Herkese merhaba! Ağustos ayından beri, aslında benim alışkın olduğum ama sizlerin alışkın olmadığı içerikler paylaşıyorum: meditasyon uygulamaları. 21 günlük bolluk ve bereket meditasyonu başlığı altında bir sisteme başladık ve çok güzel geri dönüşler aldım.

Ben de, Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin kitabımda paylaştığım ve kendi hayatımda çok uzun zamandır uyguladığım ve kitabıma koyduğum, kitabımla birlikte ve sonrasında, aslında yalnızca teoride değil, pratikte de bilgileri, hayatınıza geçirebilmek için kurguladığım bolluk ve bereket meditasyonu üzerine bir içerik daha paylaşmaya karar verdim.

Daha doğrusu, bolluk ve bereketi konuşmaya karar verdim. Bolluk nedir? Bereket nedir? Biraz, bunları masaya yatıralım? Sizdeki bolluk ve bereket bilincini fark etmenizi istiyorum. Hadi başlayalım!

Bolluk ve Bereket Nedir?

Bolluk ve bereket; dünyada, yaratılmış her şeyde, evrenin sunduğu ve insanların, doğa üzerindeki bütün varlıkların doğal yaşam hakkı olan her şeyi kapsamaktadır. Bu noktada, bolluğun karşısındaki kavramlardan bahsetmemiz daha doğru olacaktır.

Kıtlık, yani yokluktan bahsetmek gerekiyor. Bunlarla ilgili yola çıktık. Çünkü, çok fazla şikayeti olan, çok fazla eksikliği, arzusu olan insanlar, bana çok farklı yerlerden ulaşıyor. Aslında, kitabı biraz da bunun için yazdım. Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin derken; aslında biraz daha zihnimizi, titreşimimizi ve enerji alanımızı değiştirerek kodlamak ve var olan bilinç alanımızdan çıkarak, daha yüksek bir frekansa uygulandığımızda yaşayacağımız şeylerden bahsediyorum. Bunların içinde de, bolluk ve bereket var.

Üç boyutlu bir dünyada yaşıyoruz ve düalite içeren bir dünyada yaşıyoruz. Gece ve gündüz, iyi ve kötü, güzellerin ve çirkinlerin savaşı gibi… Yani, bir ikililik sisteminde yaşıyoruz. Bu da, bizim için kıtlık bilincinin başlangıcı demektir.

Kıtlık Nedir?

Kıtlık, bir şeyin olmaması durumudur. Arzu ettiğimiz, tatmin olmak istediğimiz bir şeyden mahrum olma, onun bizde yeterince olmaması durumudur. Bu da, bizde bir arzu uyandırabilir. Bu, çok farklı şeylerde olabilir. İş, yani kariyer dediğimiz şeylerde, ilişkilerde, özellikle kadın-erkek ilişkilerinde, aile ilişkilerinde, arkadaşlık ilişkilerinde, dostlukta, sosyal çevrede, fiziksel görüntünde ya da sağlıkla ilgili olabilir. Sürekli olarak sağlık şikayetlerinden muzdarip olmak gibi, pek çok kıtlık örneğinden bahsedebiliriz.

Burada önemli olan, kişinin aslında hayatın hangi noktalarında kıtlık çektiğini anlaması ve idrak etmesidir. Bu noktada, arzu ettiğiniz şeyleri bir yere yazabilirsiniz. Bu, her zaman yaptığımız metotlardan bir tanesi, çok da güzel bir metot. Bunun için bir defter edinmenizi öneririm. Bu defter; arzularınızı, niyetlerinizi ve isteklerinizi yazdığınız bir defter olabilir. Bu deftere; gerçekleşmesini istediğiniz niyetlerinizi yazabilirsiniz. Bunların içerisinde; uzun zamandır bekar olup hayatınızı artık biriyle birleştirmek istemeniz olabilir, sizi anlayan, tatmin edici birisiyle sevgili olmak olabilir, hayalini kurduğunuz iş yerini kurmak, işe girmek olabilir, eğitimini almak istediğiniz eğitime kavuşmak olabilir, gezmek istediğiniz, seyahat etmek istediğiniz yerler olabilir. Bunlara niyet etmek için, bir deftere yazmanız önemlidir. Niyet ettiğiniz şeyleri yazdıktan sonra, aslında hangi boyutlarda kıtlık çektiğiniz ortaya çıkıyor. Bir aşk istiyorsanız, aşk boyutunda kıtlık yaşıyorsunuz demektir. Kıtlık derken, negatif bir şey olmasın, yokluk bilincinden bahsediyorum. Bu noktada, 21 Günlük Bolluk ve Bereket Şifa Çalışması aslında çok basit bir çalışma.

