Gözler asla yalan söylemez ve yüz ise her şeyi söyler. Geleneksel Çin Tıbbı’na göre gözleri ruha açılan bir pencere ve yüz de zihin, beden ve ruhun sessiz dilinin şifresini çözer. Hepimiz bunu bir şekilde deneyimledik: Başkalarından bize geçen sözsüz değişimler, uykusuz bir geceyi gösteren gözler ve vücut dili. Hepimiz, yüzümüzün bir şekilde dış dünyaya iç alemimizi sergileyen bir ayna olduğunu biliyoruz.

Bu, zor anlaşılır ve gizemli bir durum gibi görünse de altında yatan gerçek, dış bedensel görünüşümüzün iç bedenimize bağlı olmasıdır.

Tüm bunlar Çin’in antik insanları için yeni şeyler değildi. Geleneksel Çin Tıbbı şu iki temel sorunun cevabını bulmaya çalıştı: İnsan nedir ve “doğal” dünya nedir? Bu 5000 yıldan fazla süren çabanın sonucunda ikisinin aynı şey olduğunu keşfettiler. Başka bir deyişle insan vücudu Doğa Ana’ya benzeyen biyolojik bir varlık ya da bir mikrokozmostur.

Bu gözlem ve keşif ile o günlerden beri pek çok şeyi anlamaya başladık. Bunlardan bir tanesi tıpkı gezegenimiz gibi vücudumuzun da birbiri ile bağlantılı olması oldu. Suyun kalitesinin toprağı ve dolayısıyla yiyeceği ve nihayetinde canlı varlıkları etkilediği hepimizin bildiği bir gerçek.

Her şey Birbirine Bağlı

Geleneksel Çin Tıbbı’nın anladığı ancak Batı Tıbbı’nın anlamadığı şey vücutlarımızın da aynı şekilde çalışmasıdır. Bir organı etkileyen şey diğerini etkiler. Bir sistemi etkileyen şey sonuç olarak vücudun tamamını etkiler. Çin Tıbbı’nda bu fikri inceleyen birçok felsefe vardır. Bunlar arasında Yin ve Yang’ın temel yasası, Beş Element, Organ Sistemleri ve Meridyen Kanalları bulunmaktadır.

Bunu doğanın her yerinde görebildiğimiz gibi vücutta da görebilirsiniz. Çin ve diğer pek çok kültürde yer alan geleneksel şifa bilgeliğine göre vücut, meridyen olarak bilinen enerji kanalları ile bağlıdır. Bu kanallar vücutta yer alan organ sistemleri arasında ve bu sistemlerden enerji akışı olmasını sağlar.

Geleneksel Çin Tıbbı’na göre doğal dünyanın tamamı bir biyo-elektriksel ve titreşimsel enerji akımından oluşmaktadır. Diğer bir deyişle fiziksel bedenin varlığı vücudu canlandıran, hareket etmesini, nefes almasını, beyin aktivitesini, duyguları ve daha fazlasını sağlayan enerjik bir yaşam gücüne bağlıdır.

Üstelik tüm bu antik bilgelik artık bilimsel olarak desteleniyor. Çi enerjisi bilimsel olarak piezoelektrik akım ismiyle biliniyor. Bu enerjiyi en basit şekliyle kaslarınızı çok kuvvetli bir şekilde sıkarak ve sonrasında serbest bırakarak hissedebilirsiniz. Bu enerjinin tüm vücudunuz boyunca dolaştığını hissedebilirsiniz. Bu, basit bir kan dolaşımından daha fazlasıdır; vücudunuz boyunca yükselen hayati bir elektriksel enerjidir. Hatta duygular ve beyin fonksiyonlarından da bu enerji sorumludur.

Çi enerjisini taşıyan meridyenlerin varlığı ek bilimsel çalışmalar ile de kanıtlandı. Seul Ulusal Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre meridyenler var. Bilim insanları meridyenlere “primo-vasküler sistem” adını veriyor. Kardiyovasküler sistemde önemli bir role sahip olan meridyenler, endokrin fonksiyonlarımız ve metabolik sistemimiz de dahil olmak üzere tüm kalibrasyon (dengeleme) sistemimizi açıkça yönetiyor.

