Taş ve sopalar kemiklerimi kırabilirler ancak kelimeler bana asla zarar veremezler.

Bu maalesef şimdiye dek söylenmiş olan en zararlı sözlerden birisi. Travma araştırmaları bu efsanenin masumiyetini ortadan kaldırıyorlar. Birisi “hayır” derse, bunun anlamı “hayır”dır. Birisi hayır dediği halde onunla bir bilgiyi paylaşmaya devam etmek bir ihlal durumudur. Özellikle de bu paylaşım bir saldırı ise.

Sözlü istismar ve fiziksel istismar benzer özellikleri paylaşırlar. Kelimeler ve duygular ile yapılan saldırılarda fiziksel olarak aleni olmasalar da, sebep oldukları travmanın sinir sistemimiz, beyinlerimiz ve genel olarak ruhumuz üzerindeki etkileri nedeniyle bizi yine de fiziksel olarak etkilerler. Fiziksel olarak dokunulmamış olsak da sözlü tacizi açık açık olsa da veya gizli bir şekilde aktarılsa da fiziksel olarak hissederiz.

Onurlandırma

Örneğin birisine karşı bir yanlış yaptığımızda alçakgönüllü olup da onun kızgınlığını duymak zorunda kaldığımız bir ruh haline geçiş yapmak doğru olabilir. Bu sebep olduğumuz hasarı onurlandırmak ve bir başkasının sinirini paylaşarak iyileşme sürecini başlatmak için uygundur. Fakat bazen bir başkasının duygularını hissetmek için hazır olmayabiliriz. Yorgun, stresli, aç, başka şeyler nedeniyle çok yoğun veya zamansız bir halde olabiliriz.

Daha iyi bir zamanda paylaşımın yapılmasını istemek örneğin eşinizle olan ilişkinizi onurlandırmak ve onu korumak için önemli. Bu bir bilgelik formudur çünkü belki de kötü hissederken bu sürecin çok da iyi gitmeyeceğini biliyor oluruz. Bununla birlikte bazen paylaşım bekleyemez ve o an yapılmak zorundadır. Örneğin acil durumlar buna bir örnek. Bu durumda yapabileceğiniz en iyi şey düzenlemek, dinlemek ve saygı duymak.

Birisi hayır dediği zaman artık sebebi önemsizdir. Hayır’ının ne kadar geçerli veya geçersiz olduğuna karar vermek size düşmez. Dokunulmak istemeyen birisine dokunmanın doğru bir şey olmaması ile aynı durumdur. Sinirliyken ve bir şeyi hemen paylaşmak isterken bu durum biraz zor olabilir. Ve bazen (örneğin bize karşı bir yanlış yapıldığında) buna hakkımız olduğunu düşünsek de karşıdaki kişinin de bunu kabullenmesi gerekir. Bir hata yaptığımızda bunu affettirmek için özrümüz de hazır olmalı.

Eğer birisi bizim paylaştığımız şey için “hayır” derse, reddedilmiş hissetmek oldukça kolay. Bu reddedilmeyi sanki terkedilme butonuna basılmış gibi hissedebiliriz. Fakat bir uzlaşmaya varmak bize hayır diyen kişinin değil, bizim görevimizdir. İlişkilerin ilk kuralı, tüm ihtiyaçlarımızın daima karşılanmayacağıdır. İçimizdeki çocuk bu anlaşmayı sevmez, içimizdeki yetişkin ise bunu varsayılan olarak kabul eder. Bir ilişkide duygusal ihtiyaçlarımız karşılandığında bu çok güzel bir şeydir çünkü birisi bizim gerçek duygularımızı hoşgörü ile karşılar.

Kimse Dinlemiyor

Dinleniyor olmak herhangi bir ilişkideki en önemli şeylerden. Eğer size yakın olan birisi sizi asla dinlemiyorsa, bu farklı bir sorundur. Bazıları için paylaşımın yapılması için doğru zaman ve yer bir türlü gelmez. Bu genelde duygusal yokluğun işaretidir. İronik şekilde bu insanlar kendi duygularının etkilerini üzerimize atma konusunda bir problem görmezler ancak bunun karşılığında gelecek şeyleri duymaz ve fark etmezler. Bu bir narsisizm, ikiyüzlülük ve genelde altta yatan bir problem formudur.

Eğer birisi bizi duyamıyorsa bu, onun kalesine girmek için kapıları zorlamamız gerektiği anlamına gelmez. Bu durumda şunlardan birisini yapmalı:

  • farklı bir yol bulmak ve nasıl iletişim kuracağımızı tekrar tasarlamak
  • bir arkadaş veya terapistin tavsiyesini almak
  • daha yakın olabilmek için elinizden geleni yaptıysanız ve yine de değişmezse ilişkiyi sonlandırmayı düşünmek

Duygusal Zeka

Kızmanın ifadesel anlamda bir yeri vardır. Suçlamak da öyle çünkü yapılan şeylere karşı bir hesap verme yükümlülüğünü içerir. Sevdiğimiz birisinin karşısında ağlamak da öyle. Tüm duyguların ilgili şartlarda bir yeri vardır ancak doğru şekilde paylaşılmalılar. Yani nasıl, ne zaman, neden ve nerede paylaşacağımıza dair duygusal zekamız olmalı.

Savunmasız olabilmek yakınlık ve güçlü bir birliktelik için bir başka temel noktadır. O olmazsa, sorunlar çözüme ulaşmazlar ve birikmeye başlayan kızgınlıklar sürekli olarak pasif agresif ataklara, çileden çıkmalara ve ağız dalaşlarına sebep olur. Bu nedenle duygusal bilgelik gerektiren iyi iletişim ilişkilerde çok önemli. Bu bilgelikte karşı tarafın güceneceği şeyler söylemek zorunda olsak da başkalarının sınırlarına saygı duymak da bulunuyor.

Bunların hiç biri kolay değil, özellikle de o anın heyecanındayken. Fakat elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. “Hayır”a saygı duymak neticede kendinize ve bir başkasının bağımsızlığına saygı duymaktır.

Koronavirüs ( Covid-19), sizde travma oluşturduysa ve sürekli olarak bu konu ile ilgili yoğun ve süreğen kaygı hissediyorsanız ve  neler yapacağınızı, nasıl baş edeceğinizi bilmiyorsanız bunu birlikte çalışabiliriz. Online terapi almak isterseniz bana bu numaralardan ulaşabilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog Diana Güler
Telefon: 0216 266 24 48 & 0533 086 30 22
Mail: info@dianaguler.com
İnstagram: dianagulerr