Tatlı Severim Baldan Ötürü..

Evinizde bal, propolis, polen ve arı sütü varsa hastalık sizi bulmayacaktır garanti ediyorum. Doğanın bu mucizelerine mutfağınızda bol bol yer verin. Bana göre dünyanın tüm canlıları çok zeki, ancak hâlâ arıların çalışma sistemleri, ürünlerinin mucizelerini bilim dünyası tam olarak anlayamayan biz insanlar için Arılar muhteşem.

Arılar ile ilişkim çok erken yaşlarda başladı. Hani anlattım ya, arka bahçede kediler, çiçekler ile oturmayı seven bir çocuktum diye. Diğer eşlikçilerim ise yaz mevsimlerinde arılardı. Balı hep çok sevdim. Şekeri sevdiğim için. Bal ve bal ürünlerine merakım o kadar arttı ki, Apiterapi üzerine eğitim almaya karar verdim. Aromaterapi ürünlerimin AR-GE’si sırasında tanıştığım Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi hocalarımızdan değerli Prof. Dr. Erdem Yeşilada hocamızdan apiterapi eğitimleri aldım. Hâlâ da araştırmalarım devam ediyor. Hocamın, 2 senelik bir araştırma sonucu çıkardığı Apiterapi kitabından bazı bilimsel araştırma sonuçlarına dayanarak size faydalarını bir bir anlatacağım Polen, propolis, arı sütü ve bal’ın. Peki, ne ola ki bu Apiterapi? Apis latince arı therapia ise tedavi anlamına gelir. Apiterapi, arı ürünlerinin bir yada birden fazla hastalığın önlenmesi yada iyileştirilmesi amacıyla kullanılması şeklinde tanımlanabilir. Her geçen gün sonuçlanan araştırmalar toplumların dikkatini bu konu üzerine çekmekte ve özellikle Uzakdoğu ülkelerinde başlayan ve dünyada hızla gelişen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri hızla yaygınlaşmaktadır. Hatta, başta Japonya, Doğu Asya ülkeleri, Amerika, Kanada gibi ülkelerde apiterapi merkezleri kurulmuştur. Bu bölümde arı ürünlerinin insan sağlığı açısından önemi ve apiterapi de kullanımına yer verilecektir.

Mesela çayınıza şeker yerine gerçek bal ekleseydiniz ne oluyor biliyor musunuz? Yapılan bir araştırma sonucuna göre; bal ile lezzetlendirilen bitki çaylarının antioksidan değerinde 60 kata kadar artış sağlanıyor. Ayrıca bal, siyah çayın antioksidan değerini de 4 kat artırıyor. Bu bile çayınızı tatlandırmada balı tercih etmeniz, şekerden vazgeçmeniz için harika bir bahane.

Bal ve arı ürünleri yediğinizde sağlık, yüzünüze sürdüğünüzde ise gençlik sağlıyor.

 

Bal: Arıların çiçeklerden topladığı nektarı, kendi vücutlarından salgıladıkları birtakım enzimlerle işlemeleri sonucu ortaya çıkan dayanıklı, yoğun ve besin değeri yüksek gıda maddesi. Balın ana besin öğesi karbonhidrattır ve bal çok sayıda diğer bileşenleri –organik asitler, proteinler, aminoasitler, mineraller, vitaminler ve aroma bileşenleri– içerir. Bal, glikoz, früktoz, demir, kalsiyum, fosfat, sodyum, klorür, potasyum, magnezyum gibi minerallerden oluşmaktadır. Ayrıca B1, B2, B3, B5, B6 vitaminleri açısından oldukça zengin bir besin kaynağıdır.Balın fizyolojik özellikleri ve kullanımı konusunda yüzlerce literatür bulunmaktadır. BAL bir doğal enerji kaynağıdır. Bu nedenle çocuklar, yaşlılar, sporcular, hasta ve düşkünlerle birlikte normal sağlıklı insanlar tarafından da severek ve bilinçli olarak tüketilmektedir.

