerin akıllarına intihar düşüncesi soktuğunu söylerken kimileri de dizinin gençlerin ruh ve akıl sağlığına dikkat çektiğini söylüyor. Aynı isimli romandan uyarlanan dizi her ne kadar tartışmalara neden olsa da yayınlandığı ilk günden beri dikkatleri üzerine çekiyor. Dizi, Amerika’da bir lisede geçiyor ve bir lise öğrencisi olan Hannah’nın kendi hayatına son verme hikayesinin ve bunun sorumlularını anlatıyor.

Altered Carbon (IMDb puanı: 8.1)

Bilim kurgu türünde olan bu Netflix dizisi Şubat 2018’den beri yayınlanıyor. Dizide, 250 yıllığına dondurulmuş bir mahkumun uyandırılışı anlatılıyor ve özgür kalması için bir cinayeti çözmesi isteniyor. Dizi yavaş bir başlangıç yapmış olsa da ilgi çekici görsel efektleriyle izlediğiniz diğer yapımlardan sıyrılacaktır.

House of Cards (IMDb puanı: 8.8)

Netflix’in ilk orijinal yapımlarından biri olan House of Cards, hala en iyi dizilerden biri olarak yerini koruyor. Her ne kadar dizinin başrol oyuncularından Kevin Spacey’nin adı birtakım skandallara karışmış olsa da dizi hayranları tarafından çok seviliyor. Dizi özellikle de ilk birkaç sezonu ile televizyon tarihinde yapılmış olan en iyi politik yapımlar arasına girdi. Dizide güç kazanmak için her türlü şeyi yapabilecek olan Underwood çiftinin hikayesini izleyeceksiniz.

Orange is the New Black (IMDb puanı: 8.1)

Weeds dizisinin yaratıcısının Orange is the New Black dizisini çekme nedeni Piper Kerman’ın bir kitabına dayanıyor. Dizide yer alan pek çok olay Kerman’ın hapishanedeki kendi deneyimlerine dayanıyor. Dizinin bu kadar başarılı olma sebei ise hikayesinin yanında oyuncu seçiminden de kaynaklanıyor. Dizide sezonlar ilerledikçe ve karakterler hakkında bilgi edindikçe izleyici onlarla daha da sıkı bağlar kuruyor. Bu nedenle dizinin Netflix’in hayranları tarafından en çok beğenilen yapımlarından biri olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Alias Grace (IMDb puanı: 7.8)

CBS ve Netflix ortak yapımı olan Longmire bu listede apayrı bir yer hakediyor. Gerek dizinin çekimleri gerekse oyuncuların seçimindeki mükemmellik olsun dizi, Margaret Atwood’un hikayesini bütün önemli detayları aktararak işliyor. Margaret Atwood’un hikayesi de gerçekte 1843 yılında gerçekleşmiş olaylara dayanıyor. Sarah Gadon’ın dizide canlandırdığı Grace Marks karakteri, katil olsa da akıl sağlığının yerinde olmaması gerekçesiyle affediliyor. Kadın sorunları üzerine eğilen dizi tıpkı Damızlık Kızın Öyküsü gibi izlenilmeyi hak ediyor.

Longmire (IMDb puanı: 8.3)

Netflix’in sonradan satın aldığı Longmire dizisi, suç gerilim dizisi sevenleri ekran başına bağlıyor. Hatta dizi için Neflix’in en iyi suç gerilim dizisi olduğu söylenebilir. Diziden kısaca bahsetmek gerekirse de hikaye, karısının üzücü ölümünden sonra başka kasabaya gelen ancak geçmişini geride bırakamayan bir adam hakkındadır. Robert Taylor’ın dizide canlandırdığı Wyoming şerifi karakterine seyirciler bayılıyor. Siz de diziyi izleyip şerif karakterini sevip sevmeyeceğinizi görebilirsiniz.

