Hiperaktif Çocuklarda En Yaygın Sorunlar

Hiperaktif çocuklar ve ebeveynlik: En yaygın sorunları aşmak için 15 ipucu

 

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), ebeveynlere fazlasıyla güçlük çıkarır. Klinik ve okul psikoloğu Dr. George Kapalka diyor ki, “DEHB’li çocuklar, sık sık yaptıkları işleri yarım bırakır, ödevleriyle ilgilenmede zorluk yaşar ve verilen görevleri yerine getirme konusunda bir bütünlük sağlayamazlar.” Güdülerle hareket etme ise diğer bir sorundur ve çocukları isyankar ve kavgacı bir duruma sokabilir. Margarita Tartakovsky, DEHB’li çocuklara ebeveynlik yapmakla ilgili önerileri paylaşıyor, biz de Uplifers olarak sizlere sunuyoruz.

 

Klinik psikolog Lucy Jo Palladino, ebeveynlerin, baskı yapmadan düzen kurmayı sağlama konusunda sıkıntı yaşadıklarını söylüyor ve ekliyor: “DEHB’li çocuklar ne yapacaklarını bilir fakat bildiklerini yapmazlar.” Bunun sonucunda da aileler, nerede sert nerede sabırlı olacaklarını bilemeyebilirler. Bunun yanında aileler, bir yandan çocuklarının yeteneklerine güvenirken bir yandan da onları DEBH’nin tuzaklarından koruma arasındaki zor dengeyle uğraşmak zorundalar.

Neyse ki, bu sorunların yanında etkin yöntemler de mevcut. İşte DEBH’li çocuklara ebeveynlik yapmayla ilgili birkaç strateji.

  1. Sakin olun.

Kapalka da Palladino da sakin kalmanın önemini vurguluyor. Kapalka şunları ekliyor: “Ebeveyn bir kere kontrolden çıktı mı, çocuğun öfkesi daha da artar ve bu etkileşim yapıcı olmayan sonuçlar doğurur.” O yüzden tepkisel olmak gibi davranışlarınız varsa bu noktaya eğilin.

haperaktif-cocuk

Çocuğunuzla tartışmak sizi hiç bir yere götürmez. Örneğin, çekişmeye dönebilen ödev yapma zamanını ele alalım. Bu konuda tartışmak, dikkati dağıtarak ödevin normalden de uzun sürede bitmesine neden olur. Palladino şunu öneriyor: “Ona ‘bunun senin için sıkıcı olduğunu biliyorum’ deyin ve bunu, sessizlik, olumlu bir beklenti ve sevgi dolu bir dokunuş izlesin. Burada yapılacak yanlış hareket, çocuğunuza ‘Söylenmeyi bırak, boşu boşuna oyalanıyorsun’ gibi şeyler söylemek olacaktır.”

  1. Kendi davranışınıza sınır koyun.

Eğer endişeli ve yardıma koşan bir ebeveyn olmaya yatkınsanız, kendinize, çocuğunuz için ne kadar çok şey yaparsanız, onun kendisi için o kadar az şey yapacağını hatırlatın. Burada anahtar kelime desteklemek; şoför koltuğuna oturmak değil.

Örneğin ödevlerini yaparken, ona yardım teklif edebilirsiniz ama elinize kalem alıp beraber yapmaya çalışmamanız gerekir. Eğer çocuğunuz çalışırken ona göz kulak olmak istiyorsanız, siz de kendi işlerinizi onunla birlikte aynı masada yapın.

  1. Düzen kurun ama baskı oluşturmayın

Palladino’ya göre bu düzen, küçük çocuklar için yıldız tablolarını, daha büyükler için takvim ve planlayıcıları kullanmayı ve özellikle yatma zamanı için net kurallar ve mantıklı rutinleri içeriyor. Düzenin, dağınıklığı ve dikkat toplama sorununu azalttığını söyleyen Kapalka da şunları ekliyor: “Çocuğunuza ödevlerini bitirmesi için bir çalışma zamanı belirleyin ve görevlerini yerine getirdikten sonra da onu ödüllendirin. Ayrıca tutarlı bir çalışma rutini için çocuğunuzun öğretmeniyle işbirliği yapabilirsiniz.”

