Kendini iyi hissetmenin yolları ile ilgili daha önce bir yazı paylaşmıştım. Bunun üzerine sevgili Berrak bana; “Neden başkalarını iyi hissettirmenin yollarını da anlatmıyorsun? dedi. Çok doğru! Bu nedenle ben de sizlere, başkalarını iyi hissettirmeyle ilgili bir yazı hazırlamaya karar verdim….

Aslında hikaye basit. Hepimiz, içinde bulunduğumuz sosyal ortamda; annemiz, babamız, arkadaşlarımız, okuldaki hayatımız derken, küçüklüğümüzden itibaren başkalarına odaklı bir yaşamın içindeyiz. Mutlu ettiğimizde mutlu olacağımız için, başkalarını çok düşündüğümüzü sanıyoruz. Çünkü buradaki temel şey, kabul görmek için mümkün olduğunca onaylanma ihtiyacından dolayı; sevgi, hediye ve farklı şeyler vermektir. Ancak, bunun dengesini korumak önemli.

Başkalarını iyi hissettirmenin yollarını anlatmadan önce, “Kendini iyi hissetmenin yolları”nı mutlaka okumanızı istiyorum.

Çünkü, ancak kendini iyi hisseden, kendiyle barışık olan bir kişi, başkalarını sağlıklı bir şekilde iyi hissettirebilir diye düşünüyorum. Şunu da söylemeliyim; sevilmek, kabul görmek, onaylanmak ya da istediklerinizi yapsınlar diye, başkalarına “rüşvet vermek” de iyi hissetmenin içinde gibi görünse de, bunu mutlaka ayırmak gerekiyor.
Ben başkalarını iyi hissettirmeyi çok seven biriyim. 18 yaşımdan beri, yani hayat amacımın insanları iyi hissettirmek olduğunu fark ettiğimden beri; kendimi bu konuda bir görevli olarak görüyorum. Yaptığım tüm çalışmalar, bu hayat misyonumun bir uzantısı. İyi hissettirmek; davranışımla, bakışımla, sözümle, verdiğim bir mesajla olabilir. Dolayısıyla, karşımdaki kişinin neye ihtiyacı varsa ona göre davranıyorum.

Başkalarını Nasıl İyi Hissettirebiliriz?

Her şeyden önce güleryüz önemli; kocaman bir gülümseme, karşınızdaki kişiye, özellikle de gözlerinin içine bakarak; “Seni görüyorum, seni tanıyorum, senin varlığını onaylıyorum”demek önemlidir. Burada tabii ki gerçek, samimi bir gülümsemeden bahsediyorum; çünkü yalan olduğunda, karşınızdaki kişi de bunu hissediyor.

İnsan iletişiminin %90’ı, sözsüz iletişim, yani beden iletişimiyle gerçekleşir. İnsan, sezgizel olarak, karşı tarafın gizlediği ne varsa onları görür. Dolayısıyla, gülümsememiz samimi olmadığında, karşımızdaki kişi de bunu anlıyor. Bu nedenle, samimi ve büyük bir gülümsemeyle; “Merhaba”, “Günaydın”, “Nasılsın?” demek gerekiyor.

Gerçek bir “Nasılsın?”, kişilere kendilerini çok iyi hissettiren bir şeydir. Kimse, kaygılı ve güçsüz hissetmeyi sevmez. Dolayısıyla bu; kaygılı, ona zayıf hissettiren, onun kaygılarını daha da üste çıkartan ya da ona acıyormuş gibi hissettiren bir “Nasılsın?” olmamalı. Güzel bir “Günaydın”, “Teşekkür Ederim” demek, insanlara çok iyi hissettirir. Dolayısıyla; yanınızda çalışan, size kapı açan, sabah şoförlük yapan taksici, alışveriş merkezinde size yer veren genç beyfendi gibi pek çok kişiye gülümseyerek teşekkür ettiğinizde, onların hayatında güzel bir pırıltı yakalarsınız. İnsanlara gülümsemek, onlara teşekkür etmek, hatırlarını sormak, onlara çok iyi hissettiriyor.

Günaydın Mesajları Gönderin

Dijital bir dünyada yaşıyoruz. Whatsapp’dan özellikle sevdiğim insanlara; var olan gruplara, arkadaşlarıma, aileme, anneme, sevdiklerime güzel bir “Günaydın” mesajı atmak ve bunu yapabiliyorsak, onu güldürecek bir karikatür eşliğinde paylaşmak da yine onları iyi hissettiren bir şey olabilir.

Kaygılı haberler paylaşmak, insanları gelecekteki tehlikeler ile ilgili olarak sürekli uyarmanın, çok da iyi hissettiren bir şey olmadığını düşünüyorum. Kaygıyı kaygı ile çözmenin iyi bir şey olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle, güçlü durmak gerekiyor.

