Pek çok bal uzmanı, temel olarak Fransa’nın güneyinde yetişen lavanta balını dünyanın en iyi balı olarak görüyor. Kendine has bitkisel kokusu ve etkileyici aroması lavanta çiçeklerini hatırlatıyor. Bu bal lavanta çiçeklerinin nektarından üretiliyor ve hamur işleri ile sıcak içecekleri tatlandırmak için kullanılıyor. Ayrıca tost ekmeğine de çok yakışıyor.

Yemekte kullanımının yanında tıbbi olarak da kullanılabiliyor çünkü tirozin ve mantar karşıtı bileşenlerden flavonoidler ve fenolik asitlere kadar pek çok sağlığa faydalı bileşeni barındırıyor. Bu makalede lavanta balının potansiyel besin değerlerine ve sağlığa faydalarına göz atacağız.

Tirozin Bakımından Zengindir

Tirozin tüm bal türlerinde bulunan temel amino asitlerden birisidir ancak 2003 yılında Food Chemistry’de yayınlanan bir İspanyol çalışmasına göre, lavanta balındaki tirozin oranı, test edilen bütün ballara göre en yüksek düzeyde. Beden tirozini nörotransmiterler üretmek için kullanıyor ve bu da beyinle alakalı bazı rahatsızlıkların önlenmeleri ve tedavileri konusunda yardımcı olabilir. Buna ek olarak beden tirozini melanin, a cilt pigmenti ve kadınlık hormonu östrojene dönüştürmek için niasin, folik asit, C vitamini ve bakır gibi maddeleri kullanır.

Geniş kapsamlı aktivitelerinden dolayı tirozin pek çok rahatsızlığı önlemek ve tedavi etmek için de kullanılıyor. Tirozin takviyeleri depresyon, anksiyete, dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromu, uykusuzluk kaynaklı dikkat eksikliği, stres, adet öncesi sendromu, Parkinson ve Alzheimer hastalıkları ile kronik yorgunluk için kullanılıyorlar. Ancak lavanta balının da tirozin gıda takviyesi ile aynı etkileri gösterip göstermediği henüz bilinmiyor.

Mantar ve Candida Karşıtı Özellikler

Portekiz ve İspanya’dan araştırmacılar lavanta balının Candida albicans, Candida krusei, ve Cryptococcus neoformans mantar türleri üzerindeki etkilerini araştırmışlar. Bu üç mantar türü de insanlarda sağlık problemlerine sebep olabiliyorlar. Solüsyonlarda yüksek dozda lavanta balı bulunuyormuş ve her üç mantar türüne karşı da mantar karşıtı aktivite göstermiş fakat bu etkinin özellikle Candida krusei mantarı üzerinde güçlü olduğu görülmüş.

Araştırmacılar balın gelecekte mantar enfeksiyonları için bir çözüm olabileceği sonucuna varmışlar çünkü mantarlar, mantar karşıtı ilaçlara karşı giderek bağışıklık kazanıyorlar. Çalışma 2001 yılında Journal of Food Science and Technology’de yayınlanmış.

Yaraları İyileştirmeye Yardımcı Olduğu Kanıtlanmıştır

Hem lavanta balı hem de lavanta öz yağı yaraları iyileştirmek için kullanılıyor ancak 2006 yılındaki bir çalışmada sadece lavanta balının yara iyileşmesine yardımcı olduğu belirtiliyor. Bu çalışmada farelerdeki yaralar ya lavanta balı, lavanta öz yağı ve terapötik baldan oluşan bir karışımla, ya da hiç bir şey kullanılmadan tedavi edilmişler. Yara iyileşmesinin ölçümü yaranın küçülmesi ve kabuklanma ile ölçülmüş.

Öz yağlar ve ballar yaranın küçülmesi üzerinde ciddi bir etki göstermemişler ancak balların yara bölgesinde kabuklanmayı azalttığı görülmüş. Bu nedenle araştırmacılar lavanta balının yara iyileşmesine yardımcı olabildiği sonucuna varmışlar. Bu çalışma 2006 yılında Phytotherapy Research’te yayınlanmış.

Flavonoidler ve Fenolik Asitler

Balda flavonoidler ve fenolik asitler bulunuyor ve bunlar sağlığa ciddi faydalar sağlamaları ile biliniyorlar. Ancak farklı bal türlerinde bu maddelerin oranlarında farklılıklar var. Lavanta balının naringenin ve luteolin adlı flavonoidler bakımından zengin olduğu görülüyor ve bunlar çok güçlü antioksidan etkiler gösteriyorlar.

Lavanta balındaki fenolik asit bileşimi ise onun yüksek dozdaki gallik ve kafeik asit düzeyleri ile karakterize ediliyor. Galik asit sağlıklı hücrelere hasar vermeden kanser hücrelerini öldürebilme yeteneği nedeniyle bilim dünyası tarafından son dönemlerde araştırılıyor. Kafeik asit ise genelde spor performansını arttırmak ve spora bağlı yorgunluğu tedavi etmek için takviyelerde kullanılıyor.