Atipik otizm veya yaygın gelişimsel bozukluk, 1994 yılından 2013 yılına kadar teşhisi konulmuş olan bir otizm formudur. İlk olarak DSM-IV içerisinde tanımlandı ve otizm belirtilerinin bazılarına sahip olan ama hepsine sahip olmayan çocuklar için kullanıldı.

Sonraki versiyon olan ve 2013’te yayınlanan DSM-V’te ise otizmin tanımı genişletildi ve otizm spektrum bozukluğuna dahil olan daha fazla belirti dahil edildi. Ayrıca destek ihtiyacını belirten üç düzey daha belirlendi. 1. seviyede en az destek gerekirken, 3. seviyede en fazla düzeyde destek gerekiyor.

Geçmişte atipik otizm tanısı almış olan pek çok insanın yeni tanı kriterlerine göre otizm spektrum bozukluğu tanısı alması muhtemel.

Otizm ve DSM

DSM; Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından yayınlanan ve tüm mental ve gelişim bozukluklarını içeren bir listedir. DSM’in 1952’ye kadar dayanan beş tane versiyonu var.

Fiziksel bozuklukların tersine zihinsel ve gelişimsel bozukluklar genelde sosyal normlar üzerine temelleniyorlar ve her DSM güncellemesinde tanı kriterleri ve bozukluklar yenileniyor, revize ediliyorlar.

Otizm ilk olarak DSM-III’te kendi tanısını aldı ve 1980 senesinde yayınlandı. Bundan önce otizm benzeri davranışlara sahip olan çocuklara çocukluk şizofrenisi tanısı veriliyordu.

DSM-IV: Yaygın Gelişimsel Bozukluk

DSM-IV 1994 senesinde yayınlandı ve otizmi beş ayrı tanı kategorisine böldü. Bunlar arasında otizm bozukluğu, asperger sendromu ve yaygın gelişimsel bozukluk da bulunuyordu.

Otizm spektrum terimi DSM-IV içerisinde yaygın gelişimsel bozukluğa işaret ediyordu ve bu kategoride belli semptomatik benzerlikler bulunuyordu.

Atipik otizm beş resmi otizm spektrum tanısından birisi için olan bir diğer isimdir: yaygın gelişimsel bozukluk.

Bu bozukluk, geç başlangıç yaşı, atipik semptomatoloji, limit altı semptomatoloji veya bunların hepsinden dolayı otizm bozukluğu kriterlerini karşılamayan vakalar için kullanılıyor.

İki temel tanı kriteri şöyle:

  • sosyal etkileşimi veya sözlü veya sözsüz iletişim yeteneklerinde gerilemeye sebep olan ağır ve yaygın engel;
  • basmakalıp davranışlar, ilgi alanları ve aktivitelerin mevcut olması ancak bu kriterlerin özel bir yaygın gelişimsel bozukluk, şizofreni, şizotipik kişilik bozukluğu veya kaçınmacı kişilik bozukluğu ile bağlantılı olmaması.

Yaygın gelişimsel bozukluğun özellikleri otizme benzerdir ancak daha hafif olur ve şunları içerebilir:

  • Tipik veya uygunsuz sosyal davranışlar
  • Yeteneklerin dengesiz gelişimi, örneğin ince ve büyük motor yetenekleri, görsel ve uzaysal organizasyon, veya bilişsel yetenekler
  • Konuşmada veya dili kavramada gecikmeler
  • Değişimlerde zorlanma
  • Sözlü veya sözsüz iletişimde eksiklik
  • Tat, görme, koku alma, duyma ve dokunmaya karşı artan veya azalan hassasiyet
  • Tekrar eden ve ritüelistik davranışlar

Yaygın gelişimsel bozukluk veya atipik otizm tanısı otistik bozukluk veya asperger sendromu tanısı koyamayacak kadar az belirti olması ve ayrıca Rett sendromu veya çocukluk dezintegratif bozukluğu ile karıştırılabilecek belirtilerin olmasıdır.

