Diyet yapmak yeterince zor ancak yeme alışkanlıklarınızı değiştirmek için o kadar çok çaba gösterdikten sonra daha çok yeme ihtiyacı hissetmek, özellikle zalimce görülüyor. Maalesef diyet yapmanın pek çok yönü, onların yeme isteğini körüklemelerine sebep oluyor ancak bazen deneme ile üstesinden gelebileceğiniz duygusal ve yaşam tarzı problemleri de problemin kaynağı olabiliyor. Sağlıklı yemeyi geçici bir şey değil, bir yaşam tarzı haline getirmeyi, ayrıca savunmasız anlarda kendinizi yemeklerle alakalı olmayan aktiviteler ile meşgul tutmayı öğrenebilirsiniz. Kısa süre içerisinde yeme isteğini tanıyacak ve onu yoluna gönderecek gücünüz olacak.

Beslenme Sınırlandırmaları

Eğer beslenmeniz bir sebepten sınırlıysa, kendinizi yasak gıdaları arzu ederken bulabilirsiniz. Kalori de azaltsanız, karbonhidrat ve yağlardan da kıssanız, bedeniniz ve beyniniz bu besinlere alışkınlar. Bunlar birden ortadan kayboldukları zaman, karnınız tok olsa bile tatmin olmamış hissedebilirsiniz. Bu genellikle sınırlayıcı bir diyetin başlarında olur, örneğin etli ve patatesli bir akşam yemeğini ızgara tavuklu salata ile değiştirdiğiniz zaman. Bedeniniz bir şeyin yanlış olduğunu düşünür çünkü bu besinlerin beklediği miktarını alamaz ve mideniz dolu olsa bile beyniniz hala alışkın olduğu gıdaları denemek ister. Bu durum özellikle düşük yağlı diyetlerde geçerli çünkü yağ beynin yeterince gıda tükettiği sinyalini almasını sağlayan hormonun temel tetikleyicisi. Mideniz marul ve tavuk göğsü ile dolu olduğunda, bu hormon aktive edilmeyebilir. Ayrıca tüketmek istediğiniz şeyi tüketememenin yaygın bir psikolojik reaksiyonu var.

Duygusal Yeme

Pek çok insan kendini gıdalarla tatmin etme eğiliminde. Kötü bir günün ardından, stresli bir durum sırasında veya yapacak daha iyi bir şey olmadığında buzdolabına doğru yöneldiğinizi fark edebilirsiniz. Yemek dikkatinizi dağıtır ve bir anlık mutluluk elde etmenizi sağlar ve rahatlatıcı anıları geri getirebilir. Yediğiniz şeye bağlı olarak yemek kimyasal düzeyde de geçici olarak daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir. Örneğin çikolata beynin serotonin ve dopamin salgılamasına sebep olur ve bu da iyi hissettirir. Yani beyin çikolataya uyuşturuculara tepki verdiği gibi tepki verir. Tam bir öğün yemiş olmanız fark etmez, duygusal yiyiciler gıdalara mutluluk için yaklaşırlar.

Dış Etkenler

Yaşamınızda yemeyi istemenize sebep olan belli şeyler var. Televizyon yemek reklamları ile dolu ve o hamburgerleri özellikle istemeniz hedefleniyor. Sosyal durumlar da yeme isteğini devreye sokabilirler. Eğer arkadaşlarınızla takıldığınızda genellikle sağlıksız gıdalar tüketiyorsanız, beyin bu durumu belli gıdalar ile ilişkilendirir. Buluştuktan sonra bu gıdaları tüketmezseniz, beyniniz yemekler eksik olduğu için bir şeylerin yetersiz olduğunu düşünür. Bu ilişkilendirme aynı zamanda gıda rutinlerinde de geçerli. Eğer bilgisayar başında çalışırken yanınızda bir paket cips tutuyorsanız, beyniniz cipsi bilgisayar ile ilişkilendirmeyi kısa sürede öğrenir. Bu yüzden her bilgisayar başına oturduğunuzda yeme isteği gelir.

Yerine Koyma

Yemeklerin yerine bir şey koyma daima etkili olmaz ve aslında ikame edilen yemeğe isteği arttırabilir. Eğer canınız dondurma istediği zaman az yağlı protein karışımı içiyorsanız, dondurma isteğiniz muhtemelen geçmeyecektir. Bedeniniz yağı ister ve az yağlı karışım onu kandırmaya yetmez. Aynısı şeker ikameleri için de geçerli. Tatlı bir şey istediğinizde, aspartam veya sukraloz ile tatlandırılmış gıdalar tüketmek işe yaramaz çünkü bunlar kan şekerinizi etkilemezler. Beyniniz bunu bilir ve bu nedenle yeterince yemediğinizi düşünerek daha fazla yemek istersiniz.