Bu fenomen, Yin ve Yang’ın (denge ve homeostaz) kavramlarına, meridyen kanallarının işlevlerine ve tüm metabolik sisteme uzansa da vücutlarımızın birbirine bağlı olan doğasını artık görmezden gelemeyiz.

Çin Yüz Haritalaması

Tüm bu bilgiler bizi sağlık durumumuzu düzgün bir şekilde dengelemek için vücuttaki organların birbirine bağlı durumlarını kullanan temel bir kavram olan Çin Yüz Haritası’na getiriyor.

Basit bir şekilde anlatmak gerekirse Yüz Haritalama, dışardaki her şeyin içeride olup bitenlerin doğrudan bir yansıması olduğu anlayışı ile ilgilidir. Organlarımızın meridyen kanallar aracılığı ile bağlı olduğunu ve vücutlarımızın kendi kendini düzenleyen bir sistemi olduğu gerçeğini düşünürsek bir organın diğerini etkilemesi mantıklıdır.

Ayrıca cildimizin dış bedenimizin tuvalini oluşturan en büyük organımız olduğunu düşünürsek cildimiz ile ilgili bir sıkıntı olması durumunda iç organlarımızda ilgili yanlış bir şeyler olabileceği mantıklıdır. Ciltteki sivilce, kızarıklık ya da cilt tonu/rengi bozuklukları gibi sorunların cildi iyileştirmek ve bu sayede optimal sağlığa kavuşmak için ele alınması gereken dahili bir sorunu gösterebilir.

Daha spesifik konuşmak gerekirse yüz, vücudun iç işleyişine bizi yönlendiren pek çok mikrokozmostan bir tanesidir. Akupunktur yapan bir pratisyen, Çi akışını harekete geçirmek için meridyen çizgilerini ve noktalarını kullanır. Benzer bir şekilde yüz haritalamasında da yüzün her bir bölgesinde “Çi noktası” ya da iç organlarla bir ilişki vardır.

Yüz Haritalama ile İyileşme

Tüm bunlar hakkında konuşmuşken gelin bu etkileyici bilgeliği fiziksel güzelliğimizi geliştirirken günlük hayatımıza denge ve iyileşme sağlamak için nasıl kullanacağımıza bir göz atalım. Aşağıda, yüzümüzdeki belli alanlar ve bunların iç organlardaki karşılığı bulunuyor. Bununla birlikte bu alanları negatif olarak etkileyen şeyleri, her bir sorunun neyi temsil ettiğini ve nasıl dengeleneceğini ele alacağız.

Alın – İnce Bağırsak/Sinir Sistemi

Bağırsaklar, sinir sistemimizden büyük ölçüde etkilenir. Hatta merkezi sinir sistemimiz sindirim fonksiyonunu belirler. Alnımızdaki derin yatay çizgiler aşırı çalışan sinir sistemine ve zayıf bağırsak sağlığına işaret eder.  Bu durum özellikle sızıntılı bağırsak, ince bağırsaklarda aşırı bakteri çoğalması (SIBO) ya da bakteriyel dengesizliğin göstergesi olabilir. Stres, iş ve fiziksel aktivite sempatik sinir sistemi olan Yang’dır. Bu nedenle tüm bunları meditasyon, dinlenme, rahatlama, oyun oynama ya da uyku gibi Yin aktiviteleri ile dengelemek isteyebilirsiniz. Sorunların diğer nedenleri arasında kötü yiyecek seçimleri, özellikle de rafine şeker ve karbonhidrat gibi patojenleri besleyen gıdalar, her türlü stres, alkol tüketimi ve doğada geçirilen zamanın az olması yer almaktadır. Çiğ kakao, renkli sebzeler ve lahana turşusu gibi prebiyotik ve probiyotik yiyeceklerle bu alanı besleyebilirsiniz. Ayrıca yemekleri daha çok çiğnemek, sadece rahatlamışken yemek, probiyotikler ile yemeklerle birlikte sindirim enzimleri almak, ince bağırsağı iyileştirmek için kemik iliği, kolajen ve glutamin almak ve yoga ya da çi kung yapmak gibi şeyler parasempatik Yin durumunu harekete geçirmek için yapılabilir.