Maniac (IMDb puanı: 7.9)

Jonah Hill ve Emma Stone’un başrollerini paylaştığı Maniac dizisi bilim kurgu ve dram tarzında ilerliyor. Seyirciler dizide deliliğin ulaşabileceği noktaları anlatılmasının hayranı oldular. Maniac, insanların geçen yaz sonundan beri tartışmalı noktalar hakkında konuştukları dizilerden bir tanesi haline geldi. Siz de bu konuşmalarda insanların nelerden bahsettiklerini kaçırmak istemiyorsanız diziyi mutlaka izlemeniz gerekiyor.

American Vandal (IMDb puanı:8.2)

Şimdiye kadar 2 sezon yayınlanmış bir Netflix dizisi olan American Vandal, gençlerin hayatını dijital çağın nasıl etkilediği üzerine yapılmış oldukça zekice hazırlanmış bir suç belgeseli olarak geçiyor. Dizide diğer suç belgesellerindeki gibi röportajlar, şühpeliler, sorgulamalar ve komplo teorileri yer alıyor. Dizinin ilk sezonunda lise öğrencisi olan vandallar, park alanındaki 27 aracın üzerine sprey boya ile erkek cinsel organı çiziyor. Oldukça eğlenceli bir anlatımı olan dizinin 2017 yılında çekilen en iyi parodi olduğu düşünülüyor. İlk sezonu arabaların üzerindeki çizimleri araştırarak geçen dizinin ikinci sezonunda ise bir kafedeki birileri tarafından içine bir şeyler karıştırılmış olan limonatalar yer alıyor.

Mindhunter (IMDb puanı:8.6)

Bu dizide Jonathan Groff, Johen E. Douglas’tan ilham alınarak oluşturulmuş olan Holden Ford karakterini canlandırıyor. Dizinin ilk sezonundaları 70’ler ve 80’lerde FBI’ın seri katiller üzerine çalıştığı Davranış Bilimleri Birimi’nde geçiyor ve dizide gerçek konuşmalara dayanılarak gerçek seri katiller ile röportajlar gerçekleştiriliyor. Joe Penhall ve David Fincher’ın yapımcılığını üstlendiği ve seri katillerin profilini çıkaran adamın hikayesinin bir adaptasyonu ele aldıkları Mindhunter’ın, Netflix’te yer alan diziler arasında bugüne kadarki en iyi performansı gösterdiği ve görsel dili bir araya getiren iddialı bir yapım olduğu söylenebilir.

Master of None (IMDb puanı: 8.3)

Aziz Ansari’nin bu dizisi, milenyum gençlerini ve onların ilişkilerini ele alan bir sit-com olarak karşımıza çıkıyor. Tarzı eski komedi dizilerine benzeyen dizi, hoşlanılan kişiyle görüşmeye başlarkenki gerilimi, yeni ilişkileri ve rayına oturmuş ilişkileri incelerken bunları mesajlaşma ve sosyal medya ekleyerek daha enteresan bir hale getiriyor. İlişkileri incelerken bunu cinsiyet stereotiplerine ve ilişki klişelerine başvurmadan yapıyor. Genelde iyi insanları anlatan dizi sizi gülmekten yerlere yatırmasa da son derece gerçekçi gözlemler ve karakterler sunarak size keyifli bir seyir sunacaktır.

Sex Education (IMDb puanı: 8.3)

Netflix’in iddialı yapımlarından biri olan ve Big Mouth’dan sonra yine ilginç konulara parmak basan ancak bu sefer animasyon olmayan bir dizi yine Netflix’ten geldi. İngiliz komedisi olan Sex Education, adından da anlaşılacağı üzere cinsellik ile ilgili konulara eğiliyor. Dizide bir anne ile oğulun bu konuşulması rahatsızlık yaratan konular hakkında ettikleri sohbetlere tanık oluyoruz. Tabi buradaki anne karakteri seks terapisti ünlü oyuncu Gillian Anderson tarafından canlandırılan Dr. Jean Milburn iken oğlunu ise Asa Butterfield, Otis isimli karakteri oynuyor. Dizide ergenlerin ve gençlerin cinselliğe yaklaşımlarını eğlenceli bir şekilde izleyebilirsiniz.

