Çoğumuz işten çıkınca ya da hafta sonu öğleden sonraları alışveriş merkezlerine gezmeye gidiyoruz. Ama sadece gezmekle kalmayıp elimizi, kolumuzu paketlerle dolduruyoruz. Acaba neden, diye sorsak da, nedenine hiç kafa yormadan alışveriş merkezine gidip de elimiz boş döndüğümüz hiç olmadı.
Bu durumla özellikle aç olduğumuz anlarda karşılaşıyoruz. Ancak işin tuhaf yanı da burası aslında; biz karnımız açken alışverişe çıktığımızda sadece yiyeceklere, içeceklere saldırmamız beklenir, normal karşılanır. Fakat gerçek hiç de öyle değilmiş, meğer biz karnımız açken sadece beslenme ürünlerine değil, gıdalar başta olmak üzere, önümüze ne gelirse gelsin, hepsine aynı şevk ve istekle ulaşmaya çalışıyormuşuz. İlk başta size saçma gibi geliyorsa, bu normaldir. Ancak bunun bilimsel bir açıklaması var. Şöyle ki; karnımız açken salgılanan Ghrelin hormonu, insanları daha çok alışveriş yapmaya yönlendiriyor.

Peki, nedir ve ne işe yarar bu ghrelin hormonu?

Gherelin adlı hormon, bizim daha çok “açlık hormonu” şeklinde bildiğimiz hormonun ta kendisidir. Ghrelin; vücudumuzda enerji dengesi ve besin alınımının düzenlenmesinde rol oynuyor. Her bir bireyin sol omzunda bulunan, buradan salgılanan bu hormon kişilere 30 dakika arayla yemek yemeleri gerektiğini söylüyor.  Tam olarak leptin hormonunun karşıtı şeklinde kabul edilen ghrelin hormonu yağ dokusunda salınmaktadır. 1999 yılında Japon bilim adamları tarafından bulunan, keşfedilen ghrelin hormonunun açılığın dışında bir de büyüme hormonu üretici bir etkisi de bulunmaktadır. Ghrelin; 28 aminoasitli bir hormondur, çoğunlukla midede olmak üzere az miktarda da bağırsak, böbrek, plasenta, hipofiz, ince bağırsak, tükürük bezi, kalp, tiroit bezi, pankreasın alfa hücreleri, hipotalamus ve gonadlarda üretilmektedir. Yani tüm bunlardan yola çıkarak ghrelin hormonunun bize acıktığımızı haber verdiği ve doğru aralıklarla yemek yememiz konusunda bizi uyardığını söyleyebiliriz.

Hormonlar ve yeme alışkanlıklarımız

Beslenme üzerine yapılan bilimsel araştırmalara göre, kişinin vücuduna alacağı besin miktarını ve iştahını düzenleyen en önemli sinirsel merkezler, hipotamalusta bulunuyor. Hipotalamus; beyinde talamusun ön tarafında bulunan, ön beyin bölgesine verilen addır. Kişinin açlık, tokluk, dürtüsellik, duyusal iniş çıkışlarının kontrol edildiği ana merkez hipotalamustur.

Ghrelin hormonu ise; kan glikoz düzeyinin düşmesi ve kan serbest yağ asidi düzeyinin yükselmesi sonucu açlık hissini başlatan en önemli etmendir, yani açlığı bize haber veren hormondur ve polipeptid yapısına sahiptir.
İşte bu sistemlerin aktif hale gelmesi vücutta dopamin yetersizliğini, dürtüsel istekleri tetikleyerek alışverişe daha fazla yönelmeye sebep olur. Yani karnımız açken sadece besinleri değil, neredeyse gördüğümüz her şeyi alma eğiliminde oluruz.

Aç karnına gidilen alışverişlerde neler oluyor?

• İhtiyaç olup olmadığına bakılmaksızın şuursuzca alışveriş yapılabilir.
• Hem gıda maddeleri hem de giyim, kuşam, ev gereçleri gözümüzden kaçmaz, hemen almak isteriz.
• Ne kadar açsak, o kadar çok alışveriş yaparız. Bunların çoğu da yiyecekler, içecekler olur. Tüketemeyeceğimiz bir ton besine cebimizdeki parayı savururuz.
• Çok açken alışverişe çıkan kişi kalori hesabı yapamaz, hatta kalorisi daha yüksek olanları özellikle tercih eder. Çünkü vücudun plazma glikoz konsantrasyonu, yani kan şekeri 70-110 mg/dl olan homeostatik düzeyde tutulmalıdır. Bunun için kaybedilen ısıyı, enerjiyi kazanmak adına vücut boş ve çok kalorili besinlere yönelir. İşte hemen herkesin gün içinde yaşayabileceği bu durumu önlemek için neden yanımızda sağlıklı birkaç atıştırmalık olmasın ki?
• Ne kadar süredir aç olduğumuz da kesinlikle önemlidir. Aç kaldığımız süre uzadıkça alışverişe ayrılan süre kısalır. Çünkü kişi çok açken düşünmeden sağlıksız, kalorili besinleri hızlıca alır ve bir an önce tüketmek derdindedir.