Yemek yemeyi kim sevmez! Peki ya yediklerimizden dolayı yaşadığımız alerjik durumlar?

Yiyeceklere karşı alerjiler korkutucu olabilir ve kesinlikle ciddiye alınmalıdır. ABD’de yaklaşık 15 milyon insanda en az bir tane gıda alerjisi var ve çocuklar için durum daha da kötü: Her 13 çocuğun bir tanesi genellikle süt, yumurta veya soya gibi bazı yiyeceklere alerjik. Her yıl gıda alerjileri ile acil servise 200.000 ziyaret yapılıyor ve ABD Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) ‘ye göre çocuklar arasında 300.000’den fazla gıda alerjisi vakası yaşanmıştır.

İşte bilmeniz gereken gıda alerjileri ile ilgili 10 şaşırtıcı gerçek.

1) En yüksek riski taşıyan 8 alerjik besin önemlidir.

Süt, yumurta, yer fıstığı, soya, balık, kabuklu deniz hayvanı, ağaç fıstığı ve buğday olmak üzere sekiz gıda, tüm gıda alerjilerinin yaklaşık % 90’ını oluşturuyor. Diğer ortak bir alerjen ise susamdır. Yetişkinler ve çocuklar ve tüm ırklar ve etnik kökenler risk altındadır.

2) Alerji konusu ciddi bir yükselişte.

Yaklaşık 15 milyon Amerikalı ve 17 milyondan fazla Avrupalı, ​​bir gıda kaynaklı alerjiye sahiptir ve bu sayı maalesef yükselişte. 2013’te Hastalık Kontrolü ve Korunma Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, gıda alerjisine sahip ABD’li çocuk sayısı, 1997 ile 2011 yılları arasında % 50 artış gösterdi.

3) Alerjiler intoleransa bağlıdır.

Gıda alerjileri bağışıklık sistemine göre şekillenir. Gıda intoleransı genellikle sindirim sistemini etkiler. Tüketiciler genelde herhangi bir advers reaksiyonun bir alerji olduğunu düşünüyor, ancak durum böyle olmayabilir. Alerjik reaksiyonun belirtileri kızarıklık ya da ürtiker, karın ağrısı, mide bulantısı, ishal, kusma, hırıltılı solunum, yutma sorunu, dil ve dudak şişmesi ve zayıf bir nabız olarak ortaya çıkabilir. Aksine, bir gıda intoleransına tepki mide ağrısı, diyare, mide ekşimesi, baş ağrısı ve şişkinliktir.

4) Alerji testleri kesin sonuç vermiyor.

Pozitif bir deri veya kan testi, bir hastanın alerjik reaksiyon göstermesi anlamına gelmez. Hastalara alerjik oldukları düşünülen besinleri verdikleri an, reaksiyon göstermeyebiliyorlar. Bu nedenle, potansiyel olarak ciddi bir problemi onaylamak ve teşhis etmek için sertifikalı bir alerjik uzmanın detaylı muayenesi gerekir. Teşhis testlerinin bir diğer kısmı da deneme – eliminasyon mantığını içerir.

5) Çok daha fazla kişinin fıstığa karşı alerjisi var.

Hem fıstık alerjisi çeken çocukların hem de yetişkinlerin sayısının artması, bilim adamlarını da merakta bırakıyor. Araştırmalar, fıstık alerjisi ile yaşayan çocuk sayısının 1997-2008 yılları arasında üç kat arttığını gösteriyor ancak bunun kesin nedeni bilinmiyor. Bir teori, “temiz yaşama” yi öneren “hijyen hipotezi” ve enfeksiyonları tedavi etmek için ilaçların kullanılması bağışıklık sistemlerini gıda proteinlerine saldırmaya daha duyarlı bırakabildiği tezi.

6) Çocuklar alerjilerini yenebilir.

Yemek alerjileri yaşayan milyonlarca çocuğa umut var. Alerji yaşayan çocukların %27’si 5 yaşına geldiklerinde alerjiden kurtulmayı başarıyor. Bir çocuğun belirli bir yiyeceğe ilk tepkisi ne kadar erken olursa, alerjiyi o kadar kolay atlatacaktır.

7) Epinefrin, antihistaminleri yener.

Ölümcül alerjik reaksiyon olan anafilaksi, Astım ve Alerji Vakfı tarafından 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre 50 Amerikalıdan birinde görülüyor. Ancak bu yüksek sayıya rağmenepinefrin kullananların sadece % 11’inde alerji kalıyor. Epinefrin, anafilaksi için tercih edilen tedavi yöntemidir, ancak insanlar genellikle antihistamin kullanır. Alerjik reaksiyonlar genellikle hemen tanımlanmaz ve tedavi edilmez. Anafilaksi tedavisi için ne kadar beklerseniz, ilerleme o kadar zor gelişir ve o kadar tehlikeli olur.

8) Epinefrinde ikinci bir atak gerçekleşebilir.

Birçok kişi epilefrin otomatik enjektörünü kullandıklarında ve daha iyi hissetmeye başladıklarını ve ilave tıbbi tedaviye ihtiyaç duyulmadığını varsayıyorlar, ancak bu ölümcül bir hata olabilir,. Özellikle hasta ek epinefrin oto-enjektörlerine sahip değilse, ilk ataktan saatler sonra meydana gelebilecek ikinci bir atak olabilir, ki bu genellikle hayatı tehdit edici niteliktedir. İlk ataktan sonra durumun tümünün geçmiş olduğunu düşünmek yanlıştır. Gıda alerjisine sahip insanlarda, birden fazla epinefrin otomatik enjektörü bulunmalıdır, çünkü etkiler birkaç dakika sonra tükenebilir. Kişinin derhal yanıt vermemesi durumunda ikinci bir doz daha gerekebilir. Bu doz yapılamazsa ciddi sorun yaşanır.

9) Restoranlar alerjisi olan kişilere özel servis yapar.

Restoranlar alerji veya gluten toleransları olmayanlar için, gıda alerjileri konusunda çalışanlarını eğitmek ve farklı pişirme teknikleri kullanarak daha fazla çeşit hazırlama konusunda eğitim alırlar. Restoranlar bunu ciddiye alıyor; örneğin, çapraz kontaminasyon riskini ortadan kaldırmak için balık, kümes hayvanları ve sığır eti kızartmak için farklı ızgaralar kullanırlar. Böylece ihtiyaçlarınız için en iyi yemeği bulmanıza, garsonunuza herhangi bir alerjinin olup olmadığını bildirmeye yardımcı olabilirler.

10) Alerjik değil, sadece intoleransınız var.

Birçok kişi glutene karşı alerjik olduğunu iddia ediyor, ancak değerlendirme yapıldığında alerji yerine gıda hassasiyeti belirleniyor. Gluten tarafından aktive olan çölyak hastalığı, ince bağırsağa zarar veren, vücudun gereken maddelerini emmesini güçleşen genetik bir otoimmün hastalıktır. Gluten hassasiyeti olan insanlar gluteni sindirmekte güçlük çekerler ve çölyak hastalığından muzdarip olabilirler. Buna karşın bir gıda alerjisi, vücudun bir gıdadaki bir proteine ​​aşırı tepki vermesinin bir sonucudur. Çölyak hastalığı yaşamı tehdit edici nitelikte olmasa da, tedavi gerektiren ciddi sorunlara neden olabilir.