Dear White People (IMDb puanı: 6.3)

Netflix’te yer alan ve hakettiği değeri görememiş dizilerden biri olan Dear White People, aynı isimli filmden uyarlanmış bir dizi. Justin Simien’ın yaratıcısı olduğu dizi, bir üniversite kampüsündeki ırkçılık üzerine oldukça zekice, zihin açıcı ve düşünceli aynı zamanda da eğlenceli bir yaklaşım sergiliyor. Siyahilerin beyaz insanlar karşısında ezilmesi ve sisteme karşı savaşmalarını hatta daha açık tenli siyahilerin daha koyu tenli siyahilerle karşılaşmalarını konu alan dizinin oyuncu kadrosu da göz dolduruyor.

Everything Sucks! (IMDb puanı: 7.5)

90’larda geçen dizinin Stranger Things’in komedi karşılığı olduğu söylenebilir. Son derece keyüfli, eğlenceli ve kalpleri ısıtan bir bir dizi olan Everything Sucks, popüler olan ve popüler olmayan lise öğrencileri ve onların sadece okullarındaki değil dünyadaki yerlerini ve kimliklerini bulurkenki yaşadıkları olayları ele alıyor. Her karakter kendine özgü sorunlarla başa çıkmaya çalışırken aşık olmak, kalp kırıklıkları, başkalarından kabul görme gibi evrensel duyguları yaşıyorlar. Her ne kadar dizi 90’ların nostaljisini yaşatsa da bütün olay bunun üzerine kurulu değil. Netflix’te bulabileceğiniz en umut dolu, optimistik ve etkileyici dizilerden biri olan Everything Sucks’ı vakit kaybetmeden izlemelisiniz.

Godless (IMDb puanı: 8.3)

Logan ve Out of Sight filmlerinin yazarı Scott Frank tarafından yazılan ve yönetilen dizi, vahşi batıyı kadınlar açısından ele alıyor. 1880’leri konu alan dizi, madencilik kazalarından dolayı neredeyse bütün erkeklerin ölmüş olduğu küçük madenci kasabası La Belle’de geçiyor. Dizide yer alan Roy Goode ve Frank Griffin karakterleri ise zaten bir diğer küçük kasaba olan Goode’daki herkesi katletmişlerdir. Dizi de bu acımasız tiplere karşı kadınların gösterdiği mücadeleyi anlatıyor. Dizinin oyuncularından Michelle Dockery ve Meritt Wever’ın oyunculukları diziyi bambaşka bir noktaya taşırken dizi simetografisi, şiirsel dili ve çekimleri ile kendinden söz ettiriyor.

Dark (IMDb puanı:  8.6)

Netflix’in suç-gerilim dizilerinden hoşlanıyorsanız Dark dizisine şans verebilirsiniz. Pek çok kişi tarafından Stranger Things’in Alman versiyonu olarak tarif edilen dizi, ormanda kaybolan iki çocuk ve onlarla bağlantılı olan ve bazı gizli sırları olan dört aile üzerinde yoğunlaşıyor. Dizide ayrıca sizi çok şaşırtacak doğaüstü olaylarla birlikte aile trajedileri de yer alıyor.

The Enf of the F***ing World (IMDb puanı: 8.1)

Dizi, Charles S. Forsman’ın karikatür serisine dayanarak hazırlandı. Dizi, 17 yaşında sosyopat olduğunu düşünen bir gencin, çarpık aile ilişkilerine sahip olan Alyssa isimli genç kızla olan ilişkilerini konu alıyor. Dizide her iki genç de sorunlu ve insanlardan nefret ederken birbirlerinin yanında kendilerini daha rahat hissediyorlar. Dizi müzikleriyle ve oyuncuların olağanüstü performansları ile birlikte soluksuz izleyebileceğiniz bir seyir keyfi sunuyor.

