Sabah uyanır uyanmaz bir fincan kahve nede iyi geliyor, ruh halimize. Nasıl oluyor anlamadan bir canlılık, enerji ve uyanıklık hali hissediyoruz. Hele bir de akşamları yemekten sonra içilen kahve, onun da keyfine, tadına diyecek yok. İşte hal böyleyken, işimizde kahve molası vermek, her ne kadar benim için söz konusu olmasa da, pek çokları için yoğun bir günde enerji içeceği tüketimi de çok sık karşılaşılan bir durum. Peki, kahve ve enerji içeceğinin belki de tek ortak özelliği nedir? Elbette kafein!

Günde kaç fincan kahve içelim?

Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişiklik gösteriyor. Ancak eğer uyanmak, daha dinç olmak, yorgunluğu dindirmek, odaklanma gücünü artırmak için kahve içiyorsanız günde ortalama 2-3 fincan kahve yeterli olacaktır. Aslında genel anlamda bir günü 2 fincan kahve ile bitirebiliyorsanız, bence şanslısınız. Tabi 3 fincan da çok fazla sayılmaz J Ancak elbette günde kaç fincan kahve içebileceğinize dair en doğru açıklama; sizin yaşınız, bazen cinsiyetiniz, vücut kitle indeksiniz, ilaç kullanma alışkanlığınız, her hangi bir kronik hastalığa sahip olup olmamanıza dair pek çok bilgi değerlendirildikten sonra yapılabilecektir.

Bu konuda çarpıcı bir veri açıklamak gerekirse; araştırmalar, erkeklerin kafein toleranslarının kadınlardan daha düşük olduğunu gösteriyor. Yani erkekler kafeine karşı kadınlardan daha duyarlılar ve dolayısıyla aslında kadınlardan daha az kahve tüketmeliler. Peki, öyle mi? Bence hayır! Aslında işte bu tespit bile evde, işte, otobüste, metroda, trafikte erkeklerin neden kadınlardan daha asabi, öfkeli olduğu sorusunun yanıtı olabilir.

Kahve, bizim için bir ihtiyaç!

Kahve; çok güçlü antioksidan kaynaklarından birisidir ve hücrelerimizde enerji üretimini hızlandırıcı özelliğe sahiptir. Fakat şöyle de bir durum var; herkesin kafein duyarlılığı farklı özellikler gösteriyor. Aslında daha doğru bir ifade ile herkesi canlandırabilen kahve, kafein miktarı farklıdır. Yani daha Türkçe söylemek gerekirse beni günde 2 fincan kahve keserken, kimilerinin 5 fincan kahveye ihtiyacı oluyor.

Genlere bir bakmak lazım!

Aslında bizim günde ne kadar kafein ile kendimizi iyi hissedeceğimize biz değil, genlerimiz karar veriyor. Yani bizim bünyemiz için ne kadar kafein yeterli ise, ancak o kadar kafein alabiliyoruz. Şöyle ki; kafein metabolizmamızdaki genler nasıl çalışıyorsa, bizim kafeinle aramız da o şekilde ilerliyor.

Kafein duyarlılığı testi çok basit!

Aslında günlük ne kadar kafein tüketmemiz gerektiğini öğrenmek için çok çeşitli testler var. Bunlardan en basit olanı da yanak içinden alınacak tükürük örneği ile yapılan testtir. Tükürük örneğini laboratuara verip 2-3 hafta içinde kafein duyarlılığınızın ne seviyede olduğunu ve gün içinde ne kadar çok kafeine ihtiyacınız olduğunu öğrenebilirsiniz.

Neden kafein testi yaptırmamız gerekiyor?

Kafein duyarlılığı testi yaptırmamızın sebebi, genlerimizin gün içinde ne kadar kafeini tolere edebildiğini öğrenmek isteyişimizdir. Peki, neden bunu öğrenmek istiyoruz? Çünkü her birimizin bedeninin kafeine karşı gösterdiği reaksiyon farklıdır. Aslında bu farklılık da kafein miktarından kaynaklanır. Kimileri günde 1-2 fincan kahve içtiğinde kalbi sıkışır, uyku uyuyamazken, pek çoğumuz da günde 4, hatta bazı günler 5 fincan kahve içiyoruz. İşte buna sebep olan genlerimizi tanımak, vücudumuza tolere edebileceğinden daha fazla kafein yüklemenin önüne geçmek durumundayız.

Kafein metabolizması genlerinden CYP1A2, neler oluyor?

Dedim ya, kahve hem sabahların hem öğleden sonraların hem de akşam saatlerinin vazgeçilmezi diye. Siz eğer kafein metabolizması konusunda şanlı olanlardansanız günde 3-4 fincan kahveyi yudumlamanın keyfini çıkarın. Kafein metabolizması hızlı çalışan kişilerde, kafein kaynaklı hastalıkların çok sık yaşanmadığı şeklinde pek çok araştırma sonucu var. Şöyle ki; hatta kafein metabolizmanız hızlı ise kahve, sizin sağlığınızı olumlu bile etkileyebiliyor, spor ya da yoğun bir gün öncesinde kahve içtiğinizde doping etkisi yaşıyorsunuz. Aslında düzenli olarak kahve içen biriyseniz, kahvenin zararlı olabilecek yan etkilerini de vücudunuz tolere etmeye alışıyor.

