Instagram’da bazen, sabahları kullandığım multivitaminleri ve gıda takviyelerini paylaştığımda ya da Youtube kanalımda da sizlerden en çok gelen sorulardan bir tanesi, “Neler kullanıyorsun, Ayşe?” oldu. Bu nedenle, bu yazıda sizlere, kullandığım vitamin, mineral ve gıda takviyelerinden bahsedeceğim…

Çok uzun yıllardır vitaminlerin, minerallerin, enzimlerin ve süper gıdaların faydalarını; özellikle sağlıklı yaşamak, hücre yapımızı korumak, immün sistemimizi yani bağışıklık sistemimizi korumak, gençliğimizi korumak gibi farklı fonksiyonlardan dolayı kullanmaktayım. İşimin önemli bir kısmında da, insanlara bu konuyla ilgili bilgiler veriyorum. Gıda takviyelerini kullanıp, hayatımda gördüğüm faydalarından dolayı, hem klinik aromaterapist olarak hem de fitoterapiye sevdalanmış biri olarak da, çok fazla alternatiften yararlanıyorum. Evet, bazen avuç avuç kullanıyormuşum gibi görünebilir; ancak onların hepsinin bir anlamı var. Sizler için, farklı ürünler derledim. Farklı fiyat aralıkları var; örneğin, aynı ürünün, iki farklı fiyat aralığında olanı da var.

Gelin isterseniz onlara bir bakalım…

Biber Çekirdeği Yağı

Soğuk presle elde edilmiş bitkisel yağların, insan sağlığı için çok faydalı olduğunu düşünüyorum; çünkü, içerisinde insan vücudu için gerekli asitler ve enzimler var, yani aminoasitler çok zengin. Bu nedenle, yağları kullanmayı çok seviyorum. Biber çekirdeği yağı, bu aralar kullandığım, gerçekten soğuk presle elde edilmiş, biber kadar da acı. Bunu ne için kullanıyorum?

Bağışıklık sistemimi güçlendiriyorum. İçerisindeki maddeler; mide kanseri ve her türlü kansere karşı koruma sağlıyor. Aynı zamanda, metabolizmayı inanılmaz hızlandırıyor. Özellikle, bazı günler yalnızca detoks yapıyorum. Beyonce gibi ünlü isimlerin zayıflamak için kullandığı Cayenne biberli limonata vardır biliyorsunuz, işte bunu, onun konsantresi olarak düşünün. Bir çay kaşığı, 200 ml karışımın içerisine koyabilirsiniz. Karışımı da vereyim; bir adet limonu sıkıyorum, 200 ml su ile karıştırıyorum, içerisine bir tatlı kaşığı bal koyuyorum, 1 çay kaşığı da biber çekirdeği yağı ekliyorum. Bunu, sabah bir öğün olarak, metabolizmamı hızlandırıcı olarak kullanıyorum.

Omega

Artık bilim dünyası kabul etti ki; hamilelikten itibaren herkesin, bebeklerin bile Omega’ya ihtiyacı vardır. Bu nedenle, gıda takviyesi olarak sürekli kullanılması gerekiyor. Bazılarınız, “Ben bunu somondan alıyorum” diyebilir; ancak, aynı şey değil.

Çünkü, ne yazık ki, dünyada balıklar da kirlendi. Balıklarda çok yoğun ağır metal ve kurşun var. Ayrıca, her gün almanız gereken omega miktarını almanız için, 400-500 gr somon yemeniz lazım. Bu beni biraz zorlayacak bir şey olduğu için, mutlaka takviye olarak alıyorum. Bunu pek çok ünlü doktor ve diyetisyen de söylüyorum, bu nedenle, dışarıdan almamız gerekiyor. Elimde üç farklı marka var; bir tanesi Eczacıbaşı’nın bir markası, krill oil. Omega ile krill yağı arasında ne fark var? Krill dediğimiz, Kuzey Avrupa ülkelerinde, İskandinavya ülkelerinde, Baltık denizlerinde, Kuzey denizlerinde, soğuk denizlerde, balinaların beslendiği bir plankton aslında krill. Krill, bir plankton. Bunları topluyorlar ve bunları ayrıştırdıkları zaman, çok daha temiz bir omega kaynağı elde ediliyor. Krill de işte bu, krill yağından gelen bir omega’m var, bunu da kullanıyorum. Krill yağı açlık kan şekerini düşürüyormuş, metabolik sendrom ve insülin direnci riskini azaltıyor ve karın bölgesindeki yağlanmayı önlüyor diye eczacım söylediği için kullanmaya başladım.  Karaciğerde yağ yakımını kolaylaştırdığı için kilo kaybını da arttırıp, vücut yağ oranını azaltıyor.