Luke Cage (IMDb puanı: 7.4)

Marvel’ın Defender serisindeki karakterlerden biri olan Luke Cage, hem bir berber dükkanında hem de bir restoranda bulaşıkçı olarak çalışmaktadır. Cage’in kırılmayan derisi ve süper kahraman gücü vardır. Bu nedenle yaşadığı yer olan Harlem’i suçtan ve şiddetten temizlemek için bu güçlerinden faydalanır. Hikaye her ne kadar etkileyici olsa da temposunu biraz yavaş bulabilirsiniz. İşlediği konular cesur olmasına rağmen olayların ilerleyişi tajmin edilebilir olduğundan bölümlerin daha az tutularak hikayenin daha hızlı bağlanması için sabırsızlanabilirsiniz.

On My Block (IMDb puanı: 8.1)

İlk bakışta dizinin yine bir grup eğlenceli ve zeki gencin hayatlarını anlamladırmaya çalışmasıyla ilgili olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak On My Block, bu hikayeyi biraz daha farklı kılmayı başarıyor. Oyuncu kadrosu ve göçmenlik ve çete şiddeti gibi konulara yoğunlaştıüı için bu gençlerin yaşamına farklı bir açıdan bakılmasını sağlıyor. Los Angeles’ın içlerinde sokaklarda zor şartlarda hayatlarını geçiren gençlerin hayatını konu alan diziyi izlemek özellikle de bunu birbirinden farklı dört çocuğun gözünden görmek oldukça keyifli olacaktır.

Bloodline (IMDb puanı: 6.8)

Dizi toplamda üç sezon yayınlanmış olsa da aslında esas ses getiren ilk sezon olmuştu. İkinci sezonla birlikte temposunda düşüş yaşayan dizi, Rayburn ailesinin kardeşleri arasındaki ilişkileri ele alıyor. Kardeş rolünde John karakterini canlandıran Kyle Chandler, Meg’i canlandıran Linda Cardellini, Kevin karakterine hayat veren Norbert Leo Butz’ı ve son olaran da Emmy ödüllerine aday gösterilmiş olan ve dizide Danny karakterini canlandıran Ben Mendelsohn’u izliyoruz.

Sense8 (IMDb puanı: 8.3)

Matrix’in yapımcıları olan Wachowski kardeşlerin bu dizisi, yayınlandığı dönem dikkatlerin üzerine çekilmesine neden olmuştu. Sense8’te birbirinden farklı bir grup insanın zihinsel olarak birbirleriyle bağlantılı hale gelmelerini izliyoruz. Dizi, aşk ve ilişkiler hakkında farklı hikayeler izlememizi sağlarkan bir yandan da dizinin bilim kurgu yönü bu türün hayranlarını tatmin ediyor. Dizide her karakterin diğer için duyguları var ve izlerken bunu siz de hissedebiliyorsunuz. Her bölümde farklı ülkelerde çekim gerçekleştirilen dizi ne yazık ki tam bir finale kavuşamadan son buldu.

You (IMDb puanı: 7.8)

Gossip Girl’ün sevilen oyuncularından olan Penn Badgley’in başrolünde oynadığı You dizisi şehirdeki bir kitapçıda çalışan genç ile Beck isimli genç kız ile olan ilişkisini anlatıyor. Her ne kadar romantik komedi gibi görünse de aslında dizi bundan çok daha fazlası. Joe’nun Beck’e olan ilgisi pek normal değil ve onu takıntı haline getirmiş durumda. Hatta bu durum onun evine girme, erkek arkadaşını rehin alma gibi çok daha ileri durumlara gidiyor. Bunların hepsi daha ilk bölümde oluyor. En iyisi dizide daha neler olduğunu kendiniz seyredin ve günümüzde ilişkilerin ne korkunç durumlara gelebildiğini kendiniz görün.

