İtalya’nın kuzey doğusunda bulunan Verona, mimarisi, tarihi ve ev sahipliği yaptığı büyük aşk hikayesi ile İtalya’nın en çok turist çeken şehirlerinden biridir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alan Verona, uzun süre etkisinden çıkamayacağınız bir güzelliğe sahip.
Verona’ya gittiğinizde kendinizi Orta Çağ’da yaşıyor gibi hissedeceksiniz. Çünkü şehirde bu çağlardan ve Roma döneminden kalma birçok anıt ve tarihi yapı bulunuyor. Düşünsenize, bir yaz mevsiminde Romalılardan kalma bir anfitiyatroda opera ya da tiyatroya gittiğinizi… Eğer, Verona’daysanız bu imkansız değil! Hatta bu tiyatro, son dönemde onlarca ünlü ismin konserine de ev sahipliği yapmış.
Şehrin ana medyanı Piazza Bra yeşil alanı, kafeleri ve restoranları ile uğrak mekanlardan biri. Geziniz sırasında soluklanmak ve birbirinden güzel İtalyan yemeklerini deneyimlemek için ideal bir nokta burası. Şehirdeki tek ulaşım aracı otobüs. Bu otobüsler ile her yere kolayca ulaşabilirsiniz. Bunun yanı sıra bisiklet kullanımı da oldukça yaygın. Bir bisiklet kiralayıp, Verona sokaklarında kaybolmayı de deneyebilirsiniz.
Shakespeare’nin ünlü tragedyası Romeo ve Juliet’in geçtiği şehir olan Verona, tarihi dokusu ve güzel nehriyle adeta romantizmin merkezi. Şehre adımınızı attığınız anda bu atmosferi hissediyorsunuz zaten. Juliet’in evi ise turistlerin şehirdeki en uğrak noktası. Bu ev, günümüzde müze haline getirilmiş ve 10 Euro karşılığında gezilebiliyor.
Evin bahçesinde, sevgililerin isimlerini asma kilitlere yazıp astığı bir bölüm var. Bunu yapan aşıkların hiç ayrılmayacaklarına inanılıyor. Yine bahçede yer alan Juliet heykelinin sağ göğsünü tutmanın da şans getirdiği söyleniyor. Evin en çok fotoğraf çekilen bölümü olan balkon ise eserden ilham alınarak sonradan eklenmiş. Romeo’nun evi de aynı şehirde yer alıyor ancak ziyarete açık değil.
Yolunuz İtalya’ya düşerse, bu romantik ve tarih kokan şehri mutlaka ziyaret edin… Etkisinden uzun süre çıkamayacaksınız.
