Kabul etmek insanı en çok güçlendiren şeylerin başında gelir. Kabul denilince akla sabit bir alanda kalmak ve eyleme geçmemek gelebilir. Ancak bizler için faydalı olan kabul durumu böyle bir şey değildir. Olanı olduğu şekliyle kabul ettikten sonra harekete geçmek hayatımızla ilgili güzel neticeler almamızı sağlar.

Arınıp, yüklerinden kurtulduktan sonra bir kabul listesi yapmaya ne dersin?

1.”Negatif” Olarak Tanımladığın Her Şeyi Kabul Et

Dünyaya şöyle bir baktığında negatif değerlendirdiğin neler var? Tüm bu negatiflikler içinde senin çözüm üretebileceklerini bir kenarda tutarsan her şeye çare olabilmen mümkün mü? Bu duyarsız olmak anlamına gelmiyor. Sadece her şeyi olduğu haliyle kabul et.  Yapabileceğin bir şey varsa yap ve gerisini ilahi plana bırak.  Negatif gördüğün şeyleri sürekli dile getirerek onları enerjinle beslediğini unutma. Enerjini kendine çevir ve ilahi plana güven.

2.Etrafındaki Herkesi ve Her şeyi Olduğu Haliyle Kabul Et

En çok vakit geçirdiğin insanlardan başlayarak sadece belli sebeplerle iletişim halinde olduğun insanlara kadar herkesle ilgili düşüncelerini gözden geçir. Onları hangi noktalarda yargılıyorsun? Neleri değiştirmelerini istiyorsun? Sana nasıl davranmaları gerektiği konusunda bazı fikirlerin var mı? Eğer öyleyse şimdi onların kendilerine ait bir dünyaları olduğunu kabul ederek işe başlayabilirsin. Senin ya da bir başkasının yönlendirmeleriyle seçecekleri şeyler onlara ait olmayacak, dolayısıyla onlar kendileri gibi davranmayacaklar. Bu durumda senin benzerin olan ama kendi olmayan biriyle iletişim halinde olacaksın. Sen zaten kendi başına bir dünyasın, niçin senden onlarca daha olsun ki etrafında? Bırak herkes kendi rengiyle senin dünyana renk katsın. Sevdiğin renkleri almak, sevmediklerini nazikçe dünyadan uzaklaştırmak senin tercihin. Ancak kimsenin rengini değiştirmeye uğraşma. Bu inanılmaz bir enerji kaybettirecek sana. O renkleri kabul et ve kendine çevir enerjini.

Bu durum olaylar için de böyle yaşanan bir şeyi değiştiremediğin noktada hayıflanmak hiçbir fayda getirmeyecektir. Her ne olursa olsun olması gerektiği gibidir. Seni zorlayan durumlarda “Bu olayı olduğu haliyle kabul ediyorum. Bunun bana öğretisi nedir?” diye sorabilirsin. Mutlaka bir cevap gelecektir. 

  1. Kendini Tüm Yönlerinle Kabul Et

İşin en önemli kısmı kendini her şeyinle kabul etmen. Nereden çıkardın her konuda mükemmel olmak zorunda olduğunu? Kusursuz olma isteğini nereden kopyaladın. Şimdi dur ve kendine bak. Dünyada senden sadece bir tane var. Tüm hallerinle sen biriciksin. Öyleyse kendinle kavga etmenin ne anlamı var? Başarısızlığı, hataları, kendini aptal gibi hissettiğin zamanları kabul et. Bak nasıl rahatlayacaksın. Sürekli mükemmel olmak için taktığın maskelerden yorulmadın mı? Haydi, en sevmediğin özelliklerini yaz bir kâğıda. Belki birkaç cümle olacak belki birkaç sayfa hiç önemli değil. Mesela bir noktada kendini “beceriksiz” olarak nitelendirdin. Olayın iyice içine gir. Sen kendini gerçekten böyle mi hissediyorsun yoksa bu böyle hissetmen gerektiğine dair bir etiket mi? Bu etiket sana ne zaman yapıştırıldıysa çıkarıp at onu ve “kendimi olduğum halimle kabul ediyorum” de. Aynanın karşısına geçip gözlerinin içine bakmayı ve kendin olmaktan ne kadar mutlu olduğunu söylemeyi de unutma.

Dipnot 1: Olayları Değiştiremezsin Ama Bakış Açını Değiştirebilirsin

Olaylara karşı bakış açını değiştirdiğinde otomatik olarak olaylar değişmiş oluyor aslında. Çünkü gözlemci sensin ve sen nasıl görürsen öyle yansır her şey. Sen nasıl görmeyi seçiyorsun? Yaşanan olaylardaki heyecanı, sana ait olan bu filmin nereye gideceğine dair merakı görmeyi seçsen neler değişirdi? Bu senin filmin, yönetmen sensin, senarist sensin, izleyici sensin. Nasıl istersen öyle görebilirsin. Bakış açın değiştikçe olaylar değişir.

Dipnot 2: Beklentiye Girdiğin Alanları Azalt

Beklentiler insanı en çok sınırlayan şeylerdir. Her ne olura olsun beklentiye girdiğin alanlara bir bak. Bu senin çerçeveler çizdiğin alanlar. “Şu şöyle olmalı, bu böyle olmalı” dediğin noktalar. Ya bu çerçevenin ötesi de varsa ve orası seni daha memnun edecek şekilde hazırlanmışsa? Bir olay, bir iş, bir insan fark etmez; hepsine dair beklentilerini bir kenara koy. Geleni, olanı o anda filtresiz değerlendir. Böylece daha şeffaf bir dünya ile karşılaşacaksın.

Serinin 5.Günü “Bilinçli Farkındalıkla Hareket Et” ile devam edecek. Solan yapraklarımızı yeniden yeşertmemiz, daha fazla kök salmamız ve canlanmamız niyetiyle…

Keyifli ve enerji dolu bir gün dilerim.

Dr. Yasemin Geçerler