Travelers (IMDb puanı: 8.1)

Travelers dizisi Netflix ve Kanada televizyon networkü Showcase tarafından iş birliği ile yaratılan bir bilim kurgu dizisi. Dizide yüzlerce yıl sonra yaşayan insanların zihinleri günümüzde ölmekte olan insanların zihinleriyle yer değiştiriyor. Gelecekte bir distopyaya dönüşmüş halde olduğu için bu insanlar, insanlık tekrar aynı hataları yapmasın diye görevlendiriliyorlar. Tabi bu arada yeni bedenlerine alışma gibi zorlu bir süreç onları beklemektedir. İzlemesi kolay ve bağımlılık yapan bir dizi olan Travelers eğlenceli yönüyle sizi içine çekecektir. Her ne kadar bazı bilim kurgu diziler kadar ağır olmasa da çerezlik bir bilim kurgu istiyorsanız diziyi beğeneceksiniz.

One Day at a Time (IMDb puanı: 8.3)

1970 yapımı sitcom’un yeni versiyonu olan dizi, hem orijinaline sadık kalıyor hem de eğlence olarak onun üstüne çıkmayı başarıyor. Dizideki aile yalnız bir anne ve üç çocuğu ile onlara yardımcı olan bir büyükanneden oluşuyor. Köken olarak Kübalı olan aile içindeki espriler bazen sınırı aşıyor gibi görünse de aslında pek çoğu gayet yerinde yapılmış. Dizinin işleyişi de oldukça gerçekçi. Bir hemşirenin eve getirdiği ortalama maaşıyla yaşamaya çalışan aile Amerika’da olsalar da bir yandan da Kübalı yönlerinden vazgeçememektedirler. Eğlenceli tarafının yanından hüzün de barındıran dizi yalnız ebeveyn olmanın ve çocuk büyütmenin zorluklarını içinizi ısıtacak şekilde anlatıyor.

A Series Of Unfortunate Events (IMDb puanı: 7.8)

Bildiğiniz gibi aslında Talihsiz Serüvenler Dizisi bir çocuk kitapları serisine dayanıyor. Daha önce filmi de yapılmış olan dizinin kuşkusuz yetişkinleri de eğlendirecek bir tarzı var. Karanlık bir peri masalı gibi olan dizide anne ve babalarını kaybetmiş olan üç kardeşin kötü bir karakterin elinden kaçış hikayelerini izliyoruz. Dizide kötü adam karakterini hepimizin How I Met Your Mother’dan tanıdığı Neil Patrick Harris canlandırıyor. Her bölümü ayrı bir heyecan uyandıran dizide üç çocuğun kaçmaya çalışma hikayelerini izliyoruz.

Atypical (IMDb puanı: 8.3)

Atypical için evde keyifle izleyebileceğiniz bir aile sit-com’u denebilir. Dizide otizme sahip Sam Gardner isimli 18 yaşındaki gencin hayatını keşfetme hikayesini anlatıyor. Dizinin ilk sezonu Sam’in kadınlar ile olan ilişkisi, terapistine aşık olması ve genç bir kızla ilişkisi hakkında. Sam, kadınlarla olan karmaşık ilişkilerinin yanında babası ve annesiyle de birtakım sorunlar yaşamaktadır. Dizide Sam’in ablasını canlandıran Brigette Lungdy-Paine özellikle muhteşem bir performans sergiliyor. Sam’in ablası bir yandan onun hayatını kurmasına yardım ederken bir yandan da kendi hayatını kurmaya çalışmaktadır. İçinizi  ısıtacak bir aile dizisi izlemek istiyorsanız Atypical’ı kaçırmayın.

F is For Family (IMDb puanı: 8)

1973’te geçen Netflix’in bu animasyon dizisi, dizinin yaratıcısı olan Bill Burr’ün Massachusetts’te geçen çocukluk anılarına dayanıyor. Konu olarak çok orijinal bir sitcom olduğu söylenemese de dizi, içinde barındırdığı detaylarla ve zekice hazırlanmış senaryosuyla Netflix’in dikkat çeken animasyonları arasına girdi. Siz de karanlık, doğruları söylemekten çekinmeyen ve dürüst bir dizi arıyorsanız F is For Family tam size göre. Her ne kadar dili biraz edepsiz ve acımasız da olsa sınırı nerede çizeceğini iyi biliyor. Özellikle 70’lerde büyümüş nesildenseniz bu diziyi çok seveceksiniz.