Kafein metabolizmasının hızlı çalışmasının faydaları:

  • Gün içinde dinç, canlı ve enerjik hissedersiniz.
  • Egzersiz yapan bir kişiyseniz, kahve içtiğinizde performansınız çok daha yüksek olur.
  • Yoğun bir iş günü sizi bekliyorsa, sabah bir fincan kahve ile güne başlamak ve gün içinde de 2-3 fincan kahve içmek kesinlikle yorucu bir günü daha kolay atlatmanızı sağlayacaktır.
  • Kahve, sinirleri yatıştırır, ruhu sakinleştirir.
  • Antioksidanlar bakımından zengindir.
  • Düzenli olarak kahve tüketimi şeker hastalığına yakalanma riskini azaltır.
  • Eşle, dostla, arkadaşla daha hoş vakit geçirmeye ortam hazırlar.

Kafein metabolizması yavaşsa, kahveyi azaltın, hatta kahveden uzak durun!

Kafein duyarlılığı testi yaptırdınız ve maalesef ki, kafein metabolizmanızın yavaş olduğunu öğrendiyseniz, sizin için üzgünüm. Çünkü kahve tüketimini sınırlamak durumunda kalacaksın. Şöyle ki; kafein metabolizmanız yavaşsa, vücudunuza aldığınız kafein, vücudunuzu kolay kolay terk edemiyor demektir. Bazen gün içindeki 1 fincan kahve bile sizi ruhsal ve fiziksel olarak yoldan çıkarabilir. Yani kafeinin vücutta işlenmesi ve dışarı atılması süreci yavaş işliyordur. Aldığın bir kafein normalden çok daha uzun süre vücudunda kalıyor. Böyle bir durum söz konusu ise kafein içerikli ya da kafein oranı yüksek olan kahvelerden uzak durmak, kafeinsiz kahve tüketmek gerekiyor. Ancak “yok, ben kafeinsiz yapamam, kafein metabolizmam yavaş olduğu halde hala günde 5 fincan kahve içerim” diyorsan, seni bazı sorunlar bekliyor. Kafein metabolizması yavaş olan kişiler fazla kafein alırsa:

  • Sağlıklı bir yetişkinin günde 6-7 saat uyuması gerekiyor. Eğer sık sık bundan daha az uyuyorsa ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar baş gösterir. İşte kafein duyarlılığı yüksek olan kişiler fazla kahve tükettiklerinde de uzun saatler, bazen günler süren uykusuzluk semptomları yaşayabiliyorlar. Bu durumda da uykusuz bir gecenin ardından yeni başlanan günün daha verimli geçmesi, daha konsantre çalışabilmek için gün içinde yine çok fazla kahve tüketilir. Dolayısıyla ertesi gece yine uykusuz geçer.
  • Bir türlü geçmeyen asabiyet nöbetleri, aşırı sinirlilik,
  • Sürekli hareket etme, hiperaktif bir görüntü çizme,
  • Yerli yersiz öfke nöbetleri, aniden başlayan, aniden sonlanan öfkeli ruh hali,
  • Mide ekşimesi, yanması, midede ağrılar,
  • Gün içinde kendi kendine hissedilebilecek kadar yüksek kalp atışı, hatta çoğu zaman kalp atışının endişe verecek kadar hızlı olması,
  • Ani titreme nöbetleri,
  • Günümüzün neredeyse en sık karşılaşılan sorunlarından birisi olan kaygı bozukluğu (Anksiyete) ve daha pek çok rahatsızlık kafein duyarlılığı seviyesini bilmeden kafein tüketen kişilerde ortaya çıkmaktadır.

Kafein hangi besinlerde bulunur?

Kafein, bazı besinlerde az miktarda ve doğal olarak bulunmaktadır. İşte bu doğal kafeinin her hangi bir yan etki yaratmazken, sentetik olarak üretilen kafein içeceklerle birlikte vücudumuza girmekte, zarar vermektedir. İşte bu sebeple çocukların kafeinden uzak durması, yetişkinlerin de günde 300 miligramı aşmaması önerilir.

Genel olarak kahve, çay yaprağı, kakao çekirdeği, bazı bitki çayları, kolalı içecekler ve çikolata gibi neredeyse en çok sevdiğimiz besinlerde bolca kafein bulunuyor. Şöyle ki;

  • 1 fincan Espresso 100 miligram,
  • 1 fincan neskafe 75 miligram,
  • 1 fincan Türk kahvesi 57 miligram,
  • 1 çay bardağı çay (demli) 25 miligram,
  • 330 miligramlık bir enerji içeceği 150-250 miligram,
  • 1 kutu Ice Tea 70 miligram,
  • 1 kutu kola 50 miligram,
  • 1 kutu diyet kola 45 miligram,
  • 50 gram çikolata ise 5 ile 35 miligram arasında değişen miktarda kafein içerebiliyor.