Daha önce de belirttiğimiz gibi, baskıdan kaçınmak en iyisi. Peki baskı olmayan bir düzen nasıl olur? Tehdit etmeden, ulaşılamayacak hedefler koymadan ve düşmanlık, korku ya da drama yaratacak cezalar vermeden kurulan düzenleri buna örnek olarak gösterebiliriz.

hiperaktif-cocuklar

  1. Çocuğunuza akıllıca seçimler yapma şansı tanıyın.

Çocuklara özdenetimi öğretmek için, ebeveynlerin çocuklara seçenek sunması gerekir. Palladino, çocuğunuza seçtikleri bir yöne gitme şansı tanıyacak ‘yapılandırılmış seçenek’i öneriyor: Çocuğunuza şöyle sorular sorun “Matematik ödevini mi fen ödevini mi yapmak istersin?” ya da “Evden çıkmadan önce odanın toparlanması gerekiyor. Yatağın üzerindeki kıyafetlerle mi başlamak istersin yoksa masanı toplayarak mı?”

  1. Kuralları çiğnemenin sonuçları makul olsun.

Palladino, başlangıç olarak ebeveynlere şunu öneriyor: Çocuklarınıza, bir kuralı çiğnediklerinde sonuçlarının ne olması gerektiğini düşündüklerini sorun. Bu, çocukların kendi yarattıkları sözleri tutmalarına yardımcı olur.

Bunun yanında, olumlu davranışlar için olumlu, olumsuz davranışlar içinse olumsuz sonuçlar yaratın ve bunun tutarlı olmasına özen gösterin. Bu, çocuğunuzun hangi tür davranışların hangi tür sonuçlara yol açtığını görmesini sağlayacaktır.

  1. Kuralların yıkılacağını bilin ve bunu kişisel almayın.

Ara sıra kuralları çiğnemek çocuğunuzun “görev tanımı”nda yer alır. Dr. Palladino diyor ki, “Eğer çocuğunuz kuralları yıkarsa tıpkı trafik polisinin size ceza keserken yaptığı gibi yapın. Polis hatanızı kişisel alıp size sızlanmaz ya da ‘Bunu yine yaptığına inanmıyorum! Bunu bana niye yapıyorsun?’ diye bağırmaz. Siz de tıpkı polis gibi davranın, saygılı, tutarlı ve konuya odaklı olun.

  1. Gerektiği durumlarda çocuğunuza arka çıkın.

DEHB yüzünden çocuğunuzun bir takım özel durumlara ihtiyacı olabilir. Ama bu, çocuğunuzu becerilerini beslemesi için cesaretlendirmenize engel değildir.

Palladino, bu zor dengeyi kurmak konusunda şöyle bir tüyo veriyor: “Kitaplar hakkında konuşmaya uyum sağlaması konusunda ona arka çıkın ama aynı zamanda akıcı bir şekilde okumayı öğrenmesi için onu cesaretlendirin, çocuğunuza zamanınızı ve dikkatinizi verin, en önemlisi de bunu yapabileceğine olan inancınızı gösterin.”

  1. Çocuğunuz kafasının dikine gidiyorsa onu susturmayın.

Kapalka’nın dediği gibi, ebeveynlerin yaptığı hatalardan biri de; “Karakteri güçlü ve istekli çocukları, otoriteyi hiç sorgulamayan ve ebeveyn olarak söylediğiniz her şeyi kabul eden birine dönüştürmektir.”

Onun yerine ebeveynlerin, çocuklarının isyan edip onlara cevap vereceği gerçeğini kabul etmesi gerekiyor. “Ebeveynler, çocukların öfkelerini ifade etmeye ihtiyaç duyduklarını fark etmeli ama aynı zamanda makul standartlar ve kurallar da koymalılar.”

  1. Çocuğunuzun bilerek yaramazlık yapmadığının farkında olun.

Kapalka, “DEHB’li çocukların ebeveynleri, çocuklarının neden yaramazlık yaptıklarıyla ilgili farkında olmadan hatalı varsayımlarda bulunurlar” diyor.

Gerçekte ise, çocuklar oldukça hedefe odaklıdır ve yaptıkları yaramazlığı, almak istedikleri sonuca ulaşmak umuduyla yaparlar. Bu da genelde istedikleri ya da kaçındıkları şeylerdir (ödev, ev işi ya da uyku vakti gibi).