DSM-V: Otizm Spektrum Bozukluğu

DSM-V 2013 yılında yayınlandığında, otizm tanısında kullanılan beş farklı kategorinin hepsi tek bir kategoriye dahil edildi: otizm spektrum bozukluğu.

Yaygın gelişimsel bozukluk DSM-IV içerisinde otizm şemsiyesi altındaydı ancak DSM-V’e göre DSM-IV ile verilen bir tanı geri alınamaz. Ancak yaygın gelişimsel bozukluk tanısı alan birisi mevcut otizm kriterlerine uyabilir veya uymayabilir.

Yapılan bir araştırmaya göre DSM-IV’te yaygın gelişimsel bozukluk tanısı alan bireylerin %63’ü DSM-V’te otizm spektrum bozukluğu kriterlerini karşılıyor.

Çalışmada aynı zamanda mevcut otizm spektrum bozukluğu tanısına uymayan geçmiş yaygın gelişimsel bozukluk tanılarının büyük kısmının sosyal iletişim bozukluğu tanısına uyduğunu gösteriyor. Geride kalan %2 ise dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ve anksiyete bozukluğuna dahil oluyor.

Atipik Otizm

Atipik otizm olarak da adlandırılan yaygın gelişimsel bozukluk, bazen otistik eğilim veya otistik özellikler olarak da adlandırılabiliyor. Ancak atipik otizm sahibi bireyler de büyük zorluklar yaşayabilirler.

Yaygın gelişimsel bozukluk sahibi bazı insanlar hafif otizm belirtileri gösterebilirler ancak bu durum onların zorlanmadığı anlamına gelmiyor. Hatta bu tanıyı alıp yüksek düzeyde engele sahip olmak mümkün. Fakat bu tanıyı alan pek çok çocuk ve yetişkinde görece hafif belirtiler var.

Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry’de yayınlanan bir çalışmada, yaygın gelişimsel bozukluk sahibi bireyler ile otizm ve asperger sendromuna sahip olan bireyler karşılaştırılmışlar. Çalışmada yaygın gelişimsel bozukluk sahibi çocukların aşağıdaki alt üç gruba ayrılabileceği tespit edilmiş:

  • yüksek fonksiyonlu grup (%24), bu grup asperger sendromunu andırmış ancak kısa süreli dil gecikmesi veya hafif bilişsel bozulma mevcutmuş.
  • otizme benzeyen alt grup (%24), bu grupta geç başlangıç yaşı, çok ağır bilişsel gerileme veya otizm tanı kriterlerini karşılamak için çok küçük olma mevcutmuş.
  • otizm kriterlerini karşılamayan grup (%52) çünkü çok daha az stereotipik ve tekrar eden davranışlar mevcutmuş.

Yaygın gelişimsel bozukluğa sahip olan çocukların fonksiyon gösterme ölçütlerinde aldıkları puanla otizm ve asperger sendromuna sahip olanların arasında bir noktada olmuşlar.

Buna karşın yaygın gelişimsel bozukluk grubunda özellikle tekrar eden stereotipik davranışlar gibi otistik belirtiler diğer gruplardan daha azmış.

Tedavi

Otizm spektrum tanısındaki alt gruplardan bağımsız olarak tüm tedavi seçeneklerinde resmi otizm spektrum tanısına çok benzer şeyler öneriliyorlar: yoğun davranışsal ve gelişimsel terapi, konuşma, mesleki ve fiziksel terapiler ve büyük çocuklar için sosyal yetenek dersler.

Otizmle Yaşamak

Otizm bireylerde farklı şekilde ortaya çıkar ve otizm spektrumunda pek çok farklı düzeyde otizm profili ve engel düzeyleri bulunur. Otizm genelde çocuklarda tanı alsa da, büyüyerek geçirebileceğiniz bir bozukluk değil.

Erken dönemde müdahale ve tedavi başa çıkma tekniklerini öğrenmek için iyi olabilir ancak otizmli veya yaygın gelişimsel bozukluk sahibi yetişkinler yine de sosyal etkileşimlerde sorunlar yaşayabilir, davranışsal zorluklara sahip olabilir veya kavrayışta sıkıntılara sahip olabilirler.