Direnişin en az olduğu yolu seçmek, her an bizi en çok ilgilendiren ve yapmaya en çok eğilimli olduğumuz şeyi bulma sanatıdır. Bu uygulama, hayatlarımızda bizi heyecanlandıran ve hırslandıran şeyleri bilinçli bir şekilde yapmaya yönelik seçimimizi kapsadığı gibi her gün yaptığımız sanatımızda, eğitimimizde ve işimizde de gerçekleşir.

Çoğunlukla kendimizi, bunu yapmaya gönüllü hissetmesek de o anda yapmamız gerektiğini düşündüğümüz şeye göre hareket etme ve kendimizi zorlama eğilimindeyken buluruz. Bu tarz bir uygulamadan çok nadir olarak verimli ve yüksek kaliteli işlerin çıkacağını düşünüyorum. Duygularımızı göz önüne almadan, saf irade gücüyle yolumuzdaki engelleri aşmanın ardından daha spontane bir şekilde ortaya çıkan tutkumuzu, merakımızı ve ilhamımızı yarım kalmış bir halde bırakıyoruz.

En az direnç bulunduran yolu seçmeyi öğrenmek, daha fazla yaratıcı duyarlılıkla birlikte daha fazla duygusal farkındalık geliştiren bir uygulamadır. Verimli ve üretken olmayı arzularız; bu nedenle geri çekilme ve can sıkıntısı duygularımızı yenerek ilerlemeye çalışırız. Ancak gerçekte onları dinleyerek çok daha fazla verimlilik ve ilerleme elde edebiliriz.

Duygusal direnişin en az olduğu yolu seçmek

Her günümün önemli bir bölümünü harcadığım zanaatlar, bilim ve yazı yazmak olmaktadır. Araştırmaya bu kadar çok zaman harcamanın (çoğu her konu üzerinde metodik olarak gerçekleşir), bu araştırmalar ilgi ve merak ile ele alınmazlarsa hızlı bir şekilde ortadan kaybolma eğiliminde olduğunu gördüm. Bunun, yaratıcılığımın her alanında doğru olduğunu gördüm ve bu da beni, bu buluşumun temel gerçeklik olduğuna inanmaya götürdü.

Okumuş kimseler olarak düzenli bir şekilde sadece öğrenmek için öğrenmeye özen göstermeliyiz. O  sırada ilgilendiğimiz şeyin dışında bile olsa dikkatimizi çeken şeyi sadece kendisi olduğu için öğrenmeliyiz. Sadece merak ederek bir konuyla ilgilendiğimiz zaman ortada içsel bir direniş yer almaz. Konuyla ilgili hiçbir sıkıntı ya da bitkinlik duymayız; ortada sadece heyecan ve heves vardır, çünkü öğrendiğimiz şey taze ve yenidir. Bu, en az direnişin bulunduğu yoldur.

En hızlı ilerlemeyi gerçekleştirirken en derinlemesine öğrendiğimiz yer de budur. Hatta disiplinlerimizden tamamen uzaklaşmak zorunda bile değilizdir; çünkü sanatımızın uygulaması içerisinde sadece merak ve tutkunun rehberliğindeki odak noktamızı değiştirerek kendimizi yenileyebiliriz.

Bu uygulama, bizi yeniler, çünkü merak ve tutkunun bize ihtiyaç duyduğumuz bilgi için eşlik ettiğine, bizi eşsiz bir şekilde tatmin ettiğine ve bizi heyecanlandıran şeye yönlendirdiğine inanıyorum; yaptığımız şeyi yapmamızın ideal şekli budur. Çünkü bu şey, kim olduğumuz ile derin bir seviyede rezonansa girer.

“Sizi en çok ilgilendiren şeylere mümkün olduğu kadar disiplinsiz, riayetsiz ve özgün bir şekilde çalışın.”

Richard P. Feynman

Direnişin en az bulunduğu yol, disiplinsiz bir başıboşluk ve tembellik değildir; en az duygusal direnişin bulunduğu yoldur. Bu ilkeyi dövüş sanatları, yoga, bilim, yazarlık ve müzik pratiklerimde günlük olarak kullanıyorum. Her bir disiplinde, Günlük Disiplinim ve bir sistemim olsa da ihtiyacım olduğunu hissettiğim zaman uyum sağlayacağım keşif ve yaratıcılığa yer bırakmayı öğrendim.

Günlerdir ya da haftalardır zerinde çalıştığım şeyin dinlenmesine her gün izin vermeye tamamıyla hazırım. Yaratıcılık ne zorlanabilir ne de anlaşılabilir. Bazen yeni bir parça, bizi yeniden canlandırmak ve işimizin resmi olan tarafında bize netlik kazandırmak amacıyla bakış açımızı değiştirmek için ihtiyaç duyduğumuz şeydir.

