Obezite oranları yıllar içerisinde arttı ve onunla birlikte hastalığa dair efsaneler ve yanlış anlaşılmalar da artış gösterdiler. Sebebi veya onu en iyi şekilde yönetmenin yöntemlerine dair bilmediğimiz pek çok şey var ancak geçmişe göre daha fazla şey biliyoruz.

Destekleyici verilerin yoksunluğuna karşın, toplum, medya ve hükümetler genelde desteksiz inançların savunuculuğunu yapıyorlar ve bu da problemi daha kötü hale getiriyor.

Obeziteye dair 5 efsanenin doğru halini aktarmanın vakti geldi.

Efsane 1: Obezite Kötü Yaşam Tarzı Tercihlerinden Kaynaklanır

Pek çok obezite programı, kötü beslenme ve fiziksel aktivite yoksunluğunu obezitenin sebebi olarak gösteriyor. Obezitesi olan insanların tembel veya motivasyonsuz oldukları söyleniyor.

Gerçek: Obezite genelde multifaktöriyeldir.

Beslenme ve sporsuzluk rol oynayabilse de, obezitedeki artışa sebep olan bazı diğer faktörler de var.

Bununla birlikte gerçekten de çoğu insan, sağlıklı kiloda olanlar da dahil olmak üzere, her gün yeterince fiziksel aktiviteye sahip değil.

Ancak çoğu kişi için obezite yaşamdaki kötü tercihlerin bir sonucu değil.

Stres, uyku sağlığı, hormonlar, kronik ağrılar, altta yatan tıbbi problemler, ilaçlar, genetik ve başka diğer çevresel ve ekonomik faktörler de obezite artışında rol oynuyorlar.

Bu nedenle obezitenin yönetimi hastalığa sahip her insan için farklı şekilde olmalı.

Efsane 2: Kilo Vermek Tüm Sağlık Problemlerinizi Çözer

Kilo vermek bedendeki enerji depolaması gereken pek çok sistemi içerir. Kilo vermek kalp hastalıkları, diyabet ve diğer komplikasyonların riskini azaltır. Ancak bedenin enerji sistemindeki değişimler başka sağlık sorunlarına yol açabilirler.

Kilo verme ile bağlantılı bu problemler kilo kaybını zamana yayarak sürdürmeyi daha zor hale getirirler.

Gerçek: Kilo vermek de sağlık sorunlarına yol açabilir.

Kilo vermek genel sağlığınızı iyileştirebilir ancak kilo kaybı psikolojik stres, hormonlarda bozulma ve metabolik komplikasyonlarla da bağlantılı. Çok hızlı şekilde kilo vermek kas kaybı riskinizi arttırır ve metabolizmanızı düşürür. Ayrıca beslenme eksikliklerine, uyku problemlerine, safra taşlarına ve diğer komplikasyonlara sebep olabilir.

Bazı insanlarda kilo kaybının sonucunda deri sarkması ve çatlaklar ortaya çıkabilir. Kilo kaybı bazen ruhsal ve duygusal sağlığı da etkileyebilir.

Bu nedenle sağlıklı bir şekilde kilo vermek için doktor ve beslenme uzmanınıza danışmanız önemli.

Doktorunuz ruhsal ve duygusal sağlığınızı bu süreçte koruyabilmeniz için bir tedavi planı oluşturmak üzere sizi bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirebilir.

Efsane 3: Kilo Vermek Sadece Kalori Hesabına Bağlıdır

Eğer kilo vermeye çalıştıysanız, muhtemelen alınan ve yakılan kaloriler tabirini duymuşsunuzdur. Yani kısacası, kilo vermek için aldığınızdan daha fazla kalori yakmalısınız.

Gerçek: Kalori hesabı çok fazla basitleştiriliyor

Kilo vermede kalorilerin önemi reddedilemez durumda olsa da, bu şekilde düşünmek fazla basit. Proteinler, yağlar ve karbonhidratlar gibi makro besinlerin beden üzerinde çeşitli etkileri vardır.

