Sabırsızlık, hayatta karşılaştığımız temel engellerden bir tanesidir. Hepsinden önce sabırsızlık, kendimizle girdiğimiz bir savaştır. Sabırsızlık; bizi iç sessizlikten, barıştan ve derin iç bağlantıdan uzaklaştıran aşağı doğamıza ve dürtülerimize gösterdiğimiz sürekli çabadır. Bu, varlığımızın tüm yönlerinde ve muhtemelen hayatlarımızın tüm alanlarında huzursuzluk olarak ortaya çıkan aşağı doğamızın yaptığı şeydir.

Sabırsızlık, hem kısa vadeli hem de uzun dönemli başarının göreceli olarak eşit bir şekilde gerçekleşmesiyle birlikte şu anki deneyimimizi etkiler. Sabırsızlık, en temel düzeyde hem görevleri tamamlama becerimizi hem de sonunda ürettiğimiz işin kalitesini etkiler.

Sabırsız bir insan, yaptığı işi hayal kırıklığı içinde bırakırken sabırlı olan bir insan ise sabırsızlığın olumsuz duygusal yansımaları tarafından aşağı çekilmediği için sadece küçük adımlarla bile olsa sürekli olarak eylemde bulunmaya devam eder. Sabırlı insan, sorunu kapsamlı bir şekilde anlayıncaya kadar kalır; bu şekilde güzel bir sonuç ortaya çıkar, yarattıklarında kararlı olduğu zaman en sonunda tüm pürüzlü kenarlar pürüzsüz hale gelir. Sabırsızlık, gösterdiğimiz tüm çabalarda başarıya ve ustalığa giden yolda ilerlememizi engeller.

Sabırsızlığa dair ilk ders: İçimizdekiyle yüzleşmek

Sabrımız yoktur, çünkü yaptığımız eylemlerde temel bir bağlılık eksikliği vardır. Yaptığımız şeyde derin bir anlam bulduğumuz zaman dünyada hiçbir şey, uğruna yaşadığımızı hissettiğimiz şeyi yapmaktan bizi alıkoyamaz. Bu durumda sabırsızlık yer almaz. Sabırsızlık, sadece ondan kaynaklanan huzursuzluğa direnerek net bir şekilde görebileceğimiz daha derin bir sorunun belirtisidir.

Burada, saatler süren eğitimle ve tutkuyla üzerinde çalıştığımız şeylerle elde edilen eşsiz bir sabır deneyiminden bahsediyorum. Sabırsız hissettiğimiz zamanlara gerçekten dikkatimizi vermemiz gerekir. Neden şu anda zihnimizi odaklayamıyoruz? Dikkatimizi verirsek, içimizde kaçınılmaz bir kopukluk olduğunu hissedeceğiz. Sabırsızız, çünkü bu görevi yapmak için zorluyoruz; şu anda başka bir şeyin üzerinde çalışmaya ya da başka bir şey yapmaya daha eğilimli hissediyoruz. Veya belki de sorun daha ciddidir; hayatımızla ne yapmak istediğimizi bilmiyoruz ve yaptıklarımızı isteksiz bir şekilde yapıyoruz.

İnsanların, daha derin bir spiritüel ilke ile bağlantı eksiklikleri var. Bu durum, modern zamanlarda görülebilir.

Yaşamlarımızdaki eylemlere dair derin bir bağlılığımız yok; çünkü içimize bakmak ve bizim için duygularımız, düşüncelerimiz, eylemlerimiz ve hayatlarımız olarak açığa çıkmakta olan gerçeklere izin vermek için gerekli zamanı harcamadık. Bunu başarmak için farklı düzeyde ve türde bir çalışma ve sabır gerekiyor. Belirgin olan bir sabır eksikliği, yüzeysellik ve hoşnutsuzluk, insanların kendi yaşamlarında bu değişikliği genelde fark etmediklerini gösteriyor.

Olmamız gereken yerde olduğumuzda, olduğumuz şeyden memnun olduğumuzda sabırlıyızdır. Sabırsızlık, kendimizle olan temel bir hoşnutsuzluktan kaynaklanır. Zihnimizin kendisini çözmesi için bir bölüm ya da şarkı haline gelen uyumlu kelimelerin veya bir melodinin akışı içinde düzenlenmesi için belli ölçüde iç sessizliğe ihtiyacımız var.

