Koşmak en popüler sporlardan bir tanesi. Hatta 2019 yılında yayınlanan bir rapora göre, sadece ABD’de 49.5 milyon insanın aktif koşucu veya tempolu yürüyüşçü olduğundan bahsediliyor.

Koşmanın kalp damar sağlığından ruh sağlığına kadar beden için pek çok faydası olabilse de, takıntılı, bitmeyen bir koşma yaklaşımının büyük riskleri olabiliyor.

Avustralya’da yapılan yeni bir çalışmaya göre, koşma bağımlılığı beraberinde fiziksel sakatlanma riskini getiriyor. Pek çok diğer bağımlılıkta olduğu gibi, koşma bağımlılığı da kişinin spora dair neredeyse kompülsif bir takıntıya sahip olması ile ortaya çıkıyor.

Yeni Araştırmanın Bulguları

Çalışma için South Australia Üniversitesi’nden Profesör Jan de Jonge, 19-77 yaşları arasındaki Hollandalı 246 hobi koşucusu ile bir anket yapmış.

Koşmaya bağlı olarak sakatlanma riski yaşamış olan bireylerin ruh durumunu incelemek istemişler.

Peki sonuçlar ne olmuş?

Takıntılı şekilde tutkulu koşucu olanlar, ilişkileri ve günlük yaşamlarının düzeni bozulacak kadar koşmaya bağımlılarmış ve bu kişilerin daha ölçülü bir tutku ile koşanlara göre sakatlık yaşama riskleri çok daha yüksek çıkmış.

Bu kişilerin farkındalıkları da yüksek çıkmış ve koşma sırasında ruhsal bir iyileşme gösterdikleri gibi sakatlık geliştirebilme ihtimallerine dair uyarı işaretlerine daha fazla dikkat ettikleri görülmüş.

Koşmaya bağlı sakatlıkların büyük kısmı aşırı egzersizden veya koşma tutkusundan dolayı doğru şekilde dinlenmemekten kaynaklanıyor.

Şimdiye kadar yapılan araştırmaların büyük kısmında aşırı egzersizin ve çok az dinlenmenin fiziksel sonuçlarına odaklanılmış ancak koşma kaynaklı sakatlıkların ruhsal problemleri gözardı edilmiş.

Araştırmada daha yaşlı yetişkinlerin 20-34 yaş aralığındaki kişilere göre kendilerini koşmaktan zihinsel olarak daha kolay ayırabildikleri görülmüş.

Kadın koşucuların sakatlık yaşama riskleri de erkeklere göre daha fazla çıkmış.

Koşma Bağımlılığı Sandığınızdan Daha Yaygın

Koşma bağımlılığı düşündüğümüzden biraz daha yaygın.

Yapılan son anketlerden bir tanesinde, spor bağımlılığı ve amatör koşucular arasındaki ilişkiye bakılmış.

Bu kişilerin %8’inin spor bağımlılığı riskine sahip oldukları görülmüş. Çalışmada yalnızlık ve anksiyetenin kontrolsüz davranışlara yol açabildiğinden ve bunun da örneğin amatör koşucularda artan egzersiz miktarı olarak kendini gösterebileceğinden bahsediliyor.

Bu nedenle bazı insanlar risk altında görünüyorlar ve durum sandığımızdan daha yaygın.

Koşmak özellikle bağımlılık yapıcı olabilir çünkü koşma sonucunda vücutta salgılanan mutluluk hormonlarının yarattığı duygular bağımlılık sebebi olabiliyorlar.

Koştukça daha iyi hissediyoruz ve bu kadar keyifli olan bir şey insanlarda bağımlılık yapabiliyor.

Koşmanın beraberinde getirdiği fizyolojik ve duygusal faydaların yanında 1980’lerde başlayan ve günümüze kadar devam eden çeşitli amatör koşu yarışları ile maratonlar da mevcutlar ve bunlara katılım her geçen gün artıyor.

Koşmanın popülerliği nedeniyle maalesef bir sıkıntı da ortaya çıkıyor: İnsanlar hazır olmadıkları düzeydeki koşulara katılıyorlar ve bunun sonucunda özellikle diz problemleri gibi sakatlanmalar ortaya çıkıyorlar.

