Ommm. Muhtemelen bir yoga dersine gittiğinizde kulaklarınızda kalacak ilk ve son ses bu olacaktır. Peki “om”un anlamı ne? Belki de onun evrenin sesi olarak tanımlandığını duymuşsunuzdur ancak bu tam olarak ne anlama geliyor?

Görünen o ki pek çok ruhani, özellikle de yoga ile alakalı kavramı tanımlamak o kadar da kolay değil. Kripalu Yoga Okulu’ndan Michael Carroll, Om’un büyük, etkileyici olduğunu ve neredeyse her şey anlamına gelebileceğini söylüyor.

Yeni başlayanlar için, onun kutsal üçlü hakkında olduğunu söyleyebiliriz. Pek çok inançta üçlü inancın kökleri vardır ve Om’un doğduğu Hinduizm’de de üçlü inanç mevcut. Genelde kusursuz bir biçimde telaffuz edildiği için tek bir parça gibi görünse de aslında Om, üç heceden oluşuyor: A, U ve M. Uzmanlar bu üç hecenin cennet, dünya ve yeraltı dünyası, Hindu tanrıları Brahma, Vishnu ve Shiva (yaratıcı tanrı, sürdürücü tanrı ve yok edici tanrı) ve aynı zamanda uyanıklık, rüya görme ve rüyasız durum gibi pek çok alanı ifade ettiğini söylüyorlar ve böylece bilincin tümü temsil edilebiliyor.

Bu sesin ilk olarak Hinduizm’in vaat edildiği kutsal yazıtlardan alındığı düşünülüyor. Neredeyse tamamen Om üzerine odaklanmış olan Mandukya Upanishad’da başlangıç şu şekilde: “Om ebedi bir kelimedir. Om evrendir ve bu da Om’un açıklamasıdır. Geçmişte, şimdide ve gelecekte, her şey omdu, omdur ve om olacaktır. Benzer şekilde zamanın sınırlarının ötesinde varolabilecek her şey de omdur.” Kitapta ondan böyle bahsediliyor ve Om hayli önemli görünüyor.

Om aynı zamanda kök mantraların anası olarak kabul ediliyor. Mantralar her bir çakraya uyumlu olan kısa, güçlü seslerdir. Kimle konuştuğunuza bağlı olarak, üçüncü göze veya taç çakrasına bağlıdır ve bizi kutsal olana bağlar. Bazı Budist ve diğer Hint dinlerinin merkezinde olmasına şaşırmamak gerekli. Bazıları derin uzayda NASA tarafından kaydedilen Dünya’ya ait seslerin de “om” benzeri bir ses olduğunu belirtiyorlar.

Bazı alimler görsel Om sembolünün içerisinde tüm hecelerinin olduğunu belirtiyorlar. “3” harfine benzeyen işaret “a” sesini, “S” harfine benzeyen kısım “o” sesini, yarım ay şekli ise “m” sesini ifade ediyor. Bazıları sembolün Ganesh adlı yarı fil tanrıya ait olduğunu belirtiyorlar.

Araştırmak isteyenler için pek çok anlam katmanı mevcut fakat popülerliğini genel olarak titreşiminden kazanmış durumda, yani “om”u seslendirince ortaya çıkan histen. Yazar Stephen Cope, sesin sinir sistemi üzerinde sakinleştirici bir etkisi olduğunu belirtiyor. Yazar şöyle devam ediyor: “Tüm ilahilerde olduğu gibi zihni odaklıyor ve bir araya getiriyor. Bu durumdayken dikkatinizi dağıtacak garip düşüncelerin yükselişine de imkan tanımıyor. Böylece tutarsız zihin yerine daha düşüncelere dalmış bir moda geçebiliyoruz.”

Bhavani Lorraine Nelson ise şöyle devam ediyor: “Bizi bir grup olarak da birleştiriyor. Om’u birlikte söylediğimiz zaman bedenlerimizi, zihnimizi, ruhumuzu hizalıyoruz, birbirimizle hizaya giriyoruz ve evrenle de hizaya giriyoruz çünkü bu evrenin sesi ve gerçek olan bir şeye referans veriyoruz. Bu çok barışçıl ve elektriği alan bir ses. Öğretmenlerimden bir tanesi yaşamımı “om” diyerek geçirirsem çevremdeki havanın bile parlayacağını söylemişti.”

“mmm” sesi yavaş yavaş kaybolurken hissettiğiniz sonsuzluk hissi bazıları tarafından dördüncü hece olarak kabul ediliyor: sessizlik. Nelson şöyle diyor: “Bu nedenle derslerimde sık sık Om sesini veriyoruz, kelimenin üç sesli kısımlarının ağzımızdan çok bilinçli bir şekilde çıkmasını sağlıyoruz ve ardından bir dakika kadar sessizlik içinde oturuyor ve onun nasıl hissettirdiğini gözlemliyoruz.”

“Om’u söylemek aynı zamanda onu bizden önce kullananlarla da bir bağ kurmamızı sağlıyor. Tekliği ve uyumu getiren bir ses. Onu söylüyoruz çünkü yoga ustaları binlerce yıl boyunca söylediler. Onu söylediğimiz zaman bu ustalar ile bir bağ kuruyoruz ve çok uzun zamandır yaptıkları uygulamaların desteğini alıyoruz.”

Om Sesi Nasıl Çıkarılır?

  • Tek bir ses olmasına karşın Om bir hayli karmaşık. Aşağıdaki basit ağız ayarlamalarını yaparak onun gücünü arttırabilirsiniz.
  • “A” kısmı için çenenizi gevşetin. Ses karnınızdan yükselmeli, dudaklarınız ayrık olmalı ve diliniz damağınıza değmemeli.
  • “O” kısmı için dudaklarınız hafifçe birbirine değmeli ve ses karnınızdan kalbinize doğru hareket etmeli.
  • “M” kısmı için diliniz damağınıza değer ve dudaklarınız bir araya gelerek baş kısmınızda bir titreşim yaratır. Bazıları bu hecenin diğer hecelerin iki katı uzunluğunda söylenmesi gerektiğini belirtiyorlar.
  • Sessizlik, yani dördüncü hece ise ses kaybolurken ortaya çıkıyor. Onun nasıl hissettirdiğini gözlemleyin.