• Yüzünüze dokunmak grip ve soğuk algınlığı enfeksiyonu riskini ciddi şekilde arttırdığı gibi yeni coronavirüsün bulaşma ihtimalini de arttırıyor.
  • Gözler ve ağız virüslerin bedeninize kolayca girebilecekleri bölgelerdir.
  • Çalışmalar insanların saatte 16 defa yüzlerine dokunduğunu gösteriyorlar.
  • Yüzümüze o kadar sık dokunuyoruz ki, el yıkamalar arasında ellerimizi tekrar kirletme riskimiz çok yüksek.
  • Uzmanlar eldiven giymenin yüze sık sık dokunma alışkanlığını kırmaya yardımcı olabileceğini söylüyorlar.

Hepimiz bunu yapıyoruz. Gün içinde sınırsız defa yüzümüze dokunuyoruz. Kaşınan bir burun, yorgun gözler, elin tersi ile ağzımızı silmek ikinci bir defa düşünmeden yaptığımız şeyler.

Ancak yüzünüze dokunmak soğuk algınlığı ve gribin yanında yeni coronavirüs için de bulaşma riskini en çok arttıran şeyler arasında.

Ağız ve gözleriniz virüslerin bedeninize en kolay girdiği yerlerdir ve tek yapmanız gereken hali hazırda virüs bulaşmış parmağınızı buralara dokundurmak.

Bulaştırmanın İki Yolu

ABD’deki Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne göre, yeni coronavirüs diğer solunum yolu enfeksiyonları gibi kişiden kişiye geçiyor.

Birisi hapşurduğunda havaya saldığı damlacıklar başka birisinin akciğeri tarafından hava olarak solunduğunda, virüs bulaşmış bir yüzeye dokunulduğunda ve sonrasında göz ve ağıza o elin değmesiyle bulaşabiliyor.

Görünür şekilde hasta olan birisinin çevresinde olmaktan kolayca kaçınabilsek ve hava yoluyla bulaşan virüslere karşı maske ile önlem alabilsek de, virüs bir yüzeyde bulunduğunda ondan kaçınmak neredeyse imkansız.

Sürekli Yüzümüze Dokunuyoruz

Bilimadamları insanların sürekli yüzlerine dokunmaları davranışını araştırıyorlar.

2008 yılında yapılan bir çalışmada, bir ofis ortamında 10 kişi 3 saat boyunca gözlenmiş. Araştırmacılar bu kişilerin saatte ortalama 16 defa yüzlerine dokunduklarını keşfetmişler.

2015 yılındaki bir başka çalışmada ise Avustralya’da 26 tıp öğrencisinin saatte 23 defa yüzlerine dokundukları keşfedilmiş. Dokunuşların neredeyse yarısı ağız, burun veya gözlerden olmuş ve bunlar virüs ile bakterilerin bedenimize en kolay girdikleri bölgeler.

Daha iyi davranması gereken tıp profesyonellerinin bile 2 saat içerisinde yüzlerine ortalama 19 defa dokundukları ve doğru el hijyenini koruma konusunda düzensiz oldukları gözlenmiş.

Dr. Alex Dimitriu şöyle diyor: “Aktif olarak çalışırken insanlar genelde ayaklarını sallıyor, saçları ile oynuyor ve yüzlerine dokunuyorlar. Bu tip davranışları en çok ne zaman yaptığınızı bilmek ve toplantılarda, telefon konuşmalarında ve işe boğulmuşken dikkat etmek önemli.”

Elleri Yıkamak Önemli

Ellerimizi sık sık ve en az 20 saniye boyunca yıkama gibi önlemler alabiliriz. Ancak bunu yaparken yüzümüze dokunmayı da bırakmamız gerekiyor çünkü küçük, potansiyel olarak ölü bir yolcuyu ne zaman almış olabileceğinizi bilmenin bir yolu yok.

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri etkili el yıkamanın beş adımdan oluştuğunu söylüyor:

  • ıslatma
  • sabunlama
  • ovalama
  • durulama
  • kurulama

Ancak yüzlerimize o kadar sık dokunuyoruz ki, eller ile yüz arasında tekrar bulaşım riski çok fazla. Kapı kolu gibi bir şeye dokunmakla birlikte bulaşma riski tekrar artıyor.

Yeni bir yüzük, bileğe sarılacak bir plastik gibi şeyler ellerinize dair size bir hatırlatma yapabilirler ve özellikle de yüzünüze dokunmamanız gerektiğini aklınıza getirebilirler. Farklı ve otomatik olmayan davranışları tetiklemek için bir şeylerin farklı olması gerekiyor.

Kırabileceğiniz Bir Alışkanlık

Ellerinizi yüzünüzden uzak tutma konusundaki niyetinizi unutmayın. Sadece kısa bir ara bile ellerinizle ne yaptığınız konusunda daha fazla farkındalık kazanmanızı sağlayabilir.

Ev veya işyerinde post-it notlar yapıştırmak faydalı olabilir çünkü onları göreceğiniz yerlere yapıştırarak ellerinizi yüzünüzden uzakta tutmanız gerektiğini hatırlayabilirsiniz.

Ellerinizi meşgul tutun. Evde TV izliyorsanız, çamaşır katlıyorsanız, postalarınıza bakıyorsanız veya bir şeyleri tutuyorsanız, bir mendil bile size onları yüzünüzden uzak tutmanızı hatırlatacaktır.

Ayrıca kokulu en dezenfektanları veya kokulu sabunlar kullanarak ellerinizi yüzünüzden uzak tutmanız gerektiğini kendinize hatırlatabilirsiniz. Koku ellerinizin konumuna dikkatinizi çekecektir.

Eğer bir toplantıdaysanız ellerinizi kavuşturun ve dizinizin üstüne koyun.

Son olarak, yüzünüze alışkanlık olarak dokunduğunuzu biliyorsanız, eldiven takmak size fiziksel bir hatırlatma yapabilir.

Dışarıda virüslü bir yüzeye dokunma riski yüksekken bir eldiven takabilirsiniz. Sonrasında hedefinize vardığınızda bunları çıkarabilirsiniz. Sıradışı olabilir ancak evde eldiven takmak da yüzünüze dokunma alışkanlığınızı kırabilir.

Sonuç Olarak

Gözleriniz, burnunuz ve ağzınız coronavirüs gibi virüslerin bedeninize en kolay giriş yollarını oluşturuyorlar.

Ellerinizle hastalığın olduğu bir yüzeye dokunduktan sonra bu bölgelere dokunmak, bulaştırmak için yeterli.

Ellerinizi ne kadar sık yıkarsanız yıkayın, bu genelde enfeksiyonun bedeninize geçişini önlemek için yeterli değildir.

En iyi önlem yüzünüze dokunmaktan olabildiğince kaçınmak.

Uzmanlar bazı basit yöntemleri kullanmanın bu alışkanlığı kırmaya yardımcı olacağını söylüyorlar. Bunlar arasında kokulu sabunlar kullanmak gibi ellerinize dair farkındalığınızı arttıracak yöntemler bulunuyorlar.