Safe (IMDb puanı: 7.3)

Kendisini Dexter olarak tanıyıp sevdiğimiz Michael C. Hall’un başrolünde oynadığı Safe dizisi, kızı kaybolan bir adamın hikayesini anlatıyor. Dizide karakterin geçmişe gidip günümüze döndüğü görüntülerle karmaşıklaşan hikayeler seyredirken bir yandan da karısını kaybeden bir adamın suçluluk duygusunu ve kaybettiği kızını arayış sürecine tanık oluyoruz. Bu gizem gerilim tarzı dizide son bölüme kadar kimin neyi neden yaptığını anlayamayacaksınız.

Narcos (IMDb puanı: 8.8)

Narcos dizisini duymayanınız kalmamıştır. Narcos’ta Kolombiyalı ünlü uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar’ın hayatı anlatılıyor. Brezilyalı Jose Padilha diziyi çekerken Scarface ve Goodfellas dizilerinden ilham almış. Dizide Escobar üzerinden ABD’deki uyuşturucu savaşları ve hem Kolombiya’daki hem de ABD’deki suçlular ele alınıyor. Uyuşturucu ticaretinin tarihine dair bir bakış istiyorsanız Escobar etrafında şekillenen Narcos’u çok seveceksiniz.

Wet Hot American Summer: First Day Of Camp (IMDb puanı: 7.4)

Wet Hot American Summer filmini sevmediyseniz ya da izlemediyseniz filmden önce diziyi izlememenizi öneririz. Dizinin hem aynı isimli filmden hem de başka filmlerden referans barındırdığı söylenebilir. Bu nedenle dizi içerisindeki esprileri o filmleri izlemiş olan kesim anlayabilecektir. Herkese hitap etmeyen bir dizi olsa da epsri anlayışına uyan insanlar için oldukça keyifli bir seyir sunacaktır. Dizide neredeyse 45 yaşındaki insanların ergen rollerinde oynadıklarını görüyoruz. Aslında bu da filmde 30 yaşındaki insanların gençleri canlandırmasına yapılan bir gönderme; çünkü oyuncular da filmde oynayanlarla aynı. Bir yaz kampındaki gençlerin yaşantısını anlatan dizi her ne kadar zekice göndermeler yapsa da filmin hayranı değilseniz size çok şey ifade etmeyebilir.

GLOW (IMDb puanı: 8)

1980’lerde yayınlanan bir reality şov olan Muhteşem Güreş Kadınları ile ilgili olan dizi, onların tek parça kıyafetlerinden ve 80’lerin saç modellerinin parodisinden ibaret değil. Değişik hikayesi ve oyunculuklarıyla göz dolduran dizide iki sezon boyunca Alison Brie, Marc Maron ve Betty Gilpin’in muhteşem performanslarıyla öne çıkarken bu kadınların arkadaşlıklarını ve rekabetlerini büyük bir dikkatle ele alıyor.

Santa Clarita Diet (IMDb puanı: 7.8)

Drew Barrymore ve Timothy Olyphant’ın başrollerinde oynadığı dizide emlak danışmanı bir annenin bilinmeyen bir sebeple zombiye dönüşmesini izliyoruz. Zombi virüsü yüzünden hayatta kalmak için cinayetler işlemek zorunda kalan annenin durumu sizi çok güldürecek. Dizide her ne kadar eğlenceli sahneler bulunsa da kimi sahnelerde midenizi bulandıracak şeylerle de karşılaşabikirsiniz. Oyuncu kadrosuyla öne çıkan dizimim üç sezonunu da bitirmeden başından kalkmak istemeyeceksiniz.

Grace and Frankie (IMDb puanı: 8.3)

Jane Fonda, Lily Tomlin, Sam Waterston ve Martin Sheen gibi usta oyuncuların yer aldığı dizi, iki arkadaşın kocalarının kendilerini terk etmeleri üzerine birbirleriyle yaşamalarını anlatıyor. Grace ve Frankie karakterlerinin kocaları eşcinseldir ve birlikte olmak için eşlerini terk ederler. Dizi, sizi yerlere yatıracak seviyede komedi barındırmasa da genel olarak eğlenceli bulacaksınız. Hikayede de olağanüstü şeyler görmeyi beklemeyin. Ancak huzurlu ve sakin bir akşam diziniz olsun istiyorsanız Grace ve Frankie’yi izlemek çok iyi gelecektir.