Burada yapmaya çalıştığım şey; evrensel yaşam enerjisi olan Chi’yi, bedeninize ağız yoluyla, derin nefeslerle çekmenizi sağlamak ve sizi iki tane enerjiye (yeryüzü ve gökyüzü enerjisi) hizalamak. Benim inancıma ve deneyimime göre; aslında yeryüzü ve gökyüzü enerjisine hizalanmadığımız ve bedenimize Chi enerjisini almadığımız için kıtlık yaşıyoruz. Çünkü; bu enerjileri bedenimize aldığımızda, bedenimiz hücresel boyutta bile titreşimsel olarak bir değişime uğruyor. Bu nasıl oluyor? Bu, gerçekten fizikle açıklanabilecek bir şey. Çünkü; vücudunuzdaki en küçük hücrelere, atom altı parçacıklarına, mitokondri seviyelerine kadar indiğimizde, aslında elektrik üreten ve bu elektrik üretimini de enerji ile sağlayan parçacıklar.

Bolluk ve Bereket Meditasyon Çalışması

Evrendeki her şey böyledir. Her şey, atomlardan ve frekanslardan oluşur. Nikola Tesla; “Evrenin sırlarını anlamak istiyorsanız; enerjiden, titreşimden ve frekanstan konuşalım” demiş. Gerçekten de öyle. İnsanlık olarak, biz biraz daha aydınlandıkça, farkına varıp bilgilendikçe, aslında gerçekten her şeyin metamatiksel bir döngüde, bir titreşim seviyesinde olduğunu anlayacağız. Kitabımda bahsettiğim sistemi, Youtube kanalımda ve Instagram sayfamda bahsettiğim meditasyonda kullanırken, zaten size buna benzer şeyler anlatmaya çalıştım.

Bu bir sistemdi. Sistemin içerisinde size kullanmaya çalıştığım şeyler, kutsal geometri sembolleri. Bu sembollerin en önemlilerinden bir tanesi “yaşam çiçeği”. Yaşam çiçeği; yaratılmış her şeyin özünde olan, yaratılış formlarından bir tanesi. Bunu, hayatınıza kolye olarak kullanarak dahil edebilir, yastık yüzü yapılabilir, su bardağı altlığı olabilir, ekran resmi yapılabilir, her yerde kullanılabilir. Buradaki amaç, titreşimi yükseltmektir.

Biraz önce, niyet defterine niyetlerimizi yazmıştık. Bu niyeti yaparken, 21 gün boyunca meditasyon çalışmasını da yapabilirsiniz. Ancak, burada bazı şeyler çıkıyor. Çalışmayı yapan kişilerde; bir anda sıkılmalar, sıkışmalar, ağrılar, bazı kasılmalar, sıcak basmaları ya da başka şeyler olabiliyor. Ya da, enerji seviyeniz yükselirken;

  • Bilinçaltınızda üç boyutlu dünya bilgisinde kalan,
  • Dünyanın mevcut frekansı olan,
  • Biraz korku frekansına ait (ki zaten çok uzun bir zamandır bu frekansta yaşıyorsunuz),
  • Korku, vesvese, kaygı, elem, depresif duygular,
  • İyi bir şeyin arkasından hep kötü bir şey gelecek,
  • Her şeyin bir bitişi olduğu kaygısı, sizi geride tutmaya başlıyor.

Bu nedenle; çok bilinçli ve farkında bir şekilde bu çalışmaya devam etmeniz gerekiyor. Hayatınızda gerçekleşmesini istediğiniz, ihtiyaç duyduğunuz şey nedir? Hayatınızda eksikliğini duyduğunuz şey nedir? Hayatınızda kıt olduğunu hissettiğiniz şey nedir? Diyelim ki; partnerinizle sizin aranızda bir ilişkiye ihtiyacınız var, aşk istiyorsunuz. Orada geri dönüp baktığımızda, aşka ihtiyaç duyan parçalarla birlikte çalışmaya başlamak da çok önemlidir.

