Bildiğiniz gibi Kleopatra antik Mısır’ın son kraliçesidir ve dayanılmaz güzelliği ile ünlüdür. Bu nedenle Kleopatra’nın kusursuz cildinin sırrı hep merak edilmiş ve araştırılmıştır. Zaman zaman Kelopatra’nın nasıl doğal ürünlerle güzelliğini koruduğunun formülleri ortaya çıksa da bazen de adını bazı uygulamalara veriyor.

Kleopatra aşısını daha önce duymuş olabilirsiniz. Amacı cildin pürüzsüz hale gelmesini sağlamak olan Kleopatra aşısı, ciltte meydana gelen yaralanma, aşınma ve şekil bozuklukları gibi sorunlarla başa çıkmak için geliştirilmiştir. İçeriğinde yer alan hyalüronik asidin ise nem kazandırma özelliği olduğunu hepimiz biliyoruz.

Kleopatra aşısı hyalüronik asit ile cilde ihtiyacı olan nemi kazandırırken bir yandan da problemli ciltlerin daha canlı ve parlak olmasına yardımcı oluyor. Özellikle deri sarkmaları ya da çeşitli cilt sorunlarında tercih edilen Kleopatra aşısının cildin daha güzel ve genç görünmesine yardımcı oluyor.

Bu tedavi, mezoterapi yöntemiyle yani özellikle yüzde sorunlu olan bölgelerde kullanılan ve ameliyat gerektirmeyen bir tedavi yöntemi ile uygulanıyor. Mikro iğnelerin kullanıldığı bu yöntemde gerekli otoriteler tarafından onaylanmış ilaçlar, vitaminler ve mineraller kullanılır.

Mezoterapi, cildin yağ ve dokulardan oluşan ve cildin üst tabakasının altında yer alan mezoderm tabakası üzerinde çalışır Enjeksiyonda kullanılan içerikler tedavinin hangi bölgeye ne amaçla yapılacağına göre değişiklik göstermektedir Mezoterapi güzellik terapilerinin yanında acıyı azaltmak saç kaybının önüne geçmek için de kullanılabilmektedir.

Hyalüronik asit nedir?

Hyalüronik asit, cildin nemini korumak için olmazsa olmazların başında geliyor. Güneşten gelen UV ışınlarına maruz kalmak sonucu oluşan serbest radikallerle savaşırken de faydalı olan hyalüronik asit, cilde serum ve krem formlarında uygulanabildiği gibi mezoterapide ve cilt altına yapılan enjeksiyonlarda da kullanılabiliyor.

Vücudumuzda normal yollarla da üretilen hyalüronik asit, suyu adeta bir mıknatıs gibi çekerek cildin nemini kaybetmesinin önüne geçerek daha dolgun ve sağlıklı görünmesini sağlar.

Hyalüronik asidin sağladığı faydalar şu şekildedir:

  • Cildin nemlenmeye ihtiyacı varsa hyalüronik asit cildin ihtiyacı olduğu nemi tutarak daha dolgun ve canlı görünmesini sağlar.
  • Cildiniz canlandığında çizgiler ve kırışıklıkların görüntüsü azalmaya başlar. Bu yönüyle hyalüronik asit, yaşlanma karşıtı ürünlerde sıkça tercih edilmektedir.
  • Hyalüronik asit her cilt tipine uygundur. Hassas ya da yağlı, cilt tipiniz nasıl olursa olsun hyalüronik asit kullanabilirsiniz.
  • Hyalüronik asidin nem tutma özelliğinin yanında antioksidan içeriği de bulunmaktadır. Bu nedenle kirlilik gibi nedenlerle oluşan serbest radikaller ile savaşmak için de kullanılmaktadır.

Hyalüronik asit ile birlikte Kleopatra aşısının içinde başka maddeler de bulunuyor. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi peptid olmaktadır.

Peptid nedir?