Love (IMDb puanı: 7.7)

Love’ın adının aksine romantik komedi türüne karşı bir duruş sergilediği söylenebilir. Dizide yer alan Mickey karakteri, madde bağımlılığı sorunu ve kendine güven sorunları olan bir kadındır ve kendi için bir tehlike teşkil etmeyen ve iyi davranan Gus’a aşık olmuştur. Ancak Gus’ın göründüğü gibi iyi bir adam olmadığı ortaya çıkar. Aksine Gus, kendi gibi davranmayan ve güvenilir bir liman arayan kadınları kandırmak için öyleymiş gibi davranan bir adamdır. Diziyi izlerken karakterlerden rahatsız olabilir ve onlardan bir an önce kurtulmak isteyebilirsiniz.

The OA (IMDb puanı: 7.9)

The OA’in biraz tartışmalı bir dizi olduğu söylenebilir. Öyleki diziyi izleyenlerden yarısının diziyi sevdiği diğer yarısının ise nefret ettiği söylenebilir. Dizideki Praire Johnson karakteri, görme engelli bir kadındır ve yaklaşık yedi yıl ortadan kaybolduktan sonra görme yetisini geri kazanmış bir şekilde geri döner. Kendisine The OA olarak isimlendirir ve kaybolma nedenini sadece birkaç kişiyle paylaşır. Biraz sıradışı bir yapım olsa da diziye şans verebilirsiniz. Dizi her ne kadar gizem dolu başlasa da bunu pek sürdüremiyor ve gizemleri çözerken izleyiciyi tatmin edemiyor.

Fuller House (IMDb puanı: 6.8)

Fuller House dizisinin televizyondaki en popüler dizilerden biri olduğu söylenebilir. Tabi popüler olması dizinin çok iyi olduğu anlamına gelmiyor. Çok iyi bir yapım olmasa da nostalji yaşamak isteyenler için keyifli bir seyir sunan Fuller House’u boş zamanınız varsa ve elinizde izleyecek bir diziniz yoksa şans verebilirsiniz.

Hemlock Grove (IMDb puanı: 7.2)

Hemlock Grove, Netflix’in ilk orijinal yapımları arasında yer alıyor. Korku dizilerine olan ilgi sebebiyle mne çıkan dizinin ilk sezonu tüm dünyada ses getirmişti. Dizi, vahşice katledilen iki genç kızın ölümlerinin araştırılmasıyla ilgileniyor. Ancak hikayenin işlenişi dizide biraz işleyişin bozulmasına neden olsa da türün hayranıysanız diziye şans verebilirsiniz.

Bates Motel (IMDb puanı: 8.2)

Alfred Hitchcock’ın o ünlü Psycho filminin dizisinin çıkacağı duyurulduğunda çoğu kişi bunun kötü bir fikir olduğunu düşünse de dizi başlayınca pek çok kişi fikrini değiştirdi. Norman Bates hakkında daha söylenebilecek çok şey olduğunu ortaya koyan dizi, Freddie Highmore’un canlandırdığı Norman ve Vera Farmiga’nın canlandırdığı Norma karakteri arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceleyerek değişik bir bakış açısı getirdi.

Gypsy (IMDb puanı: 6.9)

Naomi Watts ve Billy Crudup gibi oyuncularla dikkat çeken Gypsy, Watts tarafından canlandırılan 40’lı yaşlarındaki bir terapistin evililiğinden sıkılması ve hastalarının problemlerini bir macera olarak görmesi ve onlarla flört etmesi üzerinden ilerliyor. Dizide Naomi Watts oyunculuğu ile göz doldursa da senaryo olarak diziyi yetersiz bulabilirsiniz.