Uluslar arası Tıp Enstitüsü, günlük kalori alımınızın yaklaşık % 45’inin karbonhidratlardan olması gerektiğini belirtiyor. Günlük 2000 kalorilik bir beslenme programında ortalama 225 gram civarında karbonhidrat alabilirsiniz. Ancak bu oranın çok altına inerseniz, karbonhidrat eksikliği yaşayabilirsiniz. Çok düşük karbonhidratlı ya da sıfır karbonhidratlı bir diyet, vücudunuzu; kilo vermenize yardımcı olan ve kan şekerinizi dengede tutan farklı bir enerji, yakıt kaynağına geçmek durumunda bırakır. Karbonhidrat alımını aşırı oranda azalttığınızda çok hızlı gelişen yan etkilerle karşılaşmanız mümkündür.

Karbonhidrat eksikliği ve ketojenik beslenme

Karbonhidratlar; vücudunuz, tüm organlarınız ve beyniniz için yakıt kaynağıdırlar. Günde 50 gramın altında karbonhidrat aldığınız bir beslenme programı uyguladığınızda, vücudunuz harcamak için başka bir yakıt bulmak durumundadır. Tamamen ketoz beslenmeyi benimsemek ve karbonhidratı sıfır dolaylarına çekmek, vücudunuzun yağ asitlerini yakması ve beyni besleyen kimyasallar olan ketonları üretmesi anlamına gelir. Keton üretimi normal bir durumdur, ancak yaşamsal anlamda gerekli değildir. Ancak karbonhidratın az miktarda alındığı ketojenik beslenmede ise vücudunuzun ihtiyaç duyduğu anda kullanması için yeterli karbonhidrat vardır.

Yalnız burada ketosis ile ketoasidozu karıştırmayın. Zira ketoasidoz, diyabetli hastalarda kan şekerinin kontrol edilemediği kimi zaman ölümcül olabilen bir durumdur.

Ketozisin yan etkileri

Ketozis; çok düşük hatta sıfır karbonhidrat içeren diyetler ve beslenme programları sebebiyle oluşan bir hastalıktır. Ketozis başlangıcında vücut karbondioksit yokluğuna; yorgunluk, egzersiz intoleransı, mide bulantısı, baş ağrısı, vücudun susuz kalması ve grip gibi reaksiyonlar gösterir. Bu sayılan yan etkiler genellikle geçicidir. Bu beslenme programını uygulayanların çoğu, birkaç gün ya da bir hafta sonrasında buna alıştıklarını, kendilerini enerjik hissettiklerini ve kilo verdiklerini söylerler. Ancak ketojenik beslemeden daha iyi sonuçlar alabilmek ve bu tatsız yan etkilerle karşılaşmamak adına karbonhidrat alımını azaltmak, ancak bitkisel karbonhidrat kaynaklarına yönelmek daha doğru olacaktır. Özellikle de kas hacmini, gücünü geliştirmek, sağlıklı kilo vermek, rekabet ve dayanma gücü yüksek spor dallarında başarılı olmak isteyenlerin karbonhidratı tamamen kesmeleri hiç de akıllıca olmaz.

Karbonhidrat eksikliği ve egzersize etkileri

Karbonhidratlar; özellikle de maraton gibi uzun mesafe koşularda, triatlon gibi uzun süren yoğun egzersizlerde enerjiyi artırmada yardımcı olur. Ketojenik diyet dolayısıyla karbonhidratı tamamen kestiğinizde; egzersiz sırasında yağ yakma oranınız artabilir, kilo verebilir, ezersiz sonrasında kas hasarını da azaltabilirsiniz. Ancak bu egzersiz programını ve dolayısıyla bunun getirileri olan kilo verme, yağ yakma gibi faydaları uzun süre alamazsınız. Zira karbonhidratı tamamen kesmek sizi kısa sürede yoracak ve egzersizi bırakmanıza sebep olacaktır.

Düşük karbonhidratlı ve düşük yağlı diyetler beslenme yetersizliği bakımından eşdeğerdedir!

Bir ketojenik diyet programının karbonhidrat oranı çok düşüktür. Ancak proteini orta derecede iken yağ oranı çok yüksektir. Standart bir ketojenik diyet genelde; % 75 yağ, % 20 protein içeriyor. Yani günde 2000 kalori alarak beslenen bir kişi, 166 gram yağ, 100 gram protein alıyor. Dolayısıyla da vücut yakıt olarak alternatif kaynakları aramaya, kullanmaya koyulur.

Başka bir açıdan baktığımızda yağdan çok fakir bir beslenme düzeni uygularsanız da, günlük çok az kalori alarak metabolizmanızı yavaşlatmış olursunuz. Bu da aynen karbonhidrat yokluğu gibi bazı sorunlara, yan etkilere yol açacaktır. Bir kadın düzenli olarak her gün 1200 kaloriden, bir erkek de 1800 kaloriden daha az tüketirse metabolizması yavaşlar. Bu durumda vücut ise; beyne, organlara, fiziksel fonksiyonlara yakıt bulmak için kasları kullanır.

Karbonhidrat, yağı, proteini yeterli oranda almadığınızda mutlaka vücudunuzda bir eksiklik, bir sorun yaşayacaksınız. Bu bağlamda yeterli kalori almadığınızda da sürekli uyuşuk ve aç hissedersiniz. Bu bakımdan sadece karbonhidrat eksikliği değil, genel olarak kalorinin aşırı miktarda yokluğu sorun yaratır.