Kıtlığın karşısına getireceğiniz pozitif kavramlar ile onu beslemeniz gerekiyor. Dediğim gibi, yeryüzü ve gökyüzü enerjisi; yeryüzü dişil enerji- toprak ana, gökyüzü eril enerji- gök baba ve biz bu iki enerji ile kalp merkezimize nefesimizi çekiyoruz ve çevremize veriyoruz. Yaşam enerjisi Chi’yi ağzımızdan büyük nefeslerle alıp, aralıksız vererek zaten çevremizde bir enerji alanı oluşturuyoruz. Bu enerji alanını oluştururken, benim sesimle birlikte kendimize bir olumlama yapıyoruz.

Sizden, bir sahne canlandırmanızı istiyorum. Diyorum ki; hayalinizde, sizi en mutlu, en tatmin olmuş, en doyumlu hissettiğiniz o anda kendinizi hissedin. Genelde, bolluk ve bereket çalışmalarını yapanlar, bana göre çok fiziksel şeylere niyet ediyorlar. Elbette, bunları da isteyin.

Bir erkek diliyorsanız; 190 cm boyunda olsun, sporcu olsun, maddi geliri şöyle olsun, elleri böyle olsun, dişleri şöyle olsun, arabası böyle olsun gibi… Tabi ki bunları isteyebilirsiniz, isteyin de zaten. Evrende, çekim yasası dediğimiz şey; aslında, biraz daha bizim niyetlerimizle ve kalbimizle oluyor. Materyal şeylerden, üç boyutlu şeylerden değil, hislerle oluşuyor. Dolayısıyla, ben öyle bir erkekle birlikte olduğumdaki hissim, aslında o erkeği bana çeken şey olacak. Asıl manyetik alan yaratan şey bu aslında. Dolayısıyla, şeyleri istemektense, kavramlara yönelmek gerekiyor.

Ben nasıl hissediyorum? Kendimi çok kabul görmüş hissediyorum, çok seviliyor hissediyorum, erkekten o aşk enerjisini alıyorum, bir kadın olarak kendimi çok beğeniliyor hissediyorum, güvende hissediyorum. Meditasyonu yaparken, bu hisleri hissetmemiz gerekiyor. 21 günlük meditasyon çalışmasını yapamasanız bile; bir şeyin gerçekleşmesini istiyorsanız, orada nasıl hissettiğinizi hissetmeniz gerekiyor. Çünkü, vücudumuzun yöneticisi beynimiz olsa da; beynin elektromanyetik alanı ile kıyaslandığında, beyinden çok daha güçlü bir elektromanyetik alan yaratan bir organımız daha var. O organımız, zaten vücudumuzun tam merkezinde; kalbimiz. Dünyanın ve vücudumuzun en kuvvetli elektromanyetik alan yaratan güç merkezimiz kalbimiz.

Bu nedenle, size yaptırdığım o 21 günlük meditasyon çalışmasında da, nefesi hep kalbimize çekiyoruz. Elektromanyetik alanı nedir? Gerçekten, elektriksel bir alan, yani çekim alanı yaratmadır. Manyetizma yaratmaktan bahsediyorum. Bu nedenle, eğer bir şeye niyet ettiyseniz, bir şeyin gerçekleşmesini gerçekten çok istiyorsanız; 21 günlük çalışmayı yaparken ya da yapamıyorken de, yapmanız gereken şey, yeryüzü enerjisi ve gökyüzü enerjisini kalp merkezine çekmektir.

Bunu yapan Instagram takipçilerimden şöyle şeyler duyuyorum; “Kalbimde çok çarpıntı hissediyorum”, “Kalbimde acı hissediyorum”, “Kalbime çekerken, kalbimin duracağını hissediyorum”. Bu, çok normal. Çünkü, almadığınız kadar yüksek bir enerjiyi kalp merkezinize çekiyorsunuz.

Sevgi ve Nefret İlişkisi

Uzun zamandır, aslında sevgi ilişkilerinde, dünya boyutunda gördüğümüz şey, genelde kaybetmek üzerine olduğu için, sevgi ve nefretin birbirine çok yakın olduğunu görüyorum. Yani; can ciğer kuzu sarması arkadaşsınız ya da Romeo ve Juliet gibi hiç ayrılmayacak sevgililer gibisiniz ama bir gün sonra kanlı bıçaklı oluyorsunuz. Bunun nedeni; düalite. Yani, üç boyutlu dünya bakış açısı. Yaptığımız bu çalışma ile; eğer sizi frekans olarak başka bir yere taşıyabilirsek, gerçek sevgi boyutunda nefretin ve korkunun olmayacağını, öbür tarafın olmayacağını göreceksiniz. Yani, sizi biraz düalitenin dışına çıkartıyoruz. Var olan sistemin dışına çıkıp, o kalıpları kırıyor oluyoruz.

