İlk kez bir çalışma, hereketsiz geçen zaman, egzersiz ve telomerler arasındaki bağlantıyı araştırdı.
Hareketsiz bir yaşam biçiminin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri ve düşük fiziksel aktivitenin etkisi, yaşça büyük insanlarda biyolojik yaşlanmayı 8 yıl kadar hızlandırır. Her gün 40 dakikadan daha az egzersiz yapan ve 10 saatten fazla hareketsiz kalan kadınlar, daha az hareketli ve daha fazla egzersiz yapan kadınlardan, biyolojik olarak “daha yaşlı” hücrelere sahiptir.

Hareketsiz bir yaşam tarzı, düzensiz veya fiziksel aktivitenin bulunmadığı bir yaşam biçimidir.  Böyle bir yaşam tarzı yaşayan kişi, çoğu zamanını oturarak, televizyon izleyerek, bilgisayarda çalışarak, yazarak, video oyunları oynayarak, okuyarak ve benzeri aktivitelerle harcadığı için “tembel” olarak adlandırılırlar.

Maalesef böyle bir yaşam biçimi, aslında birçoğu önlenebilecek olan çok sayıda ölüm nedenine veya sağlık sorunlarına yol açabilir.

Hücreler vücudun her organını oluşturur ve hücrelerin ölme oranı her insanda değişir.  Sigara, alkol tüketimi ve stres gibi diğer yaşam tarzı faktörleri de hücresel yaşlanmanın ilerleyişini büyük ölçüde etkileyebilir.

Hücrelerimiz, kromozomların ucunda yerleşim gösteren, DNA’nın yineleme bölümleri olan telomerler içerir. Bu telomerler, aynı ayakkabı bağı uçlarının aşınmaya karşı korunması gibi kromozomları bozulmaya karşı korurlar. Bir kişi yaşlandıkça, hücreler ölene dek veya kansere neden olma potansiyeli olan kanserojen (onkojenik) hücrelere dönüşene kadarki süre boyunca telomerler kısalır. Kısa telomerler, kalp hastalığı, kanser ve şeker hastalığı ile ilişkilendirilir.

Hareketsiz bir yaşam tarzının yaşlı kadınların hücresel yaşları üzerindeki olumsuz etkileri, UCSD Tıp Fakültesi Aile Hekimliği ve Halk Sağlığı Bölümü’ndeki Prof. Dr. Aladdin Shadyab öncülüğünde California-San Diego Üniversitesi’nde bir grup tarafından araştırıldı.

Bu çalışmadaki araştırmacılar, kronik hastalıkları belirleyen faktörlerin nedenlerinin incelendiği, 2012-2013 yılları arasındaki kesitsel bir çalışma olan “Women’s Health Initiative” araştırmasındaki beyaz ya da Afrikalı-Amerikalı, ortalama 79 yaşındaki 1,481 menopoz dönemindeki kadının hareketsiz kaldığı zaman ile lökosit telomer uzunluğu (LTL-leukocyte telemor length) arasındaki ilişkiyi değerlendirdiler.

Hareketsiz harcanan zaman, özel anketler dolduran ve çeşitli hareketleri kalça kısmına takılan bir ivmeölçer (hareket ölçer) ile takip edilen katılımcılar tarafından yedi gün boyunca değerlendirildi. Hareketsiz zaman ve lökosit telomer uzunluğu (LTL) arasındaki ilişki, çoklu doğrusal regresyon modelleri kullanılarak ve katılımcıların günlük olarak uğraştıkları orta veya yüksek derece hareketli fiziksel aktivite miktarının neden olduğu bir farkın olup olmadığına bakılarak incelendi. Sonuçlar daha sonra sağlık ve yaşam tarzı faktörleri, nüfusun özellikleriyle ilgili faktörler ve vücut kitle indeksi değişkenleri göz önünde bulundurularak düzeltildi.

Az miktarda fiziksel aktivite, egzersiz yapan kadınlar ile yapmayan kadınlar arasında sekiz yıllık bir biyolojik yaş boşluğu yarattı.

İlk kez bir çalışma, hareketsiz geçen zaman, egzersiz ve telomerler arasındaki bağlantıyı araştırmıştır. Shadyab, yaşam tarzı seçimlerinin önemini vurgulamıştır; çünkü uzun süre hareketsiz kalan bu kadınların ulusal tavsiye rehberine göre günde en az 30 dakika egzersiz yaptıkları takdirde, telomer uzunlunluklarının daha da kısalmayacağını belirtmiştir. Shadyab, 80 yaşındayken bile fiziksel aktivitenin günlük yaşamımızın bir parçası olmaya devam etmesi gerektiğini belirtti.