Ben bu yeteneği zor yoldan öğrendim. Duygularımızı görmezden gelmenin ve saf irade gücüyle ilerlemenin ödülünün genellikle saatler süren hayal kırıklığı olduğunu biliyorum. Ya da bugün yapmak istemediğimiz bir şeyi yapmak için zorladığımızda bu girişimin yan etkisi olan erteleme ile olduğum yerde kalırım.

Direnişin en az olduğu yoldaki eğilimlerimizi takip edersek işte o zaman hayal kırıklığı yaratacak ya da çok az ilerlemeye neden olacak bir günü, yaratıcılığın ve heyecanın olduğu bir güne dönüştürebiliriz. Bu pratik, geri çekilir gibi hissettiren duygularımızdan üstün olan alışkanlık haline gelmiş bir tepki geliştirir; çünkü bu, kendimizi geri çekilir hissettiğimiz anda bağlanmamıza yol açan duygulara odaklanma pratiğidir. Sürekli olarak bağlı kalmak ve ilham almak istiyorsak o halde kontrol edebileceğimiz bir şeyden çok, yol gösterici bir güç gibi hissettirdiği için ilhan duygusu ile akmayı öğrenmeliyiz.

Bu şekilde tutku ve merakın da değerli olduğuna inanmalıyız. Onları izlediğimiz takdirde bizi en sonunda arzu ettiğimiz yöne yönlendireceklerdir.

Kendinizi, direnişin en az olduğu yolda bulmak

Bu uygulamanın, yaptığımız şeyde kendimizi nasıl bulacağımıza yardımcı olacağına inanıyorum. Toplumumuz bize duyguları, bireyselliği ve merakı büyük ölçüde bastırmamızı öğretir. Yaratıcı, farklı düşünme ve davranış, genelde sapkınlık olarak görüldüğünden reddedilir.

Modern eğitim sistemimizde her çocuk bunu, müfredat boyunca sınıfın geri kalanı sıkıcı bir şekilde ilerlerken onlara ayak uydurmanın bir yan etkisi olarak öğrenir. Dahil olan herkesin zararına olacak şekilde bireyi baskılamayı öğreniriz.

Bu, her ne pahasına olursa olsun kendimizin, geri kazanmamız gereken parçasıdır. Gerçek doğamız, bu bireysellik sayesinde gerçekleştirilir ve bununla özdeşleştiğimiz zaman neşeyi, tutkuyu, heyecanı, coşkuyu, sınırsız yaratıcılığı ve hatta sevgiyi buluruz. Tüm bu duygular, hayatımızı yaşanmaya ve yaptığımız işi yapılmaya değer kılan şeylerdir.

Duygularınızın, sizi kendi eşsiz sesinize doğru yönlendirdiğinin farkına varın. Yaşamda, seçmiş olduğumuz yolu neden seçtiğimizi hatırlatarak içimizdeki kıvılcımı yeniden alevlendirirler. Müzik, fizik, şiir, sanat, oyunculuk, lehimleme, inşaat ya da içinde olduğunuz alan hangisi olursa olsun, o işin peşinde neden koşmayı seçtiğinizi anlamanızı sağlarlar. Direnişin en az olduğu yolun, gerçekte kim olduğunuza ve gerçekte ne istediğinize evet demek olduğunu anlayın. Bunu istikrarlı bir şekilde yaparsanız, sizi doğrudan hayatta gerçekten istediğiniz şeye doğru götürür.

Kendimize karşı dürüst olduğumuzda içsel direniş ortadan kalkar. Çocuklarla okul ödevlerine dair girdiğiniz bitmek bilmeyen anlaşma çalışmalarının aksine, insanlarla tutkulu oldukları şeyi yapmaları için anlaşmaya varmaya çalışmaz gerekmez. Tutku ve merak üzerine ne kadar çok zaman harcarsanız, sanatınız ve hayatınızdaki bu duygulara ne kadar odaklanırsanız, bunların daha çoğunun size işiniz ve seçimlerinizle geri döndüğünü görürsünüz. Çünkü onları ilk başta baskılamamaya yönelik olarak bilinçli bir seçim yaptınız.

Direnişin en az bulunduğu yolu seçmek kolay değildir; sadece bunun alternatifiyle karşılaştırdığımızda daha kolaydır. Bu, içimize, gerçekten kim olduğumuza doğru baktığımız, her birimiz için gereğinden fazla zorluk ve engel içeren bir yoldur. Doğal eğilimlerinizi takip etmeniz, gerçekte olduğunuz kişiye karşı dürüst olmanızla eşdeğerdir; bu, kimsenin almaktan pişman olmayacağından emin olduğum bir yoldur.