Protein ve peptidler hücrelerin biyolojik fonksiyonlarını yerine getirmeleri açısından oldukça önem taşıyan bileşenlerdir. Protein ve peptidler yapı olarak oldukça benzer olmakla birlikte peptiler de amino asitlerden oluşur ancak proteinlerde bu sayı daha da fazladır.

Peptidlerin güzellik alanında kullanılmasının en önemli nedeni kolajendir. Peptidlerin, etraftaki hücrelerin daha fazla kolajen üretmelerini sağlamak gibi görevleri vardır. Ancak tek etkisi kolajen üretimini teşvik etmek değildir. Cildin tamamen yenilenmesini sağlayan etkileri de bulunmaktadır. Örneğin, güneş yanıklarında peptidler ile pigmentasyon bozuklukları azaltılabilir, cilt elastikiyeti iyileştirilebilir ve cilt daha yumuşak ve sıkı görünebilir.

İyileştirici yönüyle peptidler bazen de yaraları iyileştirmek için kullanılabiliyor. Yaraları iyileştiren ve inflamasyonu kontrol altına alan peptidler olabildiği gibi cildin nemliliğini arttırmak için de kullanılabiliyorlar.

Peptidler ne amaçla kullanılabilir?

  • Kırışıklıkların görünümünde azalma sağlama
  • Cilt bozuklukları
  • Cildin daha parlak ve canlı görülmesi
  • Akne izlerinin tedavisi

Peptidlerle birlikte Kleopatra aşısının içerisinde amino asitler de bulunmaktadır.

Amino asit nedir?

Amino asitler genel sağlık üzerinde önemli rol oynarken güzelleşme tedavilerinde de kullanılabiliyor. Amino asitlerin sayısı çok fazla olsa da yaklaşık 20 tanesi, diğerlerinden daha fazla önem arz ediyor. Bunlar ise esansiyel ve esansiyel olmayan amino asitler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Esansiyel amino asitler, vücut tarafından üretilmeyen amino asitlerdir. Bu amino asitleri bazı gıdaları ya da takviyeleri tüketerek alabilirsiniz.

Esansiyel olmayan amino asitler ise vücut tarafından üretilir ve bunları beslendiğiniz gıdalardan ya da takviyelerden almanıza gerek yoktur.

Faydaları nelerdir?

Amino asitler sağlıklı bir cilt için olmazsa olmazların başında gelmektedir. Amino asitler peptid ve protein blokları oluşturur ve her bir amino asidin cilt bakımında belli bir görevi vardır. Amino asitlerin bazıları ciltte doğal olarak oluşur ve vücudunuza su transferini sağlayan sistem olan aquaporinler ile birlikte cildin nemlenmesine yardımcı olur. Bazı amino asitler ise antioksidan olarak çalışır ve cildinizin antioksidan üretmesine yardımcı olur. Araştırmaların gösterdiğine göre sentetik amino asitler hayvan ve bitki kaynaklı olan amino asitlerden daha iyi nemlendiriyor. Amino asitler ister dışardan ister ister dışardan alınsın bağışıklık sisteminin güçlenmesini, cildin nemin korumasını ve genel olarak sağlıklı görünmeyi sağlar. Bunun yanında cildin yaşlanma belirtilerinden olan serbest radikallerden korur.

Zengin içeriği ile ciltte düzelmeler sağlayan Kleopatra aşısı, sağlıklı hücrelerin oluşmasını sağlar. Özellikle çizgiler ve kırışıklıklardan şikayetçiyseniz bu sorunlardan kurtulmak için Kleopatra aşısı ile tedavi görebilirsiniz. Yaşlanmanın etkilerinin yanında vücutta deforme olan bölgelerde de bu tedavi kullanılabilmektedir. Bu gibi durumlarda Kleopatra aşısı uygulandığında sorunlu bölgelerde düzelme sağlanabilmekte ve daha sağlıklı bir görünüm elde edilebilmektedir.