Bu yazıda, astrolojide Kasım ayına dair “başkalaşım ve dönüşüm” olarak adlandırdığımız şeyleri konuşacağız. Boğa Dolunayı’nın, Uranüs ile kavuşumunun getirdiği geçişleri bütünleştirmeye devam ederken yeni aya başlıyor ve daha güçlü kozmik hizalanmalara hazırlanıyoruz.

Ekim ayı yoğun geçti ve Kasım da Ekim’den daha az yoğun olmayacak: Önümüzdeki ayın anahtar kelimeleri başkalaşım ve dönüşüm olacak.

Önümüzdeki haftalar boyunca gök cisimleri; amacını gerçekleştiren, anlamını ve önemini yitiren şeylerden kurtulmamıza yardım ederek geleceğe doğru ilerlememizi destekleyecek.

Kasım ayı boyunca Merkür, Mars ve Neptün ileri hareket ediyor olacak. Birkaç aydır, bol miktarda gerçekleşen Retroların enerjisi, iç gözlemi ve düşünmeyi davet ediyordu; şimdi ise çok önemli bir dönüm noktasına tanık oluyoruz. Satürn ve Plüton’un doğrudan ileri hareketlerine başlamasının ardından Ekim ayının başında bir değişim fark etmiştik. Ancak, önceden planlanmamış eylemleri ve ileriye doğru gitmeyi yöneten gezegen olan ve hala geri hareket eden Mars, bizi büyük hamleler yapmaktan alıkoyuyor.

Mars’ın ileri hareket etmesi, dayanıklılığımızı ve enerji seviyemizi artıracak. Harekete geçmek daha kolay olacak: Muhtemelen ilerlemek istediğimiz yol konusunda daha net, gidilecek yön konusunda daha güvende olacağız ve enerjimizi odaklayacağımız şeyi hissedeceğiz.

Bu ay, Oğlak burcundaki Plüton ile Jüpiter arasındaki kavuşumlardan oluşan bir serinin sonuncusu da yaklaşan bir diğer önemli geçiş olacak. Jüpiter, nihayet Yeraltı Dünyasının Efendisini geçerek iki gezegen arasında yeni bir döngü başlatacak ve bu döngü, 2033 yılında

Kova burcunda iki burcun tekrar buluşmasıyla gerçekleşecek. Bu Jüpiter-Plüton kavuşumu, bizim için yepyeni bir sayfa açacak.

Bu geçiş, önceden bastırılmış veya gizlenmiş bir şeyi yüzeye çıkararak, inanç sistemimizin dönüşümünü hızlandıracak ve bizi, hayatımıza anlam ve amaç kazandırmak için yeni yollar bulmaya teşvik edecek.

Tüm bunlar yeterli gelmediyse bir de Tutulma Sezonu bu ay sonu başlayacak: İkizler’deki Penumbral Ay Tutulması, köklü dönüşüm ve değişim geçidini açarak bizi beklenmedik şekillerde geleceğe doğru itecek.

Merkür, ileri hareket ediyor

Terazi burcundaki Merkür, üç hafta süren belirgin geri hareketinin ardından ileri harekete geçti. Merkür’ün ileri gitmesi, gezegenin geri hareketi sırasında hem dış gerçeklikte hem de iç dünyamızda olanlar şeylerin, daha derin önemlerini ve evrimsel amaçlarını daha net bir şekilde anlamamıza yardımcı olacaktır.

Merkür, Terazi burcundan geçerken Oğlak burcundaki Satürn ile devam etmekte olan bir kare oluşturuyordu: 6 Kasım’daki son kare, iki gezegenin arasındaki ilk karenin gerçekleştiği Eylül sonunda ortaya çıkan temaları sonuçlandırıyor. Bu konum bizi; söylediğimiz, düşündüğümüz, algıladığımız şeylerin ve bunları başkalarına nasıl ilettiğimizin sorumluluğunu almaya davet ediyor.

Venüs karşıt Mars

Terazi burcundaki Venüs, Koç burcunda geri hareket eden Mars ile karşıt açı oluşturuyor ve kendimiz ile diğerleri, ihtiyaçlarımız ve arzularımız ile diğer insanların ihtiyaçları ve arzuları arasındaki zıtlığı vurguluyor. Özgürlük ve bağımsızlık ihtiyacımız, eşit ve dengeli ilişkiler kurma ihtiyacımıza meydan okuyor. Bu iki güç arasında, çözülmemiş olan ve altta yatan ilişki sorunlarımızın çözümlerini yansıtabilecek dinamik bir stres durumuna tanık oluyoruz.

Benlik duygumuzu kaybetme korkusu, kendi kendini izole etme ve tüm sosyal etkileşimlerden geri çekilme tepkisini tetikleyebilir. Bugünlerde yaşayabileceğimiz kutuplaşma, ortak bir nokta bulmamıza yardımcı olma işlevine sahiptir. Başkalarını dinleyerek ve kendi ihtiyaçlarımızdan ödün vermeden onların ihtiyaçlarını kabul ederek, herkes için yaşamı zenginleştiren sağlıklı anlaşmalar oluşturabiliriz.