21 günlük çalışmayı yaparken; gözlerini kapatmaktan korkanlar, sürekli biri geliyor, odada biri varmış gibi hissedenler de olabilir. Bu da çok normal, çünkü uzun zamandır kendi başınıza da kalmadınız. Ancak, aslında çok fazla varlıkla bir aradayız. Varlık derken; televizyon ile, televizyonun içerisindeki size savaş haberi verenlerle, çevrenizdeki kötü elektromanyetik alanlarla, negatif enerjili insanlarla çok iç içesiniz. Onların içinde olduğunuz zaman, daha çok kaygılanmalısınız diye düşünüyorum. Bu nedenle, kendi başınıza yaparken güvende olduğunuzu hissetmeniz gerekiyor.

Sevgi ve nefret ilişkisini tam olarak açıklayabildim mi bilmiyorum, ama anladığınızı düşünüyorum. Kalbimiz, dünyanın en kuvvetli manyetik merkezi. Ne düşünürsek olur dediğimiz, korktuğumuz başımıza gelir gibi şeyler vardır. Aslında bunların kökeni bir batıl inanç değil, binlerce yıllık kadim geleneğin bize verdiği bilgiler olduğunu yeni yeni anlıyoruz.

Kalbin Beyinden Daha Fazla Hafızası Var.

Klinik aromaterapistim ve Çin tıbbı üzerine eğitim aldım. Çin tıbbı, kalbi merkez alıyor. Kalbi, yalnızca vücuda kan pompalayan bir organ olarak da almıyor. Sezgiler, hisler, duygular, hatta hafıza. Kalbimizin, beynimizden daha fazla hafızası vardır. Sadece bedensel hafızanız değil, tüm dünyanın beden hafızasını bile aldığımızı düşünüyoruz.

Neden buraya değindim? “Bu videonun konusu bolluk ve bereket değil miydi?” diyor olabilirsiniz, çok haklısınız. Yazının başında da dediğim gibi; düalite var, iyi ve kötü var, güzellik ve çirkinlik var, karanlık ve aydınlık var. Bizim biraz bu bilinci yıkmamız gerekiyor. Bu bilinci yıkmak için de; bu iki enerji alanı, eril enerji ve dişil enerjiden kalp merkezimize çektikten sonra, o enerjinin içinde kalabildiğiniz kadar kalmanızı istiyorum.

Doğru Ya da Yanlış Yapmak Diye Bir Şey Yok

Niyet defterinize; gün gün, bu çalışmanın içerisinde hissettiklerinizi, negatif ve pozitif düşüncelerinizi yazmanızı istiyorum. Bu arada, çalışmayı yaparken “Bağlanamadım”, “Hissedemedim”, “Acaba yapamıyor muyum?” diye düşünebilirsiniz. Hiç böyle bir şey yok. Bir şeyi doğru yapmak ya da yanlış yapmak diye bir şey yok. Yapmaya çalışmak, içinde kalarak ve teslim olarak, tüm mevcudiyetinizle, o anda nefesinize kanalize olarak, yapmaya çalışmanız yeterlidir.

Meditasyon bir performans değil, bir olmama hali. Sürekli bir şey yapmaya çalışmak değil, yapmama halidir. Sadece nefesinizle birlikte, sesime kanalize olma halidir.

Bolluk ve bereket nasıl geliyor? 

Biz, zihnimizdeki düaliteyi kırdığımızda; aslında, doğal olarak titreşimimiz zaten yükseliyor. Titreşimimiz yükseldiğinde; biz her boyutta, yaşamsal besleyici Chi enerjisini bedenimize aldıktan sonra, hücrelerimiz bu enerji ile beslenmeye başlıyor. Zihnimiz ve duygularımız da o toksik, bizi daha aşağıda tutan frekanstan çıkıp, biraz daha yüksek bir frekansa girmeye başladıkça, zaten siz de yavaş yavaş hayatınızda, o niyet ettiğiniz şeylerin gerçekleştiğini görmeye başlıyorsunuz.