Koenzim Q10

Koenzim Q10’i, son yıllarda çok fazla duyuyoruz. Koenzim Q10, aslında vücudun yapısında da olan bir enzim. Bunu 90’lı yıllarda keşfediyorlar, keşfettikten sonra fark ediyorlar ki; hücrenin içerisinde, yani bizim beslemekle yükümlü olduğumuz mitokondrilerin içerisinde Koenzim Q10 enzimi bulunuyor. “Bu ne işe yarıyor?” derseniz; hücre onarma, hücre yenileme, yapılandırma, hücrenin yapı taşlarından bir tanesi. Dışarıdan alındığında ne işe yarıyor? Yaşlanmayı önlüyor, bağışıklık sisteminizi güçlendirdiği için, bağışıklık sistemi hastalıklarına yakalanmanızı engelliyor, hücre, doku oluşumunu destekliyor; yani, kuvözdeki gelişim çağındaki bebeklerden, belki yara ve yanık tedavisinde gelecek dönemlerde, koenzim Q10’in daha çok kullanılacağını düşünüyorum. Ben, bazen anti-aging kürleri yapıyorum. Bu, yaşlanmayı önleyici bir kür oluyor. Bunu 10-15 gün yaptığım zaman; kahvaltı ve öğle yemeklerinden sonra 1’er tane alıyorum, yani günde 200 mg koenzim Q10 alıyorum.  Ancak kanserli hastalarda kullanılmaması gerektiğini de eklemeliyim.

C Vitamini

Olmazsa olmaz… C vitamininin faydalarını hep anlatıyorum ve anlatmaya da devam edeceğim. Lütfen kullanın. Vücudunuzun, antioksidanlara ihtiyacı var. Antioksidan nedir? Dışarıdan aldığınız, vücudunuza zarar veren serbest radikaller; ki bunlar şehir kirliliği, toksik maddeler, her şeyde serbest radikaller var. Serbest radikaller, hücre yapınızın oksijen yapısını bozuyor ve hücrenizde dejenerasyon yaratıyor. Dejenerasyon yarattığında; yaşlanma, hastalık ve pek çok şey oluyor. Bu yüzden, yoğun sigara içiyorsanız, çok yoğun bir çalışma hayatınız varsa, yoğun bir sporcuysanız ya da şu semptomlar varsa; yorgun kalkıyorsanız, uykusuzluk varsa, ağzınızda paslı bir tat varsa, vücudunuzda çok fazla toksin var demektir. Bunları vücuttan uzaklaştırmak için de, antioksidanlara, oksidasyon giderici şeylere ihtiyacınız var. İşte, o yüzden C vitamini çok önemli. Bendeki, 1000 mg, sabah kahvaltısı ile birlikte kullanıyorum.

Multivitamin

Bazen multivitaminleri de kullanıyorum. 1 ay sadece kür gibi. Bir multivitamin, ama içinde aynı zamanda G3; Koenzim Q10, yeşil çay ve Ginseng de var. Hem enerji veriyor, hem antioksidan etkili hem de içerisindeki yeşil çay metabolizmayı hızlandırıyor. Bir multivitaminden insan daha ne bekler ki? Bence çok da güzel bir ürün. Yetişkinler ve sağlık sorunu olmayan kişilere eczacılar Her gün bir tane kullanabilir önerisinde bulunuyor.  Ben, bunu şu aralar kullanmıyorum, normalde 30 gün aralıklı kullanmam gerekiyor.

 

Mantarlar

Mantarları duydunuz mu, bilmiyorum. Yemeklik kültür mantarından bahsetmiyorum. Uzak Doğu’da, çok kullanılan Çin Tıbbı’nın baştacı sayılan mantarlardan bahsediyorum. Ben de, Londra’da aromaterapi eğitimi alırken, hocalarımızdan Çin tıbbı prensipleri ile eğitim aldığımız için, Çin Tıbbı’nda kullanılan pek çok bitkiyi, otu ve şifalı süper gıdayı da öğrendim. Bunlardan bir tanesi de mantarlar. Mantar dediklerimiz; Türkiye’de yetişmeyen, özellikle Çin’de ve Japonya’da yetişen, şitaki gibi farklı mantarlar var.

Elimde de, benim kullandığım bir mantar karışımı var. Reishi, Shiitake ve Maitake; Triple Mushroom, yani üçlü mantar karışımı.