Alnın Köşeleri – Böbrek/Mesane

Alnın köşeleri şakaklar ile birlikte böbrek ve mesane sistemini temsil eder. Bu bölgedeki çukurlar, çizgiler ve progresif akne büyümesi böbrekler ile ilgili sorunları gösterir. Böbrekler kronik korku ve stres yanıtı (aşırı reaktif olması) ile zarar görür. Ayrıca şekeri ilaçlar, kronik enfeksiyonlar, inflamasyon ve aşırı davranışlar bu bezleri zayıflatır. Böbrekleri desteklemek için stresi azaltmalı, sağlıklı miktarlarda sıvı tüketmeli (kaynak suyu, çiğ hindistancevizi suyu, bitki çayları), yeteri kadar dinlenmeli ve kurt üzümü, maydanoz, Chanca Piedra ve He Shou Wu gibi bitkileri kullanarak proaktif adımlar atmalısınız.

Kaşların Arası – Karaciğer

Karaciğer toksinlerden arındırmayı, sindirimi ve duyguları yönetir. Vücut toksinler, sindirimi zor olan işlenmiş gıdalar ve negatif duygular ile çok fazla yüklüyse bunlar kendini bu bölgede gösterir. Ayrıca her organ sistemine karşılık gelen bir duygu vardır ve karaciğer için bu duygu öfkedir. Muhtemelen bu nedenle sürekli olarak öfkeli ve sinirli olan insanların gözlerinin arasındaki alın bölgesinde daha derin bir çukur vardır. Karaciğer aynı zamanda cilde güçlü bir şekilde bağlıdır. Yani yaşadığınız herhangi bir cilt sorunu karaciğer dengesizliğini gösteriyordur. Bu nedenle cildiniz ile ilgilenmeniz karaciğerinizin de yararına olacaktır. Toksik alımınızı azaltırken toksik olan cilt bakım ürünlerinizi de organik ve doğal olanlar ile değiştirmeyi unutmayın. Durumu iyileştirmek için zerdeçal, yeşillik ve sağlıklı miktarda saf protein yiyerek karaciğerinize bakabilirsiniz. Ayrıca rahatlamayı öğrenmeli ve kronik öfke düşüncelerinizden kurtulmalısınız. Tüm toksik yükünüzü azaltın, doğada yürüyüş yapın ve hayatı çok ciddiye almayın.

Kaşlar/Göz altları – Böbrek/Adrenal

Böbrek sistemi su elementi tarafından yönetilir ve bu sistem vücuttaki tüm sıvılardan sorumludur. Bununla birlikte vücut kötü alışkanlıklardan ya da aşırı stresten susuz kaldığında kendini göz altında torbalar, göz altı morlukları, şişkinlik ve kaş çıkıntısının çevresinde inflamatuar sorunlar gibi stres yanıtlarından sorumludur. Genel olarak konuşmak gerekirse kaşlarınız, saçlarınızdan daha koyu renkte olmalıdır. Değilse, bu durum zayıf böbrek sistemine işaret ediyor olabilir. Bu durumu iyileştirmek için yeteri kadar su içmelisiniz (gün boyunca yudum yudum su içmelisiniz, su böbreklerinizi sulandıracağı için tek seferde içmeyin). Ayrıca şeker ve aşırı kafein ile birlikte rafine tuz da böbrekleri zayıflayacağı için bunlardan uzak durmalısınız. Mineral bakımından zengin yiyecekler yemeli, iyi uyumalı ve duygusal stres yanıtınızı kontrol altına almalısınız.