Tükettiğiniz kalorilerin türü ve miktarı, kullandığınız enerjiyi etkiler. Yediğiniz şeyler aynı zamanda ne kadar yediğinizi etkileyen hormonları da düzenlerler. Bazı gıdalar kilo alımını tetikleyen hormonları arttırırlar.

Bazı gıdalar tokluk hissinizi arttırırlar ve metabolik hızınızı yükseltirler. Araştırmalar daha az karbonhidrat tüketip daha fazla yağ ve protein tüketmenin, kalori alımını doğrudan azaltmaya göre daha fazla kilo vermeye imkan tanıdığını gösteriyorlar.

Kalori alımına göre kilo vermenin bir diğer problemi ise bu durumun gıdaların sağlık üzerindeki diğer etkilerini görmezden gelmesidir. Hastalıkları önlemek ve uzun vadede sağlıklı kalmak için en çok miktarda besini almak önemli.

Efsane 4: Verilen Kilolar En Önemli Başarı Ölçütüdür

Kilo verme ve sağlıklı yeme programlarında genelde tartıdaki rakama odaklanılır. Ancak araştırmalar kilo verme sürecinde başarı ölçütü olarak sadece kilolara odaklanmanın hem verimsiz, hem de psikolojik olarak zararlı olduğunu gösteriyorlar.

Sadece tartıya odaklanmak kilo verme ve alma döngüsüne hapsolmanıza sebep olabilir. Ayrıca stresi yükseltir, yeme düzenini bozar, özgüven sorunlarına yol açar ve beden algısına dair sağlıksız bir takıntı oluşturmanıza sebep olabilir.

Gerçek: Başarı sağlıkla ölçülmeli, kilo kaybı ile değil

Beslenme ve spora dair sağlıklı tercihlerde bulunmak için uzun vadeli odaklanmanın temel noktası verdiğiniz kilolar değildir.

Artan miktarda kanıtlar, verilen kilo miktarı yerine tansiyon, beslenme kalitesi, fiziksel aktivite, özgüven ve beden algısı gibi doğal sonuçlara odaklanmanın kilo vermenin başarı düzeyi konusunda daha iyi bir ölçüt olduğunu gösteriyorlar.

Efsane 5: Meyve ve Sebzelere Daha Kolay Ulaşmak Obezite Salgınını Çözecektir

Bazıları obezite salgınının meyve ve sebzeleri daha ulaşılabilir yaparak çözüleceğini düşünüyor. Özellikle gelir düzeyi düşük bölgelerde sağlıklı ve taze gıdalara ulaşımın zor olmasının aşılması ile birlikte bu durumun çözüleceği düşünülüyor.

Gerçek: Gıda tercihleri ve sağlıklı gıdalara dair eğitim de rol oynayabilir

Araştırmalar eğitim ve tercihlerin sağlıklı gıda tercihleri konusunda daha güçlü bir rol oynadıklarını gösteriyorlar.

İnsanların daha iyi beslenmesini sağlamak için onların daha sağlıklı gıdalara erişimini kolaylaştırmanın yanında beslenme ve sağlığa dair bilgi düzeylerini de arttırmak gerekiyor.

Bu yaklaşım meyve ve sebzelerle dolu bir beslenmeyi özendirmeyi de içeriyor. Ayrıca sağlıksız gıdaların tüketilmesinin de azaltılması gerekiyor.

Sonuç Olarak

Obezite karmaşık bir hastalık. Ona dair bilmediğimiz hala çok şey var. Bu nedenle insanlar onu gerçek olmayan fikirler ile bağdaştırıyorlar.

Obezite hakkında efsane ve gerçekleri ayırt edebilmek hastalığı daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır. Eğer obezite ile yaşıyorsanız, gerçeklerin farkında olmak ihtiyaç duyduğunuz bakımı almanıza yardımcı olabilir.