Merkür, Akrep burcuna geçiyor; Güneş, Neptün ile üçgen açı oluşturuyor

Merkür bu yıl Akrep burcuna ikinci kez geçerken, muhtemelen daha önce gizlenmiş bir şeye dair bir tür açığa çıkmaya şahit olacağız. Akrep’te ileri hareket eden Merkür, kendimiz, başkaları ve genel gerçeklik hakkında daha derin bir psikolojik anlayış için yüksek bir potansiyeli yansıtan bir geçiştir.

Elde edilen iç görüler ile bilgelik, eski yaralar ile travmaları iyileştirmemize ve çözmemize yardımcı olabilir ve karşılığında sevdiklerimizle daha fazla samimiyet, güven ve duygusal bağ kurmamızı sağlayabilir. Bu arada aynı gün, Akrep burcundaki Güneş, Balık burcundaki

Neptün ile üçgen açı oluşturuyor: Bu açı, sezgisel olan ve göze çarpan yeteneklerimizi en üst düzeye çıkarıyor, bize daha büyük olan bütünle bağlantımızı hatırlatıyor ve bizi Tin ile ilişkimizi geliştirmeye teşvik ediyor.

Jüpiter, Oğlak burcundaki Plüton ile kavuşuyor

Jüpiter ve Plüton arasındaki kavuşum 22° Oğlak burcunda gerçekleşecek; yani Ocak ayında son tam Satürn-Plüton kavuşumunun gerçekleştiği aynı derecede. Tesadüf diye bir şey yoktur, senkroniziteler vardır: İlk olarak Ocak ayında ortaya çıkan temalar, muhtemelen tekrar yüzeye çıkacak. Jüpiter’in etkisi, bu sorunları büyütecek ve genişletecek ve tüm toplumsal yapının ve bilincimizin yapısının köklü bir şekilde yeniden yapılandırılmasına yönelik baskıyı artıracaktır.

Bu geçiş, her birimizi farklı ve benzersiz şekillerde etkileyecektir. Jüpiter ile kavuşan Plüton, küresel dönüşümü beraberinde getiriyor:

Bugünlerde heyecanlı olaylara ve gerilime tanık olsak da bu gerilimi, gerçek bir anlam taşıyan yeni ve kalıcı sistemler inşa etmek için bir motivasyon aracı olarak kullanma fırsatına da sahibiz.

Mars, Koç burcunda ileri harekete geçiyor

Mars geri gidiyorken, sabır ve zamanın önemi hakkında birkaç ders aldık. Şimdi, 9 Eylül’den beri keşfettiğimiz, öngördüğümüz, düşündüğümüz şeylere göre harekete geçme zamanı geldi. Koç burcundaki Mars çok güçlüdür ve saf Kardinal Ateştir: Bu, daha önceden bilinmeyen yeni yolları açma işlevi olan bir ileri sürme ve başlatma enerjisidir.

Mars’ın ileri hareketi, kendimizi keşfetme yolculuğumuzda ilerleme kaydetmemiz için bize yeni fırsatlar sunuyor. Bu geçiş, kendimizi yeniden keşfetmemize, korkularımız ve güvensizliklerimizle yüzleşmemize ve daha fazla güç ve irade geliştirmemize yardımcı olacak.

Akrep’teki Süper Yeni Ay; Venüs, Kuzey Düğümü üçgeni

Akrep’teki Yeni Süper Ay, işleri değiştiriyor ve gelecek için ön görülerimizi yeniden şekillendirmemize yardımcı oluyor. Bu, Jüpiter ile Plüton’un son kez karşılaşıp yeni 12 yıllık döngülerine başlamalarından sonraki ilk Yeni Ay olacak.

Bu nedenle bu Yeni Ay, diğer Yeni Aylardan daha önemlidir: Her iki olay da yeni bir başlangıcı temsil eder ve Plüton, Ay’ın yönetici gezegenidir. Akrep, bizi her zaman sınırlarımızı değiştirmeye ve onların üstesinden gelmeye davet eder. Bu ay döngüsü sırasında, eski benlik duygumuzdan kurtulmaktan korkmadan, değişimi kucaklamaya teşvik ediliyoruz.

Aynı gün, Terazi burcundaki Venüs, Kuzey Düğümü ile üçgen oluşturacak ve bu özel zamanda, ilişkilerde ortaya çıkma şeklimizin önemini vurgulayarak bize esas dürüstlüğün ve birbirimize güvenmenin, birlikte büyümenin önkoşulları olduğunu hatırlatacak.

