Su bakımından zengin besinler yediğimizde suyu daha yavaş soğururuz, çünkü bu durumda su besinlerin içerisinde hapsolmuştur.

Bir konuyu açıklığa kavuşturalım. Suyunuzu yiyerek tüketmeniz, suyu çiğnemeniz anlamına gelmez. Suyunuzu yiyerek tüketmenizle kastettiğim şey salatalık, marul, taze üzümsü meyveler ve kavun gibi yüzde 90’ından fazlası su olan ve su bakımından zengin bitkileri tüketmektir. Taze bitkilerin içerisinde bulunan su, vücudunuzun daha fazla suyu daha yavaş bir biçimde soğurmasına yardımcı olan fitobesin bakımından zengin bir vitamin, mineral ve lif ağında bulunmaktadır ve bu sayede daha uzun süreler susuz kalmamanız mümkün olur.

Önceden Ezekiel ekmeği üzerine avokado, kuruyemiş ve kuru meyve, organik lifli tahıllar ve enerji barları yiyerek sağlıklı olduğumu düşünürdüm. Ancak bunlar en temel besinlerden biri olan H2O’dan, yani sudan yoksun olan besin gruplarıdır! Suyu yemek, kistik akneyi iyileştirmenin yollarından biridir. Yiyeceklerdeki suyun faydasını gördükten sonra yalnızca hücrelerinizin susuz kalmamasına değil, aynı zamanda bitkisel besinler ile bitki lifi almanın inanılmaz faydalarını beraberinde getiren organik ve yaşam dolu bitkilere odaklandıktan sonra bağırsaklarınızın iyileşmesine de yardımcı olacaksınız. Yemeklerinizde bol miktarda organik ve su bakımından zengin bitkiler kullanırsanız, suyun tüm faydalarından yararlanmış olursunuz.

Uzmanların bu konuda söylediklerini aşağıda okuyabilirsiniz.

Tıp doktoru Howard Murad:

Günde 8 bardak su içmeyi herkes biliyor. Bu suyu içmek vücuda su sağlamanın bir yolu olsa da aynı zamanda 8 kez tuvalete gitmek anlamına geliyor. Su bakımından zengin yiyecekler yediğimiz zaman suyu daha yavaş soğururuz, çünkü su bu yiyeceklerin yapısında hapsolmuştur. Bu yavaş soğurulma, gıdalardaki suyun vücudumuzda daha uzun süre kalması ve daha pek çok ek fayda sağladığı anlamına gelir.

Salatalık bu konuda mükemmel bir örnektir. Salatalığın yüzde 96’sı su olduğu için 85 gramlık salatalık yemek, nerdeyse 90 ml su içmek ile aynıdır, hatta daha iyidir. Çiğ meyveler, sebzeler ve su bakımından zengin diğer yiyecekler H2O dolu olsa da aynı zamanda sağlığınızı iyileştirebilecek, bağışıklık sisteminizi geliştirebilecek, kaslarınızı güçlendirebilecek ve atletik performansınızı arttırabilecek besinler, vitaminler, mineraller ve lif içermektedir.

Susuzluk enerji kaybına, baş ağrılarına ve genel halsizliğe neden olabilir. Bu nedenle su içmek, sağlık uzmanları tarafından on yıllardır öneriliyor. Bununla birlikte vücudumuzu optimum sağlık seviyesinde tutmak için yalnızca susuz kalmamak yetmez. Aynı zamanda vücudumuzun düzgün çalışmasına yardımcı olmak için yeterince vitamin ve besin almamız gerekir.

Suyunuzu yediğiniz zaman H2O yalnızca nemlendirmekle kalmaz, aynı zamanda vücudumuzu güçlü ve sağlıklı hale getirmek için ihtiyaç duyduğunuz şeylerle doldurmuş olursunuz. Vücutlarımız sürekli yenilenir ve eski, hasarlı hücrelerin yerini alacak yeni hücreler yaratır. Bu yüzden hücresel sağlığı geliştirmeye bilinçli bir şekilde odaklanarak yememiz ve içmemiz önemlidir. Bunu yapmanın en iyi yolu ise vücudumuzu A vitamini, alfa lipolik asit, oleik asit, polifenoller, folik asit ve C vitamini gibi hücre inşa edici unsurlarla doyurmaktır. Bu besinler çiğ meyve ve sebze gibi su bakımından zengin yiyeceklerde bulunabilir.

Aslında çok fazla su içmek, vücut fazla sıvıları boşaltmak için dışarı atarken vitamin ve mineral kaybına neden olabilir. Maraton için hazırlanan ya da dayanıklılık egzersizleri yapan pek çok insan yorgunluk, kas krampları ve hatta kalp çarpıntısına yol açabilen bu zararlı vitamin ve mineral tükenmesini yaşamıştır. Burada önemli olan suyu yiyerek “stratejik olarak nemlenmek” ve böylece vücudunuzun, düzenli bir su ve besin akışına sahip olarak gün boyu enerjik kalmasını ve en iyi şekilde çalışmasını sağlamaktır.