Coronavirüs ve COVID-19 konusunda her gün yeni bir şeyler öğrenmeye devam ediyoruz ve bu durum en temel bilgilere erişmenizi oldukça kolaylaştıracaktır. Örneğin virüsün nasıl yayıldığını anlamak sosyal mesafe ve diğer sağlıklı davranışların önemini bizlere göstermiş oldu. Virüsün yüzeylerde ne kadar süre canlı kalabildiği ise evimizi ve eşyalarımızı temiz tutma konusunda bize rehberlik etti. COVID-19’un yaygın belirtilerine göz atmak ise kendinizi izole etmeniz gereken zamanı tespit etmenize yardımcı olacaktır.

Coronavirüs nedir?

Coronavirüsler soğuk algınlığı ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarının çok yaygın bir sebebidirler.

COVID-19 nedir?

COVID-19, ingilizce “coronavirus disease 2019” yani coronavirüs hastalığı 2019’un bir kısaltmasıdır ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yeni tanımlanan coronavirüs hastalığını adlandırmak için kullanılmıştır.

Ne kadar insanda COVID-19 var?

Rakamlar hızlıca değişiyorlar.

En güncel bilgiler DSÖ’nün sunduğu resmi veriler ve Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan günlük vaka adetlerine dair yayınlardan elde edilebilirler.

O kadar çok ülkede o kadar hızlı bir şekilde yayıldı ki, DSÖ bu hastalığı bir pandemi olarak nitelendirdi.

65 yaşından genç olan ve başka bir sağlık sorunu olmayanların COVID-19’dan dolayı endişe etmelerine gerek var mı?

Evet var. COVID-19’dan dolayı ağır hastalık veya ölüm riski yaş ile birlikte artsa da, genç insanlar da hastaneye yatmayı gerektirecek düzeyde hasta olabilirler. Altta yatan başka tıbbi rahatsızlıklar da her yaştan bireyin ciddi COVID-19 hastalığı riskini arttırabilirler.

Her yaştan insanlar sık sık el yıkama, fiziksel mesafe, maske takma gibi sağlık önlemlerini uygulamalılar. Böylece kendilerini ve hastalığı başkalarına bulaştırma riskini azaltabilirler.

COVID-19 genç yetişkinleri ne noktaya kadar etkiledi?

Yapılan araştırmalara göre 25-44 yaş arasındaki bireylerin normal dışı ölüm adetlerinde ciddi fazlalıklar var. Yani tarihi normlara göre olması gereken ölüm adetlerinin üzerinde bir düzey var ama elbette bu fazladan ölümlerin hepsi COVID-19 kaynaklı değil.

Genç yetişkinlerin COVID-19’dan ölme ihtimalleri daha yaşlı bireylerden düşük. COVID ölümlerinde 25-44 yaş arası bireyler sadece %3 yer kaplarken, 65 yaş üstü bireyler %80’ini oluşturuyorlar.

Ancak genç insanlar da hastaneye yatmaları gerekecek şekilde veya onları ölüme sürükleyecek düzeyde hasta olmaları mümkün. Ayrıca kurtulan bireyler haftalar ve aylar boyunca yorgunluk, bitkinlik, beyin sisi, nefes darlığı gibi diğer belirtileri yaşamaya devam edebilirler.

Sağlıklı genç yetişkinler diğer nüfuslara göre daha düşük riskli olduklarından, muhtemelen aşı kapsamına en son gireceklerdir. Bu nedenle fiziksel mesafeyi korumak, maske takmak ve gruplar halinde buluşmaktan kaçınmak önemli.

COVID-19 belirtileri nelerdir?

Virüsü kapan bazı insanların belirtileri yok. Virüs belirtiye sebep olduğunda en yaygın olanları arasında ateş, beden ağrıları, kuru öksürük, yorgunluk, üşüme, baş ağrısı, boğaz ağrısı, iştah kaybı ve koku kaybı bulunuyor. Bazı insanlarda COVID-19 yüksek ateş, ağır öksürük ve nefes darlığı gibi ağır belirtilere sebep oluyor ve bu da genelde zatürree işareti oluyor.

COVID-19’a sahip insanlarda nörolojik belirtiler, mide bağırsak belirtileri veya her ikisi de bulunabiliyor. Bunlara solunum yolu belirtileri eşlik edebilir veya etmeyebilirler.

Örneğin COVID-19 bazı insanlarda beyin fonksiyonlarını etkiliyor. COVID-19 sahibi insanlarda görülen bazı nörolojik belirtiler arasında koku kaybı, tat kaybı, kas güçsüzlüğü, el ve ayaklarda hissizlik veya batma, sersemlik, kafa karışıklığı, hayal görme, nöbetler ve inme bulunuyor.

Bazı insanlarda ise iştah kaybı, bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısı gibi sindirim sistemi belirtileri mevcut. Bu belirtiler ateş, beden ağrısı ve öksürük gibi diğer belirtilerden önce başlayabilirler. COVID-19’a sebep olan virüs aynı zamanda dışkıda da tespit edildi ve bu da tuvalete her gidişten sonra el yıkamanın ve tuvaleti dezenfekte etmenin önemini güçlendiriyor.

Neden bazı insanlar çok hasta olurken bazıları olmuyor?

Coronavirüsün en şaşırtıcı özelliklerinden birisi insanları çok farklı etkileyebilmesi. Bazı insanlar hiç bir belirti yaşamazken, sağlıklı ve görece genç olan bazılarında ise ağır ilerleyebiliyor ve hatta ölüme sebep olabiliyor. Bunun sebebi interferonlar olabilir.

Yeni bir araştırmaya göre ağır COVID-19 belirtileri geliştiren insanların %14’ünde yetersiz interferon tepkisi mevcut.

Bazı insanlarda bunun sebebi kendi antikorlarının yanlışlıkla interferonlara saldırıp nötralize etmeleri. Diğerlerinde ise bedenlerinin belli bir tipte interferonu üretmelerine engel olan bir genetik mutasyon var.

İnterferonlar bağışıklık sisteminin önemli bir bileşeni durumundalar ve bedenin onu işgal eden enfeksiyonlara karşı çok hızlı bir şekilde harekete geçmesini sağlıyorlar. İnterferonlar bedeni çeşitli yollardan koruyorlar: yakınlardaki hücrelere kendilerini işgale karşı korumaları için sinyal gönderiyorlar, enfekte hücrelere ölmelerini söylüyorlar, uzun vadeli antikor tepkisi için adaptif bağışıklık sistemini aktifleştiriyorlar. Yetersiz interferon tepkisi özellikle altta yatan başka hastalığı olmayan bazı genç insanların neden yaşıtlarına göre çok daha hasta olduklarını açıklayabilir.

Diğer hastalıkları tedavi etmek için interferon tedavileri mevcut. Çin’deki sağlık çalışanlarına bulaşmayı önlemek için interferon spreyleri verilmişti. Ancak tedavilerin de kendine ait riskleri var ve COVID-19 için interferon terapisi uygulanmadan önce hangi interferonların hangi doz ve zamanlama ile verileceklerinin tespit edilmesi gerekiyor.

COVID-19 hastalığının şiddetindeki farka dair bir diğer önemli sebep ise bağışıklık sistem ile alakalı. Bağışıklık sistemi virüsü kontrol altına aldıktan sonra kapanmazsa, fazla çalışmaya başlayabilir. Bunun sonucunda yoğun ve geniş bir inflamatuvar tepki bedendeki dokulara hasar vermeye başlar. Buna genelde sitokin fırtınası deniliyor.

COVID-19 belirtileri bir kaç gün hastalıktan sonra aniden kötüleşebilir mi?

COVID-19’un yaygın belirtileri arasında ateş, kuru öksürük, bitkinlik, iştah kaybı, koku kaybı ve beden ağrıları bulunuyor. Bazı insanlarda ise yüksek ateş, ağır öksürükler, nefes darlığı gibi daha ağır belirtilere sebep oluyor ve bu genelde zatürreeye işaret ediyor.

Bir kişide bir hafta kadar hafif belirtiler olabilir ve daha sonra aniden kötüleşebilir. Eğer belirtileriniz kısa sürede kötüleşirlerse doktorunuza bildirin. Ayrıca COVID-19 belirtileriniz arasında acil belirtiler varsa hemen doktorunuza ulaşın: nefes almakta zorlanma, göğüste devamlı ağrı veya baskı, kafa karışıklığı ve insanları anlayamama, mavi dudaklar ve yüz.

Sitokin fırtınası nedir ve COVID-19 ile ilgisi nedir?

Sitokin fırtınası bedenin bağışıklık sisteminin aşırı tepkisidir. COVID-19’a sahip bazı insanlarda bağışıklık sistemi sitokin adı verilen immün mesajcıları tehdidin boyutlarına göre kana salgılar veya virüs tehdit olmaktan çıktıktan sonra bunu yapar.

Bu durum olduğu zaman, bağışıklık sistemi bedenin kendi dokularına saldırır ve bu nedenle potansiyel olarak ciddi bir hasar verebilir. Sitokin fırtınası karaciğere, damarlara, böbreklere, akciğerlere hasar verebilecek aşırı bir inflamatuvar tepkiyi tetikler ve beden boyunca kan pıhtılarının oluşumuna da sebep olabilir. Sonucunda sitokin fırtınası coronavirüsün kendisinden daha fazla hasar yaratabilir.

Basit bir kan testi ile COVID-19 olan birisinin sitokin fırtınası yaşayıp yaşamadığı tespit edilebilir. Dünyanın her yerinde COVID-19 ile bağlantılı olmayan hastalıklarda kullanılan sitokin fırtınası ilaçlarının bu rahatsızlıkta da işe yarar olup olmadıklarına dair araştırmalar devam ediyorlar.

COVID-19’un belirtilerinden birisi nefes darlığı. Bunun anlamı nedir?

Nefes darlığı beklenmedik şekilde nefessiz kalmak anlamına geliyor. Peki nefes darlığı konusunda ne zaman endişe etmeli? Geçici nefes darlığının endişe verici olmayan pek çok örneği var. Örneğin çok kaygılı hissettiğinizde nefes daralması mümkün ve sonrasında sakinleşince geçer.

Ancak sürekli daha sert nefes alıyorsanız ve her kendinizi zorlamanızda havaya ulaşmakta zorlanıyorsanız, doktorunuzu aramanız gerekli. Bu durum COVID-19 yokken de geçerliydi, bittikten sonra da böyle olacak.
Eğer nefes darlığı tek belirtiyse ve öksürük ile ateş yoksa, sorunun COVID-19 haricinde bir şey olması da mümkün.

COVID-19 inmeye sebep olur mu? Bedenin diğer kısımlarındaki kan pıhtıları ne anlama gelir?

Beynin kan takviyesi genellikle bir pıhtı nedeniyle bozulduğunda inme oluşur. Son zamanlarda beklenenden fazla miktarda genç hastanın ciddi inmeler sebebiyle hastanelik olduğu ve bundan dolayı hayatını kaybettiğine dair raporlar var. Bu inmeler coronavirüs pozitif çıkan ancak geleneksel inme risklerine sahip olmayan insanlarda ortaya çıkıyorlar. COVID-19 belirtileri genelde olmuyor veya sadece hafif belirtiler oluyorlar. Bu tip inmeler normalde daha ileri yaşta hastalarda oluşurlar.

COVID ile bağlantılı inmelerin sebebi bedenin kan pıhtısı üretimindeki artıştır. Bu durum sadece beyni değil, tüm organları etkileyebilir. Akciğerlerdeki kan pıhtıları pulmoner embolizm olarak adlandırılırlar ve nefes darlığına, göğüs ağrısına veya ölüme sebep olabilirler. Kalp yakınlarındaki bir pıhtı kalp krizine sebep olabilir, böbreklerdeki pıhtı ise böbrek hasarına sebep olabilir.

Coronavirüsün kendisinin mi pıhtı oluşumunu tetiklediği yoksa bedenin virüse verdiği aşırı tepkinin mi buna sebep olduğu henüz bilinmiyor.

COVID-19 beyin işlevlerini etkileyebilir mi?

COVID-19’un bazı insanlarda beyin işlevlerini etkileyebildiği görülüyor. COVID-19 sahibi insanlarda görülen bazı nörolojik belirtiler arasında koku kaybı, tat alma kaybı, kas zayıflıkları, el ve ayaklarda batma ve hissizlik, baş dönmesi, kafa karışıklığı, hayal görme, nöbetler ve inme bulunuyor.

Çin’in Wuhan kentinde orta-ağır şiddette COVID-19 geçiren 214 insanla yapılan bir çalışmada, bu hastalarının üçte birinde bir veya daha fazla sayıda nörolojik belirti görüldüğü ortaya çıkmış. Nörolojik belirtiler ağır geçiren insanlarda daha yaygın olmuşlar.

Nörolojik belirtiler ABD ve diğer ülkelerde de COVID-19 sahibi insanlarda görülüyorlar. COVID-19’un nörolojik belirtilerine sahip bazı insanlarda öksürme veya nefes darlığı gibi solunum yolu belirtileri ortaya çıkmamışlar, bazılarında ise hem nörolojik hem de solunum yolu belirtileri ortaya çıkmışlar.

Uzmanlar coronavirüsün nasıl nörolojik belirtilere sahip olduğunu bilmiyorlar. Bunlar enfeksiyonun direkt sonucu olabilirler veya inflamasyonun endirekt bir sonucu olabilirler. Ayrıca virüsten dolayı oksijen ve karbondioksit seviyelerindeki değişimin de sonucu olabilirler.

Koku alamamak COVID-19 belirtisi midir? Koku duyumu kaybedersem ne yapmalıyım?

Artan sayıda kanıtlara göre tıp dünyasında anosmia olarak adlandırılan koku kaybı, COVID-19 belirtisi olabilir. Bu şaşırtıcı değil çünkü viral enfeksiyonlar koku kaybının en yaygın sebepleri arasındalar ve COVID-19 da bir virüsten kaynaklanıyor. Yine de koku kaybı diğer belirtilere sahip olmayan ancak COVID-10 virüsüne sahip olanların tespit edilmesine yardımcı olabilir.

Koku kaybı COVID-19’un yanında alerji ve diğer virüslerden de kaynaklanabilirler. Bunun bir örneği soğuk algınlığına sebep olan rhino virüsleridir. Bu yüzden koku duyusunun kaybı COVID-19 olduğunuz anlamına gelmez.

COVID-19’a sahip olan insanlarda koku kaybının ne kadar yaygın olduğuna dair çalışmalar devam ediyorlar. Ayrıca bu çalışmalarda bulaşmanın ardından kaybın ne zaman ortaya çıktığı ve alerjiler, diğer virüslerden kaynaklanan koku kaybı ile bir fark olup olmadığı da araştırılıyor.

Bizler daha fazlasını öğrenene kadar koku alamaz hale gelirseniz hemen doktorunuza söyleyin. İzolasyona girmenizi veya test olmanızı talep edebilir.

Virüse maruz kalma ve belirti gösterme arasında ne kadar zaman var?

Son zamanlarda yayınlanan araştırmalara göre kuluçka süresi 5-6 gün civarında. Ancak çalışmalarda 3 gün kadar erken olabildiği, 13 gün kadar da geç olabildiği görülüyor. Bu nedenle maruziyetten sonra 7-14 gün boyunca kendinizi karantinaya almak ve belirtileri gözlemlemek öneriliyor.

Coronavirüs nasıl yayılıyor?

Coronavirüsün temel olarak kişiden kişiye yayıldığı düşünülüyordu. Bu birbiriyle yakın temas içerisinde olan insanlar arasında olabilir. Enfekte olan kişinin öksürmesi veya hapşurması sırasında ortaya damlacıklar çıkarlar ve bu damlacıklar diğer insanların ağız ve burunlarından girerek akciğerlerine kadar ulaşabilirler.

Coronavirüse sahip bir kişinin belirtisi olmasa bile konuşurken veya nefes alırken etrafa aerosoller yayar. Aerosoller havada üç saate kadar asılı kalabilen ve sürüklenebilen viral parçacıklardır. Başka bir insan bu aerosolleri nefesiyle alır ve coronavirüs kapmış olur. Bu nedenle toplum içerisinde herkes burun ve ağzını kapatmalı.

Coronavirüs bulaşmış yüzeyler ve nesneler de yayıcı olabilirler. Örneğin bir kişi, virüsü üzerinde barındıran bir nesne veya yüzeye dokunarak ve daha sonra ağız, burun ve gözlerine dokunarak onu kapabilir.

Virüs salya, meni ve dışkı ile de yayılabilir ancak vajinal sıvılar ile yayılıp yayılmadığı bilinmiyor. Öpüşmek virüsü geçirmeye sebep olabilir. Virüsün dışkı ile veya vajinal, anal cinsel ilişki ve oral seks ile geçişi ise çok muhtemel değil.

Yakın temas ne demektir?

ABD’deki Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, COVID-19 olan insanlar için yakın temasın tanımını genişletti. Bu noktaya kadar yakın temas COVID-19 olan birisiyle 2 metre mesafe içerisinde 15 veya daha fazla aralıksız dakika geçirmek olarak tanımlanıyordu. Yeni tanıma göre yakın temas 24 saatlik süre içerisinde 2 metre mesafeden toplamda 15 dakika veya daha fazlasını geçirmek olarak belirlenmiş.

Yakın temasta olanlarda bulaşma riski artar. Bir kişinin COVID-19 testi pozitif çıktığında, yayılmanın durdurulması için onunla yakın temasta olan insanlar tespit edilip onlar da karantina altına alınabilriler. Yeni tanımlara göre daha fazla kişi yakın temaslı sayılacak.

Pek çok faktör enfeksiyonun bir kişiden diğerine bulaşmasını etkiler. Bu faktörler arasında kişilerin maske takıp takmamaları, enfekte kişinin öksürüp öksürmediği veya diğer belirtileri, görüşmenin iç veya dış mekanlarda olması gibi pek çok şey var. 2 metre mesafede 15 dakika iyi bir rehber kural olsa da, hanenizin bir bireyi olmayan insanlarla yakın temastan olabildiğince kaçınmak gerekli.

Mutasyon COVID-19’un yayılmasını daha kolay hale mi getirdi?

Diğer virüsler gibi COVID-19’dan sorumlu olan SARS-CoV-2 virüsü de içinde üreyeceği bir canlı hücre olmadan hayatta kalamaz. İnsan hücresine girdiği zaman kendinin kopyalarını yaratır ve bunlar da diğer hücrelere girerler.

Bazen virüsün çoğalımı sırasında bir hata oluşur. Buna mutasyon adı verilir.

Mutasyonların en az 3 tane endişe verici varyasyona sebep oldukları tespit edildi. Bunlardan birisi B.1.1.7 olarak adlandırılıyor ve ilk olarak İngiltere’de görüldü. B.1.351 ise Güney Afrika’da ortaya çıktı. Bir diğer mutasyon olan P.1 ise Brezilya’da görüldü. Bu üç varyasyon şu anda küresel çapta görülüyor.

Bu varyasyonlar virüsün yüzeyinde bulunan delici proteinlerde bulunuyorlar. Bu proteinler virüsün hücrelere girmesini sağlıyorlar. Üç varyasyonda da delici proteinde bir mutasyon bulunuyor ve virüsün insan hücrelerine daha sıkı bağlanmasını sağlıyor. Bu mutasyon yeni varyasyonları diğer SARS-CoV-2 varyasyonlarından daha bulaşıcı hale getiriyor. B.1.351 ve P.1 varyasyonlarında ikinci bir mutasyon da mevcut ve bu nedenle daha önceden enfekte olmuş birisi tekrar virüsü kapabilir. Aşı olmuş birisine de bulaşma ihtimali var. Bu yeni varyasyonlar diğerlerinden daha ölümcül görünmüyorlar ve daha ağır bir COVID’e sebep olmuyorlar.

Bu varyasyonların daha bulaşıcı olmalarından dolayı maske takmak, fiziksel mesafe ve kalabalıklardan kaçınmak çok önemli olmaya devam ediyor.

Belirtisi olmayanlar da virüsü yayabilirler mi?

Belirtisi olmayan kavramı iki grup insanı ifade edebilir: henüz belirti göstermemiş olan ancak gösterecek olanlar ile gerçekten hiç belirti göstermeyip göstermeyecek olanlar. Bu pandemi sırasında belirtisi olmayan insanların da coronavirüs enfeksiyonunu başkalarına yaydığını gördük.

COVID-19 sahibi bir kişi belirti göstermeye başlamadan önce 48 saat boyunca bulaştırıcı olabilir. Hatta belirtisi olmayan insanların hastalığı yayma ihtimalleri daha fazla çünkü muhtemelen izole olmazlar ve yaymayı önleyici önlemleri almazlar.

Peki hiç belirti geliştirmeyen insanlar ne durumdalar? JAMA Network Open’da yayınlanan bir çalışmaya göre neredeyse her dört bulaşmadan bir tanesi asemptomatik insanlar tarafından gerçekleştirilmiş.

Bu çalışma maske takma ve fiziksel mesafenin önemini tekrar gösteriyor. Her iki önlem de belirtisi olmayan insanların başkalarına hastalığı bulaştırma risklerini azaltıyor.

Çocukların coronavirüs yayma ihtimalleri daha fazla veya düşük mü?

COVID-19 geçiren çoğu çocuk belirti göstermiyor veya az miktarda ateş, bitkinlik ve öksürük gibi hafif belirtileri var.

Erken dönem çalışmalar çocukların coronavirüs yayılımına çok fazla etki etmediklerini gösteriyorlar. Ancak son dönemlerdeki çalışmalarda çocukların da enfeksiyonu yayabildiklerine dair endişeler var.

Son çalışmaların yöntemleri farklı olsa da, bulguları benzer: enfekte çocukların üst solunum yollarında enfekte yetişkinlere göre çok çok daha fazla virüs var.

Çocuklarda bulunan virüs miktarı yani virüs yükü belirtilerinin şiddeti ile bağlantılı değil. Yani virüs daha ağır belirtilere sebep olmamış.

Çocuklarda viral genetik maddesinin yüksek miktarda olması, yani canlı virüs değil de viral RNA’nın bulunması, çocukların bulaştırıcı olduklarını kanıtlamaz. Ancak enfekte çocuklarda yüksek viral yükün varlığı çocukların belirti göstermeseler de enfeksiyonu başkalarına yayabileceğini gösterir.

 

Filyasyon COVID-19’un yayılımını yavaşlatmaya nasıl yardımcı olabilir?

COVID-19’lu birisi ile yakın temasta olan herkeste bulaşma ve bulaştırma riski daha yüksektir. Filyasyon çalışmaları ile bulaştırıcı olabilecek insanlar takip edilirler ve böylece daha fazla yayılım önlenebilir.
Filyasyon COVID-19 sahibi bireylerin yakın zamanlarda temasa geçtikleri tüm insanların takip edilmesi ile başlar.

COVID-19 sahibi bireyler belirti göstermeden 48-72 saat öncesinden hastalığı yayabilirler.

Bu kişilerin virüse maruz kaldıkları konusunda bilgilendirilmeleri sağlanır ve böylece bir süreliğine kendilerini izole etmeleri sağlanır. Ayrıca belirti göstermeleri halinde tıbbi yardım sağlanır.

COVID-19 ne kadar ölümcül?

Cevap ölüm oranlarına veya toplam ölüm adetlerine bağlı.

Ölüm oranlarına göre, pandenik coronavirüs enfeksiyonu ile bağlantılı ölüm riski %1 civarında ve bu miktar %11 olan SARS ve %35 olan MERS’e göre oldukça düşük. Ancak %0.1 olan mevsimsel gribe göre çok daha yüksek. İleride bu verilerin güncellenmesi ihtimali de mevcut.

Şu anda bildiğimiz kadarıyla ölüm riski yaşınıza ve genel sağlığınıza bağlı. Çocukların ağır hastalık ve ölüm risklerinin çok düşük olduğu görülüyor. Yaşlı yetişkinler, sigara içenler ve diyabet veya kalp hastalığı gibi kronik hastalıklara sahip olanlarda ise zatürree gibi ölümcül olabilecek komplikasyonlar geliştirme riski çok daha fazla.

COVID-19 klimalar ile yayılabilir mi?

COVID-19’un havalandırma sistemlerinden yayılıp yayılmadığı henüz bilinmiyor. Ancak havalar sıcak ve nemli olduğunda insanların iç mekanlarda pencereleri kapatarak kalma eğilimi artar ve bu da virüse daha fazla yayılma imkanı tanır.

Coronavirüs enfekte kişinin öksürük veya hapşuruk ile yaydığı damlacıklar ile yayılır ve ayrıca havada bir kaç saat kalabilen virüs tanecikleri ile de bulaşabilir. Dış mekanlarda ise hava akıntıları virüsü dağıtır ve bulaşma ihtimalini düşürür. Virüsü pencerelerin kapalı olduğu bir odada klima olsa da olmasa da kapma ihtimaliniz daha fazladır.

Hane dışıondan birisi ile kapalı mekanlarda kalmanız gerekiyorsa, pencereleri açık tutarak hava dolaşımını iyileştirmeye çalışın.

Coronavirüs havada ne kadar canlı kalabilir?

Araştırmacılar havaya coronavirüs yaymak için bir püskürteç kullanmışlar. Bulaşıcı virüslerin havada 3 saate kadar aktif kalabilecekleri görülmüş. Bu çalışmanın sonuçları 17 Mart 2020’de New England Journal of Medicine’de yayınlandı.

Başkalarının hazırladığı bir yemeği tüketerek coronavirüs kapabilir miyim?

Yeni coronavirüs bir solunum yolu virüsü ve solunum salgıları, örneğin öksürme ve hapşurma sonucunda ortaya çıkan damlacıklar ile bulaşıyor. COVID-19’a sebep olan virüs aynı zamanda belli insanların dışkılarında da tespit edildi. Bu nedenle enfeksiyonun elini iyice yıkamamış bir insan tarafından hazırlanan gıdalardan bulaşabilme ihtimali mevcut. Özellikle sıcak gıdalarda virüs sıcak sayesinde ölebilir. Pişmemiş salata veya sandviç gibi gıdalarda ise durum böyle olmaz.

Grip aşısı olmalı mıyım?

Grip aşısı sizi COVID-19’dan korumaz ancak yine de iyi bir fikirdir. Altı aylıktan daha büyük çoğu insan grip aşısı olmalı. Böylece mevsimsel grip kapma ihtimaliniz azalır. Aşı sizi gripten korumasa bile, ağır belirti geçirme ihtimalinizi azaltır. Ancak grip aşısı sizi coronavirüsten korumaz.

COVID-19 pandemisi sırasında alerji ve astım belirtilerini kontrol altında tutmak için steroid kullanımı güvenli midir?

Kortikosteroid burun spreylerini alerjiler ve astım belirtilerini kontrol altında tutabilmek için kullanmak güvenlidir.
Amerikan Alerji, Astım ve İmmünoloji Koleji (ACAAI) yakın zamanlarda pandemi sırasında alerji ve astım belirtilerini kontrol altına almanın önemine dair bir bildiri yayınladı. Burun içi ve akciğerlere çekilen kortikosteroidlerin COVID-19 enfeksiyonu kapma riskini arttırmadığını, kaparsanız da daha kötü sonuçlara sebep olmadığını belirttiler.

ACAAI’nin bildirisi, belli solunum yolu komplikasyonlarına sahip olarak hastaneye yatmış COVID-19 hastalarında sistemik steroidlerin kullanımına dair bazı uyarıların endişe kaynağı olması nedeniyle yayınlandı. Ancak bu raporlarda astım ve alerji kontrolü için kortikosteroid nazal sprey veya diğer spreyleri kullanan sağlıklı bireylere dair bir uyarı mevcut değil.