10. Israrcı olun.

Kapalka’ya göre, DEHB’li çocuklar tecrübelerinden sonuçlar çıkarmak için daha fazla denemeye ihtiyaç duyabilirler. Bir yöntemi bir-iki kere denedikten sonra hiç bir sonuç alamıyorsanız, bu, o yöntemin tamamıyla etkisiz olduğu anlamına gelmez. Yapmanız gereken şey denemeye devam etmektir.

11. Her seferinde tek bir sorunu ele alın.

Ebeveynlerin, hangi sorunların en önemli olduğuna karar vermesi ve uğraşmaya buradan başlaması gerekir. Daha az önemli endişeler ise geçici bir süreliğine arkada bırakılmalıdır, böylece tek seferde tek bir problemle mücadele edilmiş olur.

12. Çocuğunuzun değişikliklere kendini adapte etmesine yardımcı olun.

DEHB’li çocuklar, durum değişikliklerine uyum sağlama konusunda sıkıntı yaşarlar. Özellikle de herhangi bir aktiviteye aşırı odaklanmış oldukları durumlarda.

Palladino, ne kadar meşgul olursanız olun, çocuğunuza büyük değişimlere zihinsel olarak uyum sağlamak için ihtiyaç duyduğu zaman ve bilgiyi verin, diyor. Büyük değişimlere tatil, misafir ya da yeni bir bakıcıyı; küçük değişimlere de bir sonraki aktivitenin ne olduğunu, özellikle de bir sonraki aktivite yatma vaktiyse, örnek verebiliriz.

13. Çocuğunuzun güçlü yanlarına odaklanın.

Çocuğunuzun yapamadığı şeylerden şikayet etmek yerine, yapabildiklerine odaklanın. Kendinize çocuğunuzun yaratıcılığını ve becerikliliğini hatırlatın. Bugün sizi sinirlendiren inatçılığı ve hür iradesi, ileride onu güçlü bir birey yapacaktır. Onu yorulmak bilmeyen bir girişimci, avukat ya da neye istek duyuyorsa onu yapan biri olarak hayal edin.

Ailelerin yapması gereken en önemli şey dengeyi sağlamaktır. Onun özel ihtiyaçları olduğunu inkar etmeyin fakat onu bu ihtiyaçlarıyla da tanımlamayın.

14. Kendinize hoşgörülü davranın.

Belirtileri dürtülere göre hareket etmek, isyankar olmak ve sınırlı öz denetim olan bir sorunla baş eden çocuklar büyütmek, herkes için çok zorlayıcı bir deneyimdir. O yüzden çok çaba sarf ettiğinizin farkına varın ve Kapalka’nın dediği gibi, “Kendinizi başarısız hissetmeyin. Çocuğunuzun bu davranışlarda bulunmasının nedeni siz değilsiniz ama fark yaratabilecek kişi sizsiniz.”

15. Bir ebeveyn olmaktan ve çocuğunuzla birlikte olmaktan zevk alın.

DEHB’li bir çocuk yetiştirmek oldukça moral bozucu, bazen de başarılamayacak bir işmiş gibi gözükebilir. Fakat DEHB’nin, ebeveyn olmanın verdiği keyfi yok etmesine izin vermeyin.

Palladino’ya göre, ebeveynlerin eli ayağı birbirine dolaştığında yapabilecekleri birkaç şey var. Örneğin, zor zamanlar yaşadığınızda, çocuğunuz ilk doğduğunda neler hissettiğinizi hatırlamaya çalışın.

Palladino şöyle bir tüyo veriyor:“Çocuğunuzun hatalarını çok fazla düzeltmeye başladıysanız, yüzüğünüzü ya da saatinizi diğer elinize/kolunuza takın ve çocuğunuz hakkında olumlu bir şey düşünene ya da söyleyene kadar saatinizi ya da yüzüğünüzü doğru yerine geçirmeyin.”

Palladino, aynı zamanda kendi kendinize konuşmalar yaparak, çocuğunuzun varlığı için ne kadar minnettar olduğunuzu ve bu durumun size neler öğrettiğini kendinize hatırlatın diyor.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.