Bu sporun mücadeleci yapısı, insanların ulaşması zor kişisel hedefler yaratmalarına sebep oluyor ve bu da bağımlılık eğilimine sahip bir spor kültürü için ortamı daha müsait hale getiriyor.

Koşmak en ulaşılabilir sporlardan birisi ve tek ihtiyacınız biraz zaman. Her yerde koşabilirsiniz ve dünyanın pek çok yerinde çıplak ayak koşan insanlar bile var. Koşmak o kadar ulaşılabilir ki, aşırı yapması en kolay olan sporlardan birisi.

Sakatlanma Riski

En yaygın sakatlanmalardan bazılarının aşırı koşma ile bağlantısı var.

Listenin en tepesinde çatlaklar veya kemiklerin aşırı kullanımı ile tekrar eden güçlerden kaynaklanan küçük çatlaklar var.

Bunlar genç kadınlarda daha yaygınlar. Hastaların kalçalarında veya ayaklarında küçük basınç çatlakları olabilir ve bunun sebebi yüksek yoğunluklu egzersiz.

Kalçadaki basınç çatlakları özellikle tehlike arzediyorlar.

Kalçalarda bulunan bu küçük çatlaklar operasyon gerektiriyorlar ve tam bir çatlamaya engel olmak için vidalar ile kemikler tutturuluyorlar.

Bazı insanların koşma bağımlılığı o kadar yüksek düzeyde ki, bu düzeni bırakamıyorlar ve sakatlıkları giderek daha ciddi bir hal alıyor.

Koşma ve spor bağımlılığına sahip olan insanların ruh hali bozuklukları veya yeme bozuklukları yaşama ihtimalleri de daha fazla.

Sağlıklı Davranışları Benimsemenin Yolları

Estetik sporları yapanlar ve mücadeleci koşucular genelde bedenlerine sağlıklı kalmak için yeteri kadar gıda sağlamıyorlar.

Bu durum koşma bağımlılığı olanlarda özellikle dikkat çekici olabilir.

Yetersiz beslenmeden kaynaklı enerji eksikliği kadınlarda hormonal değişimlere sebep olabilir ve adet döngülerini sonlandırabilir, erkeklerde ise düşük testosterona sebep olabilir. Ayrıca bitkinlik ve enerjisizlik yapabilir.

Yeteri kadar enerji aldığınızdan emin olmalısınız.

Peki bir koşucunun benimsemesi gereken güvenilir uygulamalar neler?

Ortalama bir koşucu için, pek bir endişeye gerek yok. Koşan pek çok insan koşmanın pozitif etkilerini elde ederken bağımlılık sorunları yaşamıyor.

Bununla birlikte bir ameliyat veya sakatlık geçirmiş olup koşmaya geri dönenler için yavaşça koşmaya dönmek gerekiyor ve koşmanın süresi dereceli olarak arttırılmalı, her koşudan sonra bir dinlenme günü olmalı.

Ayrıca egzersiz programı çeşitli olmalı. Her gün aynı kilometreyi koşmak yerine çeşitli sprintler ve diğer interval çalışmalar da dahil edilmeliler.

Elit koşucuların bile başka egzersiz türlerine göz atmaları öneriliyor. Özellikle yoga ve güç egzersizleri core gücünü arttırıyorlar ve sakatlık riskini azaltıyorlar.

Sonuç Olarak

246 amatör koşucu ile yapılan yeni bir çalışmaya göre spora dair takıntılı, bağımlılık düzeyinde bir yaklaşım sergileyenlerin sakatlık geliştirme riskleri, koşmaya dair sağlıklı bir alışkanlığa sahip olanlara göre daha fazla.

Diğer bağımlılıklarda olduğu gibi koşma bağımlılığı da neredeyse kompülsif bir davranış haline geliyor ve yaşamdaki diğer konuların önüne geçiyor.

Doktorlar koşucuların koştukları zamanı sınırlandırmalarını öneriyorlar. Her gün illa ki 10 kilometre koşmak zorunda değilsiniz.

Fitness düzeninize yoga ve interval çalışmalarını da ekleyin. Ayrıca sağlıklı bir beslenme ile yetersiz beslenmeyi önleyebilir ve hormonal dengesizliklerden kaçınabilirsiniz.