Çoğu zaman diyetler neleri yiyemeyeceğiniz üzerine kurulu oluyorlar. Veganizmde hayvansal ürünlerin hiç birisi yokken, vejeteryan diyetinde doğrudan hayvanların tüketilmesi yasak. Glutensiz beslenmede ise tahıllar yasak. Taş devri diyetindeyse işlenmiş olan gıdaların büyük kısmı yasak.

Dolayısıyla aşırı kısıtlayıcı olan bu diyet ve beslenme düzenlerine alternatif arayanlar, yarı vejeteryan beslenme düzenini takip edebilirler. Bu diyet fleksitaryan diyet olarak da adlandırılabilmektedir.

Bu diyette tamamen sebzelerden oluşan bir beslenme düzeni yerine temel olarak meyvelerin, sebzelerin ve süt ürünlerinin tüketimi önerilmektedir ancak zaman zaman hayvansal ürünler de beslenmeye eklenmektedir. Diyeti uygulayan bazıları haftada altı gün et yemezken, bir gün et tüketimi gerçekleştirebiliyorlar, bazıları ise çok az miktarlarda eti günlere dağıtabiliyorlar.

Et ve et ürünlerini tüketmekten tam anlamıyla vazgeçmek istemeyen ancak sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olmakm isteyenler, bu yarı vejeteryan beslenme düzeninden fayda göreceklerdir.

Yarı Vejeteryan Beslenme Düzeninin 4 Büyük Faydası

Ailenize Kabul Ettirmek Kolay Olur

Bu diyetin en güzel yanı, sıkı kurallarının olmaması ve sadece bir düşünce farklılığı gerektirmesi. Etlerin yemekte mutlaka tamamlayıcı olması gerektiğini düşünmek yerine etin arada bir eklenebileceğini kabullenmeniz gerekiyor. Et yememeye odaklanmak yerine daha fazla sebze ve meyve tüketmeye odaklanmalısınız.

Et ve balık tüketimini azaltmak aynı zamanda bütçenize de katkı sağlayacaktır. Bunun yanında fabrika üretimi kalitesiz et ürünlerinin bol miktarda antibiyotik barındırdıkları biliniyor ve diğer kimyasal bileşenler ise kanser sebebi olabiliyorlar.

Haftada yedi gün et tüketmek bütçeye inanılmaz bir yük bindirir ve bu nedenle hem sağlıklı hem de bütçe dostu bir beslenme düzenine geçmek size fayda sağlayacaktır ve aileniz de bu geçişi daha kolay kabul edecektir.

Hayvansal Ürünlerin Faydalarını Alabilirsiniz

Yarı vejeteryan beslenme düzeni ile hayvansal ürünlerin de faydalarını kaçırmadan sebze temelli bir beslenme düzeni elde edebilirsiniz. Organik kırmızı ve beyaz et, serbest gezen tavuk yumurtası, taze balık ve işlenmemiş süt ürünleri en önemli protein kaynakları arasında yer alıyorlar ve her ne kadar vegan beslenmede yeterli protein almak imkansız olmasa da, bir hayli zor olabiliyor.

Beslenmenize az miktarda kaliteli hayvansal ürün ekleyerek yeterince protein almayı garanti edebilirsiniz çünkü proteinler kas kütlelerinde, kan şekeri dengesinde, kemiklerde ve yaşlanma karşıtı fonksiyonlarda kullanılıyorlar.

Ayrıca bu diyette omega-3 yağlarını en verimli şekilde alabileceğiniz taze balıklar da arada bir tüketilebiliyor. Bu yağ asidi, kalpten beyne kadar pek çok organımıza fayda sağlıyor.

Sağlığınızı İyileştirebilirsiniz

Tam gıdalar bakımından zengin ve eti sınırlayan bir beslenme düzeninin çok sayıda faydası vardır. Bitkisel temelli beslenme, vücut kitle endeksini azalmasına, kan basıncının düşmesine, kan glukoz düzeylerinin azaltılmasına ve kolesterolün düşürülmesine katkı sağlamaktadır.

