Herkese merhaba! Bir süredir, Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin kitabımdaki bazı metotları sizler için açmaya karar verdim. Özellikle; enerji merkezlerimizi, enerji bedenlerimizi, enerji bedenlerimizi nelerin bozduğunu ve nasıl düzeltebileceğimizden bahsetmiştik. Bu yazıda, bu metotları biraz daha açmaya karar verdim…

Enerji bedenlerimizin dengelenmesinde, çok kuvvetli yardımcılarımız var. Bunlardan biri, benim de uzmanlık alanım olan aromaterapi. Bugün, enerji bedenlerimizi aromaterapi ile nasıl dengeleyeceğimizden bahsedeceğiz…
Aromaterapi, bütünsel bir şifa metodu!

Bütünsel şifa; ruhun, bedenin ve zihnin aynı anda iyileşme gücüne sahip olması anlamına gelir. Aromaterapiyi Mısırlılar, Sümerliler, günümüze kadar gelen pek çok uygarlığın kullandığını biliyoruz. Eski uygarlıklarda, zaten doğadan başka sığınacak bir şifa kaynağı olmadığı için, bitkilerden ve onların şifalı güçlerinden faydalandılar.

Aromaterapiyle ilgili, modern üretim imkanları arttıktan sonra, çok daha farklı etkileri ortaya çıktı. Bunlardan biri; aromaterapi yağlarının yüksek titreşim özellikleridir. Aromaterapide kullandığımız öz yağlar, buhar distilasyonu ile elde edildiği için canlı özelliklerine sahiplerdir. Bu da, onların canlılıklarının, aynı zamanda titreşimlerinin korunduğu anlamına gelir.

Çok farklı aromaterapi yağlarının, çok yüksek titreşimler içerdiklerini biliyoruz. Bunlarla ilgili araştırmalar yapan çok ciddi bilim insanı var. Laboratuvarda, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde; kanserden depresyona kadar çok farklı rahatsızlıklarda, aromaterapik yağların titreşim gücünden faydalanılıyor.

En çok kullandığımız yağlar, en yüksek frekanslı yağlar değil. Burada, yağları üç boyutta ele almamız gerekiyor:

Düşük frekanslı yağlar

Genel olarak, fiziksel boyutta çalışmamıza imkan veren yağlardır. “Benim frekansım çok düşük. Hemen en yüksek frekanslı yağı kullanayım, hemen iyileşeyim” diye bir şey söz konusu değil. Bu üç farklı kategorideki yağları, neye ihtiyacımız varsa orada kullanabiliriz. Kendimizi yorgun hissettiğimizde, özellikle;

Kök çakra

İkinci enerji merkezimiz
Üçüncü enerji merkezimiz

gibi, daha fiziksel boyuttaki ilk üç çakramızda, genel olarak düşük frekanslı yağları kullanarak bedensel denge sağlamayı hedefleriz. Bunlar hangi yağlardır? Nasıl kullanırız?
Aslında, yağlar düşük frekanstan yüksek frekansa kadar sıralanmıştır. Fiziksel değişim istediğimiz noktalarda; adaçayı, fesleğen, okaliptüs, nane, biberiye, ardıç, limon, greyfurt, mandalina gibi yağlar kullanılabilir. Genellikle, 52-72 Hz frekans aralığındadırlar. Sağlıklı insan bedeninin, bedensel frekansı 68-72 Hz arasındadır.

Düşük bir enerjiniz varsa

Virüslere yakalanmak istemiyorsanız, bu boyuttaki yağları kullanarak çok güçlü bir enerji kalkanı oluşturabilirsiniz.
Bu yağlar, bütünsel olarak çalışır. Kendinizi depresif hissediyorsanız, yataktan kalkamayacak kadar depresifseniz; ikinci enerji bedeninizin dengesizliğinden söz edilebilir. İkinci enerji merkezinin öncesinde, birinci enerji merkezi olan kök çakra da bu kişide dengesizdir.

Kök çakrayı harekete geçirerek, yaşam enerjisini güçlendirecek özellikteki yağları kullanırız. Bunlar; sandal ağacı yağı, ylang ylang gibi yağlardır. Onların dışında, cinsel isteği arttırıcı yağlar olarak zencefil öz yağını buralarda kullanmayı ön görürüz.

Orta frekanslı yağlar

Kişinin hayata küskünlüğü varsa, yaşam sevinci yoksa, bu kişiyi biraz daha ilerletmek ve duygusal değişim için orta frekanslı yağları kullanırız. Bu yağlar; yasemin, neroli, lavanta, sedir, selvi, ardıç gibi dengeleyici, sabitleyici, güçlendirici, kişiye yaşam motivasyonu, sevinci ve arzusunu kazandırıcı özellikteki yağlardır.

Bu yağları, direkt olarak masaj yağlarınızda, banyonuzda, koklayarak, yastığınızın kenarında, belli akupunktur noktalarına basınç uygulayarak kullanabilirsiniz. Bu yağları direkt koklamanızı da öneririm.

20-30 ml kokusuz bir yağda (kayısı çekirdeği, badem yağı gibi)
20-30 damla bu yağları kullanabilirsiniz.

Enerjisizlik, düşük bağışıklık gibi düşük direnç gibi bir probleminiz varsa tatlı badem yağının içerisine 5-10 damla okaliptüs öz yağı damlatabilirsiniz. İçindeki mentol uyarıcıdır, aynı zamanda da iyi bir virüs bariyeridir. Frekansı da yüksek olduğu için, fiziksel değişim için uygundur.

Uyuşuk, yorgun, enerjisiz hissettiğinizde, bağışıklığınızı yükseltmek istediğinizde okaliptüs yağı iyi bir yardımcıdır. Greyfurt, portakal, limon gibi turunçgil yağları neşeli yağlardır. Onları da okaliptüs ile birlikte kullanabilirsiniz.

Yüksek frekanslı yağlar

Frekanslar yükseldikçe, enerji merkezlerinin de frekansı yükseliyor. Dolayısıyla; boğaz çakrası, kalp çakrası ve taç çakrasında çok daha farklı yağlar kullanmamız gerekir. Bunlar, yüksek frekanslı yağlardır. Ancak, öncesinde aşağıdan itibaren, köklü bir şekilde sağlam geldiysek.

Bu nedenle, eğer Kök çakranız ve alt çakralarınız köklü ve sağlam değilse, bunları kullanmanız da sizin için çok iyi değildir. Çok hafif birinin rüzgarlı bir havada sokağa çıkması gibidir, uçup gidebilirsiniz. Bu nedenle, öncelikle kendinizi köklemenizi öneririm.

Kalp çakrada, boğaz çakrada, üçüncü göz çakrada ve tepe çakrada kullanılacak yağlar; gül öz yağı, akgünlük öz yağı, sedir öz yağı, çam öz yağı gibi yağlar olabilir. Bunları, temkinli ve dikkatli kullanmanızı öneririm.

Bugünlük benden bu kadar, hoşça kalın!