Bununla ilgili olarak, Instagram sayfamda detaylı paylaşımlar yapıyorum. Sizden gelen uygulamaları, olmaz denilen iş görüşmelerinin olduğunu, sağlık sorunlarının giderildiğini, o kişilerin sağlığa kavuştuklarını, uykusuzluk problemlerinin iyileştiğini görüyoruz. Bunların temel nedeni; hizayı kaybetmiş olmamız, titreşimimiz ve frekansımızın çok düşük olması ve evrensel enerji kanalından düşmüş olmamızdı. Bu nedenle; yeryüzü ve gökyüzü enerjisine sürekli bağlı kalabilirseniz, bu sizin kendinize yerleştireceğiniz bir şey olacak.

Bolluk ve Bereket Meditasyonu Nasıl Yapılır?

21 günlük çalışmayı yapmadıysanız, Youtube kanalımda 3 tane meditasyon çalışması bulabilirsiniz. Bunlardan bir tanesi, hazırlık videosu.

Yeryüzü çakramız ve gökyüzü çakramız var. Yeryüzü çakramız; genital bölge ile anüsümüz arasındaki yerdir. Oradan, altın bir ışıkla yeryüzünün merkezine doğru, yani, dünyanın merkezine doğru indiğimizi hayal edeceğiz. Oradan, bizden altın bir ışık, altın bir zincir, altın bir hortum, nasıl hayal ediyorsanız, onun yeryüzünün merkezine doğru indiğini hayal edeceksiniz.

Diğer noktada; gümüş bir ışığın, gümüş bir kordonun ya da gümüş bir zincirin gökyüzüne doğru gittiğini hayal edeceksiniz. Daha sonra, iki nokta arasında, ağzınızdan derin bir nefesi kalp merkezinize doğru çekeceksiniz. Kalp merkezine doğru çektikten sonra, bu enerjiyi çevrenize doğru yaydığınızı düşüneceksiniz.

“Bu enerjiyi gökyüzünden kalbime doğru çekiyorum. Bunu çekerken de bu nefesi bir küre gibi hayal ediyorum”. İlk başlarda hayal edemeyebilirsiniz, önemli değil. Siz yine de kalp merkezinize doğru çektiğinizi düşünün. Daha sonra, o küreyi nefes verirken çevrenize yaydığınızı hayal edin. Bu nefesi de, ağzınızdan aralıksız olarak vererek yapın. Nasıl alıp vereceğiniz, Youtube’a yüklediğim 1. Seviye başlıklı videomda var.

Hayatınıza bolluk ve bereket böyle gelir mi? Elbette gelir. Düzenli olarak uyguladığınızda, arzularınıza ve niyetlerinize odaklandığınızda gelir. Sadece sizden şunu rica ediyorum; biz insanlar olarak, nankörlük etmeye çok meyilliyiz. Çünkü, mucizeler aslında her an gözümüzün önünde gerçekleşiyor. Biz, sadece şekle çok takıldığımız için; hep onun arzu ettiğimiz şekliyle olabileceğini düşünüyoruz. Halbuki, öyle bir şey yok.

Bu nedenle, bu çalışmayı yaptıktan sonra, lütfen gözünüzü, kulağınızı, kalbinizi açık tutun. Çünkü, niyet ettiğiniz şeyler farklı formlarda karşınıza gelecek. Bunu, ben kendi hayatımda da çok deneyimledim. O yüzden, “ben 190 cm boyunda birini bekliyorum” derken, katalogdan çıkmış bir 190 cm boyunda biri olmayabilir. Ona da çok dikkat etmeniz gerekiyor.

Siz, hangi frekans ve titreşim seviyesindeyseniz; size ona göre durumlar, olaylar ve kişiler gelir. Bunu asla unutmayın. Bu nedenle, kendinizle ilgili çalışmalara devam etmeniz gerekiyor. Bana göre bunun için en iyi çözüm, 21 Günlük Bolluk ve Bereket Şifa Meditasyonu olacaktır.

Umarım, bilincinizi biraz daha açmakta faydalı olabilmişimdir. Bu konuyla ilgili, bilgilendirici içerikler paylaşmaya devam ediyor olacağım. Ruhum ruhunuzu selamlıyor. Hoşça kalın!