Bal doğadaki en kuvvetli mikrop öldürücülerdendir. Bal, bu özelliği nedeniyle Hipokrat zamanından beri hastalıklarda tedavi edici bir araç olarak kullanıldığı bilinmektedir. Eski Mısırlıların; cerrahi pansumanda, göz iltihaplarının tedavisinde, Çinlilerin ve Hintlilerin de; çiçek hastalığının yayılmasını önlemede hasta vücudunu bal ile kapladıkları bilinmektedir.Orta çağda, yara ve yanıkların bal ile tedavi edilmesi, kulak iltihabında; kulağa balın akıtılması, difteri vakalarında; çocukların ağız ve boğazlarına içten balın sürüldüğü bilgisi de günümüze kadar gelmiştir. Afrika, Yağmur Ormanları ve Avustralya yerlileri balı halen öksürük kesici olarak kullanmaktadırlar.

Buraya kadar her şey yolunda, hemen içerdeki balınıza doğru hareket aldı iseniz, bana bir kulak verin. Balınızın gerçek bal olduğundan emin misiniz?Marketlerde satılan ballar sizin için yeterince kaliteli görünmüyorsa bir kere daha düşünün derim, kovan veya petek balı adı altında yüksek fiyatlara satılan balların hiç bir denetleme, laboratuar testinden geçmeden satışa sunulduğunu öğrendiğimden beri sadece bildiğim markanın güvendiğim ürününü tercih ediyorum. Nedeni şu, dedim ya gıdasının izini süren bir dedektifim ben. En iyisini, doğrusunu bulmayı hedefliyorum. Balı da biraz araştırınca neler öğrendim. Bazı yerel arıcılar, daha fazla ürün ve kar elde etmek için her uygunsuz işlemi yapmaktan çekinmiyorlar. Bu tatlı arıcıkların kafalarını glükoz ve kendi balları ile karıştırıp aslında hiç bir besleyiciliği olmayan şekerli bir gıda almanıza neden olabiliyorlar. Ayrıca arıların tüm sistemlerini bozmayı göze alarak. Onların bal yapmalarını sağlayan kursaklarının bozulduğunu ve arı işlevlerinin kalmadığını biliyor muydunuz? Bu yüzden bal çok önemli. Gerçek ve güvenilir bal tüketmelisiniz. Güvendiğim tek marka tabi ki Balparmak

 

Arı Sütü: İşçi arılarca, larvaların ve kraliçe arının beslenmesi için salgılanır. Bileşiminde protein ve yağ asitlerinin yanı sıra karbonhidrat, vitamin ve mineraller bulunur. Zengin içeriğiyle son derece besleyicidir.

Arı sütü genel olarak vücutta hücre yenilenmesi, üretimi ve metabolizması üzerinde etkili olduğundan organizmanın bütün dokularında canlılık ve bunun sonucunda sağlık, enerji, bağışıklık ve dinçlik meydana getirir. Bu yüzden Kraliçe arının bu muhteşem yiyeceği, akla gelebilecek bütün sağlık problemlerinde etkilidir.

Arı sütünün insan ve hayvanlar üzerinde etkilerini belirlemek amacıyla bir çok çalışma yapılmıştır. Yapılan çalışmalarda iştahsızlık, düşük bağışıklık sistemi, metabolizma ve beslenme bozuklukları, adet bozuklukları, sindirim sistemi rahatsızlıkları, astım, bronşit, kronik kabızlık, stres, sinirlilik, uykusuzluk ve karaciğer rahatsızlıkları olarak bildirmektedirler. Kanserde tümör oluşumunun ve büyümesinin arı sütü tarafından engellediğini de belirtmektedirler.Arı sütü dokuları onarıcı, cildi yenileyici ve gerginleştirici, derinin yağ salınımını dengeleyici etkisiyle kozmetikte de kullanılıyor.