Burun – Kalp

Burun ile ilgili yaşanan sorunlar, kalp ile ilgili sorunların olduğunu gösterir. Burnun sol tarafı kalbin sol tarafına karşılık gelirken burnun sağ tarafı ise kalbin sağ tarafına karşılık gelir. Bütün burun, bize kalbimizin durumu ile ilgili çok fazla bilgi verir. Siyah noktalar kalp tıkanıklığına, kızarıklık fazla alkol, şeker ve işlenmiş gıda tüketiminden kaynaklanan kan basıncı/yüksek tansiyona işaret ederi. Öfke, keder ve inatçı olmak kalbe zarar verir. Kalbinizi duygusal olarak açarak, affederek ya da başkalarını anlamaya istekli olarak kalbinize yardımcı olabilirsiniz. Bununla birlikte şeker ve rafine karbonhidrat alımınızı azaltarak ve daha sağlıklı beslenerek kolesterol seviyelerinizi iyileştirebilirsiniz. İnflamasyonu azaltmak için ise omega-3 yağ asitleri bulunduran hamsi, sardalye ve morina karaciğer yağı gibi gıdaları tüketebilirsiniz. Kalp için sağlıklı olan bitkiler arasında ise reishi, inci ve beyaz şakayık yer almaktadır.

Ağız/Çene – Kolon/Mide

 

Ağızda ya da ağız çevresinde yaşanan sorunlar, kolon ve mide ile alakalı sorunlara işaret ediyor olabilir. Örneğin ağızdaki ülserler, mide ülserlerini gösteriyor olabilir. Kolon, sindirim sistemindeki önemli bir organ olan mideye yakından bağlıdır. Bu nedenle mide ile ilgili sorunlar olduğunda bundan kolon da etkilenecektir. Geleneksel Çin Tıbbı’na göre mide ile ilgili en sık olarak yaşanan sorunlardan biri nemdir. Nem, aşırı ısıya uzun süre maruz kalmaktan ve aynı zamanda aşırı çiğ ve soğuk gıdalardan yemekten kaynaklanır. Çünkü mide, iç vücut sıcaklığına ulaşmak için yediğimiz yiyecekleri ısıtmak zorundadır. Çok çiğ ya da soğuk gıdalar tükettiğimiz zaman mide, hidroklorik asit üretimini bu yiyecekleri ısıtmak için arttırmak zorunda kalır. En sonunda bu durum mideyi yakar ve neme yol açar. Nem ile ilgili sorun olduğunda genelde kolonda mukus görülür, maya ve mantar enfeksiyonları olur ve genel olarak sindirim sistemi zayıf olur. Çok fazla çiğ ya da şekerli gıda yemek de bu bölgede sorunlara neden olabilmektedir. Ağzınız ya da dudaklarınız kuruysa bu durum bütün vücudunuzda kuruluk olduğunu gösteriyor olabilir. Bu kuruluk, aşırı ısı ve nemlilik arasındaki bir aşama olabilir. Sorunlar daha kötü hale gelmeden beslenme düzeninize denge getirmelisiniz. Genelde sıcak, az pişirilmiş yiyecekler yiyin. Bu yiyecekler sağlıklı hidroklorik asit üretimini destekleyecek ve sıcaklık ve nemlilik ile başa çıkacaktır. Ayrıca chia, hatmi, kaygan karaağaç ve aloe vera gibi koruyucu bitkiler ile bu sorunları çözebilirsiniz.

Yanaklar – Mide/Dalak

Mide ve dalak birlikte çalışarak yiyeceklerdeki Çi’yi alır ve bunlar sindirimi yönetir. Yanaklar, ağıza yakın olduklarından dolayı ağız için geçerli olan çoğu şey yanaklar içi de geçerlidir. Yanaklarda farklı olarak aşırı ısı sorunu görülebilmektedir. Yanaklar kızardığı zaman mide inflamasyon yaşıyor olabilir. Ancak bu bölgede başka dengesizlikler de meydana gelebilir. Bu dengesizliklerin çoğu duygulara hakim olarak ve yeteri kadar sıvı içerek (sadece öğünler arasında, yedikten birkaç saat sonra ve yemeden 15 dakika önce) giderilebilir. Mide sistemi sıvıların kökenidir ve bol miktarda sıvı gerektirir. Bu nedenle su içmenin önemini hafife almayın!

Gerçek güzelliğin sırrı içeriden kaynaklanır: Duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak. İyi bir sağlık, iyi bir kalp ve açık bir zihin ile kıyaslanabilecek hiçbir güzellik bakımı yoktur. Gerçek güzelliği arzuluyorsanız o halde amacınız iyi yaşam olmalıdır.