İnsanlara güçlü mesajlar vermek, onları güçlendiren mesajlar vermek gerekiyor. Kişinin sağlık problemi varsa, güzel bir şekilde geçmiş olsun dileklerini iletmek, samimi olduğumuz ve değer verdiğimiz bir kişiyse güzel bir geçmiş olsun hediyesi vermek de yine iyi hissettiren şeylerden biridir. Zaten, hediye vermek iyi hissettiren bir şey değil mi?

Hediye vermeyi seviyorum, insanlara büyük küçük hediyeler veriyorum. Kızım da hediye vermeyi benden öğrendiği için, insanlara hediye vermeyi o da seviyor. Beklemediğim yerlerde, beklemediğim hediyeler vermeyi seviyorum. Örneğin, alışverişe gittiğimde, kasanın yanında duran küçük küpeleri, takıları beğenirsem; sevdiğim 3-4 kız arkadaşıma, onların zevklerini düşünerek alacağım küçük hediyeleri vermenin, insanları çok mutlu ettiğini düşünüyorum.

6 Saniye Kuralı

İnsan, sosyal ve dokunsal bir varlıktır. Her ne kadar dokunulmaktan hoşlanmayan insanlar olsa da; işin sonunda tüm insanlar, aslında memeliler, dokunulmayı severler. Bu işin bilimsel bir tarafı var. Cildimizin üzerindeki sinir uçlarının uyarılması, bizde endorfin ve dopamin salgılanmasını sağlıyor. Bu dokunmayı yapan el, sevdiğimiz birinin eli olduğunda, bu hormonların salınımı da ikiye katlanıyor. Burada, tabii ki fiziksel temasın uygun olduğu kişilere sarılmaktan bahsediyorum. Peki, nasıl bir sarılmak?

Bir elinizi omzuna koyup, bir elinizi kolunun altına alıp, ikinizin de göğüs hizasına birbirine gelecek şekilde, 6 saniye boyunca bu sarılmayı gerçekleştirmek gerekiyor. Kişiye sıkı sıkı, güzelce sarılın ve 6 saniye boyunca kalın. Bunu yaptığınızda; vücudun kimyası gereği, o kişinin vücudunda endorfin ve dopamin salgılanıyor olacak.

Çocuklara gelince… Onları iyi hissettirmek çok daha kolay. Bence, onların tek temel ihtiyacı onaylanmak ve varlıklarının bizler tarafından kabul edildiğini hissettirmek. Dolayısıyla, çocuklarla konuşurken; tepeden bakmamak, mümkünse çömelmek ve onlarla göz göze gelerek, gülümseyerek, sevgi diliyle konuşmak çok önemli. Bence, çocukları iyi hissettirmek önemli şeylerden biri.

İyi hissettirmenin içerisinde hediyeler var dedik. Bana göre hediye olarak çiçek vermek çok önemli. Çiçekleri çok severim; onların tazeliğini seviyorum, ofisimde de her yerde taze çiçekler görebilirsiniz. Güzel bir buketin, insanları mutlu ettiğini düşünüyorum, buna erkekler de dahil. Bence, yalnızca kadınlara değil, erkeklere de çiçek verilir. Erkeklerin de çiçek sevdiğini biliyorum.

Özendiğiniz, güzel bulacağını düşündüğünüz çiçekleri, sevdiğiniz insanlara, beklemedikleri anda yollayın; muhteşem hissedecekler.

Bunların dışında, tanımadığınız insanlar söz konusu olduğunda; o insanlarla ilgilenmek de onlara iyi hissettirir. Örneğin, geçenlerde parka çıktığımda, bankta ağlayan bir kız gördüm. İnsanların yanına gidip, bir elinizi omzuna koyup “İyi misin?” diye sormak, gerçekten insanlara iyi hissettiren bir şey. Yalnız olmadığını hissettirmek, birinin onunla ilgilendiğini, ona değer verdiğini hissettirmek, gerçekten karşınızdaki kişiye iyi hissettiren bir şey. Tabi bunu, kontrol mekanizması, “kontrol etmek”ten ayırmak gerekiyor. “Sana değer veriyorum”, “Seni merak ediyorum” ve “Seninle ilgileniyorum” demek, çok daha önemli.

İyi hissettirmenin yollarından bir tanesi de, güzel yemekleri paylaşmaktır. Sevdiklerinizi; güzel, kendi yaptığınız, sağlıklı bir yemek sofrasında ağırlamak da bence iyi hissettirmenin yollarından bir tanesi. Listem devam edecek, şimdilik bu yazıyı çok fazla uzatmak istemedim. İyi hissettirmenin metotlarını beğendiyseniz, sizin de aklınızda kendi “iyi hissettirme metotları”nız varsa; bunları bizimle paylaşırsanız, biz de onları okumaktan çok memnun oluruz. İyilikle dolu günler dilerim, hoşçakalın…