Çalışma ve eğitimle sabrı geliştirmek

Kendi hakimiyetini kazanmaya giden yolda, zihinsel-duygusal-spiritüel deneyiminizin derinleşmesinde yaşadığımız sabırsızlık, karakterimizin doğal olarak işleyebileceği bir özelliğidir.
Sabır olmadan gerekli beceriyi kazanamayacağımız için üstatlık seviyesine ulaşamayız. Sabır, işimizde yaratıcı bir duruma derinlemesine dalmamızı sağlar. Kendi tasarladığımız ve rehber olarak kullanmayı seçtiğimiz fikrimize ait bir proje ile uğraşırken saatler uçup gider.

Sabır geliştirmenin belki de en büyük yararı şudur:

“Sabır, ilerlemeyi sürdürmemize izin veren zihin ve duygu niteliğidir; çünkü sabır sayesinde zihnimizi bir şey üzerinde daha uzun süre tutabiliriz. Sabırlı olduğumuzda dikkatimiz o kadar kolay dağılmaz; bu da işimizde daha derin bir amaca, bağlılığa, odaklanmaya, anlama ve güce yönelmemizi sağlayarak derin bir kendini ifade etme deneyimine eşlik eden bir keyifle sonuçlanır.

Geçen her anda kendimizi duygusal durumumuza çok iyi bir biçimde ayarlarsak sabırsızlığı her an yönlendirebilir ve sabrımızı geliştirebiliriz. Tüm günlük görevlerimizde, işlerimizde ve eğitimimizde iç sessizliğe ve yaptığımız işe daha derinden bağlanmayı seçersek sabırsızlığı yönlendirmiş oluruz.

Sabırsızlık bizi daima bir çeşit dikkat dağıtıcılığın cazibesi ile şimdiki zamanın neşesinden uzaklaştırır. Bizi, hem gerçek bir deneyimden hem de en yaratıcı hallerimizden uzaklaştırır. Kendimizin en derin kısımlarından, eylemlerimizin çıktığı yerden uzaklaştırır. İçe yönelik bakışımız; duygularımızın, arzularımızın ve hayatımızın tasarımını belirleyen en derin doğamızın ortaya çıkmasını teşvik eder.

Her eyleminizle bu içsel alana yaklaşmak için dikkatinizi verin. Sabırsızlığı yenmeye çalışmak yerine sabrı geliştirmeyi tercih edin.

Spiritüel deneyimi engelleyen sabırsızlık

Hayatımızın her anında ve eyleminde, zihinlerimizi farklı şekilde yönlendirme fırsatımız var. Sabırsızlığımızın bizi sessizlikten uzaklaştırarak dikkat dağıtmasına izin vermeyi veya ondan öğrenmeyi seçebiliriz. Sabırsızlığınızın bir engel değil, hayatınıza bağlılık konusundaki eksikliğin bir belirtisi olduğunu kabul edin.

Sabırsızlığın çözümü, dikkat dağıtıcılara yenik düşmeden bizi sabırsız yapan şeylere devam etme sabrını geliştirmektir. Sabırsızsınız; çünkü hayatınızda spiritüel olarak aynı hizada olduğunuz yeri, yaratıcı akışı henüz bulamadınız. Belki de henüz bunu deneyimlemenize yardımcı olacak sanatı ya da yolu bulamadınız.

Budizm; ruhsal ilerleme, kendine hakim olma ve yaşamın beş engelinden biri olarak huzursuzluğu ya da sabırsızlığı gösterir. Bir iş üzerinde çalışırken, ilham beklerken ya da bunun için uğraşırken, günlük görevlerimizi yaparken sabırla ve sakin bir şekilde oturamıyorsak o zaman asla ilerleme kaydedilemez. Çoğu şeyin gerçekleştirilmesi için istikrarlı ve uzun süre çalışma gerekir.

Bununla birlikte bu beceriyi erken bir dönemde öğrenirsek, görevimizi tamamlayana kadar istikrarlı ve bitmek bilmeyen bir çaba ile rahatlama sanatına ustalaşabilirsek işte o zaman dikkatimizi verdiğimiz şeyde sürekli olarak ilerleme kaydetmenin en temel becerisinde ustalaşmış oluruz. Bu nedenle hatta belki de hayatımızda sürekli değişim ve gelişim görme konusundaki en derin beceri budur.

Sabırsızlık, bir şeye hakim olma yolunda ilerlememizi engeller ve yaşamımızda sadece zorluklar yaratır. Bu anlayışın önemini kavrayabilir ve yavaş yavaş her eylemin arkasında daha büyük bir sabır ve daha fazla amaçla hareket etmeyi öğrenebilirsek, yaşamımızda daha büyük bir anlam ve daha büyük bir güç bulabiliriz.