Herkese merhaba! Bu kez, Dr. Sevgi Ekiyor ile birlikte son aylarda tüm dünya gündemini oldukça meşgul eden ve herkesi panik havasına sürükleyen korona virüsü hakkında merak ettiklerinizden bahsedeceğiz!

Korona Virüsü Nedir?

Bu virüs, daha önce yaşanmış Sars salgını gibi daha önce yaşanmış salgınları hatırlatıyor. Biraz şöyle bir çerçeveden bakmak lazım; yeni bir virüs değil. Daha önceleri, hayvandan insana bulaştığı yoktu. Hayvandan hayvana bulaşıyordu. Kedi ve köpek besleyenlere şu tavsiye edilirdi; “Evde ayakkabı ile dolaşmayın. Sokakta bulunan virüsler, evde kedi ve köpeğinize bulaşarak ölümcül bir rahatsızlığa dönüşebilir” deniyordu. Dolayısıyla, karşımızda değiştirilmiş bir virüs tablosu var.

Korona virüsün aslında dört tane çeşidi var. Bir tanesi, bu tarz bir rahatsızlık yaşandığında DNA ve RNA’sına bakılarak gerçekten vücudunuzda bunu taşıyıp taşımadığınız tespit edilebiliyor. Yani, bir tahlil yapılıp sonucu %100 ispat edilebiliyor.

Genel tabloya bakacak olursak bütün virüs rahatsızlıklarında olduğu gibi; temas yoluyla bulaşma vardır, solunum yoluyla bulaşma vardır ve kan, gözyaşı, dışkı ya da salya gibi vücut akıntıları ile bulaşma vardır. Dolayısıyla, bu bize bütün rahatsızlıklardan korunmanın temel şartı olan “hijyen”in önemini vurguluyor.

El Temizliği Çok Önemli

El temizliğinin önemini tekrar vurguluyoruz. Elinize sabun döktüğünüzde iyice ellerinizin ovuşturulması gerektiğini, el yüzeyinin ve parmak aralarının da ovuşturulması gerektiğini, tırnak içlerinin sünger ya da fırça ile temizlenmesi gerektiğini hatırlatıyor. Burada, gerçek hijyenik el yıkamayı bir kez daha hatırlamış oluyoruz. Dolayısıyla, bu 3 dakikayı falan bulabilecek bir tören aslında. İstenilen şey; el bileklerine kadar açılarak el bileklerinin de yıkanıyor olması. Ancak, o gün kısa kollu giydiyseniz ve başka temaslarınız da varsa, abdest alır gibi dirseklere kadar açık bölgeleri yıkamakta fayda var.

Korunmak İçin Ne Yapmalı?

  • Ağız çalkalama ve diş yıkama da önemli. Bu tarz salgınların olduğu zamanlarda; sabah- akşam yerine, günde 3 kez gargara yapmak, diş fırçalamak gibi yollara başvurulabilir.
  • Duş sıklığını arttırabilirsiniz.

Temel konu ilk önce hijyen. Peki, ortak alanlarda ne yapacağız?

Hepimiz biliyoruz ki; bir seyahat ediyorsak ya da bir yerde uzun süre solunuma başvuracaksak, orada maske takılmasının önemi var. Zaten, şuanda maskeler çok ciddi fiyatlara satılmaya başlandı. Diğer noktaya gelecek olursak, bağışıklığı nasıl güçlendireceğimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bu da yine bütün hastalıklar için anahtar bir konu.

Masaya parmağınızı değdirip kaldırsanız ve onu mikroskobun altına koysanız, 100 ile 200 arasında mikroorganizmalara dair ipucu yakalarsınız. Bunun bize rahatsızlık vermemesi ise bağışıklık parametreleri ile alakalı. Yoksa, verem ortadan kalkmış değil, bağışıklığımızı o doğrultuda geliştirmiş durumdayız.

Bağışıklık Nasıl Güçlendirilir?

Bağışıklığın daha iyiye geliştirilmesi, kişiye göre değişen ve planlanması gereken bir şey. Bir de, çocuk faktörü ve yetişkin faktörünü ayırmak gerekiyor. Bu virüse yakalanma riski en yüksek grup; çocuk da olsa yetişkin de olsa, cinsiyet fark etmeksizin “bağışıklığı düşük olanlar”. Kronik rahatsızlıklar, geçirilmiş rahatsızlıklar, karaciğer- böbrek- akciğer hastalığı olanlar. Yani, hasta olan kişileri daha iyi korumak gerekiyor.

İkinci sırada toplumun sağlıklı bireylerine bakacak olursak; özellikle 40 yaş üstü erkekleri baz almak gerekiyor. Görülen vakaların çoğunda tespit edilmiş ki; 40-80 yaş aralığındaki erkek popülasyonunu daha çok etkiliyor. Belki, onun sebebi genetik altyapı vs. gibi şeyler de etkili olabilir. Peki, genom olarak böyle bir yatkınlık var mı? Bu ne kadar doğru?

Virüsün endemik ve pandemik çalışmaları yapıldığında; “A virüsü şu bölgeyi daha çok etkileyebilir” gibi sonuçlar çıkar. Dolayısıyla, bu da bir virüs salgını. Bu virüs salgınında da görüyoruz ki; Orta Asya grubu çok hızlı etkileniyor. Şu anda gelen haberlere göre; İtalya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde, İran- Tahran gibi alt bölgemizdeki Arap ülkelerinde duyuyoruz.

Artık, bütün dünya birbiriyle çok daha kolay etkileşim halinde. Uçak seferlerine bakacak olursak, birçok insanın ithalat-ihracat yapmasına ve buna dayalı fabrikalara bakacak olursak, bence virüs her yerde geziyor ama etkilenme oranı, yine ırksal olarak değişiyor olabilir. Bunu, halk sağlığı birimleri de şu anda bu şekilde açıklıyor.

Yaşam tarzı alışkanlıkları da bu virüsten etkilenmemizi etkiliyor mu?

Yoğun alkol ya da sigara tüketen bir bireyin yakalanma riski diğerinden çok daha yüksek. Bunun henüz istatistikleri çıkmadı. Çıkmış olsa, “3 kat yüksek, 5 kat yüksek” derdik. Ama genel olarak bakacak olursak; düzensiz uyku, sigara-alkol tüketimi ya da iyi hava koşullarının olmadığı ortamlarda çalışmak gibi durumlar, aslında bağışıklığı etkileyen konuların maddeleri. Bağışıklığı bozabilecek bu tarz sebepler, tabi ki virüse yakalanma oranını da etkiliyor.