Yapılan araştırmalar, yarı vejeteryan beslenme düzeni ile kronik hastalıklar sebebiyle alınan ilaçların dozlarının düşürülebildiğini gösteriyorlar. Ayrıca bu beslenme düzeni yüksek kan basıncı, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve obezite ila mücadele edenler için de önemli.

Eğer kilo vermek istiyorsanız da yarı vejeteryan beslenmeniz buna katkı sağlayabilir. Zira yapılan araştırmalara göre et yiyenlerin vejeteryan, yarı vejeteryan ve vegan kadınlara göre fazla kilolu olma ihtimalleri %40 daha yüksek.

Çevreye Zararınız Azalır

Daha az et yemek çevreyi daha az etkiler. Bitkilere nazaran hayvansal ürünlerin elde edilmesi daha fazla gıda, toprak, su ve enerji gerektirmektedir.

Uzmanlar 100 gram et üretmek için 2.5 kilo tahıl, 196 litre su, 6 metrekare toprak ve 261.000 kalori yakıt kullanılması gerektiğini belirtiyorlar. Bu enerji ile bir mikrodalga fırın 18 dakika boyunca çalışabiliyor ve bu sadece 100 gramlık bir et parçası için.

Hatta besin zincirimizdeki hayvansal ürünler, sera gazları salınımımızın dörtte birinden sorumlular. Son araştırmalar ise en az beş porsiyon meyve ve sebze, yarım porsiyon da kırmızı et içeren günlük bir beslenmenin besin kaynaklı emisyonları %29 azaltacağını göstermektedirler.

Nasıl Yarı Vejeteryan Olmalı?

Daha Fazla Bitki Temelli Gıda Tüketin

Bu oldukça açık bir madde. Beslenmenize daha fazla sebze ve meyve eklemeli, sebze suları hazırlayarak içmelisiniz. Salatalarınıza meyveler de ekleyebilir, soslarınızı sebzeleri kullanarak hazırlayabilirsiniz.

Daha Az Et Yiyin

Hayatınızda eti sınırlandırmanız gerekiyor ve bunu yapmak için sadece bir gün et tüketmeyi tercih edebilirsiniz. Ayrıca yemeklerinize tamamlayıcı olarak daha az et ve daha fazla sebze ekleyebilirsiniz.

Kalite Önemlidir

Et yediğiniz zaman bunun yüksek kaliteli olduğundan emin olun. Yani serbest gezen tavuklar, otlakta beslenmiş hayvanların kırmızı etleri ve taze deniz balıkları olmalı. İşlenmiş etlerden ise uzak durmalısınız ve bütçeniz elverdiği sürece en kaliteli süt ürünlerini almalısınız. Az ama öz bir et ürünleri tüketimi gerçekleştirmeniz vücudunuz için bol ama kalitesiz et kaynaklarından çok daha değerli olacaktır.

Doğru Besinleri Alın

Eğer hayvansal ürünleri azaltıyorsanız, yeterince aldığınızdan emin olmanız gereken bazı besinler var.

B12 Vitamini: Hayvansal ürünler bu vitaminin en büyük kaynakları arasında yer alıyorlar ve bu vitamin sayesinde enerji düzeyleri korunuyor, kalp sağlıklı şekilde atıyor ve ruh hali iyileşiyor. Eğer B12 vitamini eksikliği çekiyorsanız B kompleks vitamini desteği yahut multivitamin desteği alabilirsiniz.

Demir: Demir kandaki oksijenin taşınmasını sağlar ve bu nedenle onun özellikle kadınlar tarafından yeterince alınması gerekir. Sağlıklı demir düzeyleri anemiyi de önler ve beyin fonksiyonlarının doğru çalışmasını sağlar.

Et ve balık gibi ürünlerde bu gıdalar daha kolay emilebilir durumdadırlar. Lakin ıspanak ve fasulye gibi ürünlerde de yüksek miktarda demir bulunur.

Bu gıdaları C vitamini ile birlikte alarak demir emilimini daha iyi hale getirebilirsiniz.