Venüs, Akrep’e geçiyor

Venüs Akrep’e geçerek bizi, ruhumuzun derinliklerine bir an önce korkusuzca dalmaya davet ediyor: Akrep’teki Venüs, iç yaşamımıza ve ruhumuzun yapısına dair yoğun bir öz-analizi teşvik edecek. Venüs’ün Terazi’den Akrep’e geçişiyle birlikte yönelimimiz, çevremizdeki insanlardan iç dünyamıza ve işleyiş şeklimize kayıyor.

Odak noktamız, içselleştirilmiş hale geliyor: Mutlak öz-bilgiye ve sınırlarımızı tam olarak anlamaya ulaşmayı ve her durumda altta yatan duygusal ve psikolojik dinamikleri tam olarak anlamayı istiyoruz. Bu geçiş sırasında tamamen bütünleşmek ve anlaşılmak için ihanet, terk edilme ve kayba dair derin korkular ortaya çıkabilir.

Güneş, Yay burcuna geçiyor

Güneş, Venüs Akrep’e geçtikten sadece birkaç saat sonra Yay’a geçiyor. Yay sezonu boyunca bilinçli farkındalığımız büyük resme, inanç ve anlam meselelerine kayıyor. Doğal olarak dünyayı, farklı kültürleri ve inanç sistemlerini keşfetme ihtiyacını hissediyoruz: Kendimize ve diğer insanlara, hayatın anlamı ve gerçekliğin doğası hakkında derin felsefi sorular soruyoruz.

Güneş’in Yay burcundan yıllık geçişinin amacı bizi, bilgimizi genişletmeye ve kişisel gerçeğimizi aramaya teşvik etmektir. Zihnimizi açmak, sezgimize güvenmek ve Doğa’nın bilgeliği ve öğretileri ile yeniden bağlantı kurmaya davet ediliyoruz.

Neptün, Balık burcunda ileri hareketine başlıyor

Neptün, 23 Haziran’dan beri belirgin bir şekilde geriye doğru hareket ettikten sonra kendi burcu olan Balık’ta ileri harekete geçiyor. Retro evresi sırasında daha fazla bilgi ve bilgelik kazanma şansımız oldu, üstesinden gelmemiz gereken ve bizi geride tutan yanılsamaları ve hayalleri anlayabileceğiz. Neptün’ün ileri harekete geçmesi, öğrendiğimiz her şeyi bütünleştirme ve yeni şekillerde ilerletme fırsatını temsil ediyor.

Bu geçiş, ayrılık yanılsamasının ötesini görmemize ve hayatlarımızda dış koşullara bağlı olmayan bir mutluluk ve huzur duygusu yaratmamıza yardımcı olabilir. Neptün, bizi varoluşun bütünüyle olan bağımızı hatırlamaya, kendimize anlattığımız hikayeleri, beklentilerimizi ve algıladığımız sınırlarımızı aşmaya davet ediyor.

İkizler burcundaki Penumbral Ay Tutulması

Tutulma sezonu resmen başladı: Penumbral Ay Tutulması, Güney Düğümü’nde Yay burcunda olan Güneş ile Kuzey Düğümü’nde İkizler burcunda olan Ay arasındaki karşıtlık ile gerçekleşecek. Tutulmalar, geçmişi geride bırakabilmek için çözülmesi gereken mevcut sorunları gündeme getirerek geçmiş ve gelecek arasındaki dinamik gerilimi vurgular.

Her şey, normalden daha hızlı gerçekleşir ve değişim, köklü ve ani şekilde gelebilir: Hepimizin deneyimlemekte olduğu evrimsel baskı büyük hale gelir. İkizler’deki tutulma, meraklı olmaya ve herkesten bir şeyler öğrenebileceğimizi hatırlamaya yönelik bir davettir.

İkizler’deki Penumbral Ay Tutulması, sesimizi geri kazanmanın önemine dikkatimizi çekecek ve bizi, mesajımızı alçakgönüllü ve özgün bir yerden dünyayla paylaşmak için teşvik edecek.

Kasım 2020 Astrolojisi: Bizim davetimiz

Bu dönüştürücü zaman boyunca zihnimizi, kalbimizi ve gözlerimizi açık tutmalıyız. Kasım ayı bizi, hayatı devam eden bir öğrenme süreci olarak görmeye, soru sormaktan çekinmeksizin denemeye ve hata yapmaya davet ediyor. Önümüzdeki haftalar boyunca meydana gelecek şeylerin daha yüce bir nedeni var: Bu asla rastgele meydana gelen acılar ve ıstıraplarla ilgili olmayacak, her durumdan bir şeyler öğrenebileceğiz.

Heyecanlı olayların, huzursuzluğun ve üç boyutlu dünyada olup biten her şeyin içinde kaybolmak kolay olabilir. Bununla birlikte, her krizde ve her zorlukta kendimizi güçlendirmemiz, kökten dönüştürmemiz, gerçek amacımıza uyum sağlamamız ve başkalarına da aynı şeyi yapmaları konusunda ilham vermemiz için bir fırsatın yer aldığını hatırlamalıyız.