Şu son günlerde en çok karşılaştığım sorulardan biri de “Yüzyüzeyken sohbeti nasıl başlatacağımı bilemiyorum sizce ne yapmalıyım?” bu soru bir gerçeği daha açığa çıkarıyor ki o da akıllı telefon ve bilgisayar üzerinden mesajlaşma, sosyal medyada yazışma alışkanlığından dolayı yüzyüze konuşma pratiğini kaybetmeye başladığımızı gösteriyor. Tabi bu durum, çok yoğun duygu durumları yaşandığında daha fazla gün yüzüne çıkıyor. Örneğin, hoşlandığı biriyle konuşmak ve sohbet etmek istediğinde  veya sevgilisi ile sorunları olduğunu ve düzelmediği için ayrılmak istediğinde yüzyüze gelip konuşmak yerine bir mesaj ile bu durumu halletmeyi tercih ediyorlar.

Gelelim yazının başında sorulan sorunun 5 ayrı çözümüne:

  • “Bunun hakkında ne düşünüyorsun?” :

Merhaba, nasılsın?,  ben de iyiyim, nasıl gidiyor, iyi gidiyor, senin?” Sohbet rutini bittiğinde oradan uzaklaşma ihtiyacına girerseniz hemen aklınıza hangi konu geliyorsa o konuyla ilgili “Bunun hakkında ne düşüyorsun?” diye sorabilirsiniz. Bu cümleye kişi “Evet” ya da “Hayır” diye kısa bir yanıt veremeyeceği için fikrini sunmaya başlayacaktır.

  • “Bana yardım edebilir miydiniz?”:

Bir iş ortamında yabancılık çekmeye başladınız ve tek başına orada bulunuyorsunuz diye farz edelim, yüzü sempatik gelen ve sizi terslemeyeceğini düşündüğünüz birine samimi bir şekilde örneğin, “Bana yardım edebilir miydiniz? Burada kimseyi tanımıyorum, kimler, hangi meslek sahipleri şu anda burada bulunuyor?” diyerek sohbete başlayabilirsiniz. Yardım istediğiniz kişi, konu ne olursa olsun size yakınlık gösterecektir. Çoğu insanın psikolojisinde “İşe yaradığını hissetmek” fikri onları iyi hissettirir.

  • “………. çok beğendim, nereden aldın?” :

Bu cümlenin baş kısmını boş bıraktım çünkü bir kadın ancak bir kadına “Kıyafetin, saçın, makyajın, kokun çok güzel, bunu nereden aldın? der, fakat bir erkek genelde bir erkeğe böyle bir algıda seçicilik ile soru sormaz. Bu özellik kadınlara ait bir sohbet biçimidir ve kadınlar rahatlıkla bu yolla samimiyet kurabilirler. Erkekler ise arabaları hakkında ya da tuttukları futbol takımı ya da sevdikleri bir spor üzerinden konuşmayı başlatabilirler. Eğer bir erkek bir kadın ile konuşmaya başlamak isterse, kadının gerçekten herkes tarafından fark edilen bir güzelliği ya da üzerinde ki bir kıyaafet parçasına iltifat ederek başalyabilir. Örneğin, saçlarınız ne kadar güzel ya da ayakkabılarınız size çok yakışmış veya gülüşünüz ne hoş gibi.Burada önemli nokta gerçekçi ve samimi olmanız, sadece konuşmayı başlatmak için yapacağınız sahte iltifat rahatsız edici olabilir.

  • “Çocukluğun nasıl geçti?” :

Bu soru bir çok kişinin hoşuna gider, sebebine gelince insanlar kendilerinden konuşmayı severler ve çocukluk anılarına geri dönmek onları heyecanlandırır. Çok fazla özellerine girmeden çocuklukta yaşadıkları yerler, gittiği okul, okul dışında yaptığı aktivitelerden söz edebilirsiniz. Ailesini, onların o kişiye karşı davranışları sorgulamak hoş olmayabilir çok iyi tanımadığınız biri için fazla özele girmek olur diyebiliriz. Tabi burada zihinsel olarak sağlıklı bir bireyden söz ediyorum, çocukluğu travmalarla geçmiş biri muhtemelen sosyalleşirken kendini farklı, sert ve koruma kalkanıyla  yaklaşılması zor hale getirecektir.

  • “Buranın ortamı sizce nasıl?”:

Bulunduğunuz yerin nasıl bir çevre olarak algılandığını yeni tanıştığınız kişiye sorarak sohbete başlayabilirsiniz. Örneğin, bir restaurantdasınız, “Burası ne kadar kalabalık  öyle değil mi? Ya da pek fazla da kimse yokmuş, siz de benim gibi bilmeden mi geldiniz?” İçinde bulunduğunuz çevreden ve orada yapılan şeylerden söz etmek kişinin de kendi fikrini sizinle paylaşmasını kolaylaştırır. Bu soruyla neden söz ettiğinizi kişinin rahatlıkla anlamasına ve kolayca muhabbete girmesini sağlayabilirsiniz.

Sohbetin gerisini sizin yaratıcılığınıza bırakıyorum. Çok uzatmadan fikir vermek ve yüzeysel sorular sormak görgü gereği nezaketinizi de gösteren bir durumdur.

Konu ile ilgili sorularınız ya da paylaşacaklarınız varsa  bana zeynepeylemsenkal@fransizlape.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Psikolog “Uzman sporcu psikoloğu”

Zeynep Eylem Şenkal