“Ne işe yarıyor?” diyeceksiniz. Ölümsüzlük kaynağı diyorlar. Yani, bütün bu mantarlar; aslında bu mantarların içerisindeki fungus dediğimiz organizmalar, vücuda enerji sağlıyor, direncini arttırıyor, dayanıklılığı arttırıyor, her şeyini arttırıyor. Yani, enerji ihtiyacı için, güçlenmek için, yaşlanmamak için, probiyotik yerine geçtiği için de bağırsak sağlığınız için, ben Triple Mushroom’u mutlaka kullanıyorum. Bunun bir de toz versiyonu da var. Bunları da, smoothie’lerime koyuyorum. Elimdeki üründe; Royal mushroom dedikleri, üçlü bir karışım. Bunu da meyve sularınıza karışım olarak, çok küçük bir çay kaşığı ekleyebilirsiniz, enerji veriyor. Burada uzmanlar uyarabiliri, vücutta baska türlü fungus tetikleyebilir diye bu nedenle sağlıklı iseniz kullanmanızı öneririm.

Likit Kolajen

Son yıllarda çok kullanılıyor. Likit kolajen, ama bir yandan da kolajen aslında. Bu ürünler Türkiye’ye, likit kolajen formunda geliyor. “Kolajen, ne ola ki, Ayşe?” derseniz; kolajen, aslında bir aminoasit. Proteinlerde bulunan bir enzim ve asit. Dolayısıyla, bizim vücudumuzun; kemiklerimizin, saçlarımızın, kıkırdak dokumuzun, eklemlerimizin, kaslarımızın, cildimizin, cildimizin üzerindeki dokunun, kendini koruyabilmesi için bir yapıştırıcıdır aslında. Cildin bir tutkalı da diyebiliriz. Nereden elde ediliyor?

Temel aminoasitlerden, yani proteinlerden ediliyor. Yani, ya hayvan kemiğinden, ilikten ya da marin kolajenden elde ediliyor, yani deniz ürünlerinden. Elimdeki ürün, deniz kolajeni; yani, yosunlardan elde ediliyor ve çok önemli bir kolajen kaynağı. O yüzden bunu kullanıyorum, içerisinde de zaten bilebileceğiniz bütün deniz yosunları var. Bu, toz formatında çok güzel bir ürün,

Planet Paleo’nun bir ürünü. Nasıl kullanıyorum? Smoothie’lerime ve detoks sularımın içerisine, atıyorum. Tatsız, lezzetsiz bir şey. Nereden bulabilirsiniz? Ben yurtdışından getirdim; ama Türkiye’de likit kolajen formunda, yine Voonka’nın ürünleri var, ama onlar biraz daha farklı.

Superfood Karışımı

 

Benim en sevdiğim, gerçekten bunlara bayılıyorum. Elimdeki ürünü, Londra’ya gittiğimde almıştım. Organik kakao karışımı; içerisinde, sindirim sisteminizi destekleyecek doğal B vitamini kaynakları var. Ashwagandha içeriyor, bu bitki çok önemli. Bu arada, biliyorsunuz, www.aysetolga.com diye harika bir internet sitem var, Türkiye ‘nin en önemli wellness kaynaklarından bir tanesi. Ashwagandha, süper gıdalar ya da mantarlarla ilgili bilgiyi, yine sitemde bulabilirsiniz. İçerisinde, yaban mersini, kakao ve maka var. Kuvvetli bir antioksidan, kuvvetli bir “energy booster”. Energy booster ne demek? Enerjimizi yükseltici demek. Ben bu ürünü; spor öncesinde, smoothie’lerimin içerisine katıyorum ve enerjimi yükseltiyorum.

Ben, biraz olsun sizlere kullandığım takviyelerden bahsetmek istedim. Kullandıklarım dönem dönem değişiyor. Sonbahar, kış aylarında daha farklı şeyler kullanıyorum, yaz aylarında biraz daha farklı şeyler kullanıyorum. Onun dışında, gıda takviyesi olarak, kullandığım çok fazla bir şey yok. Dönem dönem, kendimi eğer çok sıcakta hissediyorsam, bazen magnezyum kullanabiliyorum. Kışa doğru, yorgunluk hissediyorsam, bağışıklığımı kuvvetlendirmek için çinko kullanıyorum. “Tüm bu ürünleri nasıl kullanıyorsun?” derseniz; kahvaltı sonrasında kullanıyorum. Yani, sabahtan kullanıyorum. Omega’yı, C vitaminini, Koenzim Q10’i, Tripple Mushroom’u bu şekilde kullanıyorum, kahvaltıdan sonra alıyorum. Toz formatında olanları ise; ya spor yapmadan önce ya da sabah aç karna, kahvaltı yerine öğün olarak kullanıyorum. Kapsüller aç midemi rahatsız ettiği için onları kullanmıyorum. Bu da önemli bir şey. Siz de ufak bir araştırma ile bu ürünleri internetten bulabilirsiniz. Umarım yazımı beğendiniz. Bugünlük benden bu kadar. Sağlık dolu, harika günler dilerim!