Kalp krizinden korunmak, inmeleri önlemek veya inflamasyonların üstesinden gelebilmek için günde bir adet aspirin alıyorsanız, ilk önce onun etkilerini göz önüne almanız iyi olabilir. Zira sağlığınız için çok daha güvenli olan doğal alternatifleri mevcut.
Aspirin vücutta inflamasyon ve kan pıhtılaşmasına sebep olan hormon benzeri kimyasalları azaltmaktadır ve bu nedenle uzun vadeli olarak aspirin alan bireylerin kalp damar hastalıkları riskinin düşük olduğu düşünülür. Ancak aspirinin potansiyel yan etkileri, onun faydalarının ötesinde olabilir.

Aspirin Nedir?

Aspirin temel olarak asetilsalisilik asit olarak tanımlanmaktadır ve antik zamanlarda söğüt ağacının kabuğundan elde edilen bu asit, günümüzde kimyasal olarak laboratuvarlarda sentezlenebilmektedir. Aspirinin sahip olduğu bu asite baklagillerde, bezelyede ve bazı diğer bitkilerde de denk gelebilirsiniz.

Aspirin temel olarak şu üç soruna çözüm olarak alınmaktadır:

• Ağrı ve inflamasyonların azaltılmasında
• Kalp krizi ve inmelerin önlenmesinde
• Ateşin düşürülmesinde

Kalp krizi, göğüs ağrısı ve inme geçmişi olanlar, aspirini önleyici bir terapi olarak kullanıyorlar ve ayrıca kanser riskini düşürdüğünü gösteren çalışmalar da mevcut.

Aspirin günümüzde doktorlar tarafından bile bilhassa erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaşın üzerinde düzenli kullanımı önerilen bir ilaç. Ancak yine de onun potansiyel yan etkilerine hakim olmadan gözü kapalı biçimde tüketmemek gerekli.
1720 kişi üzerinde 2016 yılında yapılan bir araştırmada, düzenli aspirin kullanıcıları ile arada bir aspirin alan kullanıcılar üzerinde ölçümler gerçekleştirilmiş ve her iki kesim arasında kalp krizi ile inme arasında ciddi farklar görülmemiş. Yani aspirini ara ara alanlar da neredeyse her gün düzenli alanlar kadar bu rahatsızlıklardan korunmuşlar. Kanser önleme konusunda da benzer sonuçlar mevcut.

Aspirinin Yan Etkileri

Böbrek İflası

Araştırmalar düzenli aspirin kullanımının böbrek hasarına sebep olabildiğini gösteriyorlar. Bu durum aspirin gibi analjezik ilaçların düzenli olarak sindirimi halinde ortaya çıkıyor ve böbrekler uzun yıllar boyunca hiç bir sorun yokmuş gibi çalışırlarken, bir anda iflas ettiklerini görmek mümkün oluyor.

Bazı çalışmalarda ise aspirinin böbreklerdeki toksisiteyi arttırdığı ve bu nedenle böbrek hasarına sebep olduğu görülüyor. Ancak bu konuda bilhassa alınan doz çok önemli. Bilhassa aşırı doz vakalarında böbrek hasarı daha belirgin hale geliyor ve uzmanlar günde 80 miligramdan daha fazla asetilsalisilik asit alımını önermiyorlar.

Karaciğer İflası

Düzenli olarak aspirin kullanımında aspirinin içerikleri karaciğer tarafından emilir ve bu da karaciğer hastalıkları ve karaciğer iflasına sebep olabilir. Zira karaciğer vücudun detoks merkezidir ve toksinler devamlı olarak vücuda alındıkları zaman karaciğer fonksiyonları hasar görebilir.

2014 yılındaki bir çalışmada, aşırı ilaç kullanan bireylerde karaciğer iflasının veya hasarının yaygın olduğu tespit edilmiştir ve aşırı aspirin alan hastaların karaciğer hasarlarının aspirin alımının bırakılması ile birlikte iyileşme sürecine girdiği görülmüştür.

Ülser

Mide ülserlerinin en önemli ikinci sebebinin aspirin kullanımı olduğu belirtiliyor ve bunun sonucunda mide dokusu rahatsız oluyor ve ağrılar ortaya çıkıyorlar. Ayrıca hali hazırda ülser sahibi olanlarda aspirin kullanımı hastalığın ilerlemesine de sebep oluyor.