 

 

Polen: Bitkilerin üreme organlarının başlıklarında bulunan üreme hücrelerine polen denilmektedir. Arılar ise poleni kovanda yavru arıların ve arı sütü salgılayan genç işçi arıların beslenmesinde kullanılır. Zengin protein, vitamin, karbonhidrat, yağ, fenolik bileşikler, aminoasitler ve mineral içeriği ile önemli bir enerji ve besin kaynağıdır. Arı poleni, ihtiyacımız olan besleyici öğelerin neredeyse hepsini içinde barındırır. O kadar canlı o kadar besleyicidir ki, tadı arıların tek tek topladıkları çiçekler gibidir, kırışıklıkları azaltır ve cinselliği de canlandırır. %20-30’u protein olan arı poleninin içinde antioksidanlar, 22 amino asidin hepsi, B kompleks de dahil olmak üzere bir sürü vitamin, enzim, kalsiyum, çinko, demir ve folik asit bulunur. Her bir granül, 2 milyon çiçek poleni tozu içerir. Denilen o dur ki, polen o kadar besleyicidir ki, sadece polen ile beslenebilirsiniz. Ben günlük olarak mutlaka polen tüketmeye gayret ediyorum. Kızıma da yediriyorum. İçeceklerinize, bir kaşık ile direk olarak yiyebilirsiniz. Lütfen pişen şeylerin içine eklemeyin, ısı ile tüm enzimleri yok edersiniz.

Arı ürünlerine alerjiniz yok ise, tüm arı ürünleri muhteşem alerjilere karşı tedavi desteğidirler. Mevsimsel alerjilerden kurtulmak isteyenlere, poleni öneriyorum. Baharın gelmesi ile birlikte aralıksız hapşıran, sürekli gözleri akan bir siz istemiyorsanız beslenme düzeninize arı poleni sokarak kaşınan sulu gözlerinizden kurtulabilirsiniz. Arı poleni kullanarak, alerjilerin asıl nedeni olan havadaki polenlere tolerans geliştirmeyi sağlayacak. Arı poleni, histamin tepkisini nötralize etmeyi ya da en aza indirmeyi sağlayan kersetin ve flavanoid içeriyor. Aynı zamanda akciğer dokusu üzerinde iltihap sökücü etkileri olan bol miktarda antioksidan da barındırıyor, böylece astım ataklarını önlemiş oluyor. Sabahları içtiğiniz protein içeceğine 1 tatlı kaşığı polen eklerseniz, bahar aylarında rahat edersiniz.

 

 

Propolis: Arıların paspası aslında propolis. Gün boyu topladıkları polenler ile kovanlarına girmeden önce hijyenlerini sağladıkları yerdeki kalan madde. Propolis, yine bu etkiye sahip. Yani mikrop öldürücü etkisi çok fazla var. Yağ asitleri, uçucu yağlar, fenolik bileşikler, polen, vitamin ve minerallerden oluşan zengin içeriği ile, vücut için son derece yararlıdır. Bağışıklık sistemini destekler.Bal ve propolis çok eski yıllardan beri halk hekimleri tarafından mikrop öldürücü, iltihap giderici, bakterilerle savaşıcı özelliklerinden dolayı çeşitli hastalıkların tedavisinde doğal bir ilaç olarak kullanılmakta. Propolisin önemli birçok fizyolojik ve biyolojik etkilerinin yanında anti kanser özelliği laboratuar deneyleri ile ispatlanmış, kanserli hücreler üzerindeki yıkıcı etkileri de artık birçok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır.

Birçok çalışmada gerek propolisin gerek içindeki etken maddelerin ortak olarak hücre bölünmesini engellediği ve bu hücreyi intihara sürüklediği gösterilmiştir. Balın da yapılan deney koşullarında benzer etkileri gösterilmiştir. Balın bu etkisini gösteren kısmı içeriğinde propolisle benzer şekilde bulunan fenolik madde ve flavonoid içeriğidir.

 

İyi propolisi ülkemizde bulmak çok zor. Bu nedenle, propolis içeren sağlık ürünlerini kullanmakta fayda var, bunların en başında ise benim de marka yüzü olduğum Balparmak’ın Apitera Zen ürünü. Karanfil, zencefil,  tarçın, karabiber, limon, bal ve propolis içeren Apitera Zen, kolay kullanımı ile de düşen bağışıklığınıza destek olacak.