Yaşlanmanızı yavaşlatma imkanınızın olduğunu biliyor muydunuz? 

Peki fiziksel, zihinsel, duygusal ve cinsel performansınızın olumlu yönde artma imkanınızın olduğunu biliyor muydunuz?

Dahası da var, ciddi hastalıklardan korunma şansınızın olduğunu, örneğin, yaygın hastalıklar arasında kanser, kalp hastalığı, diyabet ve obezite sorunu yaşatabilecek genlere sahip olup olmadığınızı biliyor muydunuz? 

Aynı zamanda, her daim enerjik ve dinamik olabileceğinizi biliyor muydunuz?

Bütün bu soruların cevabını bir gen testi ile öğrenip sonrasında doktorlar ve uzmanlar tarafından planlanacak tedavi ve yaşam biçimi düzenlemesi ile olumsuz bir gen sonucu olsa bile olumluya çevirmek mümkündür. Şöyle ki, biyolojik, hormonal süreçleriniz tespit edildikten sonra ve halihazırda geçirdiğiniz yaşam tarzınızı analiz eden bu test sayesinde yaşlanmanızı hücre ve organ düzeyinde yavaşlatacak etkili önlemleri almak, metabolik, psikolojik etkilerin üzerinizde oluşturduğu stres düzeyini anlayarak davranışlarınıza yansımış yeme bozukluklarını düzenleyip olabilecek en sağlıklı ideal halinize gelmeniz imkanlıdır. 

Bilimsel araştırmaların ulaştığı son durum sayesinde, artık bir genetik test yaptırarak neredeyse tüm genetik bilgiyi yüzde doksan dokuz doğru tespit ile alabilirsiniz. Bir genetik test sayesinde en azından üç kategoride kendimiz ile ilgili bilgiye sahip olabiliriz şöyle ki; ilki, kişilik özelliklerimiz, ikincisi, atalarımız ve nereden geldiğimiz, üçüncüsü ise sağlığımızı etkileyen riskli genler taşıyıp taşımadığımızı öğrenip önleyici tedbirler alabileceğimizi bilme şansı elde edebiliriz. Bir örnek ile açıklamak gerekirse eğer gen diziliminizde FTO denilen bir gen tespit edildiyse, bu genin doğrudan vücut ağırlığı ve açlık durumu ile ilgili olduğunu biliniyor bu durumda bu gen ile etkileşime giren diğer genlere bakıldığında obezite riskinizin olup olmadığını açıkça görülebilir. Ayrıca bu genin varyantlarına bakıldığında da kişinin egzersiz yaparak bu riski ortadan kaldırıp kaldıramayacağını da söylemek mümkündür. 

Özellikle ciddi hastalıklara yakalanma riski taşıyan genlere sahipseniz mesela, Alzheimer gibi böyle bir yüksek riskli durumda erken yaşlarda alınacak gıda takviyeleri, beyin performans arttırma çalışmaları sayesinde, hastalığın ortaya çıkmasını engelleme şansına da sahip olabilirsiniz. 

DNA’ınız kaderiniz değildir. 

DNA, gen diziliminizi öğrenip yaşamınızı ona göre önlemler alarak planlarsanız, uzun ve kaliteli bir hayata sahip olup aynı zamanda yaşamınızın kontrolünü de elinize alabilirsiniz. İşte bu durumda bebek yaşlarda genetik test yaptırmak çok önemlidir fakat her yaşta insan için de kaliteli bir yaşam geçirmek isteyenler için de şarttır. 

Gen testi ömrümüzde bir kez yaptıracağımız testtir. Çünkü sonucu bir gıda hassasiyeti ya da alerji testi gibi yıldan yıla değişkenlik gösterecek şekilde değildir. Genetik yani DNA’mız değişmez. Bu sebeple 10 yıl sonra bir doktora gidip tedavi yöntemini sizin DNA’ınıza göre yapması hem parasal açıdan tasarruf etmenizi hem de deneme yanılma yöntemi ile uygulanan metotlar ile yan etkilere maruz kalmamanızı sağlayacaktır. Doğru hedefe uygulanan tedavi sayesinde, zaman, para tasarrufu yapmak ve size göre yararlı kalıcı sağlık ritüelleri uygulayarak sağlığınızın kontrolünü ele almak artık mümkün.

Spor yapmak isteyen bir çocuğun genetik dizilimini öğrendikten sonra, çocuk hızlı kasılan kas liflerine sahipse onu 100 metre koşucusu olmaya yönlendirebiliriz. Yeme, içme ve uyku düzenini programlayıp ona göre hazırlayabiliriz. Fakat bu çocuk dayanıklılık ile ilgili bir spor seçtiyse ki bu özellikte olan kişilerin yavaş kasılan kas liflerine sahip olması gerekir ve bu özellik de onda mevcut değilse o zaman bu çocuk başarı elde edemeyecektir. Doğru tespit ile kişileri yönlendirmek, kişinin bireysel mutluluğunun yanında emeğinin de boşa gitmemesini sağlayacaktır.

Peki bu bireysel genomik test nasıl yapılır? Bu sorunun cevabı tükürüğünüzde saklıdır. Bir ağız içindeki tükürüğün görevi yediğimiz besinleri ıslatmak ve ağzı sağlıklı tutmaktır. Tükürük enzimleri bakterileri öldürür. Aynı zamanda tükürük içinde serbest gezen hücreler vardır. Bunlar, bukkal epitel hücreleri ile beyaz kan hücreleridir. Bu hücreler bize gerekli olan DNA’yı sağlar.  

Tükürük numunesi laboratuvara gider orada santrifüj cihazında ayrıştırılarak DNA alınır. Fakat yeterince DNA’ya ulaşmak için PCR “Polimeraz zincir reaksiyon”  (Polymerase chain reaction) denilen bir teknik uygulanır. Bu PCR tekniğinin uyguladığı tepkime sayesinde enzimler ile kopya edilerek DNA çoğaltılmış olur. Daha sonra DNA analizi başlar. Bu analiz sırasında protein kütle spektrometresi kullanılır. Bu yöntem sayesinde DNA dizi yapısı kısa sürede yüksek bir doğrulukla tespit edilir. 

İnsan evrim ve teknolojik gelişim ile elde ettiği değişim sayesinde daha uzun ömürlü, güçlü ve daha akıllı hale gelmiştir. İnsanın genlerine, DNA’sına bakıldığında moleküller arasında sıralama değişimleri ile homospahiens yani biz insanların türünün farklılaşmasını, bilim insanları gen testleri vesilesi ile artık ispat edebiliyorlar. Bu sebeple yüzlerce yıl önceye kadar uzanan atalara ulaşıp soyu öğrenmek mümkün hale gelmiştir. 

Teknolojik gelişimden söz etmişken bugün bilim insanlarının bu düzeye gelmesini sağlayan DNA’yı kristal haline getirip x-ışınları vesilesi ile DNA yapısını görüntülemeyi başarmış ilk kadın bilim insanı Rosalind Franklin’inden de söz etmek gerekir. Rosalind Franklin 1950 yıllarında Londra’da King’s College Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalışırken, kavgalı olduğu danışmanı, kendisinin bilgisi olmadan gizli yürüttüğü çalışmalarını moleküler biyolojist Francis Crick ve James Watson’a gösterir ve bu iki bilim insanı Rosalind Franklin sayesinde Nobel Ödülü bile kazanırlar. 

Yıllar sonra yine iki kadın, zamanında Rosalind Franklin’in hak etmiş olduğu fakat alamadığı DNA üzerinde çalışmalarını bir üst seviyeye taşıyan, DNA yapısını düzelten bir anlamda DNA üzerinde kötü genleri kesip çıkartıp, doğru geni yerine yapıştırabilen CRISPR Cas9 adlı bir proteini keşfederek Nobel’i 2020 yılında kazanmışlardır. Bu bilim insanlarının isimleri Emmanuelle Charpentier ve Jennifer Doudna’dır. 

Filozof Aristo’nun dediği gibi “Bilim, iyi zamanlarda servet, kötü zamanlarda bir sığınak ve iyi bir yol göstericidir.”  

Sağlıklı, bilinçli ve teknolojiyi iyi yönde kullanabileceğimiz nefis günler dilerim…

Zeynep Eylem Şenkal

Egzersiz ve Spor Psikoloğu

Email adres: eylem.senkal@gtxyasam.com