Tinnitus ve Duyma Kaybı

Tinnitus, kulakta devamlı çınlama ile kendini gösteren bir rahatsızlık ve kulak çevresindeki sinirlerdeki bozulmalardan kaynaklandığı düşünülüyor. Aspirinin aşırı kullanımı ise bu rahatsızlığa sebep olabilmektedir.

ABD’de yapılan araştırmalarda, 45-79 yaş arasındaki düzenli aspirin kullanan bireyler incelemeye alınmışlar ve hastalarda %13’ten %68’e varan duyma kayıpları tespit edilmiş. Günde 1.95 gramın üzerinde aspirin alanlarda çok daha kötü sonuçlar görülmüş.

Beyin Kanaması

Aspirin genelde kanı inceltmek ve böylece inme ve kalp krizlerini önlemek için alınsa da, bazen beyin kanaması problemini daha olası hale getirebiliyor. Zira kanın incelmesi ile birlikte beyin kanaması riski artıyor ve bu nedenle kalıcı beyin hasarı ve ölüm riski doğuyor.

Her ne kadar bu ihtimal oldukça düşük ve yok sayılabilecek düzeyde olsa da, beyin kanaması riskine sahip olan bireylerde aspirin kullanımı rahatsızlığın tetikleyicisi olabilmektedir.

Reye Sendromu

Reye sendromu, çocuklarda temel organlara hasar veren ve ölümcül olan bir hastalık. Bilhassa beyin ve karaciğer hasarı ile kendisini gösterebiliyor. Bu sendrom her ne kadar çok nadir olsa da ortaya çıktığında vakaların %30 ila %40’ında ölüm ile karşılaşılıyor. Rahatsızlık genelde grip veya kızamık hastalığından iyileşmeye başlayan çocuklarda görülse de, aspirin kullanımının da riski arttırdığı belirtiliyor.

Aspirin Alternatifleri

İnflamasyon Karşıtı Beslenme

Aspirini inflamasyonları azaltmak için alıyorsanız, bunun yerine beslenmenizi değiştirmek isteyebilirsiniz. Çöp gıdalara, işlenmiş, paketli gıdalara ve yapay tatlandırıcılar eklenmiş gıdalara ve kafein ile alkole bir son verirseniz inflamasyon kaynaklarının çoğunu kurutmuş olursunuz.

Bunun yanında yeşil sebzeler ve bitkiler, meyveler, sağlıklı yağlar, kemik suyu, kuruyemişler, kaliteli ve organik etler ile pek çok baharat, inflamasyonları bastırıcı özelliğe sahiptir.

Zencefil

Zencefil kanı inceltici özelliklere sahiptir ve bu nedenle kalp krizi ve inme riskini azaltabilmektedir. Zencefil aynı zamanda ağrı kesicidir ve inflamasyonlara da iyi gelir. Bu nedenle onu artrit, romatizma, kardiyovasküler hastalıklar ve hipertansiyona karşı kullanabilirsiniz.

Zerdeçal

Zerdeçalın anti inflamatuvar ilaçlardan ve ağrı kesicilerden daha etkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcut. Aşırı miktarda alınmadığı sürece bir yan etkisi de yok. İçeriğindeki curcumin maddesi kanın pıhtılaşmasına engel oluyor, ağrıları azaltıyor ve pek çok rahatsızlığa iyi geliyor.

Tarçın

Tarçın da inflamasyon karşıtı bir baharattır ve kalbi koruyucu özellikleri vardır. Kan basıncını düşürebilmekte ve kolesterolü azaltabilmektedir. Kan dolaşımını iyileştirmekte ve dokuların tamirini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca kalp hücrelerinin kendilerini yenilemelerine de yardımcı olmaktadır.

Ananas

Ananasın içerisinde bulunan bromelain enzimi, inflamasyona iyi gelmektedir ve ayrıca ameliyatlardan sonra ağrılara, şişmelere bir son vermekte, eklem ağrılarını azaltmakta ve sinüslerin inflamasyonlarını azaltmaktadır. Kan dolaşımını arttırdığını ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini gösteren çalışmalar da mevcut.

Magnezyum

Magnezyum eksikliği hipertansiyon ve kalp damar hastalıklarına, böbrek ve karaciğer hasarına, kas kramplarına, bağışıklık sistemi problemlerine ve migren ağrılarına sebep olabilmektedir. Magnezyum desteği almak kan basıncını dengelemektedir ve böylece kalp hastalığı, inme, kalp ritmi bozukluğu gibi